© Malatya Time

MALATYA'DA KORONA KAYIŞI KOPARDI!...

( Prof. Dr. Recep Bentli’ye...)

Ne güzel Malatya siyaset ile ilgili mühim bir başlık yakalamıştım, bu hafta güya bu menfur Malatya siyaseti patentli başlığı işleyecektim ki korona tüm korku imparatorluğuyla insanların hayatlarına yeniden sirayet etti. Yeniden diyorum siz medya dilince “ikinci dalga” olarak okuyun. Evet, Malatya'da pandemi maalesef ikinci dalga boyutuna geçti.

 Şimdi geldiğimiz nokta Mayıs ayından çok daha tehlikeli. Ne var ki o günler kadar alınan önlemler söz konusu değil. Tam unutuldu deniliyordu bir anda yeniden hortladı. Gündemimiz “Korona!” Artık hayat akışımızda “korona” gibi kronik, mühim bir baş belası var. Hal böyleyken tutup; siyaset, futbol, dış gündem, ekonomi, Akdeniz'den-şuradan-buradan bahsetmenin bir anlamı yok. Çünkü insanlar huzursuz. Çünkü hayat memat meselesi. Gelecek ile ilgili endişeleri oluştu insanlarımızın. Hastaneye düşersem ne olur? Çocuklarımın başına ne gelir? Dünyada yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği bu bulaşıcı çaresiz dert karşısında Allah korusun sonumuzun varacağı yer vb. sorular dönüp durmaktadır kafalarda. Artan vakalar, hayatını kaybedenlerin sayısı, grafiklerin yükselişe geçtiği şu son günlerde toplumda eş zamanlı yaşanan psikolojik çöküntü ile birlikte, birde okullar açılacak-açılmayacak mı meselesine şimdiden gözler çevrilmiş durumda.

 Okulların açılması hususuna kısaca değinmek gerekirse, şayet; bahsi geçen tarihte yani 21 Eylül günü okullar açılır, sınıflarda yüz yüze eğitim başlarsa tartışmasız bu açık bir intihar demektir. Siz bugünün grafiğini 10 ile çarpın şimdiden. Çocukların taşıyıcı konumlarına bağlı olarak, hastalık belirtileri göstermeden sadece bulaştırdıkları için öğrencilerin biriktiği sınıflarda korona enfeksiyonunu rahatça alışverişte bulunacak; okuldan evlerine taşıyarak, böylece evde yaşlı, herhangi bir rahatsızlığı olan varsa bulaştıracak, tablo git gide daha korkunç hale dönüşecektir. 

 Tıpkı son günlerde pandeminin Malatya'da sükse yapması gibi. Önü tutulamayacak bir hızla seyir ediyor. Düğünler, nişanlar, taziyeler derken anlayacağınız kayış koptu. Cenaze namazına 3 kişiden fazla izin verilmiyor fakat düğünler gırla. Sosyal mesafeye dikkat edilmiyor. Maskeler çene altında ya da kolunda gezdiriliyor. Taziyeler hiç aksamadı. Korona rahatsızlığı geçirene geçmiş olsun ziyareti eksik bırakılmamakta... Lokantalar, nargile salonları, çiğköfte dükkanları, çay ocakları, kahvehaneler hepsi dolu olunca vaka sayıları hızla tırmanışa geçti. 

 Malatya'da pandeminin arttığını geçenlerde naçizane bende bir çay ocağında öğrendim. Oturmuş çayımı yudumlarken makus asıl gerçeğimizle orada yüzleştim. Karşı masaya selam verip oturan bir beyefendinin anlattıkları sonrası bilançonun ne denli raydan çıktığını fark ettim. Önce aramızda kısaca başlayan sohbet, devamında muhabbet korona üzerine evirildi. Camide imam olduğunu söyleyen beyefendi (Malatya) şehir mezarlığında her gün koronadan vefat eden en az 5 cesedin gömüldüğünü dile getirmesi basit bir matematikle Türkiye'de günlük koronadan hayatını kaybedenlerin ortalaması verilerini elimize vermeye yetiyordu. Israrla belirtiyorum: günde en az 5 vefat... 

 Malatya'da koronadan vefat edenler sayısı her gün ortalama 5 kişi... 81 ilimizi göz önünde bulundurun... Birde İstanbul, İzmir, Ankara illerimizin nüfus farkı var! Türkiye'nin geneli bir kıyaslama yapıldığında kısmen hesap ortaya çıkıyor. Sonuç hayli ürkütücü değil mi? Zaten bazı bilim insanları sağlık bakanlığının günlük yayınladığı turkuaz renkli tablonun gerçek rakamları yansıtmadığını iddia ediyor. İmam olduğunu söyleyen beyefendinin beyanı da böyleydi! Bu beyanla yetinmeyip kısa bir araştırma yaptığımızda totalde verilen rakamlardan daha fazla olduğu nahoş sonucu karşısında şimdilik siz okuyucularımı tahmin edemeyeceğiniz rakamlarla korkutmak istemiyorum. 

 Lakin iki önemli iddiayı da buradan dile getirmekte fayda var...

 Birincisi: Malatya Turgut Özal Araştırma Hastanesi'nde Covidlilerin bulunduğu yoğun bakımda solunum cihazlarının bozulduğu ve bu yüzden 11 kişinin hayatını kaybettiği söylentisi var. Hatta il sağlık müdürü Recep Bentli bu konuyla ilgili açıklama yapmış ama ölümlerle ilgili bilgi aktarmamış.

 İkinci iddia: İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, haftalık yazılı açıklamasında, koronavirüsün neden olduğu Covid-19 hastalığı ile mücadele sürecini değerlendirirken; "25 Ağustos 2020'de Malatya'da 28 ölüm vakası varken, aynı gün Türkiye genelinde 18 ölüm vakası bildirilmiştir" sözleri ile verilerdeki çelişkilere dikkat çekti. Çıray, iktidarın sağlık yerine ekonomiyi tercih ettiğini belirterek, alınan önlemlerin yetersiz olduğunu söyledi.

 İmam mesleği gereği daha mütevazi davranmış demek ki!

 Hulasa giden gitmiş kalan sağlar bizimdir felsefesiyle olayları değerlendirdiğimiz için bir baktık kalan sağları da tek tek korona virüsüne kaptırmışız.

Hemde yönetici, bürokrat takımına kadar çıta yükseldi. Önce Yeşilyurt Belediye Başkanı sayın Mehmet Çınar'ın test sonuçları pozitif çıktığı haberi düştü basına. Ardından Doğanyol belediye Başkanı Sayın Hakan Bay'ın... Malatya Büyükşehir belediyesi MASKİ Genel Müdürü Yaşar Karataş, Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Latif Okyay, Naci Şavata, Bünyamin Canal ve Başkan Danışmanı Hamit Özpolat'ın testlerinin pozitif çıkması ile tedavi almaya başladıkları, evlerinde de istirahat ettikleri haber alındı.

 Aa nasıl olur demeye başladık. Bal gibi oluyormuş! Derken Recep, Mehmet, Ahmet, Hüseyin, Ayşeler Fatmalar girdi sıraya. İlçe isimleri, karantinaya alınan köy/mahalleler zikredildi. Pütürge'nin Gözlüce köyünde İstanbul'da tedavi gördüğü yoğun bakım ünitesinden kaçıp gelmiş birinin sanki kasıtlı olarak köylü/akrabalarına korona bulaştırdığı haberi ile daha da gerildi ortam. Gözlüce Mahallesinde ikamet eden bir vatandaşın iddiasına göre koronalı olduğunu bilen şahıs normal bir memleket ziyareti gibi İstanbul'dan gelip köye yerleşmiş. Bir müddet kaldıktan sonra eş-dost-akraba ziyaretleri yapmaya başlıyor... Piknik yapmak için bazı hazırlıklar yapıyor, hatta her gün bir evde misafirliğe gidiyormuş. Akabinde ilaç aldırmak için bir gün reçetesini köy minibüsü şoförüne verince koronalı olduğu ortaya çıkıyor. “Düşman olsa bile bunu yapmaz” diyen köy sakini, covidli kişi üstelik öğretmen, Fatih semtinde bilinen çok iyi bir lisede öğretmenlik yaptığını, şoför eczacıya reçeteyi uzatır uzatmaz, eczacı “kimin reçetesi, reçete korona ilaçlarıdır” der demez şoför muhtarı arayarak haber vermesi, olayın tesadüfen ortaya çıkmasıyla yine de 20 kişiye bulaştırmış olması gibi kötü bir hikaye nüksetti bölgemizde. Köy kısa zamanda karantinaya alındı. Mevzu olan kişi olayın ortaya çıkması üzerine hızlıca köyü terk edip, İstanbul'a gitmek isterken Malatya ERHAÇ havaalanında gözaltına alınıyor. Bu tip kişilerin cinayette teşebbüsten yargılanması gerekir. Öğretmenlik lisansı ise mutlaka iptal edilmeli.

 Anlayacağınız Malatya'da korona yaygın, nerdeyse yakalanmayan kalmamış. Kalmamış fakat yukarıdakilere sorsan her şey güllük gülistanlık. O imam da zaten provokatördü. Altun Çıray muhalefet tellalı. Recep Bentli'ye göre algı mühendisleri iş başında. Sırf Rektör-Milletvekili olmanın önünü kesmek için uydurulan şehir efsaneleri. Oysa günde değil 5 kişi Malatya'da yıllardan beri hayatını kaybeden kimse yoktu zaten. Şehir mezarlığındaki mezar şekli verilmiş anıtlarda süs diye duruyor orda. Cuma günleri, özel günlerde uğrayıp dua okuyan, gözyaşı dökenlerde rol yapıyorlar. Ayıp olmasın komşu vilayetlere falan. Sonra demesinler ki “Malatya'da doğru dürüst kimse ölmüyor” diye.

 Ardından korona testleri pozitif çıkan Murat Çetin'in yazdıkları geldi aklıma. Hatta açıp o yazısını bir daha okudum. “Vali bey Tas kayıp” demişti. Şimdi tabak, kazan, kaşık hiç bir şey... Masa dahi yok ortalıkta. Hepsi kayıp! Velhasıl birileri mutfağı kaldırıp götürmüş. 

 Tasın, tencerenin, kaşığın kayıp olduğunu nerden mi anlıyoruz. Şuradan! Malatya kaderine terk edilmiş. Hiç bir önlem alınmıyor şehrimizde. Bir serkeşlik mi dersiniz artık, Azrail'e meydan okuyan derebeylik mi, ya da “hadi canım korona işlemez bize, soyu sert insanı mert!” mavalını mı okursunuz bilmem durum hiç öyle değil. Üstelik bu Korona telefon no ve araç plaklarını 44 yapanları da ayırmıyor içlerinden. Yani yakaladığını doğruca entübe sehpasına...

 Konumuzu fazla dağıtmadan şöyle bağlayacaktım. Bu şehrin valisi var mı, var! İl sağlık Müdürü var mı, o da var! Sağlık kurulu dedikleri şey... O da kim demeyin, şehrimizin tabiki bir sağlık kurulu da var. Aslanlar gibi 5 siyasi parti milletvekilimiz de.... En başta siyasiler il sağlık müdürünü sıkıştırsalar, il sağlık Müdürü aynı hassasiyetle sağlık kuruluna şehrimizin durumu hakkında zahmet edip-lütfedip sual buyursa, sağlık kurulu adam gibi bir rapor hazırlasa valilik elbet raporu değerlendirecek ve gerekeni yapacaktır. 1 milyonluk şehrimizin sağlığı ile ilgilenen kimse yok şu durumda. Anlayacağınız Malatya Allah'a emanet yaşıyor. 1 milyon insanın sağlığından sorumlu tek yetkili müstakbel İl sağlık Müdürümüz sayın Recep Bentli'nin hele hiç umurunda değil. Yukarıda “siyasiler sıkıştırsa” söylediğimden kasıt oydu, çünkü görevini layıkıyla yaptığını düşünmüyorum. Siyasiler sıkıştırır mı onu da bilmiyorum. Milletvekili olacağım diye sanırım kimseyle kötü olmamak derdinde. Tamam'da yanlış yoldasınız Sayın Bentli. İşi şansa bırakmak nasıl bir bilim yöntemidir? Hipokrat yeminini ben etmedim. Gerçi “giden gider, kalan sağlar bizimdir!”

 Sayın Bentli'nin Malatya'da koronanın önünü nasıl tutabiliriz demek yerine... Testleri yapan asistanlar, pratisyen doktorlara bilgi-birikim-tecrübe ve donatımları ile alakadar kaynak sağlayacağına... Verilen doz tedavi yöntemleri, Kovid-19 algoritmasında kullanılan (sıtma-AIDS) ilaçları ve yan etkileri hakkında halkı bilgilendireceğine... İzole olma yöntemleri... Korona iyileşmeleri sonrasında herhangi bir iz bırakır mı veya lezyonları kendini tekrarlar mı şeklinde toplumla diyalog halinde olacağına... Tedavide kullanılan ilaçlar hastalara ulaşıyor mu noktasında özverili ve bilimsel bir planlama yapacağına tutturmuş illa milletvekili olacağım, milletvekilli olacağım. Aç tavuğun kendini darı ambarında zannetmesi gibi bir rüyaya kaptırmış gidiyor.

 Şimdi sorarım size ey Malatya ahalisi. İlimizin sağlığından sorumlu “tek” yetkili, il sağlık müdürümüz Sayın Recep Bentli'nin çıkıp halka bir açıklama yaptığını duydunuz mu hiç? Yahu, bu hastalık böyle riskli, dikkat etmezseniz böyle olur, sonuçları ağırdır şeklinde... Korona ile alakalı tam teşekkülü doyurucu bir bilgiyi paylaştığına vakıf olan var mı gerçekten? Diyecek ki basın yer vermedi! Mümkün mü? Halkı bilinçlendirmek için bir şehrin il sağlık Müdürü konuşacak ve kimsenin haberi olmayacaktır! Günümüz imkan, teknoloji, artan basın argümanlarına karşın. Bunca vaka, vefat rakamları ortalıkta dolaşıyor, katlamalı devam eden pandemi bilançosu karşısında bir çabasına tanık olan varsa çıksın gördüm desin.

 Sayın Müdürümüz, hocamız, Recep bey; koskocaman bir profesörsünüz. Malatya'nın sağlığı size emanet olduğunun önce bir farkında olun. Bakın insanların geleceği söz konusu, her gün vakalar artıyor, hayatları risk altında. Onların endişelerini hafife alamazsınız böyle. Hem daha seçimlere 3 yıl var, paranız da varsa Milletvekili olursunuz. Basarsınız 5 milyonu 3'cü sırayı kaparsınız, bilirsiniz bu işler parayla oluyor. Milletvekili olacağım diye etliye, sütlüye, tatlıya, acıya, çarlistona-dolmalık bibere dokunmamakta neyin nesidir böyle? Az çıkın kabuğunuzdan, empati yapın, sokağa çıkın bir. Üstelik sizi milletvekili yapacak olan bu millet, halk... Önce insanların sorunlarına çare bulmalısınız, onların gönlünü fethedin, sağlıklı-sıhhatli kalmalarını sağlayın ondan sonra ufaktan halk el altından şahsınızı talep edecektir zaten. Yani ne kadar ekmek o kadar köfte. Üstüne basa basa şunu diyoruz buradan. Durum çok ciddi. Korkunç! Hatta felaket! Lütfen şehrinizin içinde bulunduğu bu travmanın boyutuna ortak olmalısınız. Lütfen bir çözüm üretin, halkımıza doğru ve net bilgiler verin ki duyarlı davranarak üstesinden gelinebilsin ve sadece görevinizi yapınız. Böyle davranmaya devam ederseniz bu iş uzar gider....

 Size göre rektör-milletvekili olmamanız için önünüzü kesen şer odakları tarafından yazılmış bir yazıdır belki, bize göre insanlarını sağlığının önemli olduğunu, Malatya'nın zor bir süreçten geçtiğini sizlere hatırlatan bir uyarı-istirham-rica yazısıdır. Bu saatten sonra atacağınız adımlar fazlasıyla önemlidir. İnsanlar artık korkuyor diyoruz. Sokağa bir inin hissedeceksiniz bunu. Yoksa bırakın milletvekili olmayı cumhurbaşkanı olsanız dahi altından kalkamazsınız. Bu insanlar yakanızı bırakmaz sonra, hesap sorarlar söylemiş olayım. Lütfen...

 

TİMUR İNCE

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER