© Malatya Time

Sezai Yılmaz: Hastalarımızın hepsi hayatta ve sağlıklı...

Ülkemizde her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında "Organ ve Doku Bağışı Haftası" olarak kutlanmaktadır. Bu hafta organ bağışının önemi daha çok ortaya çıkmaktadır. Organ nakli konusundaki başarılarımızdan biri 2019’da İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakli Enstitüsü’nde gerçekleştirildi. Prof. Dr. Sezai Yılmaz, 5 canlı vericili eş zamanlı karaciğer nakli’ hakkında açıklamalarda bulunurken hastaların son durumu hakkında da bilgi verdi.

HABER MERKEZİ-İSTANBUL 

Türkiye’de organ naklinde birçok başarılı operasyon tıp literatürüne girdi. Hastaların hayatı, hayal ettiğinin ötesinde değişti. Henüz 1 aylıkken evinde çıkan yangında yüzü yanan Uğur Acar’a 21 Ocak 2012’de yapılan yüz nakli, organ naklinde dönüm noktası olmuştu. Acar, “Bu anlatılmaz yaşanır, denilebilecek bir his” diyor. İş kazasında iki kolunu kaybeden Cihan Topal, ameliyatı yapacak Prof. Dr. Ömer Özkan’la karşılaştığında, “Kızımın saçlarını okşayabilecek miyim” diye sordu. 42 gün sonra kızının saçlarını artık okşayabiliyordu. O da “Bu his tarifsiz” ifadelerini kullanıyor. 2011’de 7 saat süren operasyonla rahim nakli yapılan Derya Sert de önceki yıl anne oldu.



HASTALAR DUYGULARNI ANLATTILAR

Organ Bağışı Haftası dolayısıyla ‘ilkleri yaşayan’ nakil hastaları, duygularını anlattı. Türkiye’de ilk çift kol nakli hastası Cihan Topal, ilk yüz nakli hastası Uğur Acar ve dünyanın ilk rahim nakli hastası Derya Sert, herkesi duyarlı olmaya davet etti.



KIZININ SAÇLARINI SEVİYOR

Türkiye’de 2010 yılında ilk kez gerçekleştirilen çift kol nakli ile hayata tutunan Cihan Topal (38), yaşamına sağlıklı bir şekilde devam ederken hep hayalini kurduğu gibi, kızının saçlarını sevebiliyor. 2008’de iş kazası sonucu iki kolunu kaybeden Cihan Topal, Aydın Devlet Hastanesi’nden merhum Mehmet Nuri Oğan’ın yönlendirmesiyle Akdeniz Üniversitesi’ne gitti. 2 yıllık zorlu sürecin ardından kadavradan çift kol nakli yapılan Topal, tedavisi tamamlandıktan sonra evine kendi arabasını kullanarak döndü. “Bugün nakil olalı 11 yıl oldu ama her şey dün gibi” diyen Topal, “Kaza geçirdiğimde kızım 6 aylıktı. Nakilden 42 gün sonra saçlarını sevebildim. Bu his tarifsiz” dedi. Topal, dünyaya gelen oğluna ameliyatı gerçekleştiren doktoru Ömer Özkan’ın ismini koydu.

ANLATILMAZ, YAŞANIR

Türkiye’de yüz nakli yapılan ilk hasta olan Uğur Acar (28), görünümüyle mutlu. Henüz 1 aylıkken evinde çıkan yangında yüzü yanan Acar, 2012’de Akdeniz Üniversitesi’nde gerçekleştirilen başarılı operasyonla yeni yüzüne kavuştu. Aradan geçen süreci anlatan Acar, şunları söyledi: “Eskiden beni inciten, endişelendiren tek konu küçük çocukların beni gördüğünde korkmasıydı. Bu yeni hayatımda olmuyor.  ‘Anlatılmaz yaşanır’ denilebilecek bir his.” Acar, “Organ bağışında farkındalık oluşmalı. Bugün biz, belki de yarın siz.” dedi.



O ŞİMDİ ANNE

Dünyanın ilk rahim nakli hastası Derya Sert (33), şimdilerde 1,5 yaşındaki oğluyla güzel günler yaşıyor. 2011’de Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde Prof. Dr. Ömer Özkan başkanlığındaki 7 saatlik başarılı operasyonla sağlığına kavuşan Sert, “Mücadelem 20 yaşında başladı, 11 yılda çeşitli operasyonlar geçirdim. Ömer hocayla karşılaşmasaydık her şey çok farklı olurdu.” diye anlattı. Sert, önceki yıl kucağına aldığı oğluna doktorunun adını, Ömer Özkan ismini verdi.





BU SÜRECİN MADDİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ YOK

Başarılı operasyonlarıyla adından söz ettiren Prof. Dr. Ömer Özkan, şunları söyledi: “Bu insanların hayatlarına bir şekilde dokunmuş olmak gerçekten iyi hissettiriyor. Güzel sonuçlar almak hem yaşamak hem de çalışmak için büyük bir motivasyon kaynağı. Ülkenize, kurumunuza, literatüre bir şeyler kazandırmak, evinize, ailenize, çocuklarınıza bir nevi borcunuzu yerine getirmiş gibi hissettiriyor. Bu ülkenin prestijine katkı sunmanın verdiği mutluluk tarif edilemez. Bu hissin maddi bir karşılığı yok” Organ bağışlamanın önemine vurgu yapan Özkan, “Türkiye’de bu sürecin hiçbir maddi yükümlülüğü yok, Sağlık Bakanlığı tüm masrafları karşıladığı gibi avantajlar da sunuyor. Dünyada bu denli bir sağlık altyapısı yok. Herkes bir gün kendi başına gelebilir düşüncesiyle hareket ederek, organ bağışlamaya hazır olmalı. Bu o an verilecek bir karar değil, ‘bir gün vazife düşerse’ diye sürece hazırlıklı yaşamak gerekli” dedi.



DÜNYADA İLK DEFA İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ'NDE...

Organ nakli konusundaki başarılarımızdan biri 2019’da İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakli Enstitüsü’nde gerçekleştirildi. ‘5 canlı vericili eş zamanlı karaciğer nakli’ dünyada ilk oldu.



SEZAİ HOCA: "HASTALARIMIZIN HEPSİ SAĞLIKLI"

Operasyona dair enstitü müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, şunları söyledi: “İşlemlerin üzerinden 2 yılı aşkın süre geçti, hastalarımızın hepsi hayatta ve sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam ediyorlar. Operasyon bir rekor denemesi gibi algılandı, ama sağlıkta rekor olamaz. Bizim amacımız karaciğer naklinde çapraz naklin bu merkezde yapılabildiğini göstermekti” Bunca başarıya rağmen Türkiye’de organ nakli farkındalığının nüfus başına milyonda 7 olduğunu aktaran Yılmaz, gelecek nesillerin daha duyarlı olacağına inandığını aktardı.

"HOCALARA GÜVENDİM"

İlke imza atan bu operasyonun hastalarından Hakan Doğan da “Nakil öncesi ölü bir hayatım vardı, hastalığım son evredeydi. 5’li çapraz nakile dahil edildim. Baldızım bana donör oldu. Bu operasyondan sonra sağlıklı beslenmeye başladım, alkolü bıraktım. Hocalara güvendim, korkmadım. Bir sürü insan nakil bekliyor, önce sağlıklı yaşamaya gayret edin, eğer olmuyorsa hocalara güvenip operasyon olun” dedi. Karaciğer nakli olduğunda 3 yaşında olan Beytullah Kaya’nın annesi Serap Kaya da kötü günlerin geride kaldığını, artık çok mutlu olduklarını söyledi.

DÜNYAYA UMUT VEREN OPERASYON

Yine bir ilke 2018 yılında 7’li çapraz böbrek nakli operasyonuyla atıldı. Medicana Sağlık Grubu Organ Nakli ekibi, dünyaya umut veren bir nakil operasyonuna imza attı.



Operasyonun Amerika kıtası dışında bir günde yapılan en yüksek sayılı organ nakli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Tuncer, “Böyle bir operasyonun organizasyonu çok zor. Hastaların kilo, yaş, kan grubu ve dokularının domino taşları gibi birbirine uyumlu olması gerekiyor. Sıkıntı yaşadık, strese girdik ama bu başarıyı 22 sağlık personeli Beylikdüzü Medicana Hastanesi’ndeki 8 ameliyathanede aynı anda çalışarak ortaya çıkardı. En önemlisi böbreklerin karışmadan insanlara nakledilmesiydi, işin en gurur verici kısmı ise Türklerin bugüne kadar hiç yapılmamış bir şeyi yapıyor olmasıydı” dedi. Ameliyattan sonra tüm hastaların böbreklerinin çalışır durumda olduğunu hatırlatan Tuncer, aradan geçen 3 yıllık süreçte 6 hastanın sağlıklı, 1 hastanın ise yeniden diyalize dönerek yaşamını sürdürdüğünü aktardı.

KAYNAK: YENİ ŞAFAK

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER