dore okulları
Malatya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63976.378$

Ak parti alarm veriyor


Ak parti alarm veriyor
AK Parti'nin içinden geçtiği sancılı sürece ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Gezer, partide eksen kayması yaşandığına dikkat çekti.Yaşanan sancılı sürecin temelinde ortak akıl kavramının ortadan kalkması olduğuna işaret eden Gezer, 'Sonuç olarak İlk 10 yılda genel anlamda güzel işler yapıldı diyebiliriz. Ama maalesef ondan sonra AK Parti biraz içe kapanmaya başladı. Çoğulculuğunu ve demokratik özelliklerini büyük oranda kaybetti' dedi.
Narin

 HABER MERKEZİ-MALATYA
Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Gezer, AK Parti'nin içinden geçtiği sancılı sürece ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. 2002 yılında ülkenin değişim arzusuyla dolup taştığını anlatan Gezer, AK Parti'nin tam da bu süreçte iktidara geldiğini belirterek, "Sanıyorum yüzde 34'lük bir oyla da iktidar oldu. Bu dönemde toplumun değişimlik arzusuna tercümanlık yaptığı içinde başarılı oldu ve ilk 8-10 yıl çok güzel işler yaptı. 2002'den 2013'e kadar. O dönem yapılan şeyler hemen hemen hepimizin altına imza atabileceğimiz şeylerdi. Tek boyutlu dış politikadan, çok boyutlu dış politikaya ekonomiden demokratikleşmeye kadar birçok alanda Türkiye'ye çok ciddi kazanımlar sağlandı. O dönem AK Parti çoğulcu bir yaklaşıma sahipti, ortak aklı dikkate alıyordu. Sosyal demokratlar, liberaller, dindar muhafazakâr kesimler hepsi beraber vardı. Bunların etkisiyle sistem daha denetlenmeye açık bir sistemdi. Sistemin denge-denetleme sistemi daha işlevseldi. Bu sayede milli gelir 3 bin dolarlardan 12 bin dolarlara kadar çıktı. Kürt meselesinde köy boşaltmalarından OHAL'in kaldırılmasına, Kürtçe yayından çözüm sürecine birçok alanda demokratik adımlar atıldı. Sonuç olarak İlk 10 yılda genel anlamda güzel işler yapıldı diyebiliriz. Ama maalesef ondan sonra AK Parti biraz içe kapanmaya başladı. Çoğulculuğunu ve demokratik özeliklerini büyük oranda kaybetti" diye konuştu.

HAREKET OLMAKTAN UZAK
AK Parti'nin bir siyasi hareket olmaktan giderek uzaklaştığına işaret eden Gezer,
"Herşeye bir kişinin karar verdiği, bir kişilik parti görüntüsü vermeye başladı. Bu dönemde demokratikleşme adımları durmaya başladı hatta birçok alanda gerilemeler yaşanmaya başladı. Örneğin, Siyasi partiler yasasının anti demokratik yapısını değiştirmeyi gündemlerine dahi almadılar. Mesela, sivil anayasa konusunda ciddi girişimler başlattılar ama onu bir türlü sonlandıramadılar. Bugün aşağı, yukarı 18 yıllık bir iktidar var, ama hala bir sivil anayasamız yoktur, ülke hala bir darbe anayasasıyla yönetiliyor. Bu çok kabul edilebilir bir şey değil. Türkiye hala yapısal dönüşümlerini yapabilmiş değil, Türkiye hala hukukun üstünlüğünü esas alan bir ülkeye dönüşmüş değil. Bugün bağımsız ve tarafsız yargı konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Örneğin, hala yüzde 10 seçim barajı gibi anti demokratik bir barajla karşı karşıyayız. Siyasi parti yasası hala genel başkanların iki dudağı arasında yürüyen bir sistemle işliyor" değerlendirmesinde bulundu.

SORUNLARI YASA YÜZÜNDEN ÇÖZEMİYORUZ
Ülkemizdeki siyasi partiler yasasının antidemokratik olduğuna işaret eden Gezer, bu yasanın da sorunların çözülmemesindeki en temel sebep olduğunu savundu.
Bu sistemin ülke için söyleyecek sözü, düşünceleri ve projeleri olan insanların yetkili hale gelmesini engellediğine işaret eden Gezer, "Daha öte bir şey yapıyor, bu durum mevcut kadroların sorunları çözememesine, krizlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor, hatta ülke ülke bir türlü demokratikleştirilemediği için müdahalelerin ve darbelerin yolunu açıyor" dedi.

AKIL GİTTİ SORUNLARI ÇÖZEN YOK
Gezer sözlerini şöyle sürdürdü: "15 Temmuz olayında ülkede epey bir insanın aklını, iradesini başka birilerinin cebine koyduğuna şahit olduk. Anadolu'nun dindar çocuklarının darbecilere dönüştürüldüğünü müşahede ettik. Peki Türkiye'de geçekten özgürleştiren bir eğitim olsaydı, kendi ayakları üzerinde duran, kendi aklını kullanan bir özgürlükçü eğitim verebilseydik, analitik düşünen, eleştirel bakabilen, okuyan, araştıran, yazan bir gençlik yetiştirebilseydik, insanlar bu noktaya gelir miydi? Özet olarak, bizim temel sorunumuz temel değerler dediğimiz adalet, özgürlük, liyakat, ehliyet, hukukun üstünlüğü, meşveret gibi değerlerimizi dikkate almamamız. Dolayısıyla AK Parti'de bu süreçte maalesef, bir dönemlerdeki o milli irade, ortak akıl dediğimiz özelliklerini önemli oranda kaybeden bir partiye dönüştüğü için, şuanda örneğin Türkiye'nin sorunlarını çözmede ciddi sıkıntılar yaşıyor"

ARAYIŞLAR KAÇINILMAZ
Malatya kamuoyunun entelektüel gelişimine yaptığı katkılardan dolayı 2011 yılında İnönü Üniversitesi Senatosu tarafından Üstün Hizmet Başarı Belgesiyle ödüllendirilen Gezer, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun parti kurma girişimlerine ilişkin de önemli tespitlerde bulundu. Bir yapının temel ilkelerle birlikte ortaya çıktığına dikkat çeken Gezer, "O temel ilkelerle de yol yürüdüğü sürece kimse ayrılmayı falan düşünmez. İşler doğru düzgün yapılıyorsa, hukuka, adalete uygun yapılıyorsa kimse oradan ayrılmayı falan düşünmez. Ama bu temel ilkelerden vazgeçilmişse ortak akıl işletilmiyorsa, ülkede yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge önemli oranda bozulmuşsa, meclis önemli oranda işlevini kaybetmiş ise, yargı etkin bir şekilde çalışmıyorsa, örneğin şuan duyuyoruz binlerce insan berat kararı almış ama yargı gerekeni yapmıyor. Yada anayasa mahkemesi bir karar alıyor örneğin Üniversiteden atılan hocalarla ilgili ama kimse yerine getirmiyor. Böyle bir ülke olabilir mi? Şimdi bir kere ülkenin yeniden hızlıca normalleştirilmesi gerekiyor. Hukukun üstünlüğünün esas alındığı bir yapıya dönülmesi gerekiyor. Mevcut yapı bunu bir şekilde yapmakta zorlanıyorsa, ister istemez yeni arayışlar ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bilmiyorum belki başkaları da vardır ama birazda Davutoğlu'yla, Babacan ve ekipleri üzerinde biraz daha yoğunlaşmış oldu. Bu arayışlar kaçınılmaz arayışlardır. Olmaması düşündürücü olmalıdır. Çünkü ülke sorunlarını çözemiyor sonuçta. Ekonomide ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bana sorarsanız daha önemli bir kriz siyasal krizdir. Yani yönetim krizi. Cumhurbaşkanlığı sistemi, ülkenin bu sorunlarını çözemiyor. Bu ülkeye uygun olmadığını biz her zaman söylüyorduk ama şimdi daha açık bir şekilde ortaya çıktı. İdealleri olan, iddiaları olan insanlar çıkış yapacaklardır. Bu anlamda dediğiniz iki oluşum er geç partiye dönüşecektir" ifadelerini kullandı.

"KAVGA ETMEDEN ÜLKE YÖNETMEK"
2020 yılında yeni parti doğacağı iddialarına da yanıt veren Gezer, "Bir partinin tüzüğünü çok önemserim. Şu anda ülkede gerçekten katılımcı, çoğulcu, hukukun üstünlüğünü esas alan, herkesi kuşatan Kürt'ünü, Türk'ünü, Alevi'sini, Sünni'sini kuşatabilen bir yapıya ihtiyaç var. En önemli ihtiyaç, bu ülkenin hızlıca demokratikleştirilmesi, sivil anayasanın gündeme alınması, hukukun üstünlüğünün bir şekilde tesis edilmesi, çoğulculuğun bir şekilde sağlanması, ötekileşme ve kutuplaşmanın kökünün kazınması, sabah kahvaltısını yapıp sokağa çıkan bu ülkenin her insanı, 'Ben bu ülkenin asıl unsuruyum' diyebiliyor mu, diyemiyor mu? Ona bakılması lazım. 'Bir sınava girersem bana eşit davranılacak, atamalar ve görevde yükseltmelerde eşitlik esas olacak' diye düşünüyorsa, bu ülkede huzur ve güven olur. Bu çıkacak oluşumlarda kim merkeze daha yakın durursa, kim çoğulculuğu daha çok garanti edebilirse daha başarılı olacaktır diye düşünüyorum. Bunu kim vaat ediyorsa, kim merkezde duruyorsa, hukuku, barışı kardeşliği kimler savunuyorsa umarım onlar başarılı olur. Birde kardeşlik söylemi bizleri kardeş yapmaz, eşitlik bizi kardeş yapar. Bunları sağlayacak bir yapı ortaya çıkar, kimseyle kavga etmeden, hamaset nutukları atmadan oturur bu ülkenin yapısal dönüşümlerini, eğitimini, sağlığını, ekonomisini, tarımını önüne koyar ve herkesi katarsa o ekibin daha şanslı olacağını düşünüyorum. Türkiye'nin hızlıca yeniden normalleşmeye ihtiyacı var. Bu ülke bana sorarsanız yönetilmiyor, idare ediliyor şuanda.

PARTİ RAHATSIZ
Ortak akıl hareketi ortadan kalktığı için parti içinde rahatsızlıkların arttığını anlatan Gezer, "Şu anda genel başkan ve onun etrafındaki bir ekibin yürüttüğü farklı bir yapılanma var. Parti dediğin teşkilatları olur, teşkilatlar siyaset üretir, üyeler ve delegeler siyasete katılır. Üyenin ve delegenin bir karşılığı olur. Bütün dünyada böyledir. Bizde bunların olmadığını bizzat yaşayarak gözlememe imkânım oldu. Kopuşun boyutlarının ne olduğunu kesin söyleyebilmek mümkün olmaz. Bunu ancak seçimler ortaya koyar. İşte son seçimde MHP ile AK Parti'nin toplam oylarının yüzde 44'lerde olduğu ortaya çıktı. MHP, daha fazlasını sahipleniyor ama ortalama yüzde 10'nu desek AK Parti'nin yüzde 34 civarında bir oyu kaldığı görülebilir 50'lerden, 34'lere düşmüşse yüzde 15 civarında bir kaybettiği söylenebilir. Buradan yola çıkarsak, bir kopmanın yaşandığı söylenebilir. Hani neden dindar, muhafazakâr kesimler kopuyor dediniz ya? Bizim medeniyetimizin bir takım yönetsel değerleri vardır. Örneğin adalet, emanet, rıza, istişare, liyakat ve ehliyet mekanizmaları... Bunlar bizim temel yönetsel değerlerimizdir. Liyakat ve ehliyet sistemi Türkiye'de göçmüştür. Yönetsel değerlerimizden bu kayboldu. Niye bu ülkede ihaleler belirli ailelere gider? Niye bir türlü rant ekonomisinin üstesinden gelemedik? Nihat Ergün Bey Bakanlığı bıraktıktan sonra bir kitap çıkarmıştı, bu kitapta bol örnekleri vardır bunların. Çokta güzel bir kitaptır. Örneğin gidiyorsunuz bir yerde ucuz fiyata bir yerleri alıyorsunuz eş, dost, akraba. Ondan sonra oraya bir imar getiriyorsunuz fiyat bir anda 5-10-20-50 kat artıyor. Bunların hiç birisi caiz ve meşru değil. Adalet de öyle, şuradan çıkın 100 tane insana sorun Türkiye'deki adalete ne kadar güveniyorsunuz, her halde yüzde 10-15'lerde çıkar. Ben bunu kimseyi eleştirmek için söylemiyorum. Bunlar bizim sorunlarımız. Hepimizin bu ülkede emeği var, hepimiz bu ülke daha iyiye gitsin diye elimizden gelenleri yapıyoruz. Kimsenin babasının çiftliği değil buralar. O yüzden bu değerlerde aşınmalar, erozyonlar olunca insanlar ister istemez inisiyatif geliştiriyor ve yeni arayışlara giriyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!