Malatya
15 Eylül, 2025, Pazartesi
  • DOLAR
    41.39
  • EURO
    48.67
  • ALTIN
    4845.6
  • BIST
    10.372
  • BTC
    115924.51$

12 Eylül'de Ak Parti'yi ne bekliyor?


12 Eylül'de Ak Parti'yi ne bekliyor?
Askeri darbenin yıldönümünde, Ak Parti’de neler olacak?



Askeri darbenin yıldönümünde, Ak Parti'de neler olacak?


ADEM İNSANOĞLU

Ülkemiz yeni bir seçim dönemine daha giriyor. Bu önemli dönemde, 12 Eylül'ü de düşünmek gerekiyor. Bu tarihi okuyunca aklımıza ilk gelen şey askeri darbedir. Ülkemizin büyük sıkıntılar yaşadığı o dönemin artıklarının silinmeye çalışıldığı son 13 yılda Ak Parti'nin damgası vardır. Ak Parti bu önemli tarihe ve mücadelesine dikkat çekmek adına 12 Eylül tarihinde olağan Genel Kurulu'nu yapma kararı aldı. Askeri darbenin ürünü olan mevcut anayasayı değiştirme ihtimali bulunan tek parti olan Ak Parti, biraz psikolojik biraz da sosyolojik olarak bu önemli tarihe dikkat çekmek istiyor.
12 Eylül'ü önemli kılan sebeplerden biri de Ak Parti'de değişim bekleyenlerin, bu beklentilerinin ne ölçüde gerçekleşeceği konusunun netlik kazanacak olmasıdır. Ak Parti ile ilgili önemli eleştirileri, partinin fabrika ayarlarından şaştığı, parti içindeki dindar-muhafazakar eğilimin azaldığı bununla beraber Milli Görüş tabanlı kesimin yok denecek bir seviyeye geldiği konularını sıralayabiliriz. Bu eleştirileri yapanların beklentileri, bu kongrede cevap bulacaktır. Partide değişim bekleyenlerin, 12 Eylül'de bu beklentilerinin karşılığını alıp alamayacaklarını hep beraber göreceğiz.

Aslında Onlar da Biliyor…

Son seçimin ardından ülkenin içine düştüğü durumu herkes görüyor. Nüfusumuzun yarısından daha fazla bir kesimin mevcut sıkıntıların bitirilmesi için çare gördüğü tek parti Ak Parti'dir. Fakat iş oy vermeye gelince farklı duygular ve düşünceler devreye giriyor. Kimisi adaya kızıyor, kimisi genel merkeze kızıyor, kimisi duygusal davranıyor, kimisi başka sebeplerle oy vermekten kaçınıyor. Ama genel olarak insanların yarısından fazlası ülkenin geleceğinin ancak Ak Parti sayesinde düzeleceğine inanıyor. Birebir görüştüğüm CHP'li, MHP'li, HDP'li ve diğer partilerden olan insanların çoğu bu tezi doğrular nitelikte konuşuyor. Mesele oy verme konusuna gelince farklı farklı bahaneler üretiyorlar. Sözün burasında farklı bir kamuoyu dizayn etme niyetinde olmadığımı da belirtmek isterim. Bu görüşüm tamamen objektif bir yorumdur.
Ak Parti açısından bu kişileri “onlar” diye tabir etmek lazım. Yani Ak Parti'ye inanan fakat herhangi bir sebepten oy vermeyen kişiler. Ak Partinin “onları” bir şekilde ikna etmesi gerekiyor. İlk ikna işi 12 Eylül'de yapılacak kongrede gösterilecek. Şimdi birçok kişi Ak Parti'nin yeni beyin takımını bekliyor. Kongrede verilecek mesajlar ve çizilecek vizyon çok önemlidir. Vereceği mesajlar ve oluşturacağı yönetim kademesi ile insanların karşısına çıkacak. İşte eleştirilere ilk ikna işi 12 Eylül'de gerçekleşecek. Ak Parti insanları ikna edebildiği kadar oylarını artıracak. Anketlere göre Ak Parti'nin % 40'lık bir kemik oyu var. Fakat yukarıda söylemiş olduğum gruba giren % 20'ye yakın bir grup var. Ak Parti bu gruptan çekebildiği kadar oy oranını arttıracak. Bunları ikna edebildiği kadar güçlenecek.

Yönetimde Ne Değişecek?
Ak Parti içerisindeki Milli Görüş kökenlilerin giderek tasfiye edildiği ve yerine başka akımlardan insanların getirildiğine dair ciddi eleştirilerin hâkim olduğunu yazımın başında belirtmiştim. Bu konuda Süleyman Soylu'ya ateş püsküren Milli Görüşçüler var. Hatta Numan Kurtulmuş'un “Abdest tazelemek” sözünü bu minvalde yorumlayanlar bir hayli fazla. Ak Parti'deki “3 dönem kuralı” sebebiyle Milli Görüş kökenlilerin neredeyse tamamının tasfiye edildiği görülüyor. Bu kongrede cevap bekleyen önemli sorulardan bir tanesi de “3. dönem kuralına takılan bu kişilerin durumu ne olacak?” Kongrede kimlere hangi görevlerin verileceği ve hangi 3 dönemliklerin muaf tutulacağı merakla bekleniyor.

Eli kalem tutan birçok insan, Milli Görüşçülerin tasfiye edildiğini yüksek perdeden söylemeye başladı bile. Bu düşüncede olanlar, partinin fabrika ayarlarından şaştığını söylüyorlar. Hepsinin temel beklentisi partinin fabrika ayarlarına dönmesi yönündedir. Hatta bu amaçla sosyal medyada kampanya bile başlatanlar var. 12 Eylül bu açıdan oldukça önemli. Fabrika ayarlarına dönüşün olup olmayacağı, olursa ne oranda olacağı önümüzdeki günlerde netleşecek.

12 Eylül'de Malatya Ne Kazanır?
Ak Parti'nin mevcut üst yönetiminde Malatyalı olarak sadece Öznur Çalık var. Parti açısından pek söz sahibi olarak görünmeyen Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Çalık'ın halka dair politikalarda belirleyici olması çok önemlidir. Bugüne kadar yapılan bütün seçimlerde, Ak Parti'ye en çok oy veren ilk birkaç şehir içerisinde yer alan Malatya için, sadece Öznur Çalık'ın konumu yeterli görülmüyor. Malatyalılar üst yönetimde daha çok söz sahibi olmak istiyor ve bunu da yüksek sesle dillendiriyor. Hatta parti içerisinde olmasa bile olası hükümet içerisinde daha önemli bir konum beklentileri var. Birçok kişi 12 Eylül'de bu durumun dikkate alınacağını düşünüyor. Bize göre 12 Eylül'de Malatya için herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Öznur Çalık'ın yerini koruyacağını veya başka bir göreve getirileceğini düşünüyoruz. 7 Haziran öncesi Taha Özhan'la yaşadığı gerilim sebebiyle Öznur Çalık'ın konumunu kaybedeceği de ortaya atılan iddialardan biri. Bu görüşe katılmadığımız gibi tam tersi bir durumun yaşanma ihtimalini de görüyoruz. Aslına bakılırsa Malatyalıların çoğu Öznur Çalık'ın bu dönem dinlendirilmesi gerektiğine inanıyor. Bu konuda sosyal medyada açılmış “Öznur Çalık'ı İstemiyoruz” adında birde sayfa var ve 3.000'den fazla takipçisi var. Birçok kişi en azından bu dönem Çalık'ın aday yapılmayacağını düşünüyor veya bu yönde bir beklentileri var. Tek bir oy kaybına bile tahammülün olmadığı bir zamanda, Ak Parti'nin nasıl hareket edeceği merak konusu. Bize göre Öznur Çalık partideki konumunu korur. 12 Eylül'de Malatya'ya başkaca kadro verileceğini sanmıyorum.
Malatyalıların üst düzey görev alma beklentisine karşın; üst düzey görev yapacak eleman sıkıntısı olduğunu iddia edenler de azımsanmayacak kadar fazladır. Mevcut vekillere bakınca, bu düşüncede olanların haklılık payı yüksek. Cumhuriyet tarihi boyunca ülke siyasetine yön veren Malatya'nın elbette bu tür görevlerden alnının akıyla çıkacak siyasetçi sayısı çok fazla. Fakat her ne hikmetse bu tür kişilerin sürekli birlerinin engeline takıldığını görüyoruz. Birileri bu tür insanları rakip olarak gördükleri için parti içerisinde istemiyorlar. Parti içerisinde güçlenen birtakım cemaat ve gruplar da bu tür adamları istemiyor. Hal böyle olunca, üst düzey görev yapacak siyasetçimiz kalmıyor.

12 Eylül'den Sonra…
12 Eylülde fabrika ayarlarına dönmesi beklenen Ak Parti, Kasım seçimleri için en büyük hamlesini tamamlamış olacak. İyi bir ekip, vizyon ve yol haritası Ak Parti'yi tek başına iktidara taşıyabilir. Çünkü sadece üst yönetimdeki kadronun değişmesi yeterli olmayıp, adayların çok özenle seçilmesi gerekiyor. Halk nazarında itibarı olan ve oy potansiyeli olan kişilerin aday yapılması halinde, Ak Parti'nin tek başına iktidar olmaması için hiçbir sebep yok. Hatta anayasayı değiştirebilecek çoğunluk da sağlanabilir. Yaşanan süreçte baraj sorunu olan MHP ve HDP'nin baraj altında kalma ihtimalinde, Ak Parti tek başına anayasayı değiştirecek çoğunluğu çok rahat bulacaktır. Ak Partinin yapması gereken en önemli şey; doğru adaylarla seçime gitmektir. Aynı adaylarla yola çıkmak biraz daha oy kaybettirir.

12 Eylül Sonrasında Malatya…
Malatya'nın durumu 12 Eylül'deki kongredeki netleşecektir. Malatya'dan kastım, sadece Ak parti değil, diğer bütün partilerdir. Zira 12 Eylül'de şekillenecek Ak Parti yönetimine göre Malatya adayları aşağı yukarı belli olacaktır. Ak Parti'nin adayları bugüne kadar sürekli olarak genel merkez tarafından belirleniyordu. 12 Eylül'de yenilenecek olan Ak Parti üst yönetimi kimlere yakın ise, Malatya listesi ona göre belirlenecektir. Diğer partiler de Ak Parti listesine göre konum ve strateji belirleyecekler. Malatya'da Ak Parti üst yönetimine girme ihtimali olan Öznur Çalık var. Ayrıca Ak Parti içerisinde giderek yeni bir paralel yapıya dönüşen neo-paralelci bir grup var. Kâğıt üzerinde görünen şey, bu grup ile Öznur Çalık'ın aralarının iyi olmadığıdır. Grubun, Ak Parti üst yönetiminden kapacağı koltuk sayısı kadar, Malatya'daki adaylara etki edeceğini tahmin etmek hiç de güç değil. Aslında bize kalsa, bu seçimde cemaat veya dernek adamların hiçbirine adaylık vermezdik. Böylelikle ne kadar Ak Partili olduklarını da ölçmüş olurduk. Adaylık vermediği grubun Ak Parti'ye ne kadar destek vereceği, seçim kampanyalarına ne kadar katılacağı; onların ne kadar Ak Partili olduklarını göstermesi açısından oldukça önemlidir. “Dostlar alışverişte görsün” misali bir defa aday yapmayarak, samimiyet testine tabi tutulabilirler.

Ak Parti Ne Yapmalı?
Matematiksel hesapların, istatistiksel tabloların havalarda uçuştuğu bir ortamda seçime gidiyoruz. Karşısındaki cephe epey genişlemiş olan Ak Parti'yi ayakta tutacak yegâne şey; milletin vereceği destektir. Milletin desteğini ise ancak milletin isteğini yerine getirerek sağlayabilirsiniz. Askeri darbe çağrılarının aleni bir şekilde yapıldığı bir ortamda seçime gidiyoruz. PKK ve DAEŞ gibi terör örgütleriyle savaş halinde ve Doğu/Güneydoğu güvenlik bölgesi ilan edilmiş bir halde seçime gideceğiz. Uluslarüstü güçler, medya, paralel örgütler vs. hepsi ittifak halinde. Tek amaçları Ak Parti'yi devirmek olan bütün partiler bir araya gelmiştir. Birleşmez denilen, bir araya gelmez denilen partiler; görünmez bir ittifak ile birbirine bağlı. HDP'si, MHP'si, CHP'si, BBP'si… hepsi tek amaç için bir aradalar. İşte bu ahval içerisinde gideceğimiz seçimlerde, Ak Parti'nin elindeki tek güç millettir. Milletin vereceği her oy artı güç olarak etki edecektir. Bu sebeple tek bir oy için bile, bütün listeler değiştirilebilir olmalıdır.
Malatya özelinde düşündüğümüz zaman karşımıza her türlü ihtimal çıkabiliyor. 3-1-1-1, 3-2-1, 4-2, 4-1-1, 5-1 hatta 6-0. Bütün sonuçlar olabilir. Önemli olan milletin adamlarını aday yapmak ve gerisi teferruat olarak görmektir... Şahsen bana bir liste yap deseler; içerisinde mutlaka ama mutlaka Ömer Faruk Öz ve İbrahim Gezer isimlerine yer verirdim. İster aday olsunlar ister olmasınlar! Çünkü yukarıda saydığım milletin adamlığına en yakın iki isim. Çünkü giden veya gitme ihtimalini olan oyları getirebilecek potansiyelleri var. Çünkü millet gibi düşünüyorlar ve milletle aralarına hiçbir şey koymuyorlar.

“Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler…”

Selametle...
Adem İnsanoğlu

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!