AK Parti Aday Listesinin Şifreleri!..
ÖZEL HABERAk Parti iyi bir liste mi hazırladı, yoksa sürpriz mi yaşayacak? Adem İnsanoğlu'na kulak verelim...
Aşağıda yapacağım yorumun daha iyi anlaşılabilmesi için tarihi bir bilgiyi vermek zorundayım. Aşağıda şifresini çözmeye çalışacağımız aday listesinin daha iyi anlaşılabilmesi için aklınızda bulunması gereken çok önemli bir olayı bilgilerinize sunuyorum. Lütfen yazı boyunca aklınızdan bu olayı çıkarmayınız.
1999 yılı genel seçimler öncesi Doğru Yol Partisi (DYP); güçlü bir aday listesi hazırladığını düşünüyordu. Listenin başında Ankara'da mukim olan Yusuf Keskin, ikinci sırada Eczacı Öznur Çalık bulunmaktaydı. Hiçbir özelliği olmayan bu genç, sarışın bayan; seçim süresince bir an bile Yusuf Keskinin yanı başından ayrılmıyordu. Keskin, birazda aşiretçi olmasını kullanarak her akşam bir köy, mahalle veya evde toplantı yapıyordu. Gittiği her yerde söylediği tek bir söz vardı; "hemşerilerim beni meclise göndereceğinizi biliyorum, benimle birlikte bu bacıyı da gönderin ki; size daha iyi hizmet yapalım." "Bacı" dediği Öznur Çalık, sadece olanları izliyor ağzından bir tek kelime bile çıkmıyordu. Mülayim ve mütebessim görüntüsü dışında göze batan hiçbir özelliği yoktu. Kim nereden bilebilirdi ki; Malatya'nın geleceğinin, bu genç ve sarışın bayanın elinde olacağını?
Yine 1999 yılının Haziran ayıydı. Malatya 1. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinde önemli bir dava görülmekteydi. Sanık sandalyesinde oturup idam ile yargılanan kişilerden birisi Mustafa Şahin'di. Sanık avukatları arasında; Bülent Tüfenkçi ve Bayram Taşkın yer almaktaydı.
1999 yılı 28 Şubat soğuğunun kendisini iyice belli ettiği yıldı. O yıl; dindar, mütedeyyin ve muhafazakar insanlar için en zor yıldı. 28 Şubatın en önemli aktörlerinden birisi, DYP eski başkanı zamanın Reisi Cumhuru Süleyman Demirel, birisi de DYP mevcut Başkanı Tansu Çiller'di. Bunlar dışında başkaca aktörler de vardı ama bu bizim bugün ki konumuz değil. 28 Şubatın aktörleri ile mağdur ettiklerinin 16 yıl sonra aynı listede yer almaları önemli bir durum. O günün DYP'sinde aday olan Öznur Çalık Ak Partide liste başı, mağduru Mustafa Şahin 3. sırada, mağdur avukatları Bülent Tüfenkçi ve Bayram Taşkın 5 ve 6. sıradalar. Birbirleriyle hiç alakaları olmayan ve dünya görüşleri tamamen zıt olan bu insanların bir araya getiren şey; menfaatlerinden başka bir şey değil. Dünya, Ülke, Bölge ve İl menfaati hiç değil! Bu kısa tarihi anekdotu verdikten sonra listenin şifrelerini çözmeye çalışalım.
Şifre; Melike Öznur Çalık
Çok eski zamanlarda devlet yöneten bayana "Melike" denilirdi. Sebe Melikesi Belkısın kıssası Kuran'da geçer. Bize göre Malatya'nın Melikesi Öznur Çalıktır. Öznur Çalık bu dönem vekil olursa ki olacak, bu O'nun 3. Dönemi olacak. Bundan sonra en az bir dönem vekilliğe ara vermek zorunda. İliklerine kadar siyasetin içerisinde yer alan bir bayanın siyasetten ayrılacağını düşünmek ahmaklık olur. Çalık'ın yeni hedefi 2019 yılında büyükşehir belediye başkanı olmak. Bu konuda etkin olan gurup ile anlaşmış olacağını düşünüyoruz. Geçtiğimiz yazıda, Malatya'nın yeni beyazlarından bahsetmiştik. Herkes kim/kimler olduğunu biliyor. Zannımca Öznur Çalık bir sonraki döneminde hesabını yapmış olacak ki; kendisi dışındaki diğer 5 aday da o malum gurubun üyeleri. Yani onların hesabı bir sonraki dönem Öznur Çalık'ı büyükşehir başkanı yapmak. Karşılığında milletvekilliklerini alacaklar. Hal böyle olunca şehrin anahtarını teslim almış olacaklar. Onların hesabı bu şekilde; ya Allahın hesabı, ya halkın hesabı?
Listeye Dair Düşünceler
Seçim atmosferine girdiğimiz günden beri; yazmış olduğumuz yazıların yakinen takip edildiğine şahit olduk. Bu bizi fazlasıyla memnun etti. Özellikle muhalefetin yazılarımızda dile getirdiğimiz konulara ve uyarılarımıza uyduğunu gördük. Fakat iktidar partisi hiç uymadı. Daha doğru bir ifade ile, iktidar partisini elinde bulunduran güruh, uyarılarımızı kavle almadı. Sonucunda kimin karlı/zararlı çıkacağını göreceğiz. Fakat bize göre bu güruh; müthiş ötesi bir "güç zehirlenmesi" yaşıyor. Tıpkı paralel örgüt gibi. Kaldı ki, paralel örgüt 30-40 senede bulunduğu konuma gelmişti. Her yerde ve mevkide adam bulundurarak. Bu güruh ise birkaç yılda ve birkaç adam ile geldi bu noktaya. İşte bu güruhun belirlemiş olduğu listenin, halk nazarında ne kadar kabul göreceğini zamanla göreceğiz. Yeri gelmişken iki anekdot daha aktarayım.
İl yönetiminde bulunan bir arkadaş ile liste muhabbeti yapıyoruz. Aday adaylık başvuru sürecinin henüz başında. En güçlü aday Prof. İbrahim Gezer. Dostumuz "Gezer Hoca bu listeye giremez" dedi, şaşkın bakışlarımız arasında. Gayrı ihtiyari "neden?" diye yönelttiğimiz sorumuza; "yerel seçimde parti ile ters düştü" dedi. "İyide parti ile değil M derneği ile ters düştü" deyince, "Parti ne M derneği ne, fark mı var" dedi. Biz o günden inanmıştık aslında İbrahim Gezer Hoca'nın aday yapılmayacağına.
4 Nisan 2015, kendilerine Bağımsız Hareket veya Battalgazi Gençlik Hareketi diyen gurubun önde gelen isimlerinden birisi ile ayaküstü muhabbet ediyoruz. Listeyi saymaya başladı, 7 Nisanda açıklanan listeden 5 kişi tam tuttu. 6. kişi için "genel merkez bir kişi daha verecekmiş" dedi. Sıralamasını bile bildi. Sadece Bayram Taşkın için sırayı yanlış söyledi. Dostumuza göre Bayram Bey 4. sıra adayıydı. Genel merkezin adamı ise 6. sıra adayı.
Bu iki olayı düşününce listenin öyle ince elenip sık dokunarak hazırlandığını düşünemiyorum. Zannımca bir liste yapıldı ve üst yönetime sunuldu, üst yönetim sadece yer değiştirdi ve aralarına Nurettin Yaşar'ı ekledi. Listeyi kim yaptı sorusunun cevabına gelince; yeni Melikemiz Öznur Çalık. İşte bir kişi ve bir gurubun işbirliği ve geleceklerini garanti altına almak amacıyla oluşturdukları bu liste, Malatyalılardan oy isteyecek. Sanırım muhalefetin üzerinde önemle duracağı konu bu olacak. Muhalefet vatandaşlardan, "geleceğini birkaç kişinin eline bırakma" diyerek oy isteyecek. Bize göre Bayram Taşkın'ın aday yapılmasındaki mantık; muhafazakar ve bağımsız hareket eden Kürt vatandaşların, oylarının başka yere kaymasını önlemekti. Fakat hesap yanlış yapılmış olmalı diye düşünüyoruz. Zira Bayram Taşkın'ı altıncı sırada görenler; "onurlu ol istifa et" diye sosyal medyada paylaşımlarda bulundular. Yine Rışvanlılar Derneğinin bu konudaki açıklaması çok önemliydi.
İnce Hesaplar, Basit İstatistikler
Seçim sonucuna dair herkes eline kalem kağıt alıp hesaplar yapmaya başladı. HDP barajı aşar mı? MHP kaç oy alır? İl barajı nasıl hesaplanır? Vs. herkes hesap uzmanı olmuş durumda. Görünen o ki; HDP'nin baraj sorunu yok. MHP ve CHP oylarını arttıracak ve Ak Parti oy kaybı yaşayacak. En azından Malatya'da durum böyle. Son Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına göre Ak Partinin en fazla 200-220 bin civarında oy alacağı tahmin ediliyor. Halkta kitlesel bir tepki olması halinde bu sayının çok daha aşağı düşeceği de tahmin edilebilir. Durumun vahametinde olan Ak Parti İl Yönetimi, listeye giremeyen aday adayları ile birebir markaj halindeler. Bazı STK'ların uyarılmış hatta tehdit edilmiş olabileceğini de düşünüyorum. Sonuçlara dair tahmin yürütmek oldukça zor. Fakat 5-1 olmayacağı kesin gibi. 4-1-1, 3-2-1, 4-2 vs. tahminler arasında gösteriliyor. MHP'den Arif Yıldız ve CHP'den Hulusi Porgalı'ya teveccüh çok yüksek. Üstelik bu iki kişinin muhtemel bir anayasa değişikliğine "hayır" demeyecekleri de düşünülüyor. Ak Parti İl başkanı ve yönetiminin tecrübesizliği de eklenince; işi en zor parti ak parti olarak görünüyor.
Kime, Neye Göre Oy Vermeli?
"Özgürlükçü" düşünenler için en ideal parti HDP, "Milliyetçi" düşünenler için MHP, "Sol'a" en yatkın parti CHP ve dindarlar için SP-BBP ittifakı ön plana çıkıyor. Hem HDP'deki dindar sayısının Ak Partiden fazla olduğu iddia ediliyor. Ak Partiye oy verecek olanların temel dayanağı; "istikrar" kelimesi. Aslında hiçbir tılsımı ve özelliği olmayan bu kelime belkide vatandaşların % 40'ını etkileyen bir kelime. Vatandaş sürekli "eski zaman" ile korkutularak, istikrar aşılanıyor. Halbuki yaşanan konjüktör de "eskiye dönmek" diye bir şeyden söz etmek mümkün değil. Aslında doların son durumu, gıda fiyatlarında gelinen nokta, hatta hatta patatesin fiyatı, bize "istikrar" kelimesinin ne kadar anlamsız olduğunu gösteriyor. Son 2 yılda ki kayısı fiyatlarına bakmak bile, tek başına ne kadar istikrarlı bir ülkede yaşadığımızı bize gösteriyor.
Ak Partinin bir başka dayanağı, paralel yapı ile mücadele. Ak Partiye yakın medya yaşanan her olayı; "paralel tezgah" olarak veriyor. Nisan ayında yağan kar yağışını bile neredeyse, paralele bağlayacaklar. Öyle bir hal almışız ki; hepimiz paralel paranoya yaşıyoruz. Bağımsız adaylar için, "bunlar paralelin oyunları" deniliyor. Paralel denilen örgüt ile ömür boyu mücadele etmiş kişiler bile en ufak eleştiri getirdiklerinde; hemen paralel damgası yiyorlar. Müthiş bir cadı avı... (Kimbilir belki bu yazıdan sonra bize de paralel diyecekler.) Bize göre paralel salatası artık yenmiyor ve iyice kokmuş durumda. Bu sebeple Ak Partinin yeni bir strateji geliştirmesi gerekir.
Yeni Anayasa
Ak Partinin önemli vaatlerinden birisi de yeni sivil bir anayasa. Bu vaatle milletten en az 330 vekil istiyorlar. Hatta 400 isteyenlerde var. Ülkenin geleceği açısından büyük önem taşıyan bir anayasanın sadece Ak Parti tarafından hazırlanması mı yoksa memleketin bütün renklerini, bütün düşüncelerini, bütün etnik yapılarını içerisinde bulunduran bir meclis tarafından hazırlanması mı daha mantıklı? Bu soruya cevap vermek zor. Eğer HDP barajı aşarsa; ülkedeki bütün etnik yapılar, mezhepler, görüşler ve yapılar mecliste yer alacak. Kürdü, türkü, lazı, çerkezi, ermenisi, romanı; sünnisi, alevisi, hristiyanı, ezidisi... hepsi mecliste söz sahibi olacak. Sadece Ak Partinin hazırlayacağı bir anayasa mı yoksa hepsinin temsil edildiği bir anayasa mı? İşte bu soru kafaları en çok kurcalayan konu... Malatya ölçeğinden bakarsak; "hepsi" derim ama Türkiye için bunu söylemek zor... Zira Malatyada sadece bir kişinin ve bir gurubun sözü geçerli. Geriye kalanlar ise sadece oy kullanmak için var...
Selametle...
Adem İnsanoğlu
İlginizi Çekebilir