Murat ÇETİN / Muhammed (sav) olmasaydı, Allah âlemi yaratmazdı!..
ÖZEL HABERMurat ÇETİN yazdı.
Geçtiğimiz günlerde dost meclisinde; Allah’ın bu âlemi, Peygamberimiz (sav)’in ibadeti için yarattığını ve ahiret âlemini de yine Peygamberimiz (sav)’in beka, likâ ve ebede olan ihtiyaç ve duası için halk ettiğini ifade etmiştim.
Arkadaşlarımdan biri de “Peygamberimiz (sav)’i de yaratan Allah’tır. Peki tabiri yerindeyse; O’nun ne gibi bir özelliği vardı da Allah bu âlemi, Peygamber Efendimiz (sav)’in ibadeti için yaratsın?..” şeklinde bir soru yöneltti şahsıma
“Peygamberimiz (sav)’in en büyük özelliği, hiçbir özelliğinin olmamasıdır. İşte bundan dolayıdır ki Cenabıhakk’ın bin bir esmasına ve sıfatına, en cami ve en geniş bir ayine olmuştur…” şeklinde cevap verdim arkadaşıma.
“Bir ayinenin kendisinde bir özellik veya renk varsa karşısındakini olduğu gibi, asla tam ve net gösteremez. İşte şahsında bir özellik ve meziyet bulunduğunu iddia eden kişi de Allah’ın esma ve sıfatına tam ayinedarlık yapamaz...” diyerek de cevabımı destekledim.
MABUDUN ULÛHİYETİNE, İBADETLE MUKABELEDE BULUNDU
Yukarıda bahsettiklerimle bazı hususlara dikkat çekmek istiyorum. Kendisinde bir meziyet (!) ve hüner (!) bulunduğunu iddia ederek “enaniyet”ine ve “benliğine” itimat eden kişiler, Nemrut, Firavun ve Ebu Cehil gibi “lainler”i netice vermiştir.
Kendisinde tecelli eden bütün meziyet ve hüneri Allah’tan bilen, mahiyetinin sadece “acz”, “fakr” ve “kusur”dan müteşekkil olduğunu ilan eden ve tek derdi “şerikten mukaddes”, “kusurdan müberra” olan bir zata “iman” etmek ve “ibadet” yapmak olan, tabiri yerindeyse “sıfır noktası”nda bulunan ve tecelliyat-ı esma ile var olan Peygamberimiz (sav)’in ayine-i ruhu ise, Cenabıhakk’ın bütün esma ve sıfatını tam göstermiş ki; bu sebeple vacib-ül vücûd olan mabudun ulûhiyetine karşı, ibadetle mukabelede bulunmuştur.
Bu da demek oluyor ki; Ulûhiyet-i ilahi, ubûdiyet-i Muhammed-i (sav) iktiza eder.
KÂİNAT İNSAN İÇİN İNSAN DA İBADET İÇİN YARATILDI…
“Peygamberimiz (sav) olmasaydı, Allah bu âlemi yaratır mıydı?” şeklinde bir sualle karşılaşacak olursak; Peygamber Efendimiz (sav)’in bizlere bildirdiği bir hadis-i kutside, Cenabıhakk’ın “Yâ Muhammed! Sen olmasaydın, sen olmasaydın felekleri yaratmazdım.”[1] ifadelerini hatırlatmamız yeterli olacaktır. Bir de üstüne ayet-i kerime’de buyrulan “Ey Resûlüm! De ki; eğer dua ve ibadetiniz olmasaydı, ne ehemmiyetiniz olurdu?”[2] hakikatini de ilave edersek “Cenabıhak, kâinatı insan-ı kâmil olan Peygamberimiz (sav) için; Peygamberimiz (sav)’i de ibadet için yaratmıştır.” sözleri dökülecek dilimizden.
Hem bu ayetin diğer manası; insanın ibadeti olmazsa, insanın yaradılışı abes ve hikmetsiz olacaktı. Dolayısıyla kâinatın yaratılmasının da bir manası olmayacaktı. İnsanın ibadeti ise ancak Resul-i Ekrem (sav)’ın ve avaneleri olan diğer peygamberlerin, resul olarak gönderilmelerine ve beşere nasıl ibadet edileceğini öğretmelerine mütevakkıftır.
O hâlde denilebilir ki; eğer Resul-i Ekrem (sav) ve avaneleri olan peygamberler olmasaydı, beşer, Cenabıhakk’ı, hakkıyla tanımayacak ve dolayısıyla iman ve ibadet edemeyeceklerdi. Demek kâinatın yaratılması da abes olacaktı. Sâni-i Hakîm de abes ve israftan münezzeh olduğu için, kâinatı ve insanı yaratmayacaktı.
Evet, mezkûr hakikatten dolayı yukarıdaki Kudsî Hadîs’in ayn-ı hak ve hakikat olduğu, bedaheten anlaşılmış oluyor.
Selam ve dua ile
Fiemanillah
[1] Mesnevî-i Nûriyye, Reşhalar, 5. Reşha, s. 22. Aliyyü’l-Kárî, Şerhü’ş-Şifâ,1/6. Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2/164.
[2] Furkán, 25:77.
YAZIYI GÖRMEK İÇİN LÜTFEN BURAYA > TIKLAYINIZ.
İlginizi Çekebilir