Beytur: 239 genç meslektaşımızı mezun ettik!

Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunları için tören düzenlendi. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Beytur, bu yıl Tıp Fakültesinden 239 öğrencinin mezun olduğunu söyledi. Öte yandan; Malatya İnönü Üniversitesi’nde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle “Toplumsal Hareketler Sosyolojisi Bağlamında 15 Temmuz Direnişi” Konferansı ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin gazete manşetlerinin yer aldığı sergi düzenlendi.
HABER MERKEZİ-MALATYA
Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi 2021-2022 eğitim ve öğretim yılı mezunları için mezuniyet töreni düzenlendi.
MEZUNİYET TÖRENİNE KATILANLAR
Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen mezuniyet törenine, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Vahap Erdem, Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, İl Jandarma Komutanı Ercan Altın, İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren, İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İbrahim Türkmen ve Prof. Dr. Nusret Akpolat, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Beytur, diğer fakülte dekanları, akademik ve idari personel ile öğrenciler ve aileleri katıldı.
"SEVİNÇ İÇERİSİNDEYİZ"
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan mezuniyet töreni 29. Dönem mezunlarını temsil eden Fakülte dönem birincisi Dr. Ebrar Selen Bayramoğlu’nun konuşmasıyla devam etti. 2021-2022 eğitim ve öğretim yılı mezun öğrenciler adına konuşan Tıp Fakültesi birincisi Bayramoğlu “Uzun ve zorlu tıp eğitimini tamamlamış olmanın sevinci içerisindeyiz. Tıp eğitiminin oldukça fedakârlık gerektiren bir süreç olduğunu yaşayarak da bizzat tecrübe ettik. Bizler kutsal bir mesleği, hekimlik mesleğini ediniyoruz. Bu kutsal mesleği edinirken hepimiz mesleğimizin muhatabının insan hayatı olduğunun bilincindeyiz. Hekimlik mesleği, hayatını insanlığın hizmetine adayan, bu görevi yerine getirmek için kendi hayatından sürekli fedakârlık etmek durumunda kalan, görevini sadece edilmiş bir yemin olarak görmeyip tüm kalbi ve vicdanı ile mesleğini icra etmeyi gerektiren, fayda ve zarar arasındaki ince çizgiyi gözeten, bebeklikten son nefesimizi verdiğimiz ana kadar yaşamın kutsallığını anımsatan, insanlığın hayatına dokunan ve onlara umut olan bir meslek” ifadelerini kullandı.
239 GENÇ MESLEKTAŞIMIZ MEZUN OLDU
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Beytur ise bu yıl Tıp Fakültesinden 239 öğrencinin mezun olduğunu söyleyerek, “Bu yıl fakültemizden 239 genç meslektaşımızı mezun etmenin haklı gururunu yaşamaktayız. Altı yıl önce bizlere emanet ettiğiniz evlatlarınızı mesleğinde yetkin birer doktor olarak sizlere teslim ediyoruz. Evlatlarımızın memleketimize ve insanlığa faydalı olması en büyük temennimizdir” dedi.
BEYTUR, TIP FAKÜLTESİYLE İLGİLİ BİLGİLER VERDİ
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesiyle ilgili bilgi veren Beytur şunları söyledi:
“İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi 1987 yılında kurulan, Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki ayrı programda eğitim veren ve bugüne kadar 3 bine yakın hekim, 1.188 uzman hekim ve 102 yan dal uzmanı yetiştirmiş bir eğitim kurumudur. Her iki programımız da akreditedir ve verdiğimiz diplomaların uluslararası geçerliliği vardır. Hâlihazırda 260 öğretim üyesi, 5 yüze yakın asistan ve 92’si yabancı uyruklu olmak üzere 1700 lisans öğrencisi bulunmaktadır. Tam donanımlı dersliklerimiz ve eğitim laboratuvarımızın yanı sıra dekanlığımızın dijital dönüşüm ofisi ile online eğitim de başarıyla uygulanmaktadır. Bu sayede pandemi döneminde tıp eğitimimiz aksatılmadan sürdürülmüştür.”
YOLUNUZ AÇIK OLSUN
Beytur “Bu ülkenin her karış toprağında tıbbiyelilerin alın teri, emeği ve kanı vardır. Dahası ecdadımızın, şühedanın hatırı vardır. O yüzden kendi ülkemizde yaşamalı, çalışmalı ve üretmeliyiz. Sizler bizlerin altın evlatlarısınız. Genç meslektaşlarım, sizlere başarılı ve sağlıklı bir ömür temenni ediyorum. Yolunuz ve bahtınız açık olsun” ifadelerini kullandı.
Son olarak konuşmasını gerçekleştiren İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Tıp Fakültesinden 239 genç hekimi sağlık ordusuna katmanın sevincini, mutluluğunu ve gururunu yaşadığını söyleyerek, genç doktorları tebrik etti. Kızılay, “Bu gençlerimiz zor imtihanları aştılar, başarıyla geçtiler ve bugün diplomalarını alıyorlar. Hastayla karşılaştığınızda buradaki bütün öğrendikleriniz, okuduklarınız ve hocalarınızın öğrettikleri size yol gösterecek, hastanıza doğru teşhis, doğru tanı ve arkasından da doğru tedavi yapacaksınız. Bütün bu zorluklardan sonra başarıyla, huzurla ve mutlulukla mesleğinizi icra edeceksiniz” dedi.
"SİZDEN ÜMİTLİYİZ"
Doktorların hastalarıyla güçlü ve iyi bir iletişim kurmalarının gerektiğini vurgulayan Kızılay toplumun da genç doktorlara saygı ve sevgiyle davranmaları gerektiğini belirtti. Kızılay “Sizler ülkemizin geleceğisiniz. Bizler görevlerimizi artık size devrediyoruz. Tıbbın her alanında artık bundan sonra sorumlukları üstleneceksiniz. Sizleri çok seviyorum ve saygı duyuyorum çünkü çok zor aşamalardan başarılı bir şekilde geçerek bugünlere geldiniz. Ümit ediyorum ki ömür boyu hep doğru kararlar verirsiniz. Hastalarınıza şifa dağıtın, ülkemizin her yerine dağılın. Bir kısmınız dünyaya dağılacak ve dünyadaki bilgiyi alıp buraya getirecek. Onun için sizden ümitliyiz, sizden beklentimiz yüksek. Yolunuz ve bahtınız açık olsun” dedi.
ÖĞRENCİLERE DİPLOMA ve HEDİYELERİ TAKDİM EDİLDİ
Mezuniyet töreni, Tıp Fakültesinden Türkçe ve İngilizce başarı sıralamasında ilk 3’e giren öğrencilere diplomalarının ve hediyelerinin verilmesiyle devam etti.
Türkçe program birincisi Dr. Ebrar Selen Bayramoğlu’na, ikincisi Dr. Zeliha Akbulut’a, üçüncüsü Dr. Elif Ravza Kızılay’a ve İngilizce program birincisi Dr. Mustafa Caferoğlu’na, ikincisi Dr. Gül Pınar Güngör’e ve üçüncüsü Dr. Gizem Gürcan’a diplomaları ve hediyeleri takdim edildi.
Mezuniyet töreni, mezun olan öğrencilerin toplu fotoğraf çekimi ve kep atmalarıyla son buldu.
İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ'NDE 15 TEMMUZ KONFERANSI
Malatya İnönü Üniversitesi’nde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle “Toplumsal Hareketler Sosyolojisi Bağlamında 15 Temmuz Direnişi” Konferansı ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin gazete manşetlerinin yer aldığı sergi düzenlendi.
KONFERANSA KATILANLAR
Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programa, Malatya Valisi Hulusi Şahin, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Cevdet Atalan, Yeşilyurt Belediye Başkan Vekili Naci Şavata, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek, Rektör Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Cemal Koyunoğlu, akademik ve idari birim yöneticileri, öğretim elemanları, idari personel, çeşitli kurum ve kuruluşların temsilcileri ile öğrenciler katıldı.
Konukların fuaye alanındaki sergiyi ziyareti, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, protokol konuşmaları ve akabinde İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Programı Başkanı Prof. Dr. Ersan Çiftci tarafından bestelenen “Uyandı Bir Millet - 15 Temmuz Marşı”nın gösterimiyle devam etti.
"MİLLETİMİZ 15 TEMMUZ'DA AYAĞA KALKTI"
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay programda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin stratejik konumu nedeniyle dış güçlerin ve bu güçlerin içeride bulunan maşalarının hedefi olduğunu belirtti. Bu tehlikelerin her zaman devleti, ülkeyi ve milleti tehdit edebildiğini ifade eden Kızılay, bunun son örneğinin ise 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi olduğunu dile getirdi.
Milletin 15 Temmuz’da ayağa kalktığını ve hain darbe girişimine geçit vermediğini vurgulayan Kızılay, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“15 Temmuz darbe girişimi milletimizin devleti, vatanı, bayrağı tehdit altında olduğunda nasıl direndiğini ve buna karşı nasıl bir savunma mekanizması geliştirdiğini bize gösterdi. Her siyasi düşünceden, her toplumsal katmandan erkeğiyle, kadınıyla, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla tüm toplumumuz, bu hain girişime karşı tek vücut oldu. Devleti ve vatanı tehdit altında olduğunda ayağa kalktı ve 15 Temmuz hain darbe girişimine geçit vermedi. Bu olayın en acı veren tarafı ise şuydu: Hain darbe girişimine katılanların bizim kahraman Türk ordumuzun üniformasını giyip silahlarını alarak yine birlikte görev yaptığı arkadaşlarına ve milletine doğrultmasıydı. Aynı zamanda kendi milletine, devletin kurumlarına bomba atmasıydı. Bütün bunları yaşadık. Filmlerde olabilecek şeyleri bizler yaşadık fakat milletimiz sağduyusuyla devletine ve vatanına sahip çıktı, hain darbe girişimine izin vermedi.”
ÜLKEMİZ ÖZGÜR OLARAK AYAKTA KALACAK
Türkiye’de 15 Temmuz sonrası bu tür tehditlere karşı önemli değişimlerin gerçekleştiğini hatırlatan Kızılay, son olarak “Ümit ediyorum ki, bundan sonra binlerce yıl ülkemiz, milletimiz ve devletimiz özgür ve demokratik olarak ayakta kalacak. Dünyanın en gelişmiş ve en ileri ülkelerinden biri olmaya devam edecek. Her yıl kendisini daha da ileriye taşıyacak” diye konuştu.
"MİLLETİMİZ İÇ SAVAŞ PROVASINI ve İŞGAL GİRİŞİMİNİ BERTARAF ETTİ"
Malatya Valisi Hulusi Şahin programda yaptığı konuşmada 15 Temmuz hain darbe girişiminin distopik bir film gibi yaşandığını belirterek, milletin bu hain girişime verdiği tepkinin ise hayallerin üzerinde bir kahramanlık destanı olduğunu ifade etti. “Milletimiz gerçekten şecaat ve hamiyetiyle bu büyük felaketi, iç savaş provasını ve işgal girişimini bertaraf etti” diye konuşan Şahin, artık bu felaketin nedenlerinin konuşulması gerektiğine işaret etti. 15 Temmuz hain darbe girişiminin sosyolojik, psikolojik ve sosyo-psikolojik yönlerinin araştırılmasının ve derinlemesine analiz edilmesinin önemine değinen Şahin, bu sebeple ciddi akademik çalışmaların bir ihtiyaç ve gereklilik olduğunu ifade etti.
Vali Şahin ayrıca konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“İddia ediyorum ki bir düşman uçağı dahi olsaydı o gece ya da sabaha karşı, Ankara’nın semalarında bu kadar rahat silahlarını kullanamazdı. Herhalde biraz titrerdi. ‘Bunlar sivil insanlar, ben bunlara nasıl bu mermileri yağdırıyorum’ diye. Ama bizim evladımız olan bizden gelen bu insanlar nasıl bu kadar robotlaştılar ve değerlerimize yabancılaştılar, bunu çok iyi irdelemek lazım.”
Vali Şahin son olarak Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay’ın şahsında konferansı düzenleyen İnönü Üniversitesine teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
"HAİN DARBE GİRİŞİMİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN DİRENİŞ ÇAĞRISIYLA ÖNLENMİŞTİR"
Konferansa konuşmacı olarak katılan İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vehbi Bayhan, 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişiminin halk tarafından “bilinçli direniş” ile engellemesinin, toplumsal hareketler sosyolojisi açısından önem taşıdığını belirtti.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızan FETÖ yapılanması tarafından 15 Temmuz’da gerçekleştirilen silahlı kalkışmanın “karizmatik lider” olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni medya ve çeşitli kitle iletişim araçlarını kullanarak halkı direnişe çağırmasıyla önlendiğini ifade eden Bayhan, “Böylece Türk halkı ilk defa pasif nesneden, aktif özne konumuna geçerek self otonomisine sahip çıkmıştır. Bu anlamda, yeni veya postmodern toplumsal hareketler açısından sosyal medyanın etkin olarak kullanılması önemli bir unsurdur” diye konuştu.
SOKAĞA ÇIKANLARIN YARISI ERDOĞAN'IN ÇAĞRISI SONRASI ÇIKTI
Yaşanan hain darbe girişiminin ardından direnişini sürdürmeye devam eden halkın meydanlardaki “demokrasi nöbetleri”nin dünya demokrasi tarihinde bir fenomen olduğuna vurgu yapan Bayhan, ayrıca konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“15 Temmuz gecesi sokağa çıkanların yaklaşık yarısının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine çıktığını, yüzde 27’sinin bu çağrıdan önce, yüzde 21’inin ise darbe girişiminin savuşturulmuş olduğu netleştikten sonra sokağa çıkmış olduğunu dikkate alınırsa, 15 Temmuz darbe karşıtı hareket bir toplumsal hareket olarak konumlanır.”
Bayhan, demokrasi nöbetlerine katılan vatandaşların farklı sosyolojik ve politik arka planlarına sahip olmalarına rağmen birliktelik içerisinde direnişi sürdürdüğünü ifade ederken bu birlik ve beraberlik duygusunu ayakta tutan temel değerin ise “vatan” sevgisi olduğunu hatırlattı. Türkiye’de yaşanan darbelerin millette ciddi bir darbe karşıtı bilinç oluşturduğunu belirten Bayhan, ayrıca devlete sızarak darbe girişiminde bulunan FETÖ yapılanmasını hazırlayan sosyolojik arka planın toplumsal değişim ve göç süreçleriyle birlikte ortaya çıkan kentlileşememe, anomi ve yabancılaşma gibi olgular olduğuna dikkat çekti.
HUZURLU BİR TÜRKİYE'Yİ İNŞA ETMEMİZİ DİLERİM
Demokrasi kültürünü içselleştirmenin ve ortaöğretim sürecinde alınacak sosyoloji eğitimiyle toplumsal çözümleme yetisinin bu tür felaketlerin önlenmesinde oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Bayhan, konuşmasını “Birbirimizi ötekileştirmediğimiz, “paranoid-şizoid topluma” dönüşmediğimiz, darbeler yaşamadığımız güzel günlere hep birlikte erişmemizi ve huzurlu bir Türkiye’yi inşa etmemizi dilerim” diyerek sonlandırdı.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.