' Elin Hollandalısı Gelip Senin Camini Senin Elinle Yıkıyor!..'
DİĞER
Malatya?mızı ?katılımlı bir idareyi kast ederek- ?ortak akıl? ile idare edeceklerini söyleyen yöneticilerimiz, ?ortak? kelimesini alabildiğine abartmışa benziyor. İdareye gelmeyi hedefleyen; idareye adımını atan tüm idareci adayları ?mavi boncuk? mutlaka dağıtır. Ama değerli(!) belediye idaremiz açıyı biraz geniş tuttuğunu gayri Müslimlerle haşir neşir kararlar alarak gözler önüne serdi. Bu kadarını bizler de tahmin edememiştik. Ortak akıl iddiasıyla gayri Müslimlere ibadethane yapmayı millet şirinlik olarak algılıyor olabilir ama bizi ani reflekse yönelten; Hollandalıların eski hal binasını alıp, oradaki camiyi yıkmaları ve yerine yeni bir cami yapmaya teşebbüs bile etmediği halde, belediyenin yıkılan kilisenin yerine yenisini yapma gayretleri oldu.Bu dehşetli olaya şahit olur olmaz tepkimizi ortaya koyduk, ideali yolunda ilerleyen karınca misali gücümüz yetmezse bile safımızı belli etmeye çalıştık. ?Kutsal Mesele Siz Anlamazsınız!? başlığı ile yayınladığımız analiz  sonrası, bazı çevrelerden nice tehdit ve sitem telefonları, anlaşılmaz tepki mesajları aldık. Hatta ?zamanı olmayan? bir yetkili SMS mesajı ile sözde ?endişelerimizi giderdi!? Mesajda, haber için kullandığımız resim ile ilgili sitemini iletip resmin kaldırılmasını isterken, bize kendimizi Belediye Başkanının yerine koyup onun gibi düşünmemizi yani ?Empati?  yapmamızı tavsiye etti.Sayın Başkan?ın yerine kendimizi koyarak düşünmemizi isteyen,okul hayatında ?Seçmeli Din Dersi?ni seçmediği anlaşılan gafillere İslam çerçevesinde, ehli sünnet itikadı gereği nelerin yapılması gerektiğini kaynak ve delilleriyle bildirmeyi görev sayıyoruz. Umarız önce kendimize, sonra da herkese faydalı olacaktır bu açıklama?Devlet, yapısı içerisinde sistemine uyan her şeyi yapmayı uygun görür. Halkın idaresini üstlenmiş bu kurum, öncelikle herkese ve her kesime eşit hizmet sağlamak zorundadır. Ancak  topluma ait bir mal, birilerinin keyfi üzerine, ya da birilerinin hatası sonucu çarçur edilemez. Müslüman idarecinin, yapmak ve yapmamak arasında tercihe bırakıldığı konularda imanı ve inancına dayanarak en doğrusuna karar vermesi beklenir. Bu nedenle dün İslam?dan dem vuranlar; dini hassasiyeti kimseye kaptırmayanlar, belli mevkilere gelince gerekeni yapmalıdırlar. İnancı sağlam olanlar için ?Zafer sarhoşluğu? diye bir şey söylenemez. Verilen sözler, söylemlerle belirli makamlara gelenler taban tabana zıtlaşamazlar.İşin siyasi ve sinsi oyun boyutunu ayrıca konuşmak ve yazmak mümkündür. Ermeni mezarlığındaki yıkımın sebebi ve ardından olanlar bitenler? Birileri bilinçli mi yaptı? Bugün belediyenin kendini yapmayla yükümlü hissettiği ortamı oluşturma aşamasındaki olaylar mı bunlar! Bunu zaman gösterecek. İslam âlimlerinin genel görüşü olan, sağlam kaynaklara dayalı aşağıdaki tahliller hem vatandaşın yüreğine soğuk su serpecek, hem de idarecilerimizin hangi oyunlara ?geldiğini? gözler önüne serecek inşallah. Bu konuda mihengimiz İslam?ın emri olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz.Ehli kitaba ait kilise ve havraların hükmü konu başlığı altında Şafii mezhebinde şu ibare mevcuttur:?Ahalisi kendiliğinden Müslüman olmuş beldelerde veya Müslümanların yeniden inşa ettiği beldelerde kiliselerin icadına (yeniden yapımına) müsaade edilmez. Eğer zorla fethedilmiş yerler ise yine yeni kiliselerin icadına müsaade edilmez. Eski kiliselerin ibkası hakkında ise ihtilaf mevcuttur. Esahh (En kuvvetli ve muteber) olan kavle göre, onlara o kiliselerin devam etmesine müsaade edilmez. Yani, yenisine müsaade edilmediğine gibi, eskisinin devam etmesine de müsaade edilmez. Gayri esahh olan kavle göre ise, eski kiliselerin ibkasına müsaade edilir. Sulhen fethedilen yerlerde bulunan kiliselerin durumu ise oradaki ehl-i kitabla olan anlaşmaya bağlıdır. (Minhac ve şerhleri olan Muğni?l-Muhtac Tuhfe, Cizye Kitabı)Hanefi Mezhebi?ne ait ?Bedayiu?s Senayi? adlı eserde şöyle deniliyor:?İmam (Devlet reisi) kafirlerin her hangi bir beldesine (İstanbul gibi) hakim olup orayı zorla işgal ederse ve oranın halkını ehl-i zimme diye kabul ederse; o yerlerde bulunan eski kiliseleri yıkmaz. Fakat, onları orada kendilerine ait ibadetlerden alıkoyar ve mani olur. O kiliseleri ev olarak kullanır. (Sulhen fethedilen yerlerde bulunan kiliselerde ise ibadet etmelerine izin verilir.) (Bedayiu?s Senayi, Kitabu?s Siyer)Hanbeliler derler ki:?Müslümanların zorla fethettikleri beldelerde yeni kiliseleri ihdas etmek caiz değildir. Eski kiliselere gelince, bunda da iki kavil mevcuddur:Birincisi: Bunların yıkılması vaciptirİkincisi: Yıkılması vacip değildir. Zira, sahabeler birçok yeri zorla fethettiler, ama oradaki kiliselere karışmadılar (el-Muğni ve Şerhu?l-Kebir, 12 ? 812)Maverdi şöyle der:Ehli kitabın, İslam diyarında kilise ve havralarını yapmaları caiz değildir. Şayet bunları yapsalar, başlarına yıkılır. (el-Ahkamu Sultaniye, 261)Yıkılan kiliselerin tekrar yapılması başlığı altında ise şunlar anlatılır:?Hanefiler, Şafiiler ve bir rivayete göre Hanbeliler derler ki:Eğer devlet-i İslamiyye oraları fethederken oların kiliselerine karışmamışsa ve kiliselerin bekası üzerine anlaşma yapılmışsa; Bu yıkılan kilisenin tekrar yapılması için bir müsaade demektir. Zira, bu iade, o kiliseyi eskisi gibi bırakmak demektir. Yeni bir kilisenin ihdası değildir. Fakat bilinmesi gerekir ki: İadeden murad; eski binasının üzerine bir fazlalık ve yenilik yapmamaktır. Yani, eskide nasıl yapılmış ise hiçbir ziyadelik yapmadan o şekilde iade etmektir. Yapılan binada herhangi bir değişiklik olmayacaktır. O halde bir fazlalık veya bir yükseklik veya arsasında bir ilave gibi bir değişiklik yapılsa; devlet idarecisi buna müdahale eder ve mani olur. Zira, bu gibi değişiklik, yeni bir kiliseyi ihdas etmek gibidir. Buna asla müsaade edilmez.Yıkılan kiliseden murad, kendi kendine yıkılan demektir. Yoksa, devlet tarafından yıkılan demek değildir. Devlet tarafından yıkılan kilisenin tekrar iade edilmesine ve yapımına müsaade edilmez. Zira, Müslümanların yıktığı bir kiliseyi tekrar iade etmek, Müslümanları ve İslamiyyeti hafife almak, Müslümanları ve İslamiyyeti bir nev?i söndürmek ve şevketlerini kırmak, küfür ve ehline ise yardım etmek demektir. Fakat, ehl-i zimme, kiliselerini kendileri yıksalar, eski şekliyle yapılmasına karşı çıkılmaz.?Hanbelilerden ?İstahri? ve Şafiilerden ?ibn-i Ebi Hureyre?ye göre ise; onların yıkmış olduğu kilisenin tekrar iade edilmesine müsaade edilmez.Bütün bu izahatların sonunda ise kiliselerin tamiri konusundaki görüşleri de aktaralım:?Hanefiler, Şafiiler, Hanbeliler ve bazı Malikiler hükmetmişler ki :Ehl-i Zimmeye, kiliseleri tamir etmek hususunda mani olunmaz. Şafiiler?den bazıları demişler ki: Sadece iç kısmının tamirine müsaade edilir, dış kısmına müsaade edilmez. Malikilerin mu?temed olan kavline göre; zorla fethedilen yerlerde bulunan kiliselerin tamirine müsaade edilmez. Malikilerin bazılarına göre ise; sulhen fethedilen yerlerde bulunan kiliselerin de tamirine müsaade edilmez?Hanefiler derler ki:Ehl-i zimme, eski kilise ve havralarını bırakıp onun yerine başka yerde yeni bir kilise ve havra açamazlar. Zira, bu yeni bir kilise yapmak demektir. Malikiler derler ki:Eğer onlarla akd-i zimme yapılırken böyle bir şart koşmuşlarsa caizdir, yoksa caiz değildirKiliseyi beytullah (Allah?ın evi) diye itikad etmek ve onu ziyaret etmenin bir kurbet ve ibadet sanmanın hükmü ise ?Hanbelilerden Şeyh Takiyuddin açık ifade ile beyan etmiş ki:?Her kim, kiliseler Allah?ın evleridir veya onlarda Allah?a ibadet edilir diye itikada bulunsa veya Allah (cc) o kiliselerde yapılan şeyleri sever ve ondan razı olur dese, kafir olur. Çünkü, bunun zımnında, onların dinlerinin sahih olduğunun itikadı vardır. Bu ise kafir olmaktır. Veyahut kiliselerin açılması ve onların dinlerini ikame etmeleri konularında onlara yardımda bulunsa ve bunu da bir kurbet (Allah?a yaklaşmak) ve taat bilse, yine kafir olur. Aynen bunun gibi; ehl-i zimmeyi kiliselerinde ziyaret etmeyi de bir kurbet bilse, yine kafir olur.??Hanefi uleması nassan demişler ki:?Şayet ehl-i zimmeden biri, bir Müslüman?dan kilisenin yolunu sorsa, Müslüman ona kilisenin yolunu göstermez. Çünkü, bu ma?siyyete bir yardımdır. Aynen bunun gibi; bir Müslümanın zımmi bir annesi veya babası varsa; o Müslüman annesini veya babasını kiliseye götüremez, ancak kiliseden eve getirebilir.?Kilise yapımı için bir arsayı veya evi satmak ile ilgili;?Cumhur-i fukaha, nassan beyanda bulunmuşlar ki:Müslüman biri, evini veya arsasını kilise yapmak için satması konusunda devlet-i İslamiyye tarafından men edilir.?Hanefiler demişler ki:Eğer Hıristiyanlar, Müslümanların şehirlerinden bir şehirde toplu halde birkaç evi satın alsalar ve bu evlerden birini ibadet maksadıyla kilise, havra veya ateşgedeye çevirmek isteseler; bundan men edilirler.Malikiler demişler ki:Kilisenin yapımı için bir arsayı satmak haramdır.Ehl-i Zimme?nin kilise için bir evi kiralaması ile ilgili de;Cumhur-i fukaha der ki: Buylö bir icare gereçrsizdir. Fakat, ehli zimme, için bir evi kiralasalar, daha sonra onu kiliseye çevirseler, böyle bir icare sahihtir; ancak Müslümanlar böyle bir fiilden onları alıkoyarlar.Müslümanların, kâfirlerin kilise ve havralarına girmesi ile ilgili;?Bu konuda ulema ihtilaf etmişlerdir. Hanefiler derler ki:Müslümanların bu gibi yerlere girmeleri mekruhtur. Bu mekruhiyyet, girme hakkına sahib olmadığından değil; o yerlerin şeytanların mecmaı olması itibariyledir. ?Malikiler, Hanbeliler ve bazı Şafiiler derler ki:Müslümanlanr, kilise ve havralara girme hakkına sahibtirler.? (el-Mevsuatu?l-Fıkhiyye, 38, Meabid konusu.)İşin dini, akaidi ve inançsal boyutu yukarıda belirtildiği gibi. Kendi aklını mihenk taşı yapanlara veya mezahibi erba olan dört mezhepten yüzünü çevirenler,yani mezhepsizler muhatabımız değildir.Onlara Kur?an lisanı ile deriz ?Kördürler? ?Sağırdırlar? ?Dilsizler??Dört mezhebin görüşlerini yansıtmaya çalıştık. İslam inancını benimsemiş  insanın bir kiliseye veya havraya yardımcı olup olmayacağı ile ilgili birçok delili  ortaya koyduğumuzda, kendimizi başkanın yerine koymaya çalışmamızın yani ?Empati? yapmamızın na mümkün olduğunu gördük.Ayrıca sayın başkana önceki haberimizde, ?Hollandalılar eski hal binasını alıp, oradaki camiyi yıktıktan sonra yenisini yaptılar mı?? diye sormuştuk?Evet, sayın başkan siz kilise için mesai harcarken, elin Hollandalısı gelip senin camini senin elinle yıkıyor; yerine sizin gözden çıkardığınız arsa kadar  cami için yer ayırmıyor. Hadi bırakın camiyi, sizin kilise için harcadığınız para kadarını cami için harcıyor mu?Allah?ın evi yıkılırken kılınız kıpırdıyor mu? Yıkılan cami için Türkiye ayağa kalkıyor mu?Ama söz konusu yıkılan bir kilise olunca neden kolları sıvıyorsunuz?Sayın Başkan böyle bariz bir hatadan ve suistimalden sonra Malatya TIME gazetesi senin şu süreçteki kişiliğini ve yapılan hatayı yansıtan resmi siteye koymayacak da; Hollandalılarınkini mi koyacak?Bütün bunları da geçelim. İslam inancının yapılmasına veya tamir edilmesine karşı çıktığı bir kilise tamiri veya daha da ötesi yapılması için harcanan para; MÜSLÜMAN HALKTAN TOPLANAN VERGİLER VE PARALAR DEĞİL Mİ?Hem sizin belediye olarak ibadethane açma gibi bir yükümlülüğünüz mü var?..Farz edelim var göreve geldiğinizden bu zamana kadar hiç cami yaptınız mı?Yaptığınız ilk ibadethanenin bir kilise olması ne garip ve acayip bir durum  değil mi? Bu davranış; Allah?tan korkmanızı, kuldan utanmanızı gerektirmez mi?İman ettiğin Kur'an aşkına Allah bunun hesabını sana sormayacak mı?Bugüne kadar imara aykırılık, kaçak yapılaşma gerekçesi ile yıktığınız, yıktırdığınız vatandaşların mağduriyetini ne ölçüde giderdiniz? Yıllardır tapu sözü ile kandırılan; seçim öncesi uyduruk mülk belgeleri ile avutulan bunca insanların evlerini yapmak boynunuzun borcu değil mi?Kaçak olan  kiliseyi Allah ömür verir de yaparsanız, yıktığınız bu kaçak binaları da yapacak mısınız? Bu bir ?eskilerin deyişiyle- emsal teşkil edecek mi, vatandaşın yeni bir yuvaya kavuşmasına örnek olacak mı?Sayın Başkan, son olarak şapkanızı önünüze koyup bir kez daha düşünün: Size bu aklı veren; sizi bu sonu belirsiz kaosa sürükleyen kimseleri bırakıp tekrar düşünün. Siz adınız gibi biliyorsunuz ki; bizim, ne sizin şahsınızla ne temsil ettiğiniz siyasal oluşumla ilgili herhangi bir ön yargımız, garazımız yok. Kamuoyuna doğruları bildirmeyi ilke edinen gazetemiz için bu tarz ithamlar söz konusu dahi olamaz. Biz millet adına ve taşıdığımız değerler adına gördüğümüz yanlışlıkları dile getiriyoruz. Takdir edersiniz ki yaptığınız güzel işleri de burada yayınladığımızı çok iyi biliyorsunuz.Ayrıca yapacağınız açıklamayı büyük bir iftiharla burada ilk biz yayınlayacağımızı bildirmek isteriz.