Malatya
15 Ağustos, 2025, Cuma
  • DOLAR
    40.79
  • EURO
    47.91
  • ALTIN
    4403.7
  • BIST
    10.95
  • BTC
    122254.71$

Avrasya Birliği mi, Türk Konseyi mi?


Avrasya Birliği mi, Türk Konseyi mi?
Bilindiği üzere İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası yapı, uluslararası kuruluşların hakim olduğu bir sistemdir. Bu sistemde kimi bölgesel birlikler, kimi ideolojik küresel birlikler, kimi devletler üstü birlikler dünyanın farklı bölgelerinde farklı yapılanmalar ile kendisini gösteriyordu. Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında üç kuruluş olmuştur ki bunlar dünya bloklaşmasının önemli etkenlerini oluşturmaktaydı. Bunlardan birisi ABD önderliğinde NATO, diğeri Avrupalı güçlerin oluşturduğu AB ve bu iki bloğa karşı gelişen bir sistem olan Sovyetler Birliği bir diğer adı ile Doğu Bloku. Evet, 21. Yüzyılın sonlarına doğru gelindiğinde Sovyetlerin dağılması, dağıldığı bölgelerde siyasal boşluklara neden oldu. Bosna-Hersek?de olduğu gibi bazı bölgelerde iç çatışmalar başlamıştır.Yaşadığımız günden dönüp geriye baktığımızda Soğuk Savaşı dönemindeki o buzul parçalar büyük bir kısmıyla erimiş ve aysbergin alt buzul kütlesi tamamen gün yüzüne çıkmıştır. Ancak az önceki dediğimiz o boşlukları Avrupa, Çin ve ABD gibi küresel aktörlerin yanında Türkiye, İran gibi henüz bölgesel aktörler doldurmak istemektedir. Ancak bu satranç oyununda hangi güç daha hakim durumda? Elbette bu gün bu sorunun cevabını vermek çok kolay değildir. ABD?nin Irak ve Afganistan başarısızlığı, AB?nin kendi üye ülkelerinin batmasını engelleme çabaları içerisinde bulunması bu iki gücü boşluk bölgelerinden tasfiye etmiştir. İran ise daha çok yönünü AB, ABD ve İsrail karşıtı politikalar üzerine radikalce yoğunlaşmakta ve dış politikasını bu yönde yürütmektedir. Diğer üç devlet yani; Türkiye, Rusya ve Çin? Bu üç büyükten ikisi küresel birisi de en üst düzeyde küresel güç olma yolunda hızla ilerleyen bölgesel güç Türkiye! İşte bunlar bölgesinde bu gün en fazla etki sahibi olan ülkeler diyebiliriz. Bu bağlamda özellikle Orta Asya coğrafyasında Sovyet Döneminde bu birliğin öncüsü Rusya Federasyonu, diğer tarafta da dilsel, kültürel ve dinsel bağlamda bir bütünlük arz eden bölgenin Küçük Asya?daki kardeş ülkesi Türkiye.İşte böyle bir uluslararası sistemde Türkiye ve Rusya tarihin kendisine verdiği avantajı çok iyi değerlendirmek istemektedir. Türkiye, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi veya kısaca Türk Konseyi 3 Ekim 2009'da Nahçivan Özerk Cumhuriyeti'nde imzalanan Nahçivan Anlaşması ile Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye arasında kurulmuş olan uluslararası örgütü canlandırma ve güçlendirme çabası içerisinde bulunurken, Rusya?da Başbakan Viladimir Putin ile yeni dış politika vizyonu olan ??Avrasya Birliği?? kurma çabaları içerisinde bulunmaktadır. Rusya Başbakanı Putin yazdığı makalede bu kuruluşun ekonomik, politik açıdan bir yararlılık sağlayacağı yönündeki sözlerine bu birliğin Sovyetler Birliğinden farklı olacağı sözlerini eklemesi bu proje için bazı ipuçları vermektedir.Sovyetler Birliği?nin çöküşünü, ??20. yüzyılın en büyük jeo-politik felaketi?? olarak değerlendiren Putin, projesinin Sovyetler Birliği ile aynı olmadığının altını çizdi. Aslında bu projenin ütopik düşüncelere dalmadan sadece bir değerlendirme olarak ele alındığında, bu açıklamaların neden Ekim 2011 tarihinde dillendirilmesini yani I. Türk Konseyinin toplandığı döneme denk gelmesini kendimize sormamız gerekmektedir.Güçlenmekte olan iki büyük güç de Orta Asya coğrafyasında yarışması normal değerlendirilebilir. Ancak böyle bir çatışma alanı oluşmadan önce Türkiye bu ülkeleri yanına çekerek bu birliğin yani ??Türk Konseyi??nin ağırlığının konulması gerekmektedir. Rusya Kazakistan?ı Belarus ile birlikte gümrük birliğine dahil ederek bu adımı atmış görünmektedir. Türkiye de boş durmamaktadır tabi ki. Ancak Türk Konseyi bölgesel işbirliği düzeyini bir an önce geliştirerek kurulacak ya da kurulması muhtemel bir Avrasya Birliği içerisinde en az ama en az Rusya kadar yetki sahibi olması gerekmektedir. Bunu da ancak bu bölge kardeş ülkelerin potansiyellerini birlik doğrultusunda güçlendirerek başarabilir Türkiye.Kısaca kurulsa da kurulmasa da Avrasya Birliği, Türkiye, Türk Konseyi üzerine yoğunlaşmalıdır. İdeolojik çerçeveli değil sadece ve sadece bölgesel stratejik birlik olarak Türk Konseyini güçlendirmek için Türkiye elinden geleni yapmalıdır. Çünkü bu hareket, Türkiye?ye tarihin verdiği bir gerekliliği yerine getirmesi için bir avatntajdır ve bunu Türkiye Cumhuriyeti arka plana atmaması gerekiyor. Umarız ileriki dönemde güçlenen Çin ve Rusya?ya karşı Türkiye de rolünün farkına vararak ona göre strateji geliştirir. Burakhan KILLIULUSLAR ARASI Asya BİRLİĞİ VE STRATEJİSİ DERNEĞİYÖNETİM KURULU BAŞKANI 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!