KREMLİN-ANKARA-PENTAGON SAVAŞI

1974/78 yılları arası Rusya Başkan'ı Putin'in KGB ajanı olarak Türkiye'de bulunduğunu kaçımız biliyor. Ve İzmir'de önemli bir Rus istihbarat subayı olarak 4 yılını geçirdiği; Konak'ta lale mahallesinde Gürçeşme caddesi üzerinde bulunan dairede bazı önemli abd ajanlarını izlediğine kadar uzanır bu yakın ilişkiler. Akabinde Türkiye'yi bizden iyi bilen biri olarak Türkiye ile yakın ilişkilere başlatması normal değil mi sizce?

Adamların uçağını düşürdüğümüz halde geçmişe bir sünger çeken Ruslar stratejik müttefikimiz diye bildiğimiz ABD'den çok fırsatlar önümüze serdiği şu günleri görmezden gelemeyiz. Bu kaba bir nankörlük sayılır.

2011 yıllında basılan "T5-BİR YEŞİL KUŞAK HİKAYESİ" isimli kitabımızda yazmıştık oysa.

1996'da Abdullah Çatlı ve Ekibi Tansu Çiller'in emriyle Azerbaycan'da bir darbe ile dönemin mevcut hükümetini devirmek istediklerini. Ne var ki Çatlı'ın ekibinden "ibir" kod isimli bir elemanın İran Azeri kökenli Rus KGB ajanı ismi CEHAR'ın yakın markajına girmesiyle bütün plan sekteye uğruyordu. Böylelikle Ruslar derhal Azeri hükümeti korumaya geçti, lojistik destek sağladı ve darbe girişimi engellendi. Böyle bir darbenin olacağını yine Ruslar ortaya çıkarmıştı. Darbe girişimi deşifre olmasıyla Çatlı'nın derhal görevden el çektirilmesi, sonunda Ağar'ın da imzalamış olduğu ölüm fermanına varan hikayede daha sonraları Susurluk kazasıyla gündemi uzun süre meşgul eden Çatlı'nın Türk Gladyosu "yeşil" tarafından öldürülmesine giden süreci sağır sultan bile duydu.

Yoksa şimdi Azeri'ler bizler için "kardeş ülke" değilde "düşman ülke" diyerek çocuklarına miras bırakacaktı adımızı.

Eğer Ruslar olmasaydı bu gün Fırat kalkanı diye bir şey olmayacaktı. Deaş denilen kara bayraklılar Kilis'e 60 mm'lik havan mermilerini hemen sınırın 2 km ötesinden göndermekten geri kalmıyor olacaktı. Musul'un ismini bile ağzımıza alamayacaktık. Pyd'ye Fırat'ın Batı'sına geçemezsiniz gibi kırmızı çizgilerimizden bahsedemeyecektik. 15 temmuz darbesini de ilk Ruslar bize bildirmiş. Üstelik darbeye katılacak olan subayların isim listesine kadar vermiş bizim Mit'çilerin eline.

Fakat Mit'te FETÖ'cüler yuvalandığından rapor sayın müşteşarın önüne gidene kadar "yurtta sulh konseyi" darbe bildirisini okutmuş TRT 1 ekranlarından Tijen Karaş'a...

Ruslar olmasaydı Cerablus'a kattiyen Amerika'lılar girmemize izin vermeyecekti. Bırakın Cerablus'u, Dabık'a kadar ilerledik. El-Bab var şimdi sırada. Musul. Musul'a girmekle kalmayıp, alacağızda. Göreceksiniz. 300 yıllık Amerikan tarihine en büyük darbe Türk'lerin bu hamlesiyle indirilmiş olacak.

ABD denilen felaket tetikçileri Türkiye'ye "sen sahanın dışında kal!" diyor. Ruslar ise el altından "hayır girin. Ben burdayım, ben varken size dokunamaz" dercesine bölgede söz sahibi olduğumuzun önünü açıyor, dolaylı olarakta desteklemektedir.

Şu tersliğe bakın ki ABD düne kadar birbirine meydan okuduğu İran'ı yanına almış. Bir de Saddam'dan sonra yerine geçirdiği kukla Bağdat Hükümeti var.

Ruslar ise Türkiye'ye yakınlık kurdu.

ABD şimdi Haşdi-Şabi dedikleri Şii birliklere güveniyor. Daha önce onları 10 ayrı kampta eğitmişti Irak'ta. Amacı bunlarla Musul'a girip Sünni bir merkez olan Musul'da mezhep savaşı başlatmak. Ruslar ise Türkiye'ye buna izin vermeyin, eğer mezhep savaşları başlarsa sizin bölgede işiniz biter anlamına gelir uyarısını yapmaktan çekinmiyor.

Dengelerin korkunç bir hassasiyette işlediği şu sıcak günlerde ABD'nin amacı elbet Türkiye. Deaş'la falan bir derdi yok. 15 temmuz'da yarım bıraktığı işi Musul'da bitirmek istiyor. Türkiye'yi tamamen ablukaya alıp yok etmek. FETÖ, PKK, ypg, Deaş kim varsa Türkiye'ye karşı örgütledi, güçlendirdi. Yeni fraksiyonlar belirledi. Erdoğan'dan kurtulmanın ana karargahı şimdilik Musul. Türkiye'nin kellesini Musul HAREKATI üzerinden almayı hedefliyor.

Biraz abartılı gelebilir fakat şu an bölgede ki tek ABD Düşmanı Türkiye'dir.

Ruslar ise ABD'nin bütün denklemini çözmüş, yeterince ellerinde önemli bilgiler var. Bunlara dayanarak Türkiye'nin bölgede güçlü kalmasını sağlıyor. Biliyorlar ki Türkiye çökerse sıra Rusya'ya gelecek. Büyük bir dayanışma örneğinin sergilendiği bir savaş halini izliyoruz. Rusya her haliyle ABD'ye cevap verecek güçte. Bu yüzden ABD stratejistleri bas bas bağırıyor, Rus'ları karşımıza alamayız diye. ABD'de bunun farkında illeri gitmekten korkuyorlar şimdilik, önce Türkiye'yi saf dışı bırakmak daha sonra Rus'larla hesaplaşacakları fırsatı oluşturmak peşindeler. Elbet askeri bir yöntemle değil, daha önce denedikleri ve işe yaradığı tecrübe edilmiş petrol fiyatlarını aşağı çekerek. Bu aşamada da Suudi'lerin varlığı devreye girecek. Gerekli petrolü Rusya'ya aktaracaklarını biliyorlar. Her şekil ABD geride. Bütün stratejik üstünlük Türk'ler ile Rusların eline geçti. İşte Ruslar bunun farkında, binlerce yıllık tarihi geçmişi bulunan, bölgesel denklemde önemli bir mekanizmaya sahip Türkiye'yi yanına çekmesi bundandır.

Şimdi neden Amerika'nın FETÖ denilen terörist üzerinden Türkiye'ye savaş açtığını anladınız mı?

Beceremeyince, Musul'a hareket başlattı. Musul HAREKATI aslında Türkiye ile ABD en büyük savaşı olacaktır.

TİMUR İNCE