Gülen denince rahatsız oldular!

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Başkanlık seçimlerinden önce ABDli yetkililerle görüşerek Gülen'in iadesini istemişti. Yetkililerin bu konuya hiç girmek istemediğini belirten Tüfenkci, "ABD Ulusal Güvenlik Bakanı'yla görüştüm. FETÖ elebaşısının iadesiyle ilgili kısma gelindiğinde, o konuya hiç girmek istemedi. Biz ısrar edince de 'Gülen'in avukatları var devletin de avukatları var, bu iş yargının işidir ve yargı bağımsızdır' gibi cümleler sarfedildi" diye konuştu. Malatya Time'a özel açıklamalarda bulunan Bakan Tüfenkci "Gümrük Bakanlığı'ndaki FETÖcü yapılanmanın temizlenmesi için çalışanların referanslarına kadar incelendiğini kaydetti.

MALATYATİME / ÖZEL HABER

Başkanlık seçimlerinden önce ABD'de temaslarda bulunan Bakan Tüfenkci, FETÖ elebaşısı Gülen'in iadesi noktasında yaptığı görüşmelerin detaylarını da anlattı. Obama kurmaylarının FETÖ'den bahsedildiği zaman rahatsız olduğunu söyleyen Tüfenkci, "ABD temaslarım sırasında Ulusal Güvenlik Bakanıyla görüştüm. FETÖ elebaşısının iadesiyle ilgili kısma gelindiğinde, o konuya hiç girmek istemedi. Biz ısrar edince de 'Gülen'in avukatları var devletin de avukatları var,bu iş yargının işidir ve yargı bağımsızdır' gibi cümleler sarfedildi" diye konuştu. ABDli yetkililerin Gülen tutumuna isyan eden Tüfenkci, "İnsan 11 Eylül'ü yapanlar Türkiye'de olsaydı ve çeşitli bahanelerle saklasaydık acaba onlar ne hissederdi diye düşünmeden edemiyor. Bir dost ve müttefik olarak Türkiye ve ABD arasında suçluların iadesine yönelik anlaşma var. Acil tutuklamalar karşısında başka birşey aranmaksızın iade hükmü var. En azından devletimizin bu şekilde bir talebi var. Adamlar biraz ipe un seriyorlar ama benim anladığım şu, her giden bakanın, işadamının veya üst düzey bürokratlarının tamamının aynı şeyleri söylemesi adamları rahatsız etmiş" ifadelerine yer verdi.

YENİ GÜMRÜK SİSTEMLERİ İNCELENİYOR
ABD temasları sırasında Gümrük sistemlerini de inceleyen Bakan Tüfenkci, "Esasında gümrüklerle ilgili çalışmalarda çok büyük farklılık yok. Ancak teknolojik bir takım düzenlemeler ve özellikle Türkiye'den farklı olarak onların sınırlarında güvenlik sorunu yok. Bizim Irak ve Suriye sınırında ticari anlamdan çok güvenlik problemi var. Özellikle güneydeki gümrük kapılarında güvenlik handikapımız var. Ama bakıldığı zaman oradaki birkaç uygulamayı da Türkiye'de uygulamaya geçirebiliriz" dedi. Sözkonusu sistemler Türkiye'ye getirildikten sonra kaçak malların girişleriyle ilgili de önemli bir adım atılacağını anlatan Tüfenkci, "Kaçak malzemeler gümrüklerden ziyade sınırlardan ülkemize giriş yapıyor. Sınıra duvar örülmesinden sonra bunun miktar olarak azalacağına bende inanıyorum. Dolayısıyla sınıra duvar örme hem teröristlerin geçişini önleme hem de kaçak ürünlerin ve malların önlenmesi bakımından büyük katkı sağlanacaktır" diye açıkladı.

REFERANSLAR TEK TEK İNCELENDİ
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nda15 Temmuz öncesi ciddi anlamda FETÖ temizliği yapıldığını anlatan Bakan Bülent Tüfenkci, "15 Temmuz'dan sonra ise makro ve mikro düzeyde ciddi bir temizlik yapıldı. 624 kişi açığa alındı. Bu kişiler ihraç edildi veya incelemeye alındı. Bu kişilerin 187 tanesi KYK ile ihraç edildi. 300 kişinin ise incelemesi sürüyor. Açığa alınan kişileri ciddi bir biçimde araştırıyoruz" dedi. Özellikle gümrüklerde kadrolaştığı belirtilen FETÖ mensuplarına ilişkin çalışmaların sürdüğünü kaydeden Bakan Tüfenkci, "İlk etapta ihraç edilenlerin örgütle bağlantılı olduğu kesin. Bakanlık bünyesinde çalışanların referansları tek tek incelendi. Bir komisyon kurmuştuk, bu sayede detaylı inceleme fırsatı oluşturuldu. Bakanlığımız genç bir bakanlık olduğu için kimin kime referans olduğunu bilen tecrübeli elemanlar var" diye konuştu.

SUÇA BATAN HESABINI VERİR
Fetullahçı Terör Örgütü'ne finansal destek sağladığı tepsit edilen 500'e yakın şirketin TMSF'ye devredildiğini hatırlatan Bakan Tüfenkci," FETÖ'ye kara para aklamaktan ve FETÖ'ye bağlı olduğu bilinen şirketlerden. Dolayısıyla parasal boyutunu MASAK incelediği için o konuda bilgim yok. Kayyum ve TMSF'ye devredilen şirketler kimi Türkiye'nin devlerinden kimisi orta ölçekli ve kimisi ise çok küçük ölçekli. Bunların bir kısmı ekonomik anlamda faaliyet icra edebilecek şirketler. Ama bazıları da borca batmış ve içi boşaltılmış şirketler. Tabi bizim şirketlerle ilgili bir sıkıntımız yok ve şirketlerin yaşamasını istiyoruz. Sıkıntımız şirketin sahipleriyle ilgili. Eğer onlar suça batıksa elbetteki bunun hesabını verecekler" diye konuştu.

ŞİRKET ORTAKLARI ARAŞTIRILMALI
Fetullahçı şirketlerin beş yılda bir yeni bir şirket kurarak vergi kaçırdığı iddialarını da yanıtlayan Bakan Tüfenkci, "Bu konuda en etkili yöntem şirket ortaklarının araştırılmasıdır. Ancak bu sayede örgütün ne yapmaya çalıştığı ortaya çıkar. 15 Temmuz'dan önce de olsa bu malum yapıya yurtları, dershaneleri, okullarını başka kişilerin üzerlerine geçirdiler, sattılar veya isim değiştirdiler. Biz gerekli adımları atarak bu girişimleri iptal edip, geri gönderdik. Şirketler de bu şekilde" diye konuştu.

ÖMÜR BOYU MÜCADELE EDİLECEK
Şirketlerin TMSF'ye devredilmesinin mahkeme kararı uyarınca devam edebileceğini kaydeden Tüfenkci," Satılan tahmini 800 şirketten bahsediliyordu. Dolayısıyla artık sonlara yaklaşılıyor ama mücadele ömür boyu sürecek, tıpkı PKK ile mücadele olduğu gibi. Devlet olarak bu örgütle mücadelemiz sürecek" dedi.

DEĞİŞKENLİĞİN SEBEPLERİ AÇIĞA ÇIKACAK
Sebze ve meyve satışlarında kullanılacak ürün künyesiyle ilgili yönetmeliğin çıktığını belirten Bakan Tüfenkci, "Bazı perakende ticareti yapanlar bu noktada biraz sıkıntı çıkarıyorlar. Süreci geçiş süreci olarak düşünmeliyiz. Yeni çıkaracağımız hal yasasıyla birlikte, ürünlerdeki etiket sistemi büyük anlam ifade edecek. Sebze ve meyvede kayıtdışılık, gerçekten çok önemli bir konu ve bunu giderme, hal yasasıyla birlikte zorunlu hale geldi" diye konuştu. Ürün fiyatlarında yaşanan aşırı değişkenliğe de dikkat çeken Bakan Tüfenkci, "Tüketiciyle üretici arasındaki makas çok açık olması, vatandaşların kafasında soru işareti bırakıyor. Biz istedik ki bu zincir içinde olan bütün paydaşlar görünsün. Yani üretici kaça satıyor, komisyoncu ne kadar alıyor, satıcı kaça satıyor, manav ve market kaça alıyor bunu üretici de görsün" diye konuştu.

PAZARA ZAMAN TANIDIK
Geçtiğimiz günlerde Antalya halini ziyaret eden Bakan Tüfenkci "Orada on çeşit domatese rastladım. Domatesin ucuzu ile pahalısı arasında kalite farkı var. Ama vatandaş hepsine domates dediği için, üretici domatesi pazarda beş liraya görünce aradaki farkı sorguluyor" diye açıkladı. Etiketleme, görünür olma ve şeffaflaşmanın tüm taraflar için iyi olacağını kaydeden Tüfenkci, "Sistemin uygulanması için biraz zamana ihtiyaç var. Denetimler de o nedenle hızlı şekilde yapılmıyor. Geçiş sürecinde perakendeciler ve satıcılara biraz zaman tanımak gerekiyor" dedi.

SATILACAK ÜRÜN ÜRETMELİYİZ
Üretimin pazara göre yapılması gerektiğini açıklayan Tüfenkci, "Ürün planlaması yapmalıyız. Her ürünü teşvik etmememiz gerekiyor. Çünkü sebze ve meyveler, mevsimsel değerlerden çok etkileniyor. Dolayısıyla pazara fazla arz olan ürün, pazarlanamazsa fiyatı otomatik olarak düşüyor. Bunu önlemek için Milli Tarım Politikası'na geçerek, üretimi planlamak şart. Öncelenen ürünler belirlenerek, satılabileceği kadar üretilmesi gerekiyor. Üretimin pazarlara uygun olması da büyük önem taşıyor" değerlendirmesinde bulundu. "Tarımda ürettiğiniz değil, sattığınız ürün sizindir" diyen Tüfenkci, üretimin pazarlara uygun olmasının önemine işaret etti.