© Malatya Time

2015 seçimlerini etkileyecek faktörler

Malatya Time yazarı Adem İnsanoğlu Türkiye genelinde çözüm süreci ve ana gündem maddelerinin belirleyeceği 2015 seçimlerinin Malatya için çok farklı kriterlerce belirleneceğini vurguladı. İşte Adem İnsanoğlu'nun yazısı

Malatya Time / ANALİZ

Adem İnsanoğlu'nun yazısı:

"2015 milletvekili seçimlerini etkileyecek faktörler neler olur" diye sorulacak bir soruya; "açılım süreci ve -birazda- paralel yapı ile mücadele" en kolay ve en doğru cevap olur. Her iki konuda ülke gündemini fazlasıyla meşgul ediyor. Bütün partiler bu iki ana başlığa göre seçim stratejilerini belirleyecekler. Seçim çalışması, propaganda, program, slogan, aday tercihi vs. seçimle ilgili bütün konularda bu iki konu dikkate alınacaktır. Paralel yapı ile mücadele konusunda bir şey yazmama gerek yok ama açılım süreci ile ilgili bir iki noktayı vurgulamak isterim. Açılım sürecinin "bir türbülansa" girdiğini ilgili başbakan yardımcısının ağzından duyduk. Bana kalırsa gerek HDP gerekse AKP içerisinde bu sürecin bitmesi için yoğun çaba sarf edenler var. Cumhuriyet tarihimizin en büyük demokratik hamlelerinden birisi olan bu sürecin, değil sonlandırılması "türbülansa" bile girmesinin neler mal olduğuna ülke olarak şahit olduk. Bence sürecin baş aktörleri siyasiler olmalıdır. Siyasilerden kastım, siyaseti bilen ve siyaset yaparak bir yerlere gelmiş olanlardır. Yoksa bir siyasi parti içerisinde görev alanlar değil. Şu anda açılım sürecinin en önemli iki aktöründen birisi bürokrat kökenli diğeri akademisyen kökenli. Bu sebeple sürecin sağlıklı olarak devam edeceğini düşünmüyorum. Bürokrasinin ancak sekretarya görevi görmesi gerektiğini, akademinin de danışman görevi görmesi, nihai karar verenlerin ise siyasetçiler olması gerektiğini düşünüyorum. Gelinen süreçte Ak Parti için yeni bir düşman bulunmaması halinde seçimi "açılım süreci"  ve bu sürecin etkilediği diğer faktörler belirleyecek.

Yukarıda zikrettiğim açılım sürecinin Malatya üzerinde çok etki yapacağını düşünmüyorum. Zira Malatya öteden beri Türk ve Kürt vatandaşlar ile alevi ve sünni vatandaşların bir arada kardeşçe yaşadıkları bir şehir. Bu sebeple ülke genelinde çok büyük olaylar patlak vermediği sürece, açılım süreci Malatya'da seçimleri çok etkilemez.

Peki Malatya'da seçimleri hangi faktörler etkiler?

İçme Suyu Fiyatları

Bu yazıyı okuyanların çoğunun bu başlığı görür görmez ilk önce "ne alaka?" diyeceklerine eminim. Maddi durumu iyi olan insanlar için bu büyük bir sorun değil. Malatya, ortalama ücret seviyesi (işsizlerde hesaba katıldığı zaman) asgari ücretin bile altında olduğu bir şehir. Bugüne kadar Malatya şehir merkezinde oturanlar suya aylık ortalama 30-40 TL gibi bir ücret ödüyorlardı. Battalgazi, Yeşilyurt ve diğer ilçelerde oturan vatandaşlar ise yıllık 100-150 TL ödüyorlardı. Suya yapılan son zamlarla birlikte merkez İlçelerde oturanlara aylık ortalama 80-100 TL arası su faturası kesilecek. Yani su faturası elektrik faturasından çok daha fazla gelecek. Yıl bazında hesaplarsak doğalgaz ile yarışacak duruma geliyor. Hal böyle olunca ücret seviyesi çok düşük olan Malatya'da bu durum nüfusun yarısından fazlasını etkileyecek. Zamlı faturalar henüz yeni yeni kesilmeye başlandı. Henüz büyük çaplı bir protesto yok ama zamanla aşırı tepkilerin geleceğinden eminim. Birçok insan değişik platformlarda bu konuyu dile getirmeye başladı bile. Kaynağından alınıp evlere gelinceye kadar, -altyapı hariç- kuruş masrafın yapılmadığı içme suyuna fahiş ücretler belirlenmiş olması, gelecek seçimleri etkileyecek en önemli faktörlerden birisi. Çok değil birkaç ay sonra vatandaşlar su paralarını ödeyemediği için, icra ile karşılaşırlarsa hiç şaşırmayacağım. Bu durumdan, MASKİ avukatları hariç hiç kimsenin karlı çıkacağını sanmıyorum. Seçim sonuçları üzerinde, su ücretleri "açılım sürecinden" çok daha belirleyici olacak Malatya'da. Tabi su ile birlikte ulaşım ve belediyelerce alınan diğer ücretlerde sonuçları etkileyecektir. Bu tür ücretler birbirleri üzerinde domino etkisi yaparlar. Sonuçta tamamı belediyelerin kasasına giren ücretler. "Su Fiyatı" bana göre en önemli faktörlerden birisi.

"Marjinal" Denilen Gurubun Etkisi

Şahsen çokta marjinal bir özelliğini göremediğim bir gurubun, Malatya'da Ak Partiyi tekeline aldığını herkes biliyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, mevcut İl başkanı Bülent Tüfenkçi, Milletvekili Mustafa Şahin, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat ve birçok yönetici bu gurubun adamları olarak biliniyor. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık'ta kendini gurubun mensubu olarak gösterme gayreti içerisinde. Bütün aktivitelerine katılıyor ve mensup görüntüsü veriyor. Basında ismi çokça zikredilen Prof. Dr. İbrahim Gezer'de bu gurubun mensubu olarak biliniyor. Hal böyle olunca aday belirlemede bu guruptan kaç kişiye adaylık verileceği ve diğer gurupların tavırlarının ne olacağı önemli bir konu. Önceki seçimlerde Malatya halkı adayın kim yada kimlerden olduğuna bakmaksızın, oyunu Recep Tayyip Erdoğan'ın hatırına Ak Partiye veriyordu. Bundan sonra aynı şekilde oy vereceğini düşünmüyorum. Zira Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Malatya mitingi bu konuda önemli bir ipucu vermişti. Bu sebeple sayısal olarak bir guruba yer verilip diğer gurupların yok sayılması halinde, bu durumun seçim sonuçlarına büyük oranda etki edeceği kesin.

Merkezi Yönetimin Katkıları

Malatya son yıllarda merkezi bütçeden çok düşük oranda pay alan bir şehir. Gerçekte durum böyle olmayabilir ama halk nazarında durum böyle. Çevremizde yer alan; Elazığ, Adıyaman ve Sivas illerine göre merkezi bütçeden daha az oranda pay alıyoruz. İstatistiksel olarak durum böyle olmayabilir ama görüneni böyle. Adını saydığım bu illerin son yıllarda geldikleri konum ile Malatya'nın geldiği konumu kıyaslarsak bu durum gün gibi ortaya çıkar.  Yıllarca devam eden ve hala bitirilemeyen tüneller, bitmeyen duble yollar, yanlış yapılan ve yıkılmak zorunda bırakılan yatırımlar vs. Bütün bunları düşündüğünüz zaman merkezi bütçeden aldığımız payın yetersizliğini açık açık görebiliriz. Bu konuda Başbakan Ahmet Davudoğlu'nun Malatya ziyaretinde vermiş olduğu sözler ve bu sözlerin yerine getirilmesi, durumu farklı kılabilir.

Büyükşehir Olmanın Verdiği Dezavantajlar

Büyükşehir olmak bir takım avantajlar sağladığı gibi beraberinde bir takım dezavantajlarda getirir. Bunun en bariz örneği zamlı fiyatlar ve artan vergilerdir. Bu durumda büyükşehir olmak artı külfet olarak vatandaşa geri döner. Artı olarak alınan bu külfetlerin vatandaşa hizmet olarak ne kadarının geri dönüş sağlayacağı önemli bir konudur. Zira bu büyükşehrin karlımı/zararlımı olduğunu belirleyen en önemli konudur. Büyükşehir olmanın getirdiği ekstra külfetlere katlanan vatandaşların hayatlarında olumlu bir değişiklik olmaması halinde bu seçim sonuçlarına direkt etki edecektir. Sosya-ekonomik açıdan daha rahat bir hayat yaşayamayan vatandaşların, büyükşehri benimsemesi beklenemez zaten. Gelinen süreçte birçok insanın ağzından "büyükşehir olduk ya, bu onun kazığı" sözünü çokça duyuyorum ve durumun 2015 seçimlerine etki edeceğinden eminim.

Büyükşehir Belediyesinin Çalışmaları

Büyükşehir olan illerde ilin tamamının altyapı, su, kanalizasyon ve anayolları büyükşehir belediyesi tarafından yapılıyor. Daha önce köylerde ve belediye mücavir alanı dışındaki alanlarda, bu işler Özel İdareler ile Köylere Hizmet Götürme Birlikleri tarafından yürütülüyordu. Gerek Özel İdareler Gerekse Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, siyasi kurumlar olmadıkları için; denetlenebilirlikleri daha kolaydı. Ayrıca bu kurumlar daha şeffaf bir şekilde yönetiliyordu. Yapılan işlere karşın mülki idareye şikayet hakkı vardı. Aksaklık olması halinde bu siyasi iradeye mal edilmeyerek, sonucu seçime etki etmiyordu. Şimdi bütün bu işler siyasi kuruluş olan büyükşehir belediyesi eliyle yürütülecek ve olası aksaklıkların faturası siyasete kesilecektir. Eski durumda kaynağın adil paylaşımından bahsedebiliyorken mevcut durumda "güçlü olanın adaletinden" bahsediliyor. Önceki durumda Vali ve Kaymakamlar, sorun halinde müdahale ederek veya devletin diğer kaynaklarını kullanarak sıkıntıyı giderebiliyorlardı. Giderilemeyen sorun ve sıkıntıların faturası mülki erkana kesiliyordu. Şimdi ise böyle bir durum söz konusu değil. Hal böyle olunca yaşanacak bütün sıkıntılarda fatura siyasi iradeye kesilecektir. 7 aylık büyükşehir geçmişimizde, birçok sıkıntının varlığına şahit olduk. Hatta bu sıkıntılar iktidar partisinin milletvekilleri tarafından bile dile getirildi. Büyükşehir Belediyesinin hala organize olamaması ve sorunları erken çözemeyişinin faturasının genel seçimlerde kesileceğine inanıyorum. Seçimlere kısa bir sürenin kaldığını hesaba alırsak, bu konu seçim sonuçlarına etki edecek önemli faktörlerden birisi olur diye düşünüyorum.

Muhalefetin Adayları

Yukarıdaki faktörlerin yanında muhalefetin göstereceği adayları da hesaba katmak gerekir. HDP'nin bir varlık gösteremeyeceğini ve son olaylardan sonra Malatya'daki tabanını da kaybettiğini düşünüyorum. CHP her zamanki gibi kemikleşmiş oyları ile bir milletvekili alır ve ikiyi zorlamaz gibime geliyor. Bu durumda MHP en önemli parti olarak karşımıza çıkıyor. Yukarıdaki faktörlerin etkisiyle, MHP'nin bir milletvekili çıkarabileceğine hatta ikincisini zorlayabileceğine inanıyorum. Tabi bu durumda adaylarını iyi belirlemesi şart. Halk içinden gelen ve halkın tanıdığı, Malatya'yı tanıyan ve her kesimden destek alabilecek adaylar, MHP için kazanç olur bence. Yoksa tepeden inme, bol keseden para dağıtan, Malatya'yı bilmeyenler ile bu iş olmaz. Kulislerde ismi geçenlere bakınca kafama takılan bir takım sorular oluyor ama bu konuyu başka biz yazıda yazmayı düşünüyorum.

Hasıl-ı Kelam.

2015 seçimleri son yıllardaki en farklı seçimler olacak. Görünüşe göre birçok kişiyi şok edecek sonuçlar bizleri bekliyor. Ülke genelinde açılım süreci belirleyici olurken, Malatya'da çok daha farklı konular belirleyici olacak.

Selametle...

Adem İnsanoğlu

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER