Önceliğimiz ülke menfaatleridir

Vitrin 44'ün bu haftaki konuğu MHP'nin İstanbul'dan 1. Bölge Milletvekili Adayı olan Avukat Aydın İşkur, Malatya Time Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çetin'e açıklamalarda bulundu.

RÖPORTAJ: MURAT ÇETİN

Kendisinin aktif siyasete atılma sebebi, Malatya'yla ilgili yapmak istedikleri ve MHP'nin seçim vaatleri hakkında konuştuğumuz Aydın İşkur, gayet samimi bir şekilde bizi karşıladı.

Bu samimi karşılaması sebebiyle kendisine teşekkür ederek ilk sorumuzu sorduk. “Önceki seçimde de adaylığınız vardı. Ayrıca Malatya'da ve İstanbul'daki aktif çalışmalarınız sebebiyle tanınan bir isimsiniz. Sizi bir de kendi sözlerinizle tanımak isteriz. Aydın İşkur kimdir?” şeklindeki sorumuza Aydın İşkur, “Malatya'da 1968 senesinde dünyaya geldiğini söyleyerek cevap vermeye başladı. İşkur cevabının devamında, “İlk, orta ve lise öğrenimimi Malatya'da tamamladım. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdim. Serbest Avukat olarak mesleki hayatıma devam etmekteyim. İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu Yönetim Kurulu Üyeliği ve Türk Hukuk Enstitüsü İstanbul Şubesi kurucu üyeliğiyle birlikte ve disiplin kurulu üyeliği görevlerinde bulundum. Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği'nin yanı sıra birçok sivil toplum kuruluşunda üyelik ve yöneticilik yaptım. Avukatlık mesleğimin yanı sıra çeşitli internet sitelerinde de yazarlık yapmaktayım. Geçtiğimiz Şubat ayından itibaren aktif siyasete atılarak 25. Dönem Milletvekilliği Adayı oldum. Partimin yetkili kurulları tarafından 1 Kasım Genel Seçimleri için İstanbul 1.Bölge için yeniden milletvekili adayı olarak gösterildim.” sözleriyle cevap verdi.

BARODA, MİLLİYETÇİ AVUKATLAR GRUBUNU KURDUK

Aydın İşkur kendisini tanıtırken, İstanbul Barosu'ndaki çalışmalarından bahsetmişti. Sıradaki sorumuz da bu minval üzerine oldu. “Barodaki çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?” şeklindeki sorumuza Aydın İşkur, “İstanbul'da milliyetçi avukatlar grubunu kurduk. Milliyetçi, ülkücü ve kalbi vatan aşkıyla çarpan avukat arkadaşlarımızı bir araya getirdik. Baro başkanlığı seçimin de iyi seviyede bir oy aldık. 1500 gibi ciddi bir oy aldık. Genele baktığımız zaman düşük görülebilir. Ama, hem 2 yıllık genç bir gruptuk. Hem de kimliğimizi gizlemeden “Milliyetçi Avukatlar” olarak önemli bir çalışmaya imza atmış olduk.” ifadeleriyle cevap verdi.

MHP, ÜLKENİN SORUNLARINI ÇÖZEBİLECEK TEK PARTİDİR

Bu cevabın ardından aktif siyasette MHP'yi tercih etmesinin sebebini sorduğumuz Aydın İşkur, “Her ne kadar bir siyasi partinin adayı olarak karşınızda bulunsam da siyasi görüşümü ve ideolojimi bir kenara bırakarak bu sorunuza cevap vermek istiyorum. Ülkemizin içinde bulunduğu durumu göz önüne alınca, iktisadi, ekonomik ve sosyolojik sorunları değerlendirdiğim zaman, bu işi çözebilecek tek parti olarak Milliyetçi Hareket Partisi'ni gördüm. Milliyetçi Hareket Partisi, salt milliyetçilik anlayışıyla değil, ekonomik politikaları ile birlikte sosyal ve içtimai hayata dair politikalarıyla, bugün hiçbir partide olmayan bir vizyona sahiptir. Benim için alternatifi olmayan tek parti MHP'dir.” ifadeleriyle cevap verdi.

HALKIMIZ EKONOMİK DARBOĞAZDAN GEÇİYOR

“Türkiye'yi yönetmeye talip bir partinin milletvekili adayı olarak, ülkemizin sorunlarını sıralayacak olursanız, neler söylemek istersiniz?” şeklindeki sorumuza Aydın İşkur, bir avukatın kendine emin edasıyla cevap vermeye başladı. İşte Aydın İşkur'un cevabı: “Bu süreç içinde en önemli şey, halkımızın içinde bulunduğu ekonomik dar boğazdır. Her ne kadar hükümet ve yandaş medya yaptığı haberlerle bu göstermek istemese de halkımız büyük bir ekonomik dar boğazdan geçiyor. Havuz medyası tarafından yapılan haberlerde her şeyin güllük gülistanlık olduğu gösterilirken, mesela doların çıkışıyla ilgili doğru dürüst bir habere rastlayamıyorsunuz. Birkaç ay öncesine kadar dolar 2 liralardaydı. Şimdi ise 3 lira civarında. Aradaki fark yüzde 30'u buluyor. Bu yüzde 30 devalüasyon oldu demektir. Eskiden yüzde 30 devalüasyon demek hükümetin gitmesi demekti. Hükümetler bir anda al-aşağı edilirdi. Fakat bu hükümetin, algı yönetimini iyi yapması ve toplum psikolojisiyle çok iyi oynaması sebebiyle pembe tablolar çizilip halkın gözü boyanmıştır. Maalesef halk bir torba kömür ve bir paket makarnaya talim eder hale getirilmiştir. Biz millet olarak izzeti nefsi olan bir milletiz. Herkesin gözü önünde bize yardımda bulunulması bizim izzeti nefsimize dokunur. AKP, durumu artık öyle bir noktaya getirdi ki bunu televizyon ekranlarından yapar oldular. Geçen seçim döneminde eski bakan Veysel Eroğlu, “Hükümetimiz döneminde sosyal yardımları 30-40 kat artırdık” demişti. Sosyal yardımları artırmakla övünürken bir şeyi de itiraf etmiş oldu. Halkı 30-40 kat fakirleştirdiklerini itiraf etmiştir. Halbuki, “Biz yardım yaptık ama geçen dönemde mesela 1 milyar liraydı da biz bunu 500 bin liraya düşürdük” deselerdi. Bu da toplumun refah seviyesini artırmış olduklarını gösterirdi.” Büyüme rakamlarına baktığımızda da Türk ekonomisinin pek parlak olmadığı görülmaktedir. Akp hükümete büyüme ile ilgili hiçbir hedefini tutturamamıştır.Bizim de içinde bulunduğumuz koaliasyon hükümeti döneminde Türkiye'nin büyüme rakamları bugünden iyi olmuştur. Bizim dönemimizde büyüme istihdam yaratırdı. Bu gün ise istihdam yartmadığı ortadadır. Her geçen gün işsiz sayısı artmaktadır. Büyüme istihdamla orantılı bir şekilde olmalıdır. Aralarında orantısal bir yaklaşım yoksa bu işin balon bir büyüme olduğunu söyleyebilirz. 13 yıllık iktidarları boyunca ranta dayalı inşaat ve yol yapımı dışında hiçbir şeye imzaa tamayan bir hükümetin başarısından söz etmek pek gerçekçi olamaz.

ÇÖZÜM SÜRECİ, İHANET SÜRECİDİR

Aydın İşkur'a MHP'nin sürekli eleştirdiği çözüm süreciyle ilgili görüşlerini sorduk. İşkur sorumuza, “Çözüm süreci dedikleri şeyi bir ihanet süreci olarak değerlendiriyoruz. Eli silahlı bir terör örgütüyle, hatta hakkını savunduklarını iddia ettikleri halkı da katleden bir terör örgütüyle masaya oturamazsınız. Baştan beri, çözümün bir çözülme ve ihanet olduğunu söyledik. Eli silahlı teröristler, şehirlere ağır silahlar da dahil her türlü yığınağı yaparken, bunlar çözüm süreci diyerek, yapılanlara göz yumdular. Terör örgütü yollara tonlarla ifade edilen ağırlıkta bombaları yolların altına yerleştirebilecek gücü kazanmışsa, çözüm sürecinin çözülme süreci olduğunun farkına varmanız gerekir. Şimdi de çıkmış, çözüm sürecini buzdolabına koyduklarını söylüyorlar. Yani yarın öbür gün yeniden ortaya çıkaracaklar demektir. Çözüm sürecinin ne olduğunu kendileri de bilmiyor ya da bildikleri halde devam ettirmeye çalışıyorlar.Bu da açıkça ihanettir. Nereye varacağını ise vatandaş kestiremiyor. İsrail, Amerika veya diğer emperyalist ülkelere hizmetin adıdır çözüm süreci. Büyük Ortadoğu projesinin ayaklarından biridir. Çözüm süreci Türk milletine büyük zarar vermiştir. Allah korusun, bundan sonrasına da zarar vereceğini düşünüyorum.” ifadeleriyle cevap verdi.

HALKA VERDİĞİMİZ SÖZLERİN ARKASINDA DURDUK

Aydın İşkur'a “Geçtiğimiz seçimin akabindeki koalisyon arayışlarında MHP'nin sürekli “Hayır” diyen bir parti olduğu algısı var. Bu algı sonucunda da MHP'nin oylarında ciddi oranda bir düşüş yaşanacağı söyleniyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?” şeklinde bir soru daha yönelttik. İşkur'dan aldığımız cevap ise şu şekilde oldu: “Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve milletinin geleceğini düşünen bir partidir. Sizin ifade ettiğiniz algının müsebbibi özellikle AKP ve CHP'dir. Bunlar topluma yutturulmaya çalışılan yalanlardır. Milliyetçi Hareket Partisi, 7 Haziran seçimlerinde Genel Başkanımız tarafından açıklanan beyannamede millete sözün ötesinde taahütler vermiştir.Partimizin siyaset anlayışı gündelikçi anlayış ve dün dündür bugün bugündür anlayaşı değildir. Milleti verdiğimiz sözleri unutamazdık.. Cumhurbaşkanının durumu, çözüm süreci ve yolsuzluklarla mücadele gibi konularda taahhütler vermiştik. Halk da teveccüh gösterip  oy vermiştir. Halkımızın bu taleplerin göz ardı edemezdik. Bizim öne sürdüğümüz şartlar, Türkiye'nin geleceği ve bekasıyla ilgili şartlardır. PKK terör örgütünün 10 şartını dolmabahçede'de okutup kabul eden ancak bizim ülke ve milletin geleceği için öne sürdüğümüz 4 ilkeyi reddeden AKP hükümetidir. Sayın Genel Başkanım Devlet Bahçeli Bey'in de ifade ettiği gibi , öne sürdüğümüz dört ilkenin kabul edilmesi halinde değil elimizi gövdemizide taşın altına sokarız. Bizim amacımız ülke ve millet menfaatleri doğrultusunda hükümet kurmaktır. Yoksa belli çıkar gruplarının amaçlarına hizmet değildir. Bu nedenle İster bize hayırcı desinler, isterse başka bir şey desinler, biz ülkemizin bekası için hareket ediyoruz.” Bizim oylarımızın düşüş gösterdiğini söyleyen zihniyet algı yaratmaya ve milliyetçi oyları devşirmeye çalışmaktadır. Olaylar Necip Milletimizin gözü önünde cereyan etmiştir. Milliyetçilik konusundaki fikirleri hükümet ettikleri dönem boyunca 9 kez değişmiş bir partinin bugün millieyçilik söylemlerinde bulunması aldatmacadan öte bir şey değildir. AKP seçmenininde bunun farkında olduğunu biliyoruz. Bizim kapımız herkese açıktır. İnanıyorum ki 1 Kasım ülkenin geleceği için bir milad olacaktır. Partimiz 7 Haziran seçimlerinde aldığı oyların çok üstünde oy alacaktır. Tek hedefimiz vardır o da tek başına iktidardır. Bu hedef için çalışmaya devam ediyoruz.

YANDAŞ MEDYA, AKP'NİN YANLIŞLARINI GÖSTERMİYOR

Aydın beyin bu sözlerinin arasına şöyle bir soruyu da ilave ettik: “MHP, neden kendini ifade edemedi sizce?”
Aydın İşkur, “Biz ülkemizin bekası için öne sürdüğümüz dört ilkemizin kabul edilmemesi nedeni ile “Hayır” dedik. Biz kendimizi rahatlıkla ifade edebiliyoruz ama elimizde onların ki gibi bir medya gücü yok. Hemen hemen bütün kanallar AKP reklamı yapıyor. Diğerleri ise malum başka çevrelerin dümen suyunda gidiyor. Böyle bir ortamda siz kendinizi ne kadar ifade etmeye çalışırsanız çalışın bunu başaramıyorsunuz. Durum böyle olduğu için halka iniyor ve kendimizi ifade ediyoruz.” dediği anda bir soru daha geldi bizden. “Partilerin, cemaatlerin veya başka grupların gazete ve televizyonu varken, Türkiye'nin köklü bir partisi olan MHP'nin neden televizyonu, gazetesi veya başka yayın aracı yok?”

Aydın İşkur, bu sorumuzun ardından, “Haklısınız orada bizim işadamlarımıza görev düşüyor. İşadamlarımız bu konuya el atmalıdır. Şu anda bir tek uydu yayınında Bengitürk Tv'miz var. Onun da dijital platforma taşınması gerekiyor. Ama rakamsal bazda çok yüksek maliyeti olan bir iş bu. Bugün bir televizyon açmanız demek, sponsor bulmanız demektir. Sponsor iş yapmadığı takdirde zarar eder ve sponsorluktan çekilir. Basılı yayın organımız olarak tabanımıza hitap eden Ortadoğu Gazetesi var. Herhangi bir gazeteyi veya televizyonu sponsorlar ayakta tutar. İşadamlarımızın karşılıksız bir şekilde yani hiçbir maddi getiri beklemeden bu yayın organlarının arkasında durması gerekiyor. Herhangi bir işadamı kazancına bakar. Rant elde edilebileceği bir hükümet varken, MHP'ye yardım etmek istemiyor. Maalesef sermaye menfaatçidir. MHP'de menfaat olmayacağına göre rantı düşünen bir işadamı da sponsor olmuyor. Genel başkanımızın menfaat ile ilgili çok hassas olduğunu herkes bilir. Şahsi menfaatini gözeteni MHP'ye yaklaştırmaz. Bu konudaki hassasiyet bütün MHP teşkilatlarında vardır.” ifadelerini kullanarak cevap verdi.

HUKUK SİSTEMİNDEKİ SIKINTILAR…

Avukatlık mesleğiyle iştigal eden bir siyasetçi olarak, ülkemizin yargı sistemini nasıl gördüğünü merak ettiğimiz Aydın İşkur'a “Mevcut durumu özetleyebilir misiniz?” dedik.

Aydın İşkur “Ülkemizin hukuk sisteminde büyük sıkıntılar var.” Diyerek cevap vermeye başlayan Aydın İşkur, “Hukuk sistemimizin sıkıntılarından kurtulmasının yolu siyasilerin elini bu sahadan çekmesinden geçiyor. Demokratik ülkelerde yasama, yürütme ve yargı ayrı ayrı çalışır. Bunların birbirinden bağımsız ama birbirlerini denetleyecek bir konumda olması gerekir. Yürütmenin yargıya müdahalesi olursa, işte böyle sıkıntılar ortaya çıkar. Biz 2011 anayasa seçimlerinde de “Hayır” oyu veren gruptuk. Yapılan düzenlemenin ülkenin hayrına olmadığını ve sıkıntıları da beraberinde getireceğini söyledik. Yargıyı sadece bir gruba emanet ederseniz, istedikleri gibi yargıyı kullanırlar. 17-25 Aralık operasyonunu gördük. Bir suç üstü yapılmıştır. Bu suçüstü ile birlikte telaşa kapılanlar ilk iş olarak yargıya müdahale etmişlerdir. . Hükümet bu suçüstü olayını istediği kadar inkar etsin. İstedikleri kadar kabul etmesinler. Bir suçüstü yapılmıştır. Böyle bir şeyin olmadığını söylüyorlarsa yargıya gitselerdi. Gidemeyip üstünü örtmeye çalıştılar.” Ve yargı sistemini çalışmaz hale getirdiler. Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır ifadelerini kullandı.

17-25 ARALIK'TA SUÇÜSTÜ YAPILMIŞTIR

Aydın beyin bu cevabının ardından bu konuyu biraz daha açmasını isteyerek küçük bir tespitte bulunduk. “17-25 Aralık operasyonunu yapanın cemaat olduğu herkesin malumu. Şu anda MHP'nin cemaatin söylemleriyle hareket ettiği iddiaları var. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?” diye sorduk.

Aydın İşkur, “Cemaat ile hükümet bir rant mücadelesine girmiştir. Bundan dolayı da birbirlerini hırpalamaya başladılar. Herhangi birinin söylediği doğruya bizim “Doğrudur” dememiz onunla aynı konumda olduğumuzu göstermez. Ortada somut bir durum vardır. Cemaatin de sorgulanması gerekiyor. Ülke içinde Türkiye Cumhuriyeti'nden başka bir gücün müdahalesini kesinlikle kabul edemeyiz. Yargı, yürütme ve yasamaya müdahale edebilecek her türlü oluşumun karşısındayız. 17-25 Aralık soruşturması olmuşsa ve ortaya bir şeyler çıkmışsa bunların araştırılması gerekir. Bunu paralel yapı diye adlandırılan bir grubun yapması o suçun olmadığını göstermez. Bu suçu örtbas edemeyiz. Hem cemaat hem de ortaya çıkan yolsuzluklar yargıya taşınmalıdır. Bugün hakimlerimiz özlük haklarından dolayı sıkıntıdadır. Vereceği kararın nereye gideceğini bildiği halde karar veremiyor. Karar veremediği zaman talimata uyuyor. Yargının siyasallaşması işte budur. Bunlar çok acı durumlardır. Balyoz, Ergenekon ve Şike davaları vardı. Orada suçlananların hepsi de beraat etmiştir. Dün öyleydi de bugün ne değişti de herkes suçsuz oldu. Bu iktidardın bir an önce ülke yönetiminden el çektirilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

MALATYA, İHMAL EDİLMİŞTİR

Malatya özelindeki yayınlarımız sebebiyle Malatya ve Malatyalılarla ilgili sorulara ağırlık vermek istedik. “MHP'nin adaylarının kaçı Malatyalı?” diye sorduk. Milletvekili olarak İstanbul'da Arzu Erdem'in olduğunu söyleyen Aydın İşkur, “Birkaç tane arkadaşımız var. Ama seçilebilecek bir seviyede olup olmadıkları tartışılır. Tabii ki bunların daha ön sıralarda olmalarını isterdik. Ancak yine de Meclis'te kalbi Malatya'yla birlikte atan milletvekillerimizin olmasını isteriz. Geçen dönemlerde bırakın İstanbul'daki milletvekillerini, Malatya milletvekillerinin bile Malatya'ya katkısı tartışılır seviyededir. AKP'nin 13 senelik iktidarında bir tane bile bakan çıkmamıştır. Bir Malatyalı olarak eksikliğimizi gösterir. Ya aday noktasında problemler yaşanmıştır. Ya da seçildikten sonra milletvekillerinin halkla problemleri olmuştur. Burada bir örnek vermek gerekirse, kayısıyla ilgili sıkıntıları söyleyebiliriz. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak Sayın Genel Başkanımızın 3 Ekimde Ankara Arenadaki seçim beyannamesi kanuşmasında kayısıda her yıl değerlendirme yapılmak koşuluyla asgari fiyat uygulaması getireceğimiz söylüyoruz. Kimse kayısının bu sene kaç kuruş olacağını düşünmeyecek. Ürünün çokluğuyla veya azlığıyla ilgili olarak karteller fiyat oynamaları yapamayacakve çiftçi mağduriyetine son verilecek. Uluslararası piyasalar ve iç piyasaları görüp ona göre kayısıya sabit fiyat uygulamasına gideceğiz.” şeklinde konuştu.

Seçilmesi halinde Malatya'yla ilgili neler yapmak istediğini sorduğumuz Aydın İşkur, “Seçilirsem hem İstanbul'a hem de Malatya'ya hizmet edeceğim. Malatya bizim ilk aşkımızdır. İstanbul'da ekmeğimizi kazanmış olsak da burada yaşıyor olsak da yüreğimiz Malatya için atar. Anamız, babamız orada. Akrababalarımız orada. Bağlarımızı koparmadık. Sürekli Malatya'ya gidip gelirim. Malatya'nın her türlü sıkıntısını bilirim. İstanbul kozmopolit bir şehir herkes buranın sorunlarıyla ilgileniyor. Yöresel bazda ise sorunlar pek dile getirilmez.Malatya'mızın şehirleşme ve altyapı ile ilgili ciddi sorunları vardır. Kayısı dışında alternatif ürünlere yönelim için projeler üreteceğiz. Eğer milletvekili olursam, Malatya'nın sorunlarının giderilmesi için elimden geldiğince çalışacağım.” ifadelerini kullandı.

VATANIM VE MİLLETİM İÇİN HAYIRLISI NEYSE O OLSUN

Aydın İşkur'a son söz olarak ne söylemek istediğini sorduk. Aydın bey, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli tarafından açıklanan beyannamemizde“ Ekonomi programı öncelikli programımızdır. Asgari ücret 1400 lira olacak. Emeklilerin durumu düzeltilecek. Emeklilere yılda 2 bin 800 lira ek ödeme yapılacak. Kamuda istihdam edilmek üzere yılda 700 bin kişi alınacak. Esnafa ve memura her türlü vergi kolaylığı sağlanacak. Şoför esnafına aldığı yeni araç için ÖTV'den muafiyet getireceğiz. Çiftçiye gübresinden ve tohumundan tutun da her türlü maliyetinde vergisiz katkılar sağlayacağız. MHP iktidarında, hayvancılık ve ormancılıkla uğraşan köylülerimiz için destekler olacak. Büyükşehir yasası iptal edeceğiz. Biliyorsunuz köyler kaldırılıp, mahalle yapıldı. Köylerin meraları, kışlakları ve ortak kullanım alanları büyükşehirlere devredildi. Durum böyle olunca o yerlerin imara açılma ihtimali ortaya çıktı. Büyükşehir yasasını iptal ederek, köylülerimizin daha rahat bir ortamda yaşamalarına olanak sağlayacağız. Muhtarlarımıza asgari ücret oranında ücret artırımı yapacağız. Ayrıca öğretmenlerimize ve kamuda çalışanlara her türlü kolaylığın yolunu açacağız. Mesela askerlikte geçirilen süreler primsiz olarak sigortadan sayılacak. Burada sayamadığım daha bir çok projemiz var. Partimizin programında daha detaylı bilgiler bulacağınızı söyleyebilirim. Ülkeme ve milletime hizmet etmek adına girdiğim bu yolda Allah yardımcımız olsun. Ülkem ve milletim için hayırlısı neyse Allah onu nasip etsin.” şeklinde konuşarak sözlerini tamamladı