dore okulları
Malatya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64104.725$

Aday değil parti, Şehir değil ülke!


Aday değil parti, Şehir değil ülke!
Adem İnsanoğlu'nun yazdıkları yine gündem olacak....
Narin

Ak Partiyi 1 Kasım seçimlerine götürecek olan ekip, 12 Eylül'de yapılan kongre sonucunda belli oldu. Ak Partinin 50 kişilik MKYK'sının büyük bir kısmının değiştiğini gördük. Ak Partinin parti içi hükümeti olarak bilinen MYK'sı ise % 80 oranında değişti. Kongre öncesi değişim yaşanacağını dair kuvvetli tahmin ve varsayımlar vardı. Bu tahminlerin büyük oranda gerçekleştiğini gördük. Yeni yönetimde dikkat çekici birçok değişiklik yapıldığını gördük. Aslında yapılan bu değişiklikler, Ak Partinin yeni sloganı olan “ilk günkü aşkla” konseptine oldukça uygun değişiklikler. Partide öze dönüşe dair ciddi değişiklikler oldu.

“İlk Günkü Aşkla”

Parti kongresinde temel slogan, “ilk günkü aşkla” sloganıydı ve bütün konsept buna göre dizayn edilmişti. Parti MKYK'sı ve MYK'nın buna göre dizayn edildiğini düşünüyorum. Ak Parti ilk kurulduğunda Milli Görüş kökenli siyasetçilerin çoğunluğu ön plandaydı. Son genel kurulda yine Milli Görüş kökenlilerin çoğunluğunu gördük. Ayrıca ilk defa başörtülü Fatma Betül KAYA, Genel Başkan Yardımcısı oldu. Kongre öncesinde yazdığımız yazılarda özellikle, Milli Görüş kökenlilerin parti yönetiminde yeterince söz sahibi olamadığından bahsetmiştik. Partiye yapılan en büyük eleştirilerden bir tanesi bu yöndeydi. Yeni MYK'da milli görüş kökenlilerin sayısı oldukça fazla. Malatya MYK'da kendisine temsilci bulamazken, MKYK'da ise yine Öznur Çalık tarafından temsil edilecek.

Büyük Değişim Listelere Yansıdı (mı)?

Aslında bu değişiklikler ile birçok mesaj verildi. Yapılan bu değişiklikler ile parti dışına mesaj verildiği kadar parti içine de mesaj verildi. Yurtiçi ve yurtdışından birçok kesime ve insana mesaj verildi. Değişim beklentisi içerisinde olanların bu istekleri tam anlamıyla yerine getirildi. Parti MKYK ve MYK'sının büyük bir çoğunluğunun yenilenmesi, aday listelerinin de yenileceğine dair sinyal veriyordu. Zaten halkın büyük çoğunluğunda bu beklenti hâkimdi. Listeler açıklandıktan sonra bu beklentinin ne ölçüde karşılandığını görmek zor. Zira 81 İl var ve hepsini tek tek incelemek gerekiyor. Ama üç büyük şehirde listelerin değiştiğini gördük. Birçok ilde listelerin tamamen yenilendiğini öğrendik. Fakat kendi şehrimize bakınca hiçbir değişiklik olmadığını görmek bizi üzdü. Sadece formalite icabı aday yapılan 6. sıra adayının değiştiğini görmek, değişim beklentisi içerisinde olanlar için hayal kırıklığı oldu. Bu durum; Ak Parti üst yönetiminin Malatya'ya pekte değer vermediğini bize gösterdi. Malatya halkının tercihinin çokta kavle alınmadığını görmek, Ak Parti seçmeninde tepkiye neden olsa da; oy tercihini değiştirmeyecek gibi görünüyor. Aslına bakılırsa Malatya'dan Ak Parti Genel Merkezine bilgi akışının engellendiğini düşünüyorum. Bir şekilde Malatya kamuoyunun tercihlerinin Genel Merkeze gitmesi engelleniyor. Burada Ak Partinin de hatası büyük. 7 Haziran'da alınan sonuçlar ortada iken, hiçbir değişiklik yapmadan aynı liste ile seçime gitmek; hezeyandan başka bir şey değildir. Yani siz aynı şeyleri yapıp farklı sonuç bekliyorsanız, büyük bir yanılgı içerisindesiniz demektir.

Ak Partinin Malatya'daki En Büyük Şansı!

Ak Parti her ne kadar aynı liste ile seçime giderek büyük bir yanılgıya düşmüşse de rakiplerinin tercihleri, Ak partinin elini güçlendiren en önemli etken. Özellikle MHP'nin ilk sıra adayı, Arif Yıldız'ı değiştirmesi; Ak Partiye yapılmış büyük bir ikramdan başka bir şey değil. Önceki seçimde vekilliği kıl payı kaçıran, bağımsız aday Münir Ölmeztoprak'ın yokluğunda Akçadağlılar'ın oylarını alma ihtimali çok yüksek olan Arif Yıldız'ın aday yapılmaması da; MHP için büyük bir yanılgıdan başka bir şey değil. Aynı şekilde CHP'ye büyük oranda oy getiren Hulusi Porgalı'nın aday yapılmaması da CHP için büyük bir hata. CHP'nin propaganda sürecini tek başına finanse eden, tek başına neredeyse bütün partilerden daha fazla seçim çalışması yapan, Hulusi Porgalı'nın yokluğunda; CHP sessiz-sedasız bir propaganda yürütecektir. Her ne kadar Malatyalıların çok sevdiği, Mevlüt Aslanoğlu'nun oğlu Erdem Aslanoğlu,Porgalı'nın yerine aday yapılmışsa da; bu atak halk nazarında yeteri kadar karşılık bulmayacak bir hamle. Zira Erdem Aslanoğlu halk tarafından bilinmeyen bir kişilik. Sadece babasının hatırına kaç oy getirir, onu zaman gösterecektir. Ak partinin düştüğü ideal yanılgıya, diğer partilerde eşlik ederek, adeta Ak partinin elini güçlendirmiş durumdalar. Yani Ak Partinin en büyük şansı, diğer partilerin tercih hataları. Özellikle MHP, sanki bilinçli olarak Ak Partiye destek vermiş gibi bir liste ile seçime gidiyor. İşin arka planını bilemiyoruz ama buradan bakınca görünen o.

Seçimi Kim Kazanır?

Seçimi kim kazanırsorusundan ziyade, “kimin kazanması daha hayırlı olur” diye bir sorunun cevabını vermek daha kolay olurdu. Ülkemizin içinde bulunduğu duruma bakınca, bu sorunun cevabı çok kolay oluyor. İçeriden/dışarıdan her türlü kahpeliğin yapıldığı, her türlü ihanetin olduğu, akıl almaz birlikteliklerin ve ittifakların yaşandığı, her türlü komplonun kurulduğu, topyekûn saldırıların olduğu bir ortamda, tercih; adaya bakılarak değil, partiye bakılarak yapılmalıdır. İnsanın şehrinin geleceğini düşünerek hareket etmesi elbette ki olağan olandır. Şehrin geleceğine yön verecek, şehri kalkındıracak kişilerin tercih edilmesi doğru olandır. Amma ülke öyle bir duruma düşmüş ki; insanların şehrini düşünecek zamanı kalmamış. Durum öyle bir hal almış ki; ülke elden gidecek gibi bir durum var. Gerçekten de birileri bu ülkenin lider ülke olmasını istemiyorlar! Bu ülkeyi kendilerinin malı olarak görenler var. İstedikleri gibi at koşturamadıkları bir ülke var karşılarında. İslam dünyasının liderliğine soyunan bir ülke var karşılarında. Bütün dünya mazlumları için umut ışığı olmuş bir ülke var karşılarında. Şimdi hepsinin tek bir amacı var; bu ülkenin güçlenmesini engellemek. Bu uğurda her şeyini verebilecek tonla düşman var. Her türlü ihaneti yapacak hainler var. Her türlü kahpeliği yapacak, satılık kalemler var. Hal böyle olunca, seçmenin il bazında adaya takılmaması gerekiyor. Yani ülke elden giderken, sen şehrin geleceğini düşünsen ne olur, düşünmezsen ne olur? Ülke yoksa şehir zaten yoktur. Ülke için en hayırlı görünen ise; hâlihazırda mecliste bulunan partiler içerisinde Ak Partidir. Evet, Ak Parti listesine aşırı tepkiler olabilir. Aday yapılmayanlar içerisinde aday yapılanları on'a katlayacak kapasitede adamlar olabilir. Amma bu saatten sonra adayın adının önemi olmamalı. Ülkenin geleceği için hangi parti hayırlı ise o'na oy vermek gerekir. Bu sebeple seçimi kim kazanır şimdiden bilmek zor ama Ak Parti kazanırsa daha hayırlı olur diye düşünüyorum.

Hareketi/Bereketi/Heyecanı Olmayan Bir Süreç!

Öyle bir seçim propaganda süreci yaşıyoruz ki; seçimlere bir ay kala bile, ortalıkta ne bir hareket ne de bir heyecan var. Seçim süreci her zaman hem hareketli hem de bereketli geçer. Fakat bu defa öyle bir durum söz konusu değil. Bunun en büyük sebebi, devletin seçim yardımında bulunmaması. Bu seçimle birlikte anlıyoruz ki; devlet seçim için partilere çok büyük oranda paralar veriyor. O paralar; bize bazen kuru gürültü olarak, bazen görüntü kirliliği olarak ve bazen de ücret olarak geri dönüyor. Sonucunda seçimin bir ekonomisi var ve bu ekonomiden para kazanan insanlar var. Bu seçim devlet para vermeyince anlıyoruz ki; kimse cebinden bir şeyler harcamıyor. Olduk/olmadık her alanda müzik çalan araçlar yok, kalabalık mitingler henüz başlamadı, her tarafı kirliliğe bürüyen parti bayrakları yok, her köşe başında açılan seçim büroları yok, astronomik rakamlarla yapılan seçim şarkıları çok az… vs. Neresinden bakarsanız bakın, devlet finanse etmediği için sönük geçen bir süreç var.

“Besmele Her Hayrın Başıdır”, Şarkı Sözü Değil!

Ak Partini bu süreçteki en önemli sloganlarından birisi “ilk günkü aşkla”, diğeri “haydi bismillah.” Her ikisini birleştirip; “İlk günkü aşkla; haydi bismillah” diye birleştirilmiş hali de oldukça fazla kullanılıyor. Bizim inancımızda; “besmele her hayrın başıdır.” Bir işe besmele ile başlamak, o işin hayırla sonuçlanması için yapılan ilk duadır. Seçim propaganda sürecine, besmele ile başlayan Ak Partinin yaptığını da bu minvalde değerlendiriyorum. Fakat besmelenin bir şarkı sözü olarak, propaganda sürecinde kullanılmasını doğru bulmuyorum. Zira “Allah'ın adıyla” diye başladığınız şey; dinin yasakladığı çalgıdan ibaret. Daha fazlası; sizin bu yaptığınızı dinleyen gençler, kızlı/erkekli oynuyor, dans edebiliyorlar. Allah'ın adıyla başlayıp, şeytanın “yap” dediğiyle devam etmek yanlış bir davranış. Besmele ile işe başlanır şarkıya değil. Bence Ak Parti “besmele” ile başladığı seçim sürecini, hayırlı işler ile devamettirirse daha kazançlı olur.

Selametle...
Adem İnsanoğlu

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!