dore okulları
Malatya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.40
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2398.1
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59798.26$

BEN, HAS MALATYALIYIM!


BEN, HAS MALATYALIYIM!
Çarşamba Sohbetleri...
Narin

 

 

Almanya'da doğdu; ama vatan sevgisi ağır bastı. Çocukluğundan beri gönlünde siyaset yatıyordu ki, bu dileğini hayata geçirmeye karar verdi. 7 Haziran 2015'te, İstanbul 3. bölgeden milletvekili seçilip Meclis'in kapısından içeriye girdi. “Yeni Türkiye'nin yeni nesil siyasetçisi” olarak lanse ediliyor. Birçok konuda ilginç önerileri ve değerlendirmeleri mevcut. Sadece TBMM'de değil, toplumun her kademesinde kadın temsilinin artmasını diliyor. MHP İstanbul Milletvekili, Malatyalı Rıfat Bey'in kızı Arzu Erdem'den söz ediyoruz. Erdem; Cumhur İttifakı'ndan 31 Mart Seçimleri'ne, Barış Pınarı Harekâtı'ndan kadına şiddet ve çocuk istismarına dek birçok hususta, Malatya Time'a çarpıcı açıklamalar yaptı...

 

Milliyetçi, muhafazakâr bir aileden geliyor. MHP, mensubu olmaktan gurur duyduğu tek parti. Fikirleri ve dünya görüşü, MHP'nin politikalarıyla birebir örtüşüyor. Kendi ifadesiyle “Şanlı davaya hizmet eden” Milliyetçi Hareket Partisi'nden 2007 ve 2011'de de aday oldu.

        Sadece bir kadın, anne ve eş olarak değil, duyarlı bir insan olarak, Türk milletinin sosyal sorunlarına çözüm üretmeye çalışıyor. Bunların başında eğitim sistemi var. Bir diğeri ise kimsesiz çocuklar ve madde bağımlısı gençler. MHP Başkanı Devlet Bahçeli'nin de dediği gibi “Önce ülkem ve milletim, sonra partim” cümlesiyle hareket ediyor. En büyük temennisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin dünyada güçlü devlet, güçlü millet konumunu alması. Bu noktada kendisine verilecek her türlü görevi, layıkıyla yerine getireceğine inancı tam.

        Birçok hususta “Kadın isterse başarır” diyen 25, 26 ve 27. dönem MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, yine ezber bozdu. Malatya Time'a konuşan Erdem “Malatya'nın suyu sert, insanı merttir” cümlesini kurarken Malatya ile gönül bağını bir kez daha ortaya koydu.... Keyifli okumalar...

SEÇİM BAŞARIMIZ, MİLLETİMİZİN
BİZE DUYDUĞU GÜVENİNİN SONUCU

MHP'nin en önemli gayelerinden biri de yerel yönetimlerde söz sahibi olmak. 31 Mart Seçimleri'nde ne derece başarılı oldunuz?

31 Mart'ta; 1 büyükşehir, 10 il, 58 metropol ilçe, 78 ilçe, 89 belde olmak üzere, toplam 235 belediye başkanlığını kazanmamız, büyük bir başarıdır. Türk milleti, MHP'ye desteğini çok net bir şekilde göstermiştir. Tabii ki bununla da yetinmeyeceğiz. “Aldığımız sonuçlar bize yeter” demeyeceğiz. Daha çok çalışacağız. Bu başarı, aziz Türk milletimizin bize duyduğu güvenin sonucudur. Biz de eminim bu güveni boşa çıkarmayacağız. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin de dediği gibi: “31 Mart Seçimleri'ne Cumhur İttifakı'nın ruhu, Türk milletinin istiklal özlemleri ve istikbal umutları mührünü vurmuştur.”

BEN, HAS MALATYALIYIM!

Yıllarca Malatya'dan uzak yaşamanıza rağmen Malatyalıların etkinliklerinin tümüne katılmaya özen gösteriyorsunuz. Malatya ile bağlarınızı nasıl güçlü tutuyorsunuz?

Benim annem de babam da Malatyalı. Bu yüzden bizim oraların tabiriyle “Ben has Malatyalıyım” diyebilirim. Bu yüzden kıymetli hemşehrilerimi hiçbir etkinlikte yalnız bırakmamaya özen gösteriyorum. Ben onların içinden biriyim. Tarihimizin ilk yerleşim yerlerinden biri olan Malatyamız, kimine göre “Yiğitler yiğidi Battalgazi'nin diyarı”, kimine göre “Evliyalar memleketi.” Böyle bir memlekete sahipseniz o bağ kendiliğinden güçlüdür zaten, kopması beklenemez.

MALATYA'NIN SUYU SERT
İNSANI MERTTİR

Baba ocağınız Malatya'ya da gelip bir dizi ziyaretlerde bulunduğunuz oluyor. Genel anlamda, Malatya'nın artıları ve eksilerine dair gözlemlerinizi anlatır mısınız?

Bir kere “Malatya'nın suyu sert, insanı merttir.” Bu tartışılamaz. Çok sayıda ünlü ve siyasetçi çıkmış bir şehirdir. “Malatya” demek “Birlik, beraberlik” demektir. İnsanları çalışkandır, güler yüzlü, misafirperver ve merhametlidir. Adı kaysıyla anlatılan tek şehirdir. İsminin tarihi Hititlere uzanan ve “Eski Malatya” olarak da bilinen Battalgazi'de, Selçuklu döneminden kalma pek çok cami, kervansaray ve hamam bulunur. Türkiye'deki en büyük höyüklerden biri olan ve mazisi M.Ö. 2000 yıllarına dayanan Aslantepe Höyüğü'nün ise bugüne kadar 27 medeniyeti ağırladığı söylenir.

        Türkiye'nin sayılı doğa harikalarından olan Somuncu Baba Kanyonu ve Gürpınar Şelalesi'nin yanı sıra, Pınarbaşı Gölleri, Karakaya Barajı, Sürgü Vadisi ve Beydağları'nın o muazzam görüntüsüyle bambaşka bir şehirdir memleketim. Yemekleri harikadır. Kiraz, ayva, fasulye, üzüm, fındık yaprağıyla sarılmış bulgurdan ekşili köfte, analı kızlı köftesi, sıkma köftesi, ıspanaklı köfte, balcanlı köfte, dolma köftesi, nahna sarması ve saymakla bitiremeyeceğim sayıda köfte çeşidi vardır ve bu saydıklarım da en güzel yöresel yemeklerimizdendir. Bahsettiklerimden yola çıkarsak  Malatya'nın artıları bol, eksileri yoktur.

SELAHATTİN GÜRKAN
ÇALIŞKAN VE ÖZVERİLİ

Yüzde 68.47'lik oy oranıyla Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Selahattin Gürkan'ın, ilk 7 aylık performansı hakkında neler söylersiniz?

Selahattin Başkan çalışkan, özverili ve Malatya'ya sahip çıkan başarılı bir belediye başkanıdır. Kendisini çok sever ve her zaman takdir ederim. Başarılarının devamını dilerim.

“HDP” DEMEK “PKK” DEMEKTİR!

“PKK'nın yarattığı suni bir Kürt sorunu var... Ancak törürü hiçbir şey makul gösteremez” demiştiniz. “HDP dediğimiz, PKK'nın uzantısı olan parti...” cümlesini de kullanmıştınız. Bu kanaatlerinizin altında yatan gerekçeleri sıralayabilir misiniz? Bu bağlamda, “Beka sorunu yok” diyenlere yanıt verecek misiniz?

Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin de dediği gibi "PKK beka sorunudur, PYD/YPG beka sorunudur, FETÖ beka sorunudur, emperyalizm beka sorunudur, siyasi ve ekonomik suikastlar beka sorunudur." Bunları ne görmezden gelebiliriz, ne de inkâr edebiliriz. Beka olmadan, vatandan ve milli varlıktan söz etmemiz mümkün değildir. HDP demek PKK demektir. Bugün PKK köşeye sıkıştıkça HDP sıkıntıya girmekte ve tepki göstermektedir. HDP bunu saklamıyor zaten, bangır bangır ilan ediyor! Önceki seçimlerde “Biz sırtımızı YPG'ye YPJ'ye, PYD'ye özetle PKK'ya yaslıyoruz” diye kükreyenlerin bu kez sırtını Millet İttifakı'na yasladığını açık ve net bir şekilde görmekteyiz.

CUMHUR İTTİFAKI
TÜRKİYE'NİN GÜVENLİK ZIRHIDIR

“Yenikapı” dediğimiz milli bir mutabakat ittifakı ve ruhu var. Bu noktada, Cumhur İttifakı'nı, sadece bir seçim ittifakı olarak lanse etmek, dar bir görüş mü?

Bu soruya liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin sözleriyle yanıt vermek istiyorum: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin mimarı, şüphesiz Cumhur İttifakı'dır. Yeni sistemin yaşaması için bu ittifakın kazasız belasız yoluna devam etmesi, milli beka açısından mecburidir. Çünkü Cumhur İttifakı, Türkiye'nin güvenlik zırhıdır. Cumhur İttifakı, milli birlik ve dayanışma şuurudur. Cumhur İttifakı, Türkiye'nin ta kendisi, Türk milletinin ruh köküdür.” Bu sebeple sadece “seçim ittifakı” olarak lanse etmek mümkün değildir.

TÜRKİYE, KUTLU
BİR SEFERE ÇIKMIŞTIR

Orta Doğu'da yangın çıkarma gayretinde olanlar var! Peki! Fırat'ın doğusunda oluşturulacak “Barış Koridoru”na yönelik düşünceleriniz neler? Türkiye, Suriye sorunundan tam anlamıyla nasıl kurtulur?

Türkiye, bekasını tehdit eden bölücü örgütleri, saklandığı coğrafi alanlarda etkisiz hale getirmek için kutlu bir sefere çıkmıştır. Büyük bir varoluş mücadelesinin tam ortasındayız. Barış Pınarı Harekatı ile Suriye'nin kuzeyinde, ülkemizin kara sınırlarına paralel olacak şekilde hem güvenli bölge oluşturulacak hem de bölgeye huzur ve istikrar yerleşmiş olacaktır. Rabbim askerlerimizin ve güvenlik güçlerimizin ayağına taş değdirmesin. Her birini esirgesin.

KADINA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ İÇİN
EYLEM PLANI GELİŞTİRİLMELİ

2009'da Kimsesiz Çocuklar Derneği'nin kurucu başkanlığını üstlendiniz. Cinsel istismar, kadın-hayvan haklarına dair de Meclis'e birçok araştırma önergesi verdiniz. Aynı zamanda “Pedagojik Destek Uzmanı”sınız. Peki! Bir kadın olarak Meclis'te neler yapıyorsunuz?

Ben milletvekili olduğum ilk günden itibaren özellikle sosyal sorunlar üzerine çalışmalar yaptım, yapmaya da devam ediyorum. Bir kadın ve bir anne olarak sosyal sorunlar beni derinden etkiliyor. Kadına şiddetin önüne geçilmesi için acil olarak, mutlaka yeni bir eylem planının geliştirilmesi gerektiğinin her zaman altını çizdim. Çünkü her geçen gün kötü olaylar artmakta ve her birimiz için bir tehlike olarak yine önümüzde durmakta.

CİNSEL İSTİSMARA KARŞI “TOPLUM
OLARAK NE YAPARIZ?” DİYE SORULMALI

Hepimiz her şeyden önce evlat sahibiyiz; “Bizim başımıza gelmez”, dememeliyiz. “Evlatlarımızın başına gelebilir” kaygısıyla da mutlaka sosyal sorunlarla ilgili şu makamlara oturmuş olan her bir milletvekili arkadaşımızın, her ananın, her babanın, her kadının, her erkeğin aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Burada kendimize sormamız gereken soru: “Nereden başlamalı? Cinsel istismarın önlenmesi, çocuğa şiddetin önlenmesi, çocuk kaçırmalarının önüne geçilmesi, bir çocuğun günlerce ortadan kaybolmasının önüne geçilmesi için toplum olarak, millet olarak neler yapmalıyız? Kadın istismarının önlenmesi, kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi, kadın istihdamının artırılması, için toplum olarak, millet olarak neler yapmalıyız? Vefalı sessiz dostlarımız olan hayvanlara yapılan işkencelerin son bulması ve haklarının korunması için toplum olarak, millet olarak neler yapmalıyız? Bizler milletvekilleri olarak veballe bu koltuklarda oturuyoruz, bizler neler yapmalıyız?”

“VEFALI SESSİZ DOSTLARIMIZ”IN
SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİM

İşte, bu konular üzerinde gerçek anlamda, ciddi çalışmalar yapılması gerektiği kanaatindeyim. Ben kanun teklifleri, soru önergeleri, araştırma önergeleri vererek, gerek genel kurulda, gerek üye olduğum komisyonlarda, gerekse sosyal platformlarda çocuklarımızın, kadınlarımızın ve vefalı sessiz doslarımızın her zaman sesi oldum, olmaya da devam edeceğim. Bu hepimizin asli görevi.

 

ARZU ERDEM KİMDİR?

10 Şubat 1970'te, Almanya Heilbronn Sontheim'da doğdu. Annesi Semra Hanım, babası ise Rıfat Bey'dir. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Alman Dili Eğitimi Bölümü'nden mezun oldu. İÜ'de Alman Dili Eğitimi dalında yüksek lisans yaptı. Kimsesiz Çocuklar Eğitim ve Sevgi Derneği Kurucu Başkanlığı ve Gençleri Uyuşturucudan Koruma Derneği Kurucu Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Otomotiv, sağlık ve eğitim sektörlerinde, aile şirketlerinde üst düzey yöneticilik yaptı. 1990-93 arasında İstanbul Barosu Başkanlığı'nın “Uluslararası Yeminli Tercümanlığı”nı ve “Müdür Yardımcılığı”nı üstlendi. Çok iyi derecede Almanca ve İngilizce, orta düzeyde Fransızca ve Latince biliyor. Siyasetçi kimliğinin yanı sıra “Pedagojik Destek Uzmanı”, “Adli Bilirkişi” ve eğitimci. Evli ve iki çocuk annesi.

 

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!