Şaşırtılan hedefler FETÖ’ye yarıyor

FETÖ'cü yapılanmanın Malatya'daki uzantılarına ilişkin yürütülen soruşturmalar, FETÖ'cülere yarıyor. İnönü Üniversitesi'ne 9 Kasım'da yapılan operasyonda gözaltına alınan dekan yardımcısı Abdülkadir Baharçiçek'in muhafazakar olduğu için dışlama politikalarına maruz kaldığını anlatan Yazar Ergün Yıldırım, Malatya'daki operasyonların sulandırılarak hedef şaşırtıldığını, yaşanan gelişmelerin ise FETÖcülere yaradığını vurguladı.

HABER MERKEZİ- ÖZEL

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ergün Yıldırım, Malatya'daki FETÖ operasyonlarının sulandırıldığını iddia etti. 9 Kasım tarihinde rektör yardımcısı Prof. Dr. Abdülkadir Baharçiçek ile dekan Prof. Dr. Bilal Altay, eski başhekim Yrd. Doç. Dr. Mehmet Asalan, Prof. Dr. İlhan İçen daha sabah olmadan önce üniversitelerindeki ofisleri basıldığını hatırlatan Yıldırım, Malatya'da muhafazakar akademisyen ve STK'lara yönelik FETÖ'cü suçlama girişimiyle yapılan gözaltıların kafalarda soru işareti bıraktığını anlattı.

DIŞLANMIŞTI..

İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdülkadir Baharçiçek ile 2004 yılında uluslararası bir sempozyumda tanıştığını anlatan Yıldırım, o yıllarda Baharçiçek'in İngiltere'de doktora yapmış olmasına rağmen doçentlik kadrosu alamadığını, muhafazakar olduğu için dönemin rektörü Fatih Hilmioğlu'nun dışlama politikalarına maruz kaldığını belirtti.

AKADEMİSYENLERİN OFİSLERİ BASILDI

Malatya'da muhafazakâr akademisyenlerin son yıllarda ön plana çıkabildiğini belirten Yıldırım, “BİLSAM bu çalışmalar içinde en önde yer alanlardan birisi. BİLSAM'ın konferanslarıyla Türkiye'nin önemli aydınları Malatya'ya geliyor” dedi. Yıldırım yazısında, 9 Kasım tarihinde rektör yardımcısı Prof. Dr. Abdülkadir Baharçiçek, dekan Prof. Dr. Bilal Altay, eski başhekim Yrd. Doç. Dr. Mehmet Asalan, Prof. Dr. İlhan İçen'in ofislerinin basıldığını hatırlatarak, yaşanan süreçte soru işaretlerine neden olan detayları da bir bir sıraladı.

SAÇMA DELİLLERLE GÖZALTI YAPILDI

Prof. Dr. Abdülkadir Baharçiçek'in İngiltere'de doktora yaptığı 1990 yılında, Türkiye'de katıldığı bir konferanstan dolayı gözaltına alındığını aktaran Yıldırım, Baharçiçek'in bu konferans nedeniyle FETÖ'cülükle suçlandığını yazdı. Yıldırım yazısında ayrıca, yeni rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay'ın yönetim kurulu üyesi olarak gösterildiğini aktardı. Sözkonusu isimlerin FETÖ ile hiçbir alakasının bulunmadığına vurgu yapan Yıldırım yazısında, “Gözaltına alınan diğer akademisyenlerle ilgili ne Bankasya'ya para yatırma ne Bylock, ne Aktif Sendika üyeliği, ne de başka bir gerekçe var. Bazı tanıkların iftiralarına dayalı kimi iddialar. Akademisyenlere yönelik bu Fetoculuk kumpası üzerine Malatya'da faaliyette bulunan 71 sivil toplum kuruluşu tepki gösteriyor. Önce valilikle, sonra da emniyet müdürüyle görüşüyorlar. Arkasından da kamuoyuna bir basın açıklamasında bulunuyorlar. Bu defa da Fetocu oldukları iddiasıyla bu STK'lar töhmet altında bırakılmaya yönelik tutumlar içine girilir. Örneğin Malatya'da çok önemli çalışmalarda bulunan BİLSAM, FETÖ ile suçlanır. Önce tivitler üzerinde üretilen bu algılar ve söylemler arkasında operasyonlarla tamamlanır. Aynı günlerde FETÖ yapısından insanlar da gözaltına alınarak muhafazakar STK ve akademisyenlerin bununla ilişkili olduğu algısı pekiştirilmeye çalışılır” ifadelerine yer verdi.

OPERASYONLAR SULANDIRILIYOR

Yıldırım yazısında şu ifadelere yer verdi: “Tutuklanan akademisyenler, sivil toplum kuruluşların dayanışmaları ve girişimleriyle beraber bırakılır. Ancak öte yandan onlarla beraber tutuklanan ve gerçekten de FETÖ'cü olduğu söylenen kişiler de serbest bırakılır. Böylece FETÖ'cüler kurtarılırken, FETÖ ile alakası olmayan muhafazakarlar da töhmet altında kalırlar. Malatya örneğinde yaşanan muhafazakar akademisyen ve STK'lara yönelik bu FETÖ'cü suçlama girişimiyle yapılan gözaltılar ve sansasyonlar ciddi soru işaretlerini gündeme getirmektedir. Mesele bir Malatya ya da bir İnönü Üniversitesi meselesi olmanın çok ötesindedir. FETÖ ile mücadelenin sulandırılması ile karşı karşıya kaldığımız önemli durumlar vardır. Bahsettiğim olay da bunlardan biridir. Bu nedenle FETÖ mücadelesini yürüten aktörlerin kimler olduğu ve hangi yöntemlerle hareket ettikleri büyük bir önem taşımaktadır”