Paralel Stratejiler ve Ak Partililer!
ÖZEL HABERAdem İnsanoğlu yine Malatya kulislerini sallayacak bir yazı kaleme aldı
Malatya Time yazarı Adem İnsanoğlu değerlendiriyor:
SEÇİM HEYECANI BAŞLADI MI?
2015 yılı ortalarında yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimlerine aylar kala seçim heyecanı başlamış durumda. Bundan önceki seçimlerden çok daha farklı bir seçim süreci yaşayacağımızı önceki yazılarımda vurgulamıştım. Kapalı kapılar ardında görüşmelerin yapıldığı, pazarlıkların ve birleşme senaryolarının yazıldığına şahit oluyoruz. Süreçte para peşinde koşan, makam mevki peşinde koşan, rant peşinde koşan ve işlerinin geleceğini garanti altına almaya çalışan birçok insana rastlıyoruz. Hesapların tamamı ak parti üzerine kurulu. Hesap yapanların tamamı ak partinin iktidara gelip gelmeme ihtimaline göre pozisyon alacaklar. Medya, İş Dünyası, STK'lar ve şahıslar Ak Partinin seçimden tek başına çıkıp çıkmama ihtimaline göre hareket edecekler. Şimdilik görünen Ak Partinin seçimlerden birinci parti olarak çıkacağı. Fakat tek başına iktidar olur mu, anayasayı değiştirecek çoğunluğa erişir mi? Orası meçhul. Bu sebeple bütün hesaplar bunun üzerine kuruluyor. Önde gelen medya kuruluşları ile iş adamları derneklerinin bazıları şimdiden pozisyonlarını belirlemişler bile. Seçime ittifak ile girme çalışmaları ile propaganda süreçleri hızla devam ediyor. Özellikle süreçte kurmay akla ihtiyaç duyan ve bu kurmay akılların yönlendirmesi ile hareket edecek kurum ve kişilerde ön plana çıkmaya başladı. Muhalefet bütün stratejisini Ak Partinin hataları üzerine dizayn etmiş durumda. Hiçbir partinin dilinde "biz gelirsek şunu şunu yapacağız" gibi sözler işitmedik, işiteceğimizi de zannetmiyorum. Belki bazı uçuk vaatler olabilir, onlara da halk itibar etmez. Bütün partiler ne yapacaklarından ziyade Ak Partinin ne yaptığından bahsediyor. Ak Parti hükümetlerinin yaptığı icraatlardan, kendilerince yanlış olanları eleştirerek propaganda yapıyorlar. Bu durum halk nezdinde nasıl bir itibar görür, onu zaman gösterecektir.
Ak Partide Durum Nasıl?
Muhalefet bütün stratejisini Ak Partiye göre kurarken, Ak Parti seçime "paralel devlet" operasyonlarıyla girmeye hazırlanıyor. Ak Partinin bir başka önceliği "açılım". Açılım süreci seçime etki edecek en önemli faktör. Süreç; HDP, Hüda-Par, DBP, İmralı ve Kandil üzerinde direkt etki edecektir. Başta HDP ve diğer aktörler seçim stratejilerini buna göre belirleyecekler. İmralı'nın süreçteki etkisini göz ardı etmemek lazım. Seçimden 330 milletvekili çıkaracak bir Ak Partinin karşı tarafa vereceği sözler burada çok önem arz ediyor. Seçim sonrası HDP'siz bir meclis uzak bir ihtimal değil. Muhtemelen HDP barajı aşamayacak ve meclise giremeyecektir. Bu sebeple HDP içerisinde de çok şiddetli tartışmaların yaşandığına dair bilgiler geliyor. Açılım süreci ile ilgili bir başka husus ise son günlerde başta Cizre olmak üzere, Doğuda yaşanan olaylar. Zannımca olaylar HDP içerisindeki derin yapılar ile Hüda-Par içerisindeki derin yapıların harekete geçmesiyle yaşanıyor. Bana kalırsa Hüda-Par olayların çıkması için daha bir iştahlı görünüyor. Böyle bir durumda Hüda-Par hem mazlumu oynayacak, hem de bu sayede propaganda yapma imkanı bulacak.
"Paralel" Stratejiler
Açılım süreci seçim üzerinde çok büyük etki yapacak olmasına rağmen Ak Parti stratejisinin büyük bir kısmını, "paralel devlet" üzerine kurmuş görünüyor. Bugüne kadar bütün seçimlere bir düşman bularak giren Ak Partinin 2015 seçimlerinde görünen düşmanı "paralel devlet." Yeri gelmişken şunu hemen belirtmem lazım. Ak Partinin 2015 seçim stratejisi paralel yapılanma üzerine kurulu olması, onların suçları olmadığı anlamına gelmez. Bildiğimiz, gördüğümüz, hemen hemen tamamı belgeli olan olayları buraya yazmaya kalkışsam kitaplar alır. Hakikaten o kadar çok yanlışları var ki; yazmaya süre yetmez. Kendilerinden olmayan bütün müslümanları bir terör örgütü üyesi yapmak için yaptıkları fişlemeler bile suç olarak onlara yeter. Bu bilgileri verdikten sonra ilerde belkide paralel yapının neden "paralel" olarak adlandırıldığını yazabilirim diyerek asıl konuya döneyim. Ak partide seçime dair stratejilerin neredeyse tamamı "paralel yapı" üzerine kurulu iken; vekil adaylarının ve mevcut vekillerin çoğunun söylemlerinde bu konuya değindiğini görebiliyoruz. Açılım süreci çok daha önemli bir konu iken vekiller bu konudan çok bahsetmiyorlar. Bunun iki sebebi var; birincisi bu konudan çok haberdar değiller, ikincisi bu konu diğeri kadar popüler ve reklamvari değil. Bu sebeple hemen hepsinin ağzından paralel lafları fazlasıyla duyuyoruz. Ne hikmettir bilinmez medyada da en çok bu konu ile ilgili söylenenler yer buluyor. Memleketin geleceğine dair söylemlerin çokta yer bulduğuna rastlamadım.
Ak Parti stratejilerini paralel yapı üzerine kurarken, paralel yapının boş durmadığını hemen belirteyim. Onlarda paralel stratejiler kuruyorlar. Ak partinin durumuna göre stratejilerini oluşturuyorlar. Daha düne kadar birbirlerine düşman olan partiler ile kol kola siyaset yapıyorlar. Seçimde iki kulvar yarışıyor; biri Ak Parti, diğeri Diğerleri. Bu sebeple "amaçta birlik" sloganı çerçevesinde, birlikte hareket edebiliyorlar. Üzerinde ittifak kurdukları tek düşünce Ak Partinin 330 milletvekili ile seçimden galip çıkamaması. Paralel yapının elinde bulunan bilgileri ne zaman ortalığa saçacağını ve hangi medya kuruluşlarının bunları sahipleneceğini zamanla göreceğiz. Tabi bu bilgilerinin halk üzerinde ne kadar etki yapacağını da. Öyle bir hal almış ki durum, halk bazen beklenenin tam tersi bir davranış sergileyebiliyor. Bu durumda eldeki belgelerin yayınlanması "kimin işine yarar" sorusu çok önem arz ediyor. Paralel yapının kendi elleriyle Ak Partiye kurduğu tuzakların belgeleri bile, tek başlarına çok önemli bilgiler ihtiva ederken, bunların yayınlanması halinde; Ak Partinin lehine mi aleyhine mi olacağı tartışmalı bir durum.
Ak Parti İçinde Paralel Strateji Kuranlar
Ak Partiye paralel strateji kuranlar sadece paralel yapı ve muhalefet değil. Parti içerisinde de birbirini istemeyenler, paralel stratejiler geliştirmekten geri kalmıyorlar. Parti içerisinde istemedikleri birini, paralel yapı ile bağdaştırmanın yarışı içerisindeler. Düne kadar bu yapı ile sıkı/fıkı ilişki içerisinde bulunan, bütün etkinliklerine katılan, istedikleri herşeye "evet" diyenler; bugün bütün mesailerini paralel yapı ile mücadele ediyormuş görüntüsü vererek geçiriyorlar. Özellikle Malatya'da bunu çok sık dile getiren iki vekil var. Birisi Mustafa Şahin, diğeri Öznur Çalık. Her ikisinin geçmişinde paralel yapı ile çok yakın ilişkiler kurduklarına hepimiz şahidiz. Hemen hemen her Malatya'ya gelişlerinde bu yapının "İl Abisini" ziyaret ettiklerini ve ortak hareket ettiklerini iyi biliyorum. Yakında bununla ilgili bir takım görüntü ve haberler çıkarsa şaşırmam. Bugün onları en çok eleştirenler; belki de ilerde haklarında çıkacak bazı haberler için, "ön almaya" çalışıyorlardır. İlerde haklarında yayınlanacak haberler karşısında, "biz bunlarla mücadele ettik diye bu haberler yapılıyor" diyecekler.
14 Aralık ve Malatya
14 Aralık operasyonu sonrası bir takım farklı bilgilere ulaşıyoruz. Bu operasyonunun başlamasına sebep olan, Malatya Time Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çetin. Kendisi ile bu konuyu Mart ayında konuşmuştuk. Başta kendisine inanamamıştım. Fakat belgeleri inceldikten ve görüntüleri izledikten sonra kendisine inanmıştım. 14 Aralık operasyonlarının başlamasına sebep olan kişinin Malatya'lı olması ve Malatyadan "tahşiye operasyonları" kapsamında suçsuz yere yargılanan kişilerin olması, 14 Aralık'ı Malatya için önemli bir konuma getiriyor. Aynı dosyaların 2014/Mart ayında; Başbakan iletilmek üzere Vekil Öznur Çalık'a ve İl Başkanı Bülent Tüfekçi'ye verilmesine rağmen, yerine ulaştırılmaması üzerinde önemle durulacak başka bir konu. Bu iki kişinin bu dosyaya gerekli ehemmiyeti vermemesinin sebebinin iyi araştırılması gerekiyor. Malatya kamuoyunda birçok insan bu sorunun cevabını arıyor. Her iki kişiden bu konu ile ilgili açıklama bekleniyor. Hakikaten bu iki insanın hangi çıkarı bu dosyayı sümenaltı etmelerine sebep oldu? Bunu herkes gibi bende çok merak ediyorum. Kimbilir belki bu olay bile bu iki kişinin siyasi hayatının bitmesine sebep olabilir.
Malatya'da Durum
Bugünlerde oturup kalktığımız her yerde seçimle ilgili konular konuşuluyor. Aklı başında birçok insanın görüşü, Ak Partiye oy verilmesi yönünde. Fakat bunun için bir şartları var. Mevcut siyasileri istemiyor halk. Artık değişim beklentisi var. Mevcut kişiler veya siyasiler ile devam edilmesi halinde buna tepki verecek çok fazla insan var. Bu durum seçime kadar değişir mi değişmez mi bilemiyorum. Daha önceleri Recep Tayyip Erdoğan'ın hatırına, kim aday yapılırsa yapılsın millet oy veriyordu. Fakat şimdi durum farklı. Birçok kişi Ak Partide değişim olmaması halinde, tepki vereceklerini açık açık belirtiyor.
Bana kalırsa da artık mevcut kişilerin değiştirilmesi gerekiyor. Yepyeni insanlar ile yola devam etmek gerekiyor. Vizyon sahibi, yurtdışı deneyimi olan, yabancı dil bilen, akademisyen ve genç olan kişilere ihtiyaç var. Mevcut vekillerin hepsi -Ömer Faruk Öz hariç- hayatlarını Malatya'da geçirmiş kişiler. Onların vizyonu Malatya sınırları kadar bir vizyon. Ben olsam ticari işleri bulunan kişilerle de yola devam etmem. Yine Ömer Faruk Öz hariç hepsi ticari işleri bulunan kişiler. Genç ve eskimemiş kişilere ihtiyaç var. Malatya'ya farklı bir vizyon katacak kişiler bulmak lazım. Bu özellikleri sıraladığım zaman aklıma ilk; Osman Timurtaş, Güven Akıncı, İbrahim Gezer geliyor. Şu anda Türkiye'nin geleceğine yön veren adli olayları soruşturan Malatya'lı hemşehrilerimiz var. Ve daha niceleri...
Selametle…
Adem İnsanoğlu
İlginizi Çekebilir