Gezici ihsanın Malatya avanesi
ÖZEL HABERAdem İnsanoğlu'nun İhsan Eliaçık takımı ile ilgili yazısı çok konuşulacak
Malatya'da kendilerine "M Akademi" ismini veren bir gurup var. Kim oldukları, kaç kişi oldukları ve kime hizmet ettikleri biraz meçhul olan bir gurup. Geneli karnı büyük zenginlerden oluşan, içinde hiçbir garibanın bulunmadığı bir nevi kapitalist bir gurup. Kendilerini Malatya'da söz sahibi olarak göstermeye çalışan, farklı düşünceye sahip zenginler topluluğu da diyebiliriz. Ortak noktaları menfaatleri olmalı diye düşünüyorum. Akademi ismini onlara kim vermiş, kaç akademisyen var aralarında, ne tür akademik çalışma yapmışlar bilmiyorum. Zaten öyle bir çalışmaları olduğunu veya olabileceğini de sanmıyorum. Zira o kapasitede kişiler değiller. Genelde sosyal medya üzerinde paylaştıkları fotoğraflar ile kendilerini afişe ediyorlar. Sanırım haftalık toplanıyorlar. Genelde büyük evlerde veya lüks restaurantlarda; bol yemekli, nargileli toplantılar düzenliyorlar. Toplantı konuları da öyle basit konular değil; bir gün Suriye'yi, bir gün paralel yapıyı başka bir gün milletvekili aday adaylarını konuşuyorlar. Sonuçlarla ilgili bir açıklama yok. Nihayetinde ne yaptıkları meçhul. Bir araya gelmek bile güzel bir iş ama bu kadar iddialı olan bir gurubun önemli sonuçlar elde etmesi beklenir. Fakat sonuç meçhul. Kendilerine "akademi" diyerek, o kadar önemli mevzuları konuşup, sonucunda kalkıp evlerine giden bir gurubu görünce; aklıma "kuru fasulye" geliyor.
Uzun zamandır takip ettiğim fakat bir türlü kime/kimlere hizmet ettiğini çözemediğim bu gurubun geçenlerde bazı fotoğraflarına rastladım. Sosyal medya üzerinden H.D. isimli vatandaş tarafından paylaşılan fotoğraflar; "Ihsan eliaçık ile mini akademi devam ediyor" açıklaması ile paylaşılmıştı. Devam olduğuna göre öncesi de olmalıydı bunun. Fotoğrafları paylaşan kişi önce birkaç fotoğraf eklemiş ve "ihsan eliaçık ile nostalji yaptık" demişti. Paylaşıma yapılan ilk yorum "kendisini islama davet edeydiniz" şeklindeydi. Bir anda facebookta gündem olan bu fotoğraflara aşırı derecede yorum gelmeye başlamıştı. Bunun üzerine paylaşımda bulunan H.D. fotoğrafları geri çekmişti. Ben kendi kendime "hatasını anladı" diye düşünürken, O daha geniş perspektfli fotoğraflar paylaştı. Üzerine de yukarıdaki yazıyı yazdı. Fotoğraflar halen kişinin facebook hesabında duruyor.
Fotoğrafları inceleyince anladım ki; bu akademi denilen gurup İhsan Eliaçık ve O'nun gibi düşünenlerin Malatya'daki avanesi. Fotoğraflarda hocalarının dizinin dibinde oturan çocuklar gibi görüntü vermeye özen göstermişler. Çalışılmış bir fotoğraf olduğu her halinden belli. Ortada "İhsan Hoca" dedikleri zat, etrafında ona hayranlıkla ve meraklı gözlerle bakan ne konuştuğunu kaçırmamaya çalışan talebeleri. Fotoğraflara aşırı derecede yorum yapılmış. Eleştirilerden ziyade gurupta yer alanların komik savunmaları dikkatimi çekti. "Biz O'na yanlışlarını anlattık, O'na hidayet diledik, müzakere yaptık" vs. Bunun yanı sıra "akademi herkesi dinler, herkesle görüşür fakat kendi fikrini kendi belirler" türünden edebi cümleler. Her yanıyla sorunlu/sıkıntılı bir durum. İhsan Eliaçık için hala "Hoca" tabirini kullanmaktan vazgeçmemişler. Eleştiri bile yapmamışlar. Sadece "farklı düşünen bir kişi" demişler. İçlerinden birisi "zavallı" diye bir tabir kullanmış ama O'da O zavallının dizinin dibinde oturmuş.
Peki Bu Adamlar Kime Güveniyorlar?
İhsan Eliaçık'ın nasıl birisi olduğunu, kimlere hizmet ettiğini anlatmama gerek yok. Gezi olaylarının baş aktörlerden birisi olduğunu hatırlatmak yeterli. Dini açıdan kendisine biçilen hüküm ile ilgili birşey demek benim haddim değil. Zira ben bu konuda ihtisas yapmamışım. Türkiyenin önde gelen alimlerinin bununla ilgili söylemleri yeterli. Peki bütün bunlar bilinirken, kendilerine "akademi" ismini veren gurubun bu kişi ile oturup hasbihal etmeleri ve bunu sosyal medyada servis etmelerini nasıl anlamak lazım? Gurupta yer alan kişilerin çoğunluğu Ak Parti iktidarı sayesinde bir yerlere gelmiş, ihale almış, kademe yükseltmiş kişiler. Buna rağmen hiç çekinmeden Ak Partiyi yıkmaya çalışan olayların baş aktörlerinden birisi ile bu tür görüşmeler yapıp, o görüşmenin fotoğraflarını servis ediyorlarsa; güvendikleri birileri olmalıdır. Peki kime güveniyorlar? Bu sorunun cevabını bu kişilerin içinde bulundukları STK'lara bakınca anlayabiliyoruz. Bu kişilerin çoğunluğu neo-paralel olarak adlandırabileceğimiz, türkiye'nin yeni paraleli olma yolunda hızla ilerleyen gurubun mensupları. Kanımca bunlar mensubu oldukları guruba güveniyorlar. "Nede olsa devlet bizim elimizde ve bize birşey olmaz" anlayışı ile bu kadar rahat hareket edebiliyorlar. Aslında kendilerini şimdilerde "ihvancı" olarak tanıtan bu gurubun geçmişin "İrancıları" olduklarını ve gurubun akıl hocalarından birisinin de İhsan Eliaçık olduğunu herkes biliyor. Yani kendilerine "akademi" ismini veren gurup mensuplarının dediği gibi, "eski dosttan düşman olmaz" anlayışları var. Türkiye'nin yeni paraleli olma yolunda hızla ilerleyen bu gurup mensuplarının kimlerle oturup kalktıklarının iyi bilinmesi gerektiğine inanıyorum. Ak Parti sayesinde devlet içerisinde hızla ilerleyen guruba kimin akıl danışmanlığı yaptığını görmek gerekiyor. Gezi olaylarının baş aktörlerinden olan ve Ak Partiyi yıkmaya çalışan bir kişiye hala "hoca" diye hitap eden kesimlerin varlığı ve Ak Parti içerisindeki konumları yabana atılacak bir durum değil. Umarım Ak Parti yöneticileri bu durumu sümenaltı etmezler.
Çelişkiler Yumağı
Tekrar "akademi" konusuna dönecek olursak, "akademi" adlı bu gurubun İhsan Eliaçık ile görüşmesinin bir çelişkiler yumağı olduğunu görüyoruz. İhsan Eliaçık ile görüşmeden bir önceki toplantıda ki konukları, Ş.Ö. isimli, Diyarbakır asıllı, Medine'de tedrisat görmüş bir hocaefendi. Bu hocaefendinin İhsan Eliaçık ile ilgili fikirleri belli. İhsan Eliaçık'ın bir konferansı sonrası söyledikleri bazı sözler var ki; buraya yazmaktan imtina ediyorum. Bir önceki toplantılarında Ş.Ö. isimli hocayı konuk eden sözde akademi gurubunun hemen arkasından İhsan Eliaçık ile görüşmeleri ve bunu servis etmeleri bana göre müthiş bir çelişkiden ibaret. Ya da benim bilmediğim bir şeyler var. Birilerine mesaj vermek isteği gibi. İkinci çelişki İhsan Eliaçık ile ilgili. Kendisini "anti kapitalist müslüman" olarak lanse eden Eliaçık'ın görüştüğü bu kişilerin tamamı kendisinin "kapitalist müslüman" tanımına birebir uyuyor. Yani anti kapitalist müslüman İhsan, kapitalist müslümanlar ile müzakereler yapıyor. Bu da önemli bir çelişki.
Bütün bunların sonucunda şu kanıya varıyorum. Karşımızda yavaş yavaş "beyazlaşmaya" çalışan yeni bir gurup çıkıyor. Kendileri "Beyaz Malatyalı" değiller ama bu yolda hızla ilerliyorlar. Bu yolda "amaca giden yolda her şey meşrudur" anlayışıyla hareket ediyorlar. Her kesimden ve herkesle görüşüyorlar. Ak Parti içerisinde güçlenmeye çalışan bir guruptan destek alıyorlar ve bu sayede çok cesurca davranabiliyorlar. İhsan Eliaçık gibi Ak Partinin yıkılması için çaba gösteren kişiler dahil her türlü kişi ile görüşebiliyorlar. Kendilerine "akademi" gibi bir isim vererek "en tepede biz varız" imajı veriyorlar. Şimdilik bana "balon" gibi gelen bu gurubun ileride neler yapacağını ve ne şekilde karşımıza çıkacağını bekleyip göreceğiz.
Selametle...
Adem İnsanoğlu
İlginizi Çekebilir