KOSGEB destekli Amerika seyahati

Geçtiğimiz günlerde Malatyalı iş adamları, MTSO başkanlığında şehrin ticari kuvvetini arttırmak vaadiyle Amerika'ya iş seyahatine çıktı. Bu seyahatin destekçisi ise KOSGEB oldu. Seyahatin haberlerini duyduğum ilk andan itibaren ticaret ve sanayi odasının ne gibi bağlantılar kuracağını ve ticari hayatın salahiyeti açısından nasıl bir yol izleyeceğini merakla bekliyordum. Fakat okyanus ötesi bir ülkenin eyaletlerini karış karış gezip tatminkarlıktan uzak sadece göz boyamaya yakın bir haberin belli belirsiz bizlere ulaşması gösteriyor ki Amerika ziyareti, bir iş seyahatinden çok turistik bir geziye dönüşmüş. 

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, kayısımızın dondan ne kadar etkilendiği henüz şehir için meçhul iken böylesine kritik bir dönemde bu seyahatin gerçekleştirilmesi ancak büyük bir zamanlama hatası ile açıklanabilir. Bu zamansız seyahatten elimize ulaşan az bulunur haberlerden biri, Cliffside Park Ticaret ve Sanayi Odası ile işbirliği protokolü imzalandığını söylüyor.  Bu haber günlerdir seyahatte olan iş adamlarımızın Amerika'da bulunduklarını hatırlatmaktan başka bir işe yaramıyor maalesef.  Küçük ve orta ölçekli işletmelerin sıkıntılı gidişatı ve Malatya genelindeki işletmelerin ortalama %30-35 kapasite ile çalışmaları gibi akla ilk gelen sorunlara dahi yanıt vermekten uzak icraatlardan anlaşılacağı üzere yapılan seyahatin amacı ekonomiye nefes aldırmak değil, iş adamlarına tatil yaptırmak. Şehrimiz, bugün geldiği konumda Turgut Özal ile makus talihine üstün geldiği, onun bu topraklara bakışı ile Malatya ekonomisinin ve organize sanayi bölgelerinin ülkede söz sahibi olduğu, tüccarın ve iş adamının gözünü dünyaya diktiği, sivil toplum örgütlerinin gayretle çalıştığı günlerden çok uzakta. Rahmetli Özal'ın vefatından sonra ise Malatyamızın adeta sahipsiz kaldığı  ve hem iş hayatının hem de siyasi yaşamın gerileme dönemine girdiği herkesçe malum. 

Burada siyasi yaşamın gerilemesine bir parantez açmak gerekir. Malumunuz seçimler yaklaşıyor ve partilerin milletvekili aday listeleri belirlendi. Bu listelerin içerisinden, şehre daha önce birkaç kere tesadüf eseri uğramış  milletvekili adaylarının meclise girmesi yüksek bir ihtimal dahilinde. Bu durum karşısında sivil toplum örgütleri suskun kalmayı tercih ettiler. Bu halin vahametinin geldiği noktayı aldığım sağlam duyumlardan yola çıkarak sizlere de açıklamak isterim. Bahsettiğim gibi Malatyamızın toprağını, suyunu, havasını ve halkını bilmeden kısacası ithal edilerek vekil adayı  gösterilen bir zat, Boztepe mahallesi için "Bizden önce burası Bozuktepeydi, biz gelip burayı Yeşiltepe yaptık" ifadelerinde bulunmuş, ayrıca Sivas'ın bir ilçesi olan Gürün'ü Malatyamızın bir ilçesi sanıp çevresindekilere Gürün'de seçim propagandasını ne zaman yapacaklarını sorarak gülünç bir duruma düşmüştür. Yaşanılan bu olaylara dayanarak Malatya vatandaşı sıfatıyla yerel ekonominin ve demokrasinin gelişme göstermediğinden dert yanan insanlara şu soruyu sormak istiyorum. Şehir içinde kaybolma riskine sahip ve aynı şehrin halkına nefes olma görevine aday insanların varlığıyla işler ne kadar yolunda gidebilir?

Gerek şehrimizin gerek ülkemizin kalkınması için ihtiyaç duyulan yegane anahtarlar, mevki bilinci ve görevde ihtisas sahibi olma zorunluluğudur. Eminim, doğru anahtarların doğru alanlarda kullanılması bizlere mutlu ve huzurlu geleceğin kapılarını açacaktır.