ATEŞKES ANTLAŞMASI 'ATEŞ ET' ANLAŞMASINA DÖNÜŞTÜ

Hislerimiz çoğu zaman gerçeğin ta kendisine bizi götürse de olaylar ve yaşananları sebep sonuç ilişkisi üzerinde değerlendirdiğimizde, hiyerarşik sıralaması denklemsel manada net sonucu karşımıza çıkarır.

Suriye'de meydana gelen gelişmeler gibi. Hemen burnumuzun dibinde, bölgemizde, kendi sahamızda oynanan oyunların boyutu kronik bir hal almaya başladı.

Bir rekabet savaşı halini de aldı son.

Nasıl mı?

ABD, Rusya güç dengeleri savaşı ikinci dünya savaşı ve sonrası devam etti. Bu güne gelindiğinde aynı soğuk savaşın katlanarak devam ettiği gerçeğini artık gözden kaçıramayız. Suriye üzerinden ciddi bir hesaplaşma içinde olduklarını saklama çabaları da boşuna. Yaşananları incelediğimizde meselenin Suriye olmadığı; bir "ABD-Rusya" çarpışmasına dönüştüğünü sonucunu çıkarmamız gerekiyor.

Veya tersten okursak; Rusya ve ABD, her iki ülke Suriye'de savaşın bitmesi yanlısı değil, devam etmesi üzerine kurulu, çıkar ilişkileri içinde olduklarını görüyoruz.

Anlayacağınız hesaplar oldukça derin.

Kamoyunun da basından bilgi sahibi olduğu gibi yaklaşık bundan 1 hafta önce ABD ile Rusya arasında bir "ATEŞKES" antlaşması imzalandı. ilk bakışta son derece masumane bir izlenim olarak yansıdı dünyaya. Bir çok ülkenin umutla beklediği ve benimsediği bu ateşkes anlaşmasının altında gel görün ki neler çıktı neler.

Açıkçası suriyede ki kanayan bu yaranın bir nebze de olsa iyileşeceğinin teminatı sayılan ateşkes anlaşması dünyaya bir umut vermişti ama olmadı.

Ateşkes antlaşmasının yürürlüğe girmesinden hemen sonra ABD rejime ait bir noktayı vurdu... Bu saldırı sonrasında 50'ye yakın rejim askeri hayatını kaybetti. Çok geçmeden ABD yetkilileri "yanlışlıkla" olduğu yönünde açıklamalarda bulundu. Akabinde bu kez Suriye'de başka bir saldırı haberini geçti ajanslar. BM'ye ait yardım konvoyu vurulmuştu.

Suriyede ABD ile Rusya arasında yürürlüğe konulan ateşkes antlaşması ile birlikte meydana gelen olaylar bu şekilde. Bir de ateşkesin olmadığını düşünürsek çıkın işin içinden çıkabiliyorsanız. Dengeler sürekli değişebiliyor, her an yeni bir sarsıcı gelişmeye Suriye ev sahipliği yapacak konumda. Böyle karışık bir ortamda BM'e ait konvoyu Rusya'mı vurdu sorusunu akıllara getirdi. Çünkü ABD saldırısına bir misilleme gibi duruyorda ondan. Ne var ki bir çok soru yine cevapsız kaldı. (?) BM konvoyunu kimin ve neden vurduğu ilk etapta belirlenememesi hali Suriye'de yeni bir cepheyi açtığını gösteriyordu.

"Kimin kime vurduğu belli olmayan" bir cepheydi bunun adı.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken; dün BM toplantısında Recep Tayyip Erdoğan ise tabiri caize taşı yine gediğine koydu. Alenen dünyaya meydan okuması beraberinde yeni tartışmaları da getirdi. Türkiye yaşanan gelişmelere kayıtsız kalamazdı, bölge nabzını iyi okuduğundan Fırat kalkanı hareketi ile bölgede varlığını sürdürme çabası devam ediyor.

Bölge sıkıntılı, anlatılacak, yazılacak çok şey var aslında.

Karışık ve hengameli, riskli bir süreç ile Suriye meselesi yeni bir satıha girmiştir. Önümüzde ki günler sıcak geçecek bu yüzden. Yine Rusya Genel Kurmay başkanıyla, Türkiye Genel Kurmay Başkan'ı arasında görüşmenin yapılması ve Avrupa'nın Rusya'yla buzların erimesi konusunda Türkiye genel kurmayından yardım isteyebileceği ihtimalleri hepsi masada duruyor.

Başka nedenler daha var.

Önümüz de yine karanlık ve puslu bir buhran duruyor. 2017'ye tekrar savaş tamtamları ile gireceğimiz şüphesiz. Ne desiniz? Ateşkes antlaşması çıkarlarına ters mi düştü. Asıl mesele suriyede savaş devam mı etmeli? Silahların satılması şart biliyorsunuz, yoksa kandan beslenen Batı; karşıt gibi duran asıl mütefik ülkeleri beklemedikleri bir çıkmaza sürükler.

TİMUR İNCE