BİR ŞÜKÜRDÜR HER FOTOĞRAF…

Son yıllarda imkânların da çoğalmasıyla fotoğrafçılığa büyük bir rağbet var.

YÜKSEL AKÇA

Hemen hemen herkesin elinde bir fotoğraf makinesi ‘hayatı' yakalamaya çalışıyor. Biz de bu işe gerçekten gönül veren fotoğrafçılarla konuşmalarımıza devam ediyoruz. Bugün Batman'da sanatını icra eden Orhan Kartal var.  Fotoğrafçılığın farklı bir tutku olduğunu söyleyen Kartal, “Fotoğraf alanında farklı düzenlemeler ve arayışlar beni mutlu ediyor. Fotoğraflarımın beğenilmesi ise çok daha mutlu ediyor. Fotoğraf çekmek; onları kendi hayallerine göre keyif aldığı ve zaman geçirdiği uğraşların başında gelmektedir. Fotoğraf çekmeyi hayatının büyük bir parçası olarak görüyor ve yaşıyorum” diyor. Kartal'ın hayalindeki ise, Mekke ve Medine'yi tavaf esnasında pozlayabilmek.

Neden fotoğraf sanatını seçtiniz?

Fotoğraf çekerken kendimi kaybediyorum. Düzenlerken ayrı bir keyif, paylaşırken ayrı bir keyif alıyorum. Farklı düzenlemeler ve arayışlar beni mutlu ediyor. Fotoğraflarımın beğenilmesi ise çok daha mutlu ediyor. Fotoğraf çekmek; onları kendi hayallerine göre keyif aldığım ve zaman geçirdiğim uğraşların başında gelmektedir. Fotoğraf çekmeyi hayatının büyük bir parçası olarak görüyor ve yaşıyorum. Sanatsal olarak soruyorsanız ben sanatçı değilim ama düşüncem o ki soyut düşüncelerin somutlaştırılmasının ölçüsü ve değerlendirilmesi asla parayla alakalı olmamalı. Evet fotoğrafta bir sanatın dalı; bir şiir veya resim çizmek gibi. Neden hayal gücümüze bir makineyi alet ettik. Benim için bir iyileştirme, bir rahatlamadır. Hayal gücümü karelere dökmek için bir araçtır. Ailemden sonraki en büyük tutkumdur.

Nereleri fotoğraflamaktan mutlu olursunuz?

Anı ya da belgesel nitelikli fotoğraflar çekmeyi pek sevmiyorum. Kendimden bir şeyler dahletmediğim sürece sadece gördüğümü fotoğraflamak benim için tatmin edici değil. Farklı bir açı yakalamak, perspektif, altın oran gibi şeyler de yeterli değil bunun için. O yüzden konsept fotoğraflarını seviyorum. Fotoğraf çekeceğim zaman genelde bir ön hazırlık süreci olur. Zihnimde bir tasarım yaparım, zaman zaman hayalimdeki konsepti oluşturduktan sonra deklanşöre basarım. Kendi kontrolümde olmasını seviyorum.

Fotoğraf konusunda zamanında sizin elinizden tutan büyüğünüz ve sizin de şimdi yetiştirdiğiniz, yardım ettiğiniz insanlar var mı?

Hayır, olmadı ben yeni başlayanlara yardımcı olmaya çalışıyorum ama bir yandan da istemiyorum bunu yapmayı çünkü yönlendirmek onlara haksızlık olur. Ben fotoğrafçının zaten kendi hayatı çerçevesinde duygularını sadece kendisinin aktarmasının çok daha doğru bir yöntem olacağını düşünüyorum.

Manzara veya portre çekerken ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsun?

Manzara çekimlerinde genellikle fazla bir sorunla karşılaşmıyorum. Sadece ortamın ışık, kompozisyon, tabiat şartları engel olabiliyor. Portre çekimlerinde karşılaştığım en büyük sorun sokakta karşılaştığım ilginç bir portreyi çekmek istediğimiz zaman genellikle izin alamıyoruz. Kimse portresinin çekilmesini istemiyor.

İleriye dönük fotoğraf Alanında projeleriniz nedir?

Maddi imkânsızlıklar dolayısıyla şu anda karar verdiğim bir projem yoktur. Bugünkü şartlarda normal bir makine bile 4 bin -12 bin TL arasında değişmekte. Memur maaşıyla bunun üstesinden gelmek zor olduğu için sponsor bulmak ve Türkiye'de fotoğraf sanatına gösterilen değerinin olmaması nedeniyle projeler uzak kalmaktadır.

Sergiler açacak mısınız açtınız mı?

Demin de anlattığım gibi normal memur maaşıyla sergi açmak çok zor. Batman gibi bir yerde de sponsor bulmakta zor olduğu için bugüne kadar sergi açamadım. Ama ufak ufak tasarruf yapıyorum inşallah ilerde sergi açmayı düşünüyorum. Hatta bir kez sergi açarsam devamı gelecek gibi üst üste sergiler açmayı düşünüyorum…

Sizce ülkemizde fotoğrafçılık ne durumda?

Türkiye'de çok değerli fotoğraf sanatçıları var. Fakat Türkiye'de fotoğraf sanatına gösterilen değerinin, Avrupa'nın çok gerisinde olduğu kanaatindeyim. Artıları; sokağa çıktığınız her saniye çekebileceğiniz bir konunun olması. Eksileri ise;  eline her dijital kamera alanın fotoğrafçı olması. Çok değiştiğine inanıyorum bir kere hayatımıza bir şekilde girmeyi başardı. Bu cep telefonuyla bile olsa artık insanlar fotoğrafçılara bağımlı değil kendi fotoğraflarını çekebiliyor artık ve fotoğrafa bu ilgi arttıkça iyi fotoğrafın da değerlendiğine inanıyorum.

Sanatını sevdiğiniz ve takip ettiğiniz fotoğrafçı var mı?

Amatör olarak başladığım bu işi hala amatör olarak devam etmekteyim. Fotoğraf çekmeye 2010 yılında kompakt makineyle başladım. Ama beğendiğim tüm fotoğraf sanatçılarının fotoğraflarını seyretmekle geçti. Donanma Komutanlığına bağlı gemilerde görevli olduğum zamanlarda boş zamanım olmadığından fotoğraf merakım hala başlamamıştı. Karaya geçtikten sonra az çok boş zamanım oldu. Bu boş zamanımda da fotoğraf merakım ortaya çıktı. Gölcük'te Donanma Komutanlığı'nda görevli Melih Sular, Cem Elbir, Nuri Çoban'ın fotoğraflarını izlemekle başladım. Daha sonra Canan Yaşar, Hamit Yalçın ve adını sayamadığım fotoğraf sanatçılarının fotoğraflarını seyretmekle devam ettim. 2012 yılında Nikon d5100 ile tanıştım.

En çok fotoğraflamak istediğiniz yer?

Fotoğraf merakım başlamadan önce Mescidi Aksa'yı çekmiştim. Ama bir fotoğrafçı gözüyle çekmediğim için tekrar çekmek isterim. Mekke ve Medine'yi tavaf esnasındaki uzun pozlama olayını çekmek isterim. Son zamanlarda kaplıcalardaki çocuklar ve atların banyosunun yanında buz tutan göllerdeki balık avını çekmek isterim. Geziye kapatılan Hasankeyf'te son bir kez daha kaleye çıkıp çekim yapmak isterim.

Bugüne kadar çektiğiniz en güzel fotoğraf hangisi?

Hasankeyf'in tüm fotoğrafları bana güzel geliyor.