© Malatya Time

Atilla KANTARCI / Sohbet

Atilla KANTARCI yazdı.

Geçen gün, Armutlu sahilde biriyle tanıştım.

Laf lafı açtı ve Malatyalı olduğumu söyleyince sohbet koyulaştı;

“Askerliğimi Şöför Okulunda yapmıştım. Hafta sonları izinli olarak şehre giderdik. Postanenin yanındaki İş Bankasının önünde buluşurduk arkadaşlarla. Sahi o ne güzel taş bir binaydı, ayrıca çok güzel konaklar vardı Sivas Caddesinde! Duruyor mu hala onlar?

Durmuyor!

O güzelim taş binayı, o güzelim konakları yıkıp yerine gudubet beton binalar yaptık.

Dedim sertçe…

“Yapmayın, çok üzüldüm, çok güzel bir şehirdi, girişini de hiç unutamuyorum. Göz alabildiğince bir yeşil denizin içinden geçmiştik sanki, o ne güzel bir vadiydi, kuş sesleri arabaların içinden duyuluyordu. Hala öyle yeşil mi? Duruyor mu hala o güzellikler. Beylerderesi mi diyordunuz oraya”.

Durmuyor kardeşim durmuyor!

Binlerce ağacı katledip, baraj yaptık fakat bilim adamlarını dinlemediğimiz için su da tutmuyor. Kokudan durulmuyor. Dedim…

Peki, izin günlerimizde gidip nefes aldığımız, kaynak sularının bizi ferahlattığı bir yer vardı dağın eteklerinde. Kernek diyordunuz galiba. Kesin o güzellik duruyordur…

Durmuyor kardeşim o da durmuyor. Su bizi rahatsız etti. Üstüne betonu bastık kapattık. Ayrıca Hollanda’daki akrabalarımıza özenip!! üstüne bir de yel değirmeni kondurduk.

...

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN BURAYA > TIKLAYIN 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER