Belediye Meclisi Bu Utanç Kararını Değiştirmelidir!..

Başbakan Adnan Menderes'in asılmasıyla sonuçlanan 1961 darbesi sırasında darbecilerin kamuoyu oluşturmak için başlattığı sokak olaylarında ölen Turan Emeksiz adlı eylemcinin isminin yeniden Malatya'daki bir caddeye verilmesi geçtiğimiz günler de yereldeki önemli konulardan biriydi. Mısır ve Suriye başta olmak üzere vicdanları kanatan büyük dramların gölgesine pekte yer bulamayan bu haber aslında gölgesinde kaybolduğu o olaylarla da biraz ilişkiliydi. Bu ilişkiyi de nereden kuruyorsunuz diye soru sorduğunuzu duyar gibiyim. Siz sormadan ben kanaati aczimle cevap bulmaya ve arada nasıl bir ilişki olduğunu ortaya koyayım. Geçmişini bilmeden ve bazı art niyetli akl-ı evvelleri sevindirdiğini düşünmeden “Turan Emeksiz” isminin Malatya'daki bir yerlere verilmesi için belediye meclisinde el kaldıranların daha da pür dikkat kesilmesini şiddetle tavsiye ediyorum. Mısır da Muhammed Mursiyi deviren, Suriye de zalim diktatör Esad'ın yanında yer alan, Gezi Parkı'ndaki ağaçların gölgesine demokrasi düşmanlığı yapanlar ve ülkemizi 1961 darbesinin kucağına atan zihniyetlerle aynı safta yer almamak adına bu yazıyı okumakta yarar var…  

 

 

27 Mayıs 1960 Darbesinin fitili 27-28 Nisan öğrenci hareketleriyle ateşlenmiş, üniversite gençliği anti demokratik güçlerin kışkırtmalarıyla sokağa dökülmüştü. O gün de Adnan Menderes, darbe yanlılarınca diktatörlükle itham ediliyordu. DP iktidarının onuncu yılındaydı Türkiye çok ciddi bir kalkınma hamlesi yapıyordu. Dış güçler, üniversiteli ve adliyeli kara cübbeliler, basındaki kara kalemlilerle iş birliği yapmış, gençlik kullanılmıştı.

27-28 Nisan öğrenci olaylarını bastırmak üzere tanklar kullanıldı bu sırada tankları durdurmak amacıyla Beyazıt Meydanında bir genç tankın üstüne atıldı. O kargaşada tank, bu göstericiyi altına aldı, gösterici hayatını kaybetti. 27 Mayıs darbesi gerçekleşince söz konusu gencin hayatını kaybettiği yere işte o çirkin anıt dikildi. Bu anıt, en az çeyrek asır bir şaki gibi yol kesti. O gencin adı Turan Emeksiz'di.

Darbelere sahte de olsa kahramanlar gerekiyordu. Bu sahte kahramanlar sayesinde dökülen kanla darbelere şekli meşruiyet kazandırdıklarını düşünen cuntacılar halkı iktidara karşı düşman durumuna getirmeyi amaçlıyordu. Turan Emeksiz, ismindeki genç artık kahramanlarıydı. Öldüğü yere o anıtı yerleştirdikleri gibi MTTB'nin önüne de büstünü diktiler. Onunla kalınmadı, İstanbul Üniversitesi yemekhanesine ve şehirlerde caddelere ismini verdiler. Bunlar yapılırken Turan Emeksiz “devrim şehidi” diye takdim ediliyordu. Diğer devrim şehidi Kubilay'a kardeş gelmişti.

Turan Emeksiz'in kim olduğu onlarca sene sonra anlaşıldı. illegal TKP/Türkiye gizli komünist partisi gençlik kolları başkanı olduğu ortaya çıktı. TKP yurt dışında faaliyet gösteriyor, fakat yurt içinde işçi-köylü komünist ihtilali için mücadele veriyordu. Bir ideoloji uğruna genç yaşta harcanan Turan Emeksiz'in gerçek kimliği geç de olsa anlaşılmıştı.

 

 

Başta Ak Partili üyeler olmak üzere ateşli CHP'li üyelerin de katkılarıyla meclisten geçen isim değişikliği kararını aslında Malatya'daki sol basının başarısı olarak vurgulamakta yarar var. Yaranmışlık sevdasıyla bazı sol basın kuruluşlarının değirmenine su taşıyan üyelerden bazıları “Biz nasıl oldu da bu karar evet dedik” şeklindeki pişmanlığını dile getirdilerse de bu işin akıl hocaları zafer kazanmış edalarıyla ortalıkta kasılmayı sürdürüyorlar.

 

 

Hacı Bektaşi Veli gibi Anadolu da hoşgörü ve insanlık dersi veren bir zatın anıldığı bir ortamda yine ortaya demokrasi düşmanlarının hazırladığı tablo aslında bize demokrasi düşmanları ile aramıza ne kadar mesafe koymamız gerektiğini ortaya koymuştur. Hiçbir şey yaşanmamış gibi kendini pişkinliğe veren CHP zihniyeti aslında Turan Emeksiz konusunda da gibi yine olayı sırt sıvazlamaktan öteye taşımamıştır. Gezi olayları, Ergenekon davası, darbe planları ve tüm anti demokratik hadiselerde bazen savcı bazen de avukat rolünü üstlenen CHP demokratik yollarla iktidarı hayal gibi gördüğü için tüm toplumsal olaylardan çıkar sağlamaya çalışmaktadır. Çıkarcı çevreleri ve demokrasi düşmanlarını sevindirmemek için tavır koymak gerekir aksi bir tutum bu tür meclis oylamalarında da kendisine pay çıkaran CHP zihniyetinin ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir.

Aradan yıllar geçti. O anıt hâlâ yerinde, o büst yerinde, o cadde ve sokak isimleri yerinde. Gezi parkı olaylarında Taksim'e “Kızıl Meydana hoş geldiniz” ve devlet büyüklerimize çok ağır hakaretler içeren afişler asıldı. Polis elbette bu ve benzer afişleri indirecekti. Polis, bunu yaparken taşlandı, araçların üstüne tırmanmaya çalışıldı. Demokratik yollarla iktidara gelen Ak Parti hükümeti meşru müdafaa yaparak devlet otoritesini sağlamak üzere müdahale etmek durumunda kaldı. Ancak Turan Emeksiz gibi kime hizmet ettiğini bilmeden sağa sola saldıran öğrencilerden yeni devrim şehitleri çıkartmak isteyen derin güçlerin oyunu bu defa asker, polis ve milletin duvarına çarpıp geri döndü.

27 Mayıs 2013'te Gezi Parkı'nda başlayıp Taksim'e sıçratılan ateş, “27 Mayıs 1960'ta başlayan devrim bitmedi yeni devrim kahramanları için birilerini TOMA altına atmaktan çekinmeyiz” mantığıyla hareket ettiler. Ham hayallerinin peşinden sürüklenen demokrasi düşmanlarına bu defa milyonlarca insanın koro halindeki cevabı çok açıktı.

“Devrim şehidi” olarak takdim edilen sahte kahramanınız Turan Emeksiz unutuldu, ama millet iradesine rağmen alçakların hakaret ve iftirasına uğrayan Adnan Menderes ve arkadaşlarının “Demokrasi Şehidi” olduklarını yine milletçe tescil edildi.

 

 

Dün başbakan ve bakanlarını astırmak için cuntacılara maşa olan gençliğin aksine bugünkü gençlik, sosyal medyada şunu diyor:

 

“Dedem Menderes'i, babam Özal'ı koruyamadı, ama biz Erdoğan'ı koruyacağız! Milli irademize gem vurmak isteyen alçaklara karşı geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamadan yola devam edeceğiz” diyerek yüksek perdeden mesaj veriyorlar. İş sadece bu yüksek perdeden verilen mesajı alçakların anlamasına kalıyor…