© Malatya Time

38 kişiye 1 banyo

Aziz mübarek Ramazan ayını yaşadığımız bugünlerde böyle bir yazı yazacağımı hiç düşünmezdim. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip ErdoğanÂ'ın tam da Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklandığı ve ilk konuşmasında dini kavramlara sıkça yer verdiği bugünde böyle bir yazı yazmak aklıma gelmezdi.

Aziz mübarek Ramazan ayını yaşadığımız bugünlerde böyle bir yazı yazacağımı hiç düşünmezdim. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın tam da Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklandığı ve ilk konuşmasında dini kavramlara sıkça yer verdiği bugünde böyle bir yazı yazmak aklıma gelmezdi. Başbakanın “dindar bir nesil yetiştirmektir muradımız” sözüne bu kadar ters bir konuyu yazmayı aklımdan geçirmezdim. Ama duyunca, görünce ve araştırınca yazmam gerektiği kanısına vardım. Zira bu bir boyun borcudur. “İçinizden birisi bir kötülük gördüğü zaman” diye başlayan ve temel bir hayat felsefesi çizen hadisi şerif gereği, yazmam gerekiyordu. Fazlasına gücüm yetmediği için ancak bu kadarıyla yetineceğim. Aşağıda hikâyesini yazacağım olay tamamen gerçektir.

 

Battalgazi'de Yıkılan Kur'an Kursu

Battalgazi İlçesi Karahan Mahallesinde bulunan Diyanet İşleri Başkanlığın ait Yatılı Erkek Kuran Kursuna yıllar önce “çürük” raporu verilir. Kuran kursu yönetimi kursu yıkmak istememiş önceleri fakat daha sonra bir iş adamının “yıkılsın daha iyisini ben yapacağım” sözünü vermesi üzerine kurs binası yıkılır.

 

Parayla Satılan Arsa

Yıkılan Kuran Kursuna ait arsanın tapusu belediyeden alınmamıştır. Aynı ada içerisinde İmam-Hatip Lisesi, Battalgazi Stadı, bir adet İlköğretim Okulu ve bu yıl yapılan Battalgazi Kapalı Spor Salonu bulunmaktadır. Hepsinin müstakil tapuları ilgili kurumlara bila bedel olarak belediye tarafından verilmiştir. Fakat Kuran Kursunun tapusu belediyeden alınamamıştır. Belediye arsayı önce 60.000,00 TL'ye satmak istemiş, daha sonra yapılan pazarlık üzerine arsa 40.000,00 TL bedeli ile Kuran Kursuna satılmıştır. Parasını kurs inşaatını yaptırmayı düşünen iş adamı ödemiştir.

 

İnşaata Ruhsat İzni Yok

Arsası satın alınan kurs için kurs yetkilileri ve iş adamı bir proje yaparlar. İş adamının amacı Türkiye'nin en güzel kurslarından birini inşa etmektir. Buna uygun tasarlanan kurs projesi ile Battalgazi Belediyesine başvuru yaparlar. Bu defa ruhsat için gerekli izni alamazlar. Yoğun çabalarına rağmen Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'dan ruhsat onayı alamazlar. Ak Partili bütün yetkililere ulaşmalarına rağmen bir sonuç elde edemezler. Başkan Gürkan her seferinde “ruhsatın onaylanmayacağını” söyler. Sonunda iş “çıkıp cami kürsüsünden halka anlatırız”'a kadar gelir. Bunun üzerine belediye başkanından “orası sit alanı, koruma altına alınmış, ruhsat veremeyiz” cevabının alırlar. “Madem öyle neden sattın orayı bize” derler ama iş işten geçmiştir. Tüm bunlar yıllarca sürer ve bu arada kursu inşa ettirecek iş adamı, kursu yaptırmaktan vazgeçer. Sebebi yaşananlardan bıkmış olmasıdır.

 

Yeni Bir Hayırsever

İlerleyen zamanlarda bir başka hayırsever iş adamı bu kuran kursunu yaptırmaya talip olur.  Tekrar belediyeye ruhsat için müracaat edilir ama aynı cevap alınır. Müftülük yetkilileri yılmazlar ısrarla konunun üzerine giderler fakat ulaştıkları hiç kimseden hiçbir yardım  alamazlar. Hiç kimse Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'ı kararından vazgeçiremez. Belki de kimse hiçbir şey yapmaz. Ulaştıkları herkesten aynı cevabı alırlar. Bu sırada aynı ada üzerinde Battalgazi Kapalı Spor Salonu inşa edilir. Oraya ruhsat verilir. Fakat kuran kursu ruhsatı bir türlü verilmez. Malatya Büyükşehir olunca işin rengi biraz değişir. Battalgazi Belediye Meclis üyelerinden birisi, sürekli konunun gündeme alınmasını ister fakat diğer üyelerden destek gelmeyince konu gündeme alınmaz. Müftülük yetkilileri işin içine Büyükşehir Belediyesini de eklemek isterler. Bunun üzerine Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan “orası sit alanı olduğu için, en fazla bir zemin ve bir kata ruhsat veririz, projenizi o şekilde değiştirin, getirin bakalım” der. Halbuki Battalgazi Kapalı Spor Salonu 1+3 kattan daha yüksektir. Müftülük yetkilileri iki katı kabul etmek istemeseler bile mecburen kabul ederler. Kuran kursu projesi şu anda Malatya Büyükşehir Belediyesinde çalışan bir mimar ve bir inşaat mühendisi tarafından yeniden hazırlanmakta. Yeni projeye Battalgazi Belediyesi onay verir mi vermez mi bilmiyorum. “Çalıştığı kuruma karşı dolandırıcılık ve sahtecilikten” hakkında dava açılan, Battalgazi Belediyesi İmardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Yaşar Karataş bakalım bu proje için nasıl bir karar alınmasını sağlayacak. Bugüne kadar Selahattin Gürkan'a takılan bu projenin onaylanıp onaylanmayacağını bekleyip göreceğiz.

 

Peki Öğrencilere Ne Oldu?

Aslında benim bu yazıyı yazmamın asıl sebebi öğrenciler. Zira sıkıntının en büyüğünü öğrenciler çekti. Eski kurs binasının yıkılması üzerine öğrenciler aşağıdaki resimde gördüğünüz lojmandan bozma Kuran Kursuna yerleştirilmiş. 3 katlı her katı bir daire büyüklüğündeki kursta; zemin kat yemekhane ve abdesthane olarak, orta kat dershane olarak üst kat ise yatakhane olarak kullanılmakta. Normal şartlar altında en fazla 10 yatılı öğrencinin barınabileceği binada 38 yatılı, 12 gündüzlü toplam 50 öğrenci kuran eğitimi almakta. 38 yatılı öğrencinin okuduğu kuran kursunda sadece bir banyo bulunmaktadır. Mülteci kamplarında bile bundan daha fazlası olduğunu biliyoruz. Öğrencilerin sosyal aktivite yapacakları hiçbir donatı bulunmamakta. Öğrenciler hocalarının gayretiyle halı sahalara götürülmekte ve böylelikle sosyal/sportif etkinlik yapabilmekteler.Dünyanın dört bir yanındaki mültecilere yardım götüren bir milletiz. Mülteci kamplarından bile daha kötü şartlarda din eğitimi alan öğrencilerimizin varlığı beni derinden etkiledi. İktidarda olan Ak Partinin “dindar bir nesil” söylemine bu kadar ters bir davranışı diğer partili başkanlar bile yapamazken, Ak Partiden başkan seçilen birinin bu davranışlarda bulunmasını havsalam kabul etmiyor. Sebebini bilmiyorum ama sayın başkan lütfeder bir açıklama yaparsa öğrenmiş olurum. Ak Partili diğer yetkililer için bu konu ne ifade eder onu da bilmiyorum. Umarım basit, seviyesiz, alakasız bahaneler üretmezler.

Yukarıda zikrettiğim hadis gereği benim görevim gücümün yettiğini yapmamdı. Benim gücüm bu kadarına yetiyor ve görevimi yaptım. Gerisi “dindar nesil” söylemini dilinden düşürmeyen ve bu konuyu elleriyle düzeltebilme yetkisine sahip yetkililerde!

Selametle...

 

Adem İnsanoğlu

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER