© Malatya Time

FETÖNÜN YENİ SALDIRI YÖNTEMİ

Ülkemizin darbeler kronolojisi oldukça kalabalıktır. Daha çok dış desteklerden beslenen, NATO, ABD gibi büyük küresel güçlerin kumanda/himaye ettiği cuntacılar eline geçirdikleri her fırsatta ülke yönetimini ele geçirmeyi başarmış komplo-terörize gruplarla karşı karşıya kalıyoruz.

Daha dün 15 Temmuz'u 16 Temmuza bağlayan gecede meydana gelen askeri darbede bunlardan bir tanesiydi.

Sanıldığı kadar hafife almamak gerekiyor. Eğer ki halk sokaklara o gece inmeseydi, milli iradesini canı pahasına sahiplenip gövdesiyle savunmasaydı çok feci sonuçlar, belki önlenemez büyük bir iç savaş, geri dönüşümü olmayan yüzbinlerin ölümü ile sonuçlanacak bölgesel bir çöküşün acı tablosunu beraberinde getirecekti.

Yanlış zamanlama, darbe generallerinin heyecanlı bir an önce makam mevki ihtirasına kapılmaları, tahmin ettiklerinden kolay olacağına varan sanı, en önemlisi sırtını yasladıkları Amerika'nın varlığından gördükleri özgüvenin enjekte ettiği rahatlık rehavet, darbe safhasını kolay göstermeleri, koordinasyon hatalarını da dahil edersek ve halk barikatını hiç hesaplamamış bu çaylak cuntacı takımının başlatmış olduğu darbe, 24 saat gibi kısa zaman diliminde bastırıldı.

Ne var ki aradan 16 gün geçmesine rağmen tehlike henüz geçmiş değil, dün ABD'nin en büyük basın kuruluşlarından sayılan CNN muhabirine FETÖ'nün vermiş olduğu röportaj bu eksende çok önemlidir. Altının çizilmesi gereken ince ayrıntılar var. Zaten bu terör örgütü şifreler, kriptolu mesajlar ve elinde ki medyada yayınlamış oldukları fotoğraf ile yazıların arasına gizlenmiş subliminal mesajlarla emir ve talimatlarını gerekli adreslere iletiyor. Özelikle CNN muhabiri ile yapılan röportajda duvarda bir tablo halinde bekleyen Diyarbakır'da ki dört ayaklı minare ile acaba PKK'ya bir mesaj verildi mi sorusunu akıllara getirdi. Bunun yanında diğer ikinci mesaj şu yirmi gün kuluçkadan bekleyen yumurta meselesi, analistlerin bence bu iki mesaj üzerinde iyice kafa yorması gerekiyor. Yeni bir saldırı düzeneği ile hesaplayamadığımız en zayıf bir noktadan vurmak, devlet düzenine hasar verecek yeni bir operasyon talimatı sonuçlarına uzak sayılmayacak anlamlar çıkartılabilir.

İşte Cumhurbaşkanı'nın sürekli ekranlardan tazelemek zorunda kaldığı "meydanları boş bırakmayın.." söylemi yeni olası bir kalkışmanın daha baş göstereceği ile örtüşmektedir.

Tüm bunların yanında FETÖ/PDY örgütü henüz geri atmış değil. Olası planlarının olduğunu, savaşmaya devam edeceklerinin işaretlerini vermekten çekinmiyor. Propaganda kaynaklarının çoğu aktif. Halk hareketinden korktukları için kısa vadeli sessizliğe bürünmesi vazgeçtikleri anlamına gelmez. Böyle düşünmek hayati bir hatta olur. Batı basını özelikle çanak tuttuğu Fetö örgütünden umutlu, yeni bir Türkiye'yi dize getirme hamlesi beklentisinde olduklarını saklamıyorlar. Algı operasyonları hız kesmiyor. Özelikle ABD, Almanya, Avusturya; Türkiye ve darbeye karşı takındıkları tavır zaten bunun bir Haçlı saldırısı olduğunun ispatı sayılmıyor mu?

Amerika Pansilvanya'dan Fetö terör örgütü lideri tarafından yönetilen darbe halk iradesi karşısında tutunamadı, halkın bir yumruk olması darbecileri dağıtmaya yetti, dahası milli birlik beraberlik duygusu karşısında eridi, rezil rüsvan oldular. Cezaevlerinde son bulacak belkide bir idam cezasını gündeme taşıyacak şartların olgunlaşmasına başlık teşkil edecek gelişmeler darbeler sıralamasında çoktan yerini aldı bile.

Fakat tehlike daha devam ediyor demiştik, edecekte. Bir 50 yıl daha bu "Haş-haşi" camiasının saldırıları gizli kuşatma dalgaları ile devam edecek. Daha da tedbirli, dikkatli, tecrübe kazanmış bir halde hırs ve intikam duygularıyla birleşmiş komplora hazırlıklı olmalıyız. Farklı saldırı taktikleri deneyecekler. Üst akıl oyunları doğrultusunda muharebe stratejileri geliştirecekler. Devletimizin tepeden isimlere suikastler sıraya girebilir. Önemli bürokratlarımızı devletimiz tarafından koruma altına alınmalıdır. Bombalı eylemler. Siber saldırı (UYAP-EGM-BDDK-EBDK-MALİYE-BANKA) ve psikolojik harp konularında da uzman kimliklerin ellerinde bulunduğunu devletimiz büyük bir mercekle iz sürmelidir.

Kene gibi bütün kurumlara yapışmış örgüt militarist unsurlar çok hızlı bir süreçte temizlenerek tasfiye edilmezse çabucak organize olup yeni bir örgütlenme biçimine çekilecek kadar profesyonel ve eğitimli kişilerden oluşmaktadır. Nerde kim varsa tespit edildikten sonra zımpara ile kazınarak kökten imha edilmeli bu grup. Gerekirse 3 milyon insanın devletimizle ilişiği kesilebilir. Vatandaşlıkların silinmesi acil önlem paketine dahil edilmelidir. Devlet kadrolarının sıfırdan oluşturulması ihtimali masaya yatırılarak önemli birimler yeniden oluşturulmalı. Devlet kadrolarında; özelikle TSK, emniyette deşifre olmamış; kalben, vicdanen, ruhen, bedenen bu örgütün felsefesine içten bir sadakatle bağlı o kadar çok militan var ki; bu önümüzde zorlu bir sürecin bizleri beklediğine sirayet ediyor.

Devletin duyarlı ve kararlı mücadelesi bu aşamada çok mühim. "En büyük kozunu oynadı beceremedi" düşüncesi klasik bir intihar olur. 17/25 Aralık darbesini de aynı grup yapmadı mı, 15 Temmuz darbesini de... Ne malum iki parantez içerisinde beklenmedik yeni daha detaylı bir planı durmuyor?

ABD Genelkurmay Başkan'ını Joseph Dunford'un İncirlik'e yapmış olduğu ziyaretin zamanlaması bu minvalde çok manidardır.

TİMUR İNCE

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER