dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.52
  • EURO
    34.88
  • ALTIN
    2435.7
  • BIST
    9766.38
  • BTC
    63747.08$

Siyaset Sanayinin önünü açmalı


Siyaset Sanayinin önünü açmalı
Vitrin 44’ün bu haftaki konuğu Polisan Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis
Narin

Malatya Time'ın Vitrin 44 köşesi için her hafta Malatya'lı bir isimle söyleşi gerçekleştiriyoruz. Bu haftaki konuğumuz ülkemizin en büyük markalarından biri olan Polisan'ın Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis oldu. Necmettin Bitlis'le Malatya Time Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çetin görüştü.

RÖPORTAJ: MURAT ÇETİN

Necmettin beyle daha önce iki tane söyleşi gerçekleştirmiş olmanın verdiği tecrübeyle üçüncü görüşmemizin hazırlıklarını yaparak yola koyulduk. Necmettin Bitlis, yaşı ile birlikte iş hayatının verdiği tecrübe ve her zamanki babacan tavırlarıyla bizi karşıladı. Malatya Time ailesi olarak kendisine teşekkürlerimizi ilettiğimiz Necmettin Bitlis'i hayli dinç ve zinde gördük.

BENİM İÇİN OKUL İKİNCİ PLANDAYDI

Türkiye'nin sanayiinde 70 yıllık bir büyük döneminde varlığını sürdüren Necmettin beye ilk sorumuzda bu minval üzerine oldu. “Sayın Bitlis, ülkemiz sanayiine yön veren holdinglerin birinin başında bulunuyorsunuz. Bu büyük holdingin kuruluşu ve bugünlere gelişiyle ilgili bilgi verebilir misiniz?” şeklindeki sorumuza Necmettin bey, “Sizinle daha önceki görüşmemizde, hayatımda okulun hep ikinci planda kaldığını anlatmıştım. Bu ikinci planda kalma meselesi çocukluk ve gençlik yıllarımla alakalıydı. Bu sözlerimden gençlere olumsuz örnek olmak istemem. Elbette eğitim çok çok önemlidir. Beni o günkü düşüncem bu şekildeydi. Ticarete olan meylim okul hayatını ikinci plana atmama sebep olmuştu. 7-8 yaşlarındayken Malatya'daki dükkânımızda ticaret hayatıyla tanışmıştım. Okulun tatil olduğu zamanlarda vaktimi hep dükkanımızda geçirirdim. Dükkânda olmak beni memnun ediyordu. Daha sonra geldiğimiz İstanbul'da da orta okuldan sonra liseye başlamıştım. Ancak dediğim gibi ticaret hayatı bana cazip geldiği için liseyi bıraktım. O zamanlar kumaş sektöründe küçük işletmeler dokuma tezgahlarında ürünlerini yapıyor daha sonra fabrikalara götürüp boyatıyordu. O dönemde ben de iplik alıp bunları dokutmaya başladım. Topkapı, Yeşildirek ve Yedikule gibi yerlerde yaklaşık 100 tane tezgaha iş veriyordum. Apre yaptırmak bizim için büyük sıkıntı oluşturuyordu. Dokuttuğumuz kumaşı fabrikaya veriyor ve 3-5 aydan önce de geri alamıyorduk. Zeytinburnu'nda Almanlar'dan kalma ve atıl vaziyette duran bir fabrikayı 1955 yılında kiraladım. İçindeki makineler yaklaşık 17 sene boyunca el sürülmeden bekletilmişti. Tanıyıp güvendiğim 3 tane ustayı yanıma alarak makineleri kontrole gittim. Onların da uygun bulmasıyla yeni makinelerle takviye ederek orayı iplik, dokuma, apre ve boyanın yapıldığı kombine bir kumaş fabrikası haline dönüştürdük.” diyerek cevap verdi.  

ZEYTİNBURNU'NDAKİ FABRİKADAN, POLİSAN HOLDİNG'E…

Polisan'ın kuruluşunu büyük bir heyecanla dinliyorduk. Kuruluşun ardından gelişmesini ve bugünkü holdingi de öğrenmek istediğimizde Necmettin Bitlis, “Zeytinburnu'ndaki fabrikayı 8 yıllığına kiralamıştım. Kontrat 1963 yılında bitiyordu. 1961 senesinde Kâğıthane'deki mensucat fabrikası satışa çıktı. Biz de fabrikayı alarak işimizi buraya taşıdık. Kâğıthane fabrikasının yanında 4 dönümlük boş bir arazi bulunuyordu. Burada da bir şeyler yapmayı düşündüm. Önceleri tekstil boyası üretmek istedim. Büyük çapta kullanıyorduk ve dışarıdan ithal ediyorduk. Ne yaparız diye düşünürken, İsraillilerin burada tutkal fabrikası kurmak istediklerini öğrendim. Biz tutkalı aprede kullanıyorduk. İsrailliler geldi. Konuştuk anlaştık. Maddenin temeli Polivinil Asetat (PVA)… "Poli” çok demek anlamına geliyor. Sonuna da "San” koyduk. "Çok Maksatlı Sanayi” anlamında kulağa da hoş gelen POLİSAN ismi doğdu. 1964 yılında da POLİSAN ismini tescil ettirdik. POLİSAN büyümeye, kimyaya ağırlık vermeye başlayınca Kağıthane'deki kumaş fabrikasında iplik ve dokumayı kaldırarak, yalnız apre kısmını bıraktık. Kimyadaki üretimimizle Türkiye'de çok itibar gördük. Bunların hepsi ithal ediliyordu. Hammaddelerimizi o dönemde Kanada, ABD gibi ülkelerden alıyorduk. İçinde yanıcı, patlayıcı maddeler bulunuyordu. Bu nedenle şilepler Salı Pazarı'na yanaşamıyor, Ahırkapı'dan mavnalarla önce Çubuklu'ya gümrük kontrolüne gidiyor daha sonra karşı sahile geçiriliyordu. Bunların hepsi bir maliyet oluşturuyordu. Dedim ki; "Birisi kalkıp deniz kenarında bir yer yapıp bu tesisi kurarsa bizi bir sene içerisinde siler geçer”. Bu beni deniz kenarında bir yer arayışına itti. Dilovası'nda bugünkü yerimizi buldum. 1972-73 yılında ilk tanklarımızı yaptırdık, daha sonra fabrikayı kurduk. Ondan sonra ihtiyaç büyük ölçüde arttı. Diğer sanayinin ihtiyacı arttı. Şimdi 350 bin metreküp kapasitede tank terminalimiz var. 200 civarında tankımız var. Kuru yük iskelesi var. Senede 34 milyon ton kuru yük, 12 milyon ton kimyasal madde getiriliyor. Bizimki yüzde 10'unu ancak teşkil eder yüzde 90 olarak üçüncü şahıslara hizmet veriyor. 1985'ten bu yana Polisan Boya, sektörün lideri konumuna gelmiştir. Kuruluşta 10.000 ton olan yıllık üretim kapasitemizi bugün 180.000 tona ulaştırdık. 2018 yılına kadar üretim tesislerimizi Organize Sanayi Bölgesindeki 142.000 m2'lik arazimizin üzerine taşımayı hedefliyoruz. Daima işimizi büyütmeye ve gelişmeye odaklıyız.” ifadeleriyle cevap verdi.  

KURULUŞ SIRASINDAKİ EKONOMİK DURUM…

Necmettin Bitlis, holdingin kuruluşunu ve bugünlerini anlatırken, biz ikinci sorumuzu hazırlamıştık bile… “Sayın Bitlis, ticarete atıldığınız 1950'li yıllardaki ekonomik gelişmeler hakkında ne söylemek istersiniz” şeklindeki sorumuza Necmettin Bitlis şu şekilde cevap verdi: “Ülkemiz İkinci Dünya Savaşı'nın ortaya çıkardığı büyük ekonomik buhranları halen yaşamaktaydı. İnönü ve Menderes dönemlerine bizzat şahit olmuştum. Ticaretle uğraştığımız için ekonomiyi yakinen bilen insanlardandık. Özellikle Menderes dönemi büyük sıkıntılar yaşadık. Menderes dönemini bazı yerlerde iyi anlatabilirler ama lüks tüketime verilen ehemmiyet sanayinin gelişmesine verilmiyordu. Yatırıma gereken hassasiyet gösterilmiyordu. Her şeyin en iyisi en pahalısı Türkiye'ye dışarıdan getiriliyor üretim ikinci hatta üçüncü plana atılıyordu. Ülkemizin sıfırı tükettiği 1954 senesinde hiçbir alt yapı çalışması yapılmamıştı. Aynı sene dolar 280 kuruşken, bir sene sonra karaborsada 8 buçuk lirayı görmüştü. Millet karaborsayla 1955 ile 1958 seneleri arasında tanıştı.”

İŞİNİZE KATKI SAĞLAYABİLECEK FARKLI ALANLARA YATIRIM YAPIN

Eşref Bitlis'in bu açıklamaları ülkemizin büyük sıkıntılar içinden bu günkü durumlara nasıl geldiği sorusunu da aklımıza getirmişti. Bu şekildeki sorumuza Necmettin bey, “İş hayatına atılacak gençlere birkaç tavsiyeyle sorunuzu da cevaplamış olurum. Her şey geleceği düşünmek ve ona göre hareket kabiliyeti geliştirmeye çalışmakla başlar. Bir de, dinlemesini bilmek gerekir. Ne kadar çok dinlerseniz o kadar bilgili olursunuz. Ayrıca işinizin daha fazla kâr getiren yanına yatırım yapın. Alıp satarken kazandığınızdan daha çok kazanacağınızı gördüğünüz anda üretim aşamasına el atın. İşinize katkı sağlayacak farklı alanlara yatırım yapın, farklı alanlardaki kazançlı işleri de görmezden gelmeyin. Ülkemizin sanayide gelişmesinin ve bölgesinde liderlik edebilecek kapasiteye gelmesinde bu saydığım kriterlere uyan insanların katkısı büyüktür. Bakın hemşerimiz rahmetli Turgut Özal, örneğini de burada verebiliriz. Rahmetli Özal, herkesi seven bir yapıya sahipti. Serbest ekonomiden yanaydı.

Her sene Özal'la kayısı festivaline giderdik. 1992 senesinde Temmuz ayında yine Malatya'daydık. Turgut Özal Vakfı'nı kurdurmuştu. Bazı doktorları getirebilmek için dışarıdan yardımcı olmak için bu vakfı kurdurdu. Türkiye'ye büyük hizmetleri dokunmuş bu zatın memleketi Malatya'ya yaptığı hizmetlerden sadece birini size söyledim. Bu örnekleri daha da artırabiliriz. Ülkemizin büyümesinde sanayicilerimizin katkısı ne kadar büyükse, ülkemizi yöneten ileri görüşlü ve işadamlarının önünü açan siyasetçilerin katkısı da o kadar büyüktür. Bu memlekete zerre kadar hayrı dokunan herkesi minnetle anmalıyız.” İfadeleriyle cevap verdi. 

MALATYA EĞİTİM VAKFI'NIN KURULUŞU

Necmettin Bitlis, Özal örneğini verince “Malatya özeline doğru yelken açmanın da vakti geldi” diyerek, Malatya Eğitim Vakfı'nın kuruluşunu anlatmasını istedik.

Bitlis, “Sultanhamam'daki dükkanımızın bulunduğu dönemlerde İstanbul'da gelip okumak kolay bir iş değildi. Babam, arkadaşlarıyla bir araya gelerek Malatya Okumuşu Çoğaltma ve Okuyanı Koruma adıyla bir dernek kurulmasına ön ayak oldu. Çakmakçılar'da Özel İdareye ait bir binayı alarak yurt haline getirdiler. Malatyalı lise mezunlarını buraya getirerek barınmalarını sağladılar. Öğrencilerin yiyecek ve barınma ihtiyaçları burada görülüyordu. O dönemde anarşi de artmıştı. Babamın vefatı ve arkadaşlarının da ilgilenememesi sebebiyle bu dernek anarşistlerin eline geçti. Turgut Özal başbakan olunca biz Malatyalılar olarak kendisi adına bir organizasyon tertipledik. O yemekten sonra bazı arkadaşlarla bir araya gelerek bu dernek meselesini açtım. Derneğin yurt binasını bulup yeniden ayağa kaldırmamız gerektiğini söyledim. Hayrettin Yelkikanat ve Mustafa Kaptan gibi isimler de aramızdaydı. Mustafa Kaptan dedi ki “Ben o dernek sayesinde avukat oldum. O derneği ele geçirenler kolay kolay bundan vazgeçmezler. Biz ancak bir vakıf kurarsak ve samimi işadamlarıyla birlikte olursak daha iyi olur” diye konuştu. Ben de “Böyle bir iş için 10 bin lira bağış yapabilirim” dedim. Daha sonra yapılan çalışmalarla vakfı kurduk. Vakfın kuruluşunda maddi ve manevi olarak katkımız oldu çok şükür. Vakfın idaresinde de bulundum. Şu anda aktif bir görevim yok ancak çocuklarım ve yeğenlerim çalışmalara iştirak ediyorlar.” diye konuştu.

Necmettin beyi fazla yormadan son sözlerini almak istediğimizi belirttik. Necmettin Bitlis, yılların verdiği tecrübeyle okuyucularımıza şu mesajı verdi: “Bütün Malatyalıları hem ülkelerine hem de Malatya'ya yatırım yapmaya çağırıyorum. Ülkemizin ve Malatyamızın gelişmesi için elimizi taşın altına sokmaktan çekinmeyelim. Kendi rahatımızı da düşünüyorsak, topluma faydalı bireyler olarak hareket etmeye çalışalım. Sizin aracılığınızla bütün Malatyalılara sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!