© Malatya Time

Ebuzer AYDIN / Dadanmışların Arasında Adanmış Bir Adam!..

Ebuzer AYDIN yazdı.

Bazen bir şehir susar, ama içinden bir ses yükselir. Bazen herkes kabullenir, ama bir yürek buna razı olmaz. Malatya'nın sessizliğinde yükselen bu ses, Ali BAKAN’dı.

Göreve gelişinin üstünden henüz birkaç ay geçmişti ki, o kısa zaman zarfında Malatya’nın ihmalini, Malatyalının kırgınlığını, yalnızlığını yüreğinde hissetti.

Kısa sürede anladı ki bu görev, onun için bir unvan değil; tam anlamıyla bir yük, bir dava, bir fedakârlıktı. O, koltuk için değil; omuz vermek için gelmişti.

Şehrin içinde bulunduğu vahim tablo onu derinden sarstı. Özellikle siyasilerin ve belediyecilerin halkla sağlıklı iletişim kuramadığı başarısız yönetim anlayışı ve samimiyetsizlikler, yüreğinde Malatya sevgisi taşıyan bir dava adamı için ağır gelmeye başladı.

O, kısa sürede bütün çarpıklıkları gördü; sustu ama içinde büyüttü. Malatya'ya ve davasına zarar gelmesin diye hep sinesine çekti. “Yeter ki Malatya bu enkazdan kurtulsun, yeter ki Cumhurbaşkanımızın yüküne omuz versin, yeter ki birlik ve beraberlik sağlansın ve yeter ki davamız yara almasın.” diyordu...

Ancak;

"Adanmış bir adam, dadanmışların arasındaydı."

O, sadece bir il başkanı değildi. Bu şehrin yükünü sırtında, acısını içinde, umudunu gözlerinde taşıyordu.

Milletvekilinin boşverdiği, belediye başkanının milleti anlamadığı yerde, o sorumluluk alarak gecesini gündüzüne katıyordu.

O, bu şehrin acıları için canını hiçe saydı. Malatya'nın ihmal edilen gerçeklerine sessizce başkaldırırken kendi sağlığını feda etti.

O, şehrin enkazını kaldırmakla kalmadı; ruhundaki yıkıntılarla da mücadele etti.

Malatya’nın ihmallerine, milletin sessiz çığlıklarına ve yozlaşan vicdanlara dayanamadı. Bu yük, sonunda beynine vurdu.

Bu sadece bir sağlık sorunu değil; aslında Malatya’nın iç kanamasıydı.

Bu, aslında bir beyin kanamasından öte, bir vicdanın feryadıydı.

Bu, Malatya için gecesini gündüz eden bir evladın hastanedeki yaşam mücadelesine kadar olan hikâyesiydi.

Şimdi bir duanla yanında ol, bir cümlenle yüreğini ferahlat. Çünkü onun taşıdığı yük, bizim sessiz çığlıklarımızdı.

O, bizim için sustu. Biz de onun için dua edeceğiz. O, bizim için yandı. Biz de onun için “yanındayız” diyeceğiz.

O sustu, yük aldı; bizler de ona sahip çıkacağız.

...

YAZININ DEVAMI BURADA

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER