Benim oyum Ak Parti'ye

Malatya Time'ın beğeniyle izlenen yazarı Adem İnsanoğlu oyunun rengini açıkladı
Adem İnsanoğlu kaleme aldı:
Avrupa'da bir kasabanın Belediye Başkanlığı seçimi yapılacaktır. Hemen belirteyim orada belediye başkanları bizim Valiler ve Belediye başkanlarının her ikisinin yetkileri ile yetkilendirilmiştir. Kasabada azınlıkta olan müslümanlar kendi içlerinden bir aday çıkarmak isterler. Hıristiyan aday sayısı fazla olursa oyları bölünür ve birazda Hıristiyan destekçi bulurlarsa seçimi kazanma ihtimalleri vardır. Resmi başvurularını yaparlar. Seçimde sadece üç aday yarışa girer. Birisi mevcut başkan, birisi müslümanların adayı, diğeri aşırı sağcı bir adaydır. Bu durumda müslümanların seçimi kazanma ihtimalleri yoktur. Fakat bir kere bu yola başvurmuşlardır. Aşırı sağcı adayın seçilmesi halinde müslümanlara karşı aşırı ırkçı davranacağı, fanatik bir İslam düşmanı olmasından dolayı aşikardır. Mevcut başkan ise adaletle hükmeden ve adaletle hükmedeceğine dair vaatte bulunan bir kişidir. Müslümanların kendi adaylarına oy vermeleri halinde, mevcut başkanın seçilme ihtimali zayıftır. Bu durumda diğer aday seçimi kazanacaktır. Bunun üzerine müslümanlar durumu Arap ülkelerinden birindeki bir alime/ulema heyetine danışmak isterler. Durumu arz ettikleri alim/ulema heyetinden çıkan karar; "adaletle hükmeden başkanı destekleyin" şeklindedir. "Zira eğer o seçilmez diğeri seçilirse, bundan dolayı vebale girersiniz" şeklinde uzun ve gerekçeli bir cevap alırlar. Yani ulema heyeti onlardan müslüman adayı desteklemelerini istemez, çünkü O'nun seçilme ihtimali yoktur.
Geçtiğimiz günlerde bir dostumun işyerine uğradım. 14 ve 15 yaşında iki Suriyeli kardeş, dostumun yanında çalışıyorlar. Muhammed ve Ahmed ismindeki bu kardeşlerde müthiş bir tedirginlik gördüm. Halep'ten gelen bu iki kardeşi her zaman daha mutlu görüyordum. Memleketlerindeki savaştan kaçıp gelmelerine rağmen; gördükleri misafirperverlikten dolayı, her zaman mutluydular. Bu sefer onları düşünceli bir halde buldum. Dostuma "bunların bir sorunu var, memleketlerinden kötü bir haber mi var" diye sorunca; "hayır" dedi. "Peki sorun ne?" "Sorun 7 haziran seçimleri" dedi. Kürt asıllı olan ve insanlarla kürtçe anlaşabilen bu iki kardeşin oturdukları mahallede bir takım konular konuşulduğunu ve bu durumun onları çok üzdüğünü öğrendim. "Bu kardeşleri ve ailelerini bizim seçim neden bu kadar ilgilendirir" diye kendi kendime sorular sorarken birden aklıma Ak Partisiz bir hükümet tasavvuru geldi. Evet, onların korkusu Ak Partisiz bir hükümetti. Çocukları yanıma çağırdım ve biraz muhabbet ettim. Evde sürekli Ak Parti için dua ettiklerini söylediler. Annelerinin neredeyse hiç uyumadığını ve sabahlara kadar dua ettiği, bundan dolayı müthiş bir tedirginlik hali yaşadıklarını belirttiler. "Abi bir parti iktidar olursa bizi geri Suriye'ye gönderecekmiş, bu doğru mu?" diye soru ile karşılaşınca, o partinin başkanı adına insanlığımdan utandım. İçimden her türlü laneti okudum. Çocukları teselli etmeye çalıştım ama beceremedim. Onlara sarıldım, gözyaşları içerisinde bana sarılınca; bende ağlamaya başladım. Gözyaşlarımı içimden akıtmak istedim fakat onu da başaramadım. Sonra "bizim bir başkanımız var ve şöyle bir ifadesi var; "Suriye'den gelen misafirlerimizin yüzü suyu hürmetine, ekonomimiz hiçbir olumsuzluktan etkilenmiyor. Allah bizim işlerimizi rast getiriyor" diyor" dedim. "Böyle bir adam başımızda kalır ve o kaldıkça da kimse size bir şey yapamaz" dedim. Onlar bana Reis-i Cumhuru sordular. "O'da görevinin başında ve şimdi Cumhurbaşkanı oldu" dedim. Kendilerini teselli etmeye çalıştım ama ne kadar başarılı oldum bilemiyorum. Seçim gününün sabahına kadar tedirginlikleri geçmeyecek belkide seçimden sonra daha da artacak. Onlar gibi milyonlarca Suriye'li seçim günü sabaha kadar seçim sonuçlarını takip edecekler; türkçe bilmedikleri, latin alfabesi ve rakamlarını bilmedikleri halde. Anlamadıkları bir dil ve alfabeden kendileri için hayırlı bir sonuç çıkıp/çıkmadığına bakacaklar.
İşte bu olay bile tek başına "benim oyum ak partiye" demek için yeterli. Şunu belirtmek isterim; bazı fanatikler gibi, Ak Parti oy vereceğim diye cenneti garantilemiyorum, vermeyenlerin de küfre girdiğini iddia etmiyorum. Ama ülkenin içerisinde bulunduğu bu durumda, Ak Partiye oy vermenin daha hayırlı olacağına olan inancımdan dolayı, oy veriyorum. Birileri gibi "ders vermek" amacında değilim. Tam tersine "dest vermek" gerekliliğine inanıyorum. Ülkenin içinde bulunduğu bu konjonktürde Ak Partiye ders verme sırasının henüz gelmediğini görüyorum.
Seçim süreci boyunca yazmış olduğum yazılar ile çelişkili bir hal olduğunu biliyorum. Ben sürekli olarak Ak Parti Malatya adaylarını eleştirdim. Seçilmeleri halinde Malatya'ya çok büyük faydalar sağlayacaklarını düşünmüyorum. İçlerinden Taha Özhan hariç diğerlerinin zarar bile vereceklerine inanıyorum. Ama bütün bu durumlar başka partiye oy vermemi gerektirmiyor. Zira yukarıda yazdığım fetva olayında, yaşananların aynısının yaşanma ihtimali var. Ak Partisiz bir hükümetin müslümanlara neler yaptıracağını, geçmiş tecrübelerimiz bize gösteriyor. Ak Parti iktidar iken bile, devletin içine sızmış şahısların; kendilerinden olmayan bütün müslümanları nasıl fişlediklerini, ne tür kumpaslar kurduklarını, nasıl tuzaklar ile içeri attıklarını gördük. Ak Partisiz bir Türkiye'nin dünyadaki imajının Afrika'daki bir "muz cumhuriyetinden" farklı olmadığını acı acı tecrübe ettik. Burada her şeyi saymama gerek yok. Merak edenler zaten biliyorlar.
Ak Partinin müslümanları dünyevileştirdiğinden daha önce bahsetmiştim. Ama bu Ak Partiden ziyade, dünyevileşmeyi isteyenlerin suçuydu. Müslümanlar İslami çalışma yapmak yerine, dünyevi çalışma yapıyorlarsa bu onların suçu olmalıydı. Ak partinin adayları içerisinde her türlü kılığa giren, menfaati uğruna parti parti dolaşan kişiler var biliyorum. Dindar olmayan adaylarda var. Hatta müslümanlara zarar veren adaylar da var. Ak partinin her icraatı doğru demek yanlış olur. Tonla yanlışı var. Malatya adayları ehil değiller biliyorum. Çoğunun gayesi kendi menfaatleri, onu da biliyorum. Diğer partilerin adayları içerisinde Ak Parti adaylarından daha kaliteli insanlar olabilir. Bu tür ifadeleri istemediğiniz kadar arttırabilirsiniz. Ama bütün bunlar; Suriyeli iki kardeşim gözyaşlarından daha kıymetli değil ki!
İyi bir seçim süreci geçirdiğimize inanıyorum. Temiz bir propaganda süreci oldu. İnşallah seçimde böyle problemsiz ve temiz geçer. Halkın iradesi üzerinde oyun oynamak isteyenlere Rabbim fırsat vermesin. Sandığa gidecek olan kişilerin, kişisel sorunlarını, mahallelerinin sorunlarını ve illerinin sorunlarını bir tarafta bırakmaları gerekiyor. Önemli olan memleket meselesidir. Önemli olan ülkemiz ve İslam dünyasının geleceğidir. Biz verdiğimiz oy ile Malatya'ya milletvekili seçeceğimizi düşünüyorsak yanlış yaparız. Evet Malatya'ya vekil seçeceğiz ama aslında Türkiye'nin ve İslam dünyasının geleceğini belirleyeceğiz. Suriye'nin ve Mısır'ın geleceğini belirleyeceğiz. Filistin, Gazze, Irak, Arakan ve diğer birçok İslam beldelerinin geleceğine de yön vereceğiz. Konuyu Malatya vekilliğine indirgersek hata ederiz. Konuya kişisel bakar, adaylar üzerinden tartışmaya girersek hata ederiz. Elbette ki adayların hataları olursa, ona da müdahil olacağız. Elbette ki onları uyaracağız. Sesimizi en yukarıya kadar duyuracağız ama bu verdiğimiz oyun asıl anlamı olmayacaktır.
Ben, Ak Partiye oy verirken Melike Öznur Çalık'a değil; Ahmed Davutoğlu'na, Muhammed Mursi'ye, Halid Meşal'e ve diğer müslüman liderlere oy vermiş olacağım. Ben oy verirken Mustafa Şahin'e değil; adını sanını bilmediğim Suriye'li mücahidlere oy vermiş olacağım. MİT'in tırları ile ilgili olayı çözümleyebilen herkes bunu zaten anlar. En başta yazdığım konuyu iyi anlamak gerekiyor; "müslüman ama seçilme ihtimali yok ise adaletli olana oy verin" fetvası bize oy verirken nasıl davranmamız gerektiğini belirtiyor.
Seçim Sürecinde Ön Plana Çıkan İki İsim
Seçim süreci boyunca ön plana çıkan iki isim var ki; ikisi de alkışı hak ediyor. Birisi Hulusi Porgalı diğeri Hakan Kahtalı. Usulen geldikleri yer, yani memleketleri aynı olan bu iki insandan birisi CHP Milletvekili Adayı diğeri Ak Parti İl Başkanı. Hulusi Porgalı bir şekilde değerlendirilmesi gereken bir kişi. Akıllı, zeki, mütevazi ve siyasi dehası ile ön plana çıktı. Yaptıklarıyla çok konuşuldu ve daha da konuşulacaktır. CHP bugün ikinci vekilden bahsediyorsa, bu O'nun sayesindedir.
Hakan Kahtalı ile ilgili geçen yazımda kısa bir bilgi vermiştim. Seçim sürecinin başlaması ile birlikte İl Başkanı oldu ve acemiliğine rağmen mükemmele yakın bir performans sergiledi. Acemiliğinden dolayı bazen kendisini eleştirdik ama yinede performansı çok iyiydi. Toparlayıcı bir etki yaptı parti içerisinde. İnşallah uzun süre İl Başkanlığı yapar. Özellikle parti içerisinde ki muhaliflerin Hakan Kahtalı'ya daha çok sahip çıkmaları gerekiyor. Partide yer bulmadıkları için partiye küsenlerin durumlarını Hakan Başkana iletmeleri gerekiyor. Çözüm bulma noktasında çaba sarfedeceğine inanıyorum.
Seçime dair yazacaklarımız bu kadar. Allah izin verirse seçimden sonra Malatya'nın başka sorunlarına dair konuları gücümüz yettiğince ele almaya çalışacağız. İnşallah doğruyu yazanlardan oluruz.
Selametle...
Adem İnsanoğlu
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Malatya Elektrik Kesintisi 11 Eylül 2025: İlçe İlçe, Mahalle Mahalle Saatler Belli Oldu
- Malatya Hava Durumu 11 Eylül 2025: Gün Boyu Sıcaklıklar Saat Saat Açıklandı
- Malatya Namaz Vakitleri 11 Eylül 2025: İmsak, Öğle, Akşam ve Yatsı Saatleri
- Malatya’da 10 Eylül Vefat Listesi: 7 Kişi Hakkın Rahmetine Kavuştu
- İş Güvenliği Bu Mu? Kule Vinçle İndirilen İşçi Şoke Etti
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.