© Malatya Time

Seni Sevmiyorlar, Onaylıyorlar: Duygusal Açlık Yeni Bir Salgın mı?

Artık sevilmek değil, onaylanmak istiyoruz. Beğeni sayısı, mesaj sıklığı ve görülme süresi bir ilişki kriterine dönüştü. Bu çağın adı ilişki değil, duygusal takviye. Peki duygusal açlık gerçekten bir salgına mı dönüştü?

DUYGUSAL AÇLIK NEDİR, NEDEN YAYGINLAŞTI

Duygusal açlık, sevilmekten çok hissedilmek isteyen bir ruh halidir.

Kişi, boşluk duygusunu geçici ilgiyle örtmeye çalışır.

Sosyal medyada bir beğeni, bir yorum, bir anlık ilgi yetiyor gibi görünse de aslında içimizde büyüyen boşluğu daha da derinleştiriyor.

ONAY, YENİ NESİL SEVGİ BİRİMİNE Mİ DÖNÜŞTÜ!

Sevgiyi yüz yüze deneyimlemek zorlaştı.

Beğenilmek, paylaşılmak, mesaj almak artık sevilmekle eş tutuluyor.

Ancak bu tür geçici onaylar, kişide gerçek bir ilişki hissi değil, bağımlılık oluşturuyor.

GEÇİCİ BAĞLAR KALICI YARALAR BIRAKIYOR

İlgi görmek için sürekli mesaj atanlar, karşılık alamayınca yıkılanlar, iletişim kopunca terk edilmiş gibi hissedenler…

Tüm bu örnekler, duygusal açlığın bireysel değil toplumsal bir soruna dönüştüğünü gösteriyor.

Ve bu, bir iletişim sorunu değil, bir duygusal bağ eksikliği.

ÇIKIŞ VAR MI

Duygusal açlıkla başa çıkmanın yolu, önce kendi duygularını fark etmekten geçiyor.

Gerçek bağ kurmak, zaman, emek ve sessizlik ister.

Anlık ilgilere değil, kalıcı anlayışa yönelmek gerekiyor.

Çünkü hiçbir beğeni, bir insanın varlığını içtenlikle kabul etmek kadar doyurucu değildir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER