© Malatya Time

Soba

Atilla Kantarcı yazdı

Bizim çağalığımızda kaloriferli ev yok denecek kadar azdı. 
        Onun için bizim neslin çağaları hep o gürül gürül yanan, küçücük deliğinden çıkan ışıkları tavanda oynaşan, odunlar yanarken çıkan çıtırtıları dinleyerek uyuduğumuz, çamaşır kurutmak için borulara monte ettiğimiz çağın icadı  kurutucular..! taktığımız, yerleştirdiğimiz “maşanın” üzerinde, hiç bir ekmek kızartma makinesinde lezzetini ve kokusunu bulamayacağımız ekmekler kızarttığımız, üstünde çaylar, ıhlamurlar demlediğimiz, kestaneler pişirdiğimiz, mandalina, portakal kabuklarını koyup güzel kokması için yaktığımız, arada bir gürül gürül yanan sobanın üstüne, tehlikesine aldırmadan kolonya döküp alev çıkmasını zevkle seyrettiğimiz, dışarıdan gelince her nedense hep yaş olan çoraplarımızı ayağımızı yapıştırarak kuruttuğumuz, çoğu zaman çorabımızın yandığını çıkan kokudan ve sobada bıraktığı izden anladığımız sobalarla büyümüştür. 

...


YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN BURAYA > TIKLAYINIZ. 



 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER