Bu Diyetin Etkisine Şaşıracaksınız! Bu Diyet Beyin Fonksiyonlarını Koruyan Önemli Bir Tedavi Yöntemi...

Ketojenik diyet, bazı hastalıkların tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Gerçekleştirilen tedavilere yanıt vermeyen hastaların sağlıklarını ketojenik diyet sayesinde kazandıkları çarpıcı örnekler bulunmaktadır. Bu diyetin ne olduğu ve nasıl uygulandığına dair detayları anlatmadan önce, 11 yaşındaki Mehmet Fatih Balkır'ın dramatik bir değişim gösteren hikayesini paylaşmak istiyoruz.

Balkır'ın doktoru, Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tıp Fakültesi'nden Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Aycan Ünalp, daha önce uygulanan tedavilerden fayda görmeyen hastasının yaşamındaki dönüşümü şu şekilde anlatıyor: "2023 yılının Ocak ayında, ateş yüksekliği, bilinç değişikliği ve uykuya meyil şikayetleriyle hastanemize sevk edilen hastamızın beyin manyetik rezonans görüntülemesinde temporal ve hipotalamus (bilateral limbik sistem tutulumu) saptandı. "Ensefalit" ön tanısıyla yoğun bakıma alındı. Antibiyotik ve antiviral tedaviler uygulandı, ancak hastanın viral veya bakteriyel bir etkene sahip olmadığı görüldü. Ateşli enfeksiyonla ilişkili epilepsi sendromu (FIRES) düşünülen olguya birinci basamak immün tedaviler (steroid, IVIG ve plazmaferez) uygulandı."

Prof. Dr. Ünalp devam ediyor: "Hastamızın klinik bulgularında kısmi düzelme gözlense de takipte ağız ve yüzde titreme (diskinezi), baş ve gözlerde sola dönme, her iki kolda kasılma şeklinde nöbet aktivitesi ve dalgalı bilinç durumu gözlendi. Nöbetlerine rağmen ketojenik diyet tedavisi (KDT 3/1 oranında) uygulanmaya başlandı. Ketojenik diyet başlandıktan sonra klinik olarak nöbet gözlenmedi, EEG'sinde düzelme meydana geldi. 6 ay süreyle birinci basamak immün tedavi uygulandıktan sonra antinöbet ilaçları azaltılarak kesildi ve ketojenik diyet tedavisiyle hastanın nöbetleri kontrol altına alındı."

Ketojenik diyet, yağlardan zengin, karbonhidratı düşük bir diyet olarak tanımlanmaktadır. Bu diyet, vücuttaki açlığın etkisini taklit eder ve uzman bir ekip tarafından uygulanmalıdır. Prof. Dr. Ünalp, "Açlığın epilepside kullanılması Hipokrat zamanına kadar uzanır. Ketojenik diyet orijinal protokolü 1921 yılında Mayo Klinikte geliştirilmiş, sonrasında John Hopkins Hastanesinde popüler olmuştur. Bu diyette başlıca enerji kaynağını yağlar oluşturur" diyor.

Epilepsi hastalarında standart tedavi seçeneklerinin, antinöbet ilaçları olduğu belirtilmektedir. Ancak ilaçlara cevap vermeyen durumlarda ketojenik diyetin tercih edildiği vurgulanmaktadır. Ketojenik diyetin nöbet kontrolüne nasıl yardımcı olduğu hâlâ araştırılmaktadır; ancak bu diyette şeker yerine yağların kullanılmasıyla beyinde keton cisimlerinin arttığı ve nöbetlerin azaldığı düşünülmektedir.

Ketojenik diyet, sadece epilepsi tedavisinde değil, aynı zamanda beyin tümörleri, Alzheimer hastalığı, tip 2 diyabet, polikistik over sendromu, obezite, migren, uyku bozuklukları ve otizm gibi birçok hastalıkta etkili olabilir. Ancak, klasik tedavilere cevap vermeyen durumlarda, deneyimli bir ekip tarafından takip edilerek ve ailenin onayıyla bilimsel bir şekilde uygulanmalıdır.

Ketojenik diyetin uygulanması sırasında, hastaların alması gereken yağ miktarının karbonhidrat ve protein miktarıyla orantılı olduğu belirtilmektedir. Bu diyet süresince şeker, un gibi karbonhidrat içeren yiyecekler sınırlanırken, protein içeren gıdalara izin verilir ve faydalı yağların tüketimi artırılır. Bununla birlikte, ketojenik diyet sırasında bazı vitamin ve minerallerin eksikliğini önlemek için düzenli olarak tetkik yapılması ve eksikliklerin giderilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Ketojenik diyet sırasında tüketilmesi gereken gıdalar arasında düşük karbonhidratlı sebzeler, düşük karbonhidratlı meyveler, balık, et, yumurta, yağlar ve bazı kuruyemişler yer alırken, nişastalı sebzeler, şeker içeren gıdalar, süt ve yoğurt gibi karbonhidrat içeren yiyeceklerin kısıtlanması önerilmektedir.

Ketojenik diyet, özellikle klasik tedavilere yanıt vermeyen hastalıklarda umut vaat eden bir tedavi yöntemi olarak ön plana çıkmaktadır. Uzman bir ekiple takip edilerek ve düzenli olarak izlenerek uygulanması gereken bu diyet, birçok hastalıkta etkili olabilirken, hastaların özel ihtiyaçlarına ve sağlık durumlarına uygun olarak düzenlenmelidir.

Kaynak: haberturk.com

Derleyen: malatyatime.com