KAHTALI’NIN KOLTUĞUNA KİM OTURACAK?

KAHTALI'NIN KOLTUĞUNA KİM OTURACAK?

İşte haftanın en çok konuşulan kulis konularından biri: Ak Parti'nin 20 tane il başkanı değiştirilecek” Bu ifadeler şimdilik sadece bir iddia. Ak Parti Malatya İl Başkanı'nın da bu listedeki varlığı sözkonusuysa, önümüzdeki günler hayli hareketli geçeceğe benziyor. Çünkü hem Ankara'da hem de Malatya'da kulisler bu iddiayla çalkalanıyor. Bu iddia doğruysa Hakan Kahtalı'nın koltuğuna kim oturacak?

MİLLET PİRELENECEK!..

Son zamanlarda; hemen her gün medyada MASKİ'yle ilgili haberler görüyoruz.Şimdi seçim zamanı değil ama yine de merak ediyor ve soruyorum: “MASKİ'de aday mı var?” MASKİ Genel Müdürü Dr. Özgür Özdemir adaylığının olup olmadığını bilmiyoruz ama terfi beklerken tenzili rütbe gelirse şaşmayalım. Neden mi? Malatya'nın bütün köylerini tek tek gezen sayın Özdemir, merkezi unutmuş gibi. Sayın Özdemir "Millet pirelenecek." haberiniz ola…

“O, FETÖ'CÜ”

Seçim demişken, küçük bir hatırlatma… Önümüzdeki süreçte yapılacak olası seçimde rakibi bitirmenin bel altı silahının adını herkes biliyor galiba…Rakibin için "O, FETÖ'cü" dersin gerisi gelir.

BU BOMBA DA ELİNDE PATLARSA ŞAŞIRMAYIN

FETÖ mensuplarından boşalan yerlere başka cemaat ve tarikatlara mensup kişilerin getirildiği iddiası dikkatimi çekti. İşte iddia sahibi, köşemizin gediklilerinden CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba… Yine bombalama girişiminde.
Bakın ne diyor vekilimiz: “Sağlık Bakanlığında bilmem kim cemaati var. Malatya siyasetinde başka biri var. Kim var? Bir Vakıf var. Büyükşehir belediyesinde kim var? Bir vakıf var. Siyasetini, bürokrasisini vakıf yönetiyor. Gariban insanlar AKP'ye oy veriyor ama AKP yönetmiyor bu memleketi. Kimin nereye müdür olacağına, kimin milletvekili olacağına, kimin belediye başkanı olacağına,  kimin nereye çaycı olacağına bu vakıf karar veriyor."

Birçok Malatyalı gibi ben de soruyorum:

Hangi vakıf olduğunu neden söylemiyorsunuz? O vakfın adını vermemenizin altında imarla ilgili beklentiniz olabilir mi?

FETÖ'cülerin gittiğinemi yanıyorsunuz? Yoksa ekmeğine yağ sürmeyecek kişilerin üniversitemizde tavzif edilmesine mi? 

ÜNİVERSİTEMİZDE ESKİYLE YENİ ARASINDAKİ FARK…

Üniversite demişken, geçtiğimiz günlerde Turgut Özal Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Parlakpınar beyefendinin babasının ortopedi bölümünde ciddi bir operasyon geçirdiğini ortak dostlarımdan duydum. Sayın Parlakpınar'ın şahsında ailesine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Bu haber üzerine, geçmişte yaşanmış bir olayı hatırladım.

Zamanında üniversitemizde rektörlük yapan biriyle ilgili bir anekdotu paylaşayım. Bu rektörümüz, üniversite bünyesindeki Turgut Özal Tıp Merkezi'ne sürekli övgüler yağdırıyor ve takdir bekliyordu. Üniversite yönetiminde de tutunacağı tek dal Turgut Özal Tıp Merkezi kalmıştı. Sürekli tıp merkezinin başarılarından bahseden bu rektörümüz bir gün bir talihsizlik yaşayarak kalp kriziyle karşı karşıya kaldı. Hemen herkes rektörün kendi hastanesinde tedavi olacağını düşünürken o, Ankara'da tedavi olmayı seçmişti. Yukarıda zikrettiğim iki idareci hakkındaki yorumu, okurlarıma bırakıyorum.

MALATYA İLE BARIŞIK BİR YÖNETİM…

Bu arada yeni rektörümüzü de unutmayalım. Artık İnönü Üniversitesi'nde Malatya siyasetiyle barışık, STK'lara önem veren ve her fotoğraf karesinde görebileceğimiz bir rektör var. Saygıdeğer Rektörümüz Ahmet Kızılay'ın diğer bir özelliği de Cumartesi günlerini hastalarına ayırıp, bizzat ameliyathaneye girmesidir.

BAKANIMIZIN MÜJDELERİ, “HÜKÜMET KADIN” VE KILIÇDAROĞLU

Geçtiğimiz günlerde Ankara'da Gümrük ve Ticaret Bakanımız sayınBülent Tüfenkçi'yi ziyaret etme imkanı bulmuştum. Bu ziyaretimde bakanımızın Malatya özelindeki müjdelerini de öğrenmiştim. Sayın Bakanımızın Pütürge için de müjdeleri vardı: “Kubbe Dağı'nın tünel projesi bitmek üzere. Proje bitince ihaleye çıkılacak. Ayrıca Doğanyol- Pütürge arasında yol ayrımı var. Burayı da 2017 yatırım programı kapsamına aldık. İhalesini yaptıktan sonra kısa süre içinde tamamlayacağız”

Bakanımız bu müjdesini bize 3 Ekim'de vermişti. Hatta bu haberimiz, Sabah ve Yeni Şafak gazeteleriyle birlikte birçok ulusal medya organında yer buldu.

Takvimler 8 Ekim'i gösterirken, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili sayınÖznur Çalık, Bakan Tüfenkçi'nin verdiği müjdeyi bir basın bülteniyle yeni bir müjde şeklinde kamuoyuna duyurunca, 2013 senesinin sonlarında bir yazımda yaptığım benzetmeyi hatırladım. Öznur hanım için “Hükümet Kadın” benzetmesi yapmıştım o tarihte. Öznur Hanım'ın sözkonusu haberden 5 gün sonra yeni bir haber veriyormuş gibi basın bülteni hazırlaması yine “Hükümet Kadın”ı hatırlattı bana. Demet Akbağ'ınbaşrolünde oynadığı Hükümet Kadın filminde bir sahnede Hükümet Kadın, kürsüde halka hitap ederken, “Midyat'ı ilçe yapacağız” diyor. Yanındakiler “Aman ne yaptın? Midyat zaten ilçe” deyince Hükümet Kadın işi toparlamak adına “Çoktan yapmışız sizin haberiniz yok” diyor. Bizim “Hükümet kadın” da zaten açıklanmış şeyleri bültenle yeniden açıklıyor.

Bu satırları yazarken daha yakın bir tarihte gerçekleşen bir siyasetçi gafı aklıma geldi. Haziran 2015'te, Kars'ta halka hitap eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Et ve Balık Kurumu'nun adını Et ve Süt Kurumu olarak değiştireceğim” demişti. Kılıçdaroğlu bu sözü sarf ettiği sırada Et ve Balık Kurumu'nun ismi Et ve Süt Kurumu olarak değiştirilmesinin üzerinden 2 yıl geçmişti.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NA SORU, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NA TEKLİF…

Şu an anaokullarında müfredat gereği yemek ve beslenme etkinliği yapılarak, yemek yeme adabı öğretiliyor. Yemekten önce eller yıkanıyor. Bu güzel. Ancak bundan sonra işin rengi değişiyor. Bir Hıristiyan adeti olan "Yemekten önce dua etmek" faslına geçiliyor. Oysa kiİslam'a göre, önce eller yıkanır. Sonra besmele çekilir ve yemeğe başlanır. Yemektensonra da dua edilip “Elhamdülillah” diyerek sofradan kalkılır.

Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine soruyoruz: Söz konusu Hıristiyan adetinin müfredata girmesindeki sebep cehalet mi? Yoksa bu da her şeyi sulandırmada mahir FETÖ'nün işi mi?

Diyanet İşleri Başkanlığı'na da teklif ediyoruz: Lütfen işin doğrusunu bakanlık yetkililerine anlatın.

AMERİKA'DAKİ TERÖRİSTBAŞI, KENDİNİ MESİH SANIYOR

"FETÖ'nün başındaki zat, kendini mehdi olarak görüyor" iddiasına eminim çok bozuluyordur. Çünkü kendisini "Mesih" olarak görüyor. Hatta yıllarca etrafındakilere "İsa (as) gelmeyecek, İsa (as)'ya benzeyen bir zat gelecek. O ise dinler arası diyaloğu kendisine misyon edinmiş benim" diye üflemişti.