Kılıçdaroğlu, Tüfenkci ve Asiltürk

Siyaset sahnesinde oyunlara baktığımız zaman neyin nerede, kimin kiminle ve ne için bir araya geldiğini veya gelemediğini kavramakta zorluk çekiyoruz. Ülkemizin onlarca yıllık siyasi hayatına damga vurmuş bir şahsiyetin vefatının yıldönümüydü geçtiğimiz hafta. Milli Görüş Hareketi'nin kurucusu ve lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın 27 Şubat 2011'deki vefatının yıldönümü vesilesiyle çeşitli etkinlikler düzenlendi.

ERBAKAN'I ANMA PROGRAMINDA OLAN VE OLMAYANLAR

Vakti zamanında Milli Görüş Hareketi'nin içinde bulunmuş kişilerle, şu anda halen aynı çizgide olduğunu beyan edenler arasındaki polemikler birkaç gündür iyice belirginleşti. Erbakan'ın vefat yıldönümüne bir gün kala Saadet Partisi'nin organize ettiği Ankara'daki anma programına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da katılmıştı. Hükümet kanadından ise sadece Ak Parti Karabük Milletvekili ve TBMM eski Başkanı Mehmet Ali Şahin iştirak etmişti.

“HAYIR CEPHESİ” TAMAM DA FATİH NEREDE?

O toplantıya Kemal Kılıçdaroğlu ile Metin Feyzioğlu'nun davet edilmiş olması ve katılımı çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi. Olayı “Nazik bir davete icabet” olarak gören de vardı, “Hayır ittifakının nişanesi” olarak lanse edenler de. Ancak sosyal medyada bundan başka konular da dolaşıyordu. Vefat yıldönümünde anılan Necmettin Erbakan'ın ailesinin özellikle de oğlu Fatih Erbakan'ın programa davet edilmemiş olması konuları ağırlık kazanmış durumdaydı. Fatih Erbakan'ın neden davet edilmediğiyle ilgili gelen eleştirilere Saadet Partisi kanadına yakın kişilerden “Ailenin davetiye beklemesine gerek yoktu. Doğal olarak onların katılması gerekirdi” açıklamaları da geldi. Bunun bir yere kadar kabul edilmesi normaldi ancak Fatih Erbakan'ın başkanlığını yaptığı Erbakan Vakfı'nın İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu'ndaki anma programına bu kez de Saadet Partisi'nden katılım olmamıştı. Bu iki organizasyon sebebiyle aradaki buzların erimesinin daha uzun bir zaman alacağını gösteriyordu.

Elbette biz Saadet Partisi üst yönetiminin neyi düşünerek Fatih Erbakan'ı kucaklamadığını veya Fatih Erbakan'ın Saadet yönetimine neden mesafeli durduğunu bilemeyiz. Ancak ortada çok büyük bir sorunun bulunduğu aşikârdır.

TÜFENKCİ'NİN KONUŞMASI

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Erbakan Vakfı'nın Genel Başkanı Fatih Erbakan'dır. Fatih beyin başında bulunduğu vakfın Malatya Şubesi de önceki gün bir anma programı tertip etmişti. Bu programın katılımcılarını tek tek yazmaktan ziyade oraya katılıp bir de konuşma yapan Gümrük ve Ticaret Bakanımız Bülent Tüfenkci'nin sözlerine dikkat çekmek istiyoruz.

"FETÖ'yle rahmetli Erbakan'ın mücadelesini bilenler, bence aynı safta yer almamalı" demişti sayınTüfenkci. Ülkelerin ve milletlerin hayatlarında, bir dönüm noktası olduğunu ve Türk milletinin de en önemli dönüm noktalarından birisinin 28 Şubat süreci olduğunu söyleyen Bakan Tüfenkci, “Tıpkı parlamenter sistemin daha önce ürettiği darbeler 1960 darbesi gibi, 1970 muhtırası gibi, 1980 darbesi gibi, 28 Şubat'ta bu darbelerden birisiydi. O dönemde mağdur edilen isimlerden biriside rahmetli Necmettin Erbakan ve ekibidir. Görünüşte belki isimleri farklıydı, yöntemleri farklıydı ama amaç hep aynıydı. Amaç ülkenin yönetiminde millete yetki vermemekti. Bu millet, Menderes'e, Turgut Özal'a ve Necmettin Erbakan'a yapılanları unutmadı. Türkiyebir yol ayrımına doğru gidiyor. Erbakan tarafından kurulan Milli Nizam Partisi'nin kuruluş beyannamesinde başkanlık sistemi anlatılmıştır. O da Türkiye için öneriyor. 73 parti programına bakın başkanlık sistemini öneriyor. Ama bugün o ihtiraslar uğruna, siyasi ihtirasları uğruna bazıları nerede duracağını bilmiyorlar. Oysa siz milletin yanında olun, milletle beraber hareket edin. Eğer gücünüzü milletten alıyorsanız, başka güçlere, başka desteklere ihtiyaç yok. 'FETÖ'yü anladık' diyenler veya FETÖ'yle rahmetli Erbakan'ın mücadelesini bilenler, bence aynı safta yer almamalı" şeklinde konuşmuştu. Hatta isim vermeden bugünkü Saadet Partisi yöneticilerini eleştiren Tüfenkci, "Onlarda iştahla hayır diyorlar. Bu ülkeyi bölmek için gencecik insanlarımızı şehit edenler Kandil'in mesajı ile hayır diyorlar. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine hayır diyorlar. Terör örgütleri bugün hayır diyor bu ülke bölünsün kaos çıksın diye ama biz istikrardan, güvenden, tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatandan yanayız." demişti.

ASİLTÜRK, BOMBALADI

İşte Bakan Bülent Tüfenkçi'nin bu sözleri, Saadet Partisi Malatya İl Başkanı Mehmet Asiltürk'ü hayli kızdırmışa benziyor. “Erbakan Hocayı anlatmak için Erbakan Hocayla yaşamak gerekir” diyen Asiltürk, “Erbakan Hoca ile bir saat dahi görüşmeyenlerin, bir saat dahi geçirmeyenlerin, Erbakan'ın davasını yürüten partilerde görev almayanların, Erbakan'ı anlatıyorum demesi kadar tuhaf bir durum olamaz.Sağlığında Ergenekoncu olmakla suçlayanlar, sağlığında gençlerin eğitimi için kurduğu Vakfı kapatan insanların, bugün salon salon dolaşarak kendi istikballeri için, referandumda evet çıkarmak için Erbakan'ı sanki kendi yanlarındaymış gibi gösterme çabaları gerçekten akıllara durgunluk veriyor. 30 yıldır Erbakan Hoca'mın yanında yer almış, davasında mücadele etmiş, yüzlerce toplantısına katılmış biri olarak söylüyorum ki eğer bugün bu anayasa değişikliğini hocama sorsalardı ‘‘Bu bir Siyonizm projesidir' derdi. Erbakan Hocamızın davasının partisini itham altında tutmak bu ülkenin bakanlarına, başka bir siyasi partinin yöneticilerine yakışmaz. Gerçekten üzüldük.” İfadelerini kullandı.

Yazımızın başından bu satırlara kadar anlattığımız olaylarda objektif davranmanın gayreti içinde olduk. Bu bakış açısıyla aklımızdan geçen bazı soruları da bundan sonrasına bıraktık. İşte aklımıza takılıp da birçok insanın dillendirmeye imtina ettiği sorular:

Kemal Kılıçdaroğlu ile Metin Feyzioğlu, Saadet Partisi'yle “Hayır”da birleşmiş olmasalar, o toplantıya katılırlar mıydı? (Sağlığında Rahmetli'ye bu iki ismin tavrını inanın çok merak ediyorum.)

Saadet Partisi'nin anma programına Fatih Erbakan'ın davet edilmemiş olmasının arkasındaki sebep nedir? (Bu soruya Saadet Partisi'nden cevap verebilecek tek bir ismin kimliğini herkes biliyor. Bilmeyenler de Saadet Partisi'nin genel başkanını belirleyen ismin kim olduğuna baksın)

Fatih Erbakan'ın başında bulunduğu Erbakan Vakfı'nın Abdi İpekçi Spor Salonu'ndaki organizasyonunu Halk Tv bile canlı olarak verirken, Saadet Partisi'ne yakınlığıyla bilinen Tv5'in tek kelime bile etmemesini açıklayabilecek bir babayiğit var mı?

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi'nin konuşmasında 28 Şubat mağduru Erbakan'ın başkanlık sistemini savunduğunu söylemesine dayanak olarak gösterdiği Milli Nizam Partisi kuruluş belgesinden bahsetmesi tutarlı gibi görünse de, Erbakan'ın kurduğu diğer partilerde başkanlık sisteminden bahsetmediğini bilmemesi eksiklik değil mi?

Gelelim Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Asiltürk'e… Sayın Asiltürk, bakanı eleştiren konuşmanızın bir kısmını buraya aldık. Konuşmanızın tamamını merak eden herkes internetten bulabilir. Bizim kafamıza takılan soru şu: İl başkanlığınız süresince, Malatya'nın hangi sorununa merhem olmak için gayret gösterdiniz? Ya da gayret gösterdiniz de Malatya medyası size ambargo mu uyguluyor?