Malatya
11 Eylül, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    41.28
  • EURO
    48.41
  • ALTIN
    4811.9
  • BIST
    10.586
  • BTC
    114283.07$

Bu neyin seçimi?


Bu neyin seçimi?
Adem İnsanoğlu gündemi değerlendirdi ve yine gündem olacak yazısını yazdı!..

 

Yazıma başlarken hemen belirtmek isterim. Bu seçim; hak ile batılın, küfür ile İslam'ın veya iyi ile kötünün seçimi değil. Bu seçimle biz din için, hilafet için oy vermeyeceğiz. Bu seçimden sonra din elden gidecek diye bir kaide de yok. Bu seçim bir kurtuluş savaşı seçimi de değil, demokratik yönetim gereği yapılan seçimlerden bir tanesi. Fakat bu seçim; ülkemizin yakaladığı 13 yıllık istikrarın, kaos ile mücadelesidir. Bu sebeple oldukça önemli bir seçimdir.

Dünya üzerinde kendini Dünyamızın jandarması olarak gören kimi ülkeler, kendileri dışındaki bir ülke istikrarlı bir büyüme yakalayıp, onların ligine girmeye çalıştığı zaman; dört bir koldan o ülkede kaos çıkartırlar. Bunun için yıllarca besledikleri, büyüttükleri ve eğittikleri işbirlikçilerini sahaya sürerler. Dünyanın parasını harcarlar. Kendi basınlarını devreye koyarlar. Terörün her türlüsüne destek vererek, her türlü terör olayına ön ayak olurlar. Ülkenin mevcut yönetimine karşı, muhalefete sınırsız bir destek verirler. Mevcut yönetimi zorda bırakmak için, kendilerinin kurmuş oldukları uluslarüstü kuruluşları devreye koyarak, o ülke yönetimine zorla bazı yanlış kararlar aldırırlar. İşin kısacası her türlü puştluğu yaparlar.

İşte bizim ülkemiz son 13 yılda yakaladığı istikrar ile bu ülkelerin ligine girmeye aday bir ülke konumuna geldi. Başlangıçta o ülkeler bu durumdan rahatsız olmadılar. Çünkü onlar, “nede olsa biz ne istersek bu yönetim yapar, yapmazsa istediğimiz gün iktidardan alaşağı ederiz” diye düşünüyorlardı. Ne zamanki bu ülkenin lideri, Davos Zirvesinde onların hepsinin gözünün için baka baka; “Siz Katilsiniz” dedi; işte o zaman onlar, bu ülkede istedikleri gibi at koşturamayacaklarını anladılar. Ne zamanki bu ülkenin lideri, “Dünya beşten büyüktür” diye bir söz söyledi, o zaman bu ülkenin fazlasıyla büyümüş olduğunun farkına vardılar. İşte bu olaylardan sonra yavaş yavaş bu ülkeyi bir kaosun eşiğine getirdiler. Erbakan Hoca'nın ömrü boyunca “dış mihraklar” diye nitelediği, kimi kaynaklarda “gizli zındıka komitesi” olarak adlandırılan gizli yapılar, içimizdeki işbirlikçilerinin desteği ile ülkeyi bir uçurumun eşiğine getirmiş durumdalar. Haziran seçimlerinden hemen sonra, “…. Durdurduk” diye manşet atanlar, bu seçimde boş durmuş değiller. Gece/gündüz demeden çalışıyorlar. Her türlü ihanet, terör, vahşet, hakaret, iftira, yalan vb. yollarla; Ak Partiden bir oy koparmanın telaşındalar. Onların tek korkusu var; Ak Partinin tek başına iktidara gelmesi. İşte bu minval üzere bir seçime giriyoruz. Bu sebeple bu seçim oldukça önemli. Seçimin sonucuna göre ya istikrar ya kaos diyeceğiz.

Anketler Ne Kadar Doğru?


Genelde seçim önceleri yapılan anketler çok küçük sapmalar ile doğru sonuçlar veriyordu. Bu seçim içinde öyle bir beklenti var. Ama ben buna katılmıyorum. Zira bu seçim çok farklı bir seçim. 13 yıldır rahat ve huzur içinde yaşayan halk, haziran seçimlerinden sonra yaşananları gördü. Millet huzur istiyor ve huzurun devamı içinde oyunu ak partiden yana kullanacaktır. Oturup konuştuğumuz farklı partili dostlarımızın ifadelerinden anlıyoruz ki, Ak Partinin tek başına iktidarı bu ülkenin huzuru için elzem. Bu sebeple, CHP, MHP ve diğer parti seçmenlerinden de Ak Partiye oy verileceğini düşünüyorum. Ayrıca birçok insan anketörlere fikir beyan etmekten korkar hale gelmiş durumda. Karşısındakinin gerçekten kim ya da neci olduğunu bilmediği için cevap vermek istemiyor. Bu sebeple karasızların sayısı oldukça fazla görünüyor. Hal böyle olunca anketlerin bu defa yanıltıcı olabileceğini düşünüyorum. Hâlihazırda yapılan bütün anketlerde Ak Parti 276 vekilin kıyısında dolaşıyor. Bazılarında üzerinde, bazılarında altında. Genel kanı, Ak Partinin tek başına iktidar olacağı yönünde. Ben ise Ak Partinin anket sonuçlarından en az % 2-3 gibi daha fazla oy alacağını düşünüyorum. Özellikle MHP, SP, BBP vb. sağ görüşlü partiler ile CHP'den önemli ölçüde oy geleceğini düşünüyorum.

Kim Ne Vadediyor?

Doğrusunu söylemek gerekirse ben seçim vaatlerine pek itibar eden birisi değilim. Ömrü hayatın boyunca hem genel seçimlerde hem de yerel seçimlerde çok uçuk vaatler duydum. Birçoğu unutuldu gitti. Fakat son 13 senede Ak Partinin genel seçimler öncesi vermiş olduğu vaatlerin birçoğunu üzerine yeni şeylerde ekleyerek gerçekleştirdiğini görmekte nasip oldu. Diğer partilerin geçmişlerinde verdikleri vaatleri seçim sabahında unutmuş olmaları nedeniyle, onların vaatlerine pek itibar etmiyorum. Aklımda kalan en tezat seçim vaadi ve sloganı nedir diye bir soru sorulursa hiç düşünmeden; MHP'nin 1999 yılı seçimlerindeki sloganıydı derim. Sahi o zamanlar “ürkeklere değil, erkeklere oy verin” diyerek, “başörtüsü sorunu halledeceğim” diyen MHP; kendi başörtülü vekilleri Nesrin ÜNAL'ın başını açarak, bu sorunu kökünden çözmüştü. Yine meydanlarda “hele üç-beş tane Bozkurtçu mecliste olsun, bakalım kim başörtüsüne bir şey diyebiliyor” diyorlardı. İşte bu benim asla unutamayacağım en tezat seçim propagandasıydı. Şimdilerde bütün partiler asgari ücrete dayalı bir propaganda yürütüyorlar. MHP ve CHP'nin asgari ücret dışında vaadi yok. Ak Parti yine makro/mega/çılgın projeler vadediyor. HDP geçen seçimdeki vaatlerinden çok uzakta. Geçen seçim bazı elle tutulur vaatleri vardı fakat şimdi tamamen farklı vaatleri var. HDP bu seçimde; özellikle eşcinsellerin haklarını koruyacağını, eşcinsel evliliğin önünü açacağını ve Diyaneti kapatacağını vurguluyor. Bu vaatlerin altında yatan hikmeti bir türlü anlayamıyorum. Kürt halkının hakkını savunduğunu iddia eden HDP, bir yerde bütün Kürtlere hakaret ettiğinin farkında değil. Zira bir taraftan “Kürtlerin hakkını koruyacağım” deyip, diğer taraftan eşcinseller için hak aramak akla başka şeyler getiriyor. Şu bir gerçek ki; insanlarımızın çoğu takım tutar gibi parti tuttuğundan dolayı vaatler ile fazla ilgilenmiyor. Oy vereceği partinin vaatlerinden haberi bile olmuyor. Fakat bu seçim bu durumu da değiştirecek gibi. İnsanların ilk defa seçim vaatlerinde ne yazıldığına baktıklarını görüyorum. Bunun en temel sebebi; Ak Partinin vaatleri. Zaten insanlar bir tek Ak Partinin vaatlerini okuyorlar. Onlarda diğer partilerin vaatlerinin boş olduklarına inanıyorlar. Ak Parti ilk defa bu kadar dolu dolu vaatler ile milletin karşısına çıkıyor. İlk defa bu kadar güzel vaatler görüyoruz. Hakikaten içeriği dopdolu ve gerçekleşme ihtimali yüksek vaatler var. Seçim sonrasına Ak Partinin bu vaatleri yerine getireceğine inancım tam. Bugüne kadar ki bütün vaatlerini yerine getirdiler çünkü. Eğer bu vaatleri yerine getiremezse bu Ak Parti için sonun başlangıcı olur. Ayrıca Ak Partinin makro projeler yanında mikro ölçekte projeler geliştirmesi de elzem. Örneğin Yüksekova'ya havaalanı yapılması elbette çok önemli bir olay fakat o bölgede uçağa hiç binemeyecek olanlar için bir anlam ifade etmiyor. İşte bu durumda olan insanlar için, mikro projeler yapılması şart.

HDP'nin (DBP) Afişi Neyi Afişe Etti?

Diyarbakır Yenişehir Belediyesinin, Peygamberimize hakaret içeren karikatür resmini kullanarak hazırladığı pankart büyük tepkilere yol açmıştı. Halen de tepkiler dinmiş değil. Belediye açıklamasında, “bu karikatürden haberimiz yoktu, google'den aldık” demişti. Aslında bu açıklama zaten başlı başına bir sorun. Ama asıl meselenin farklı olduğunu düşünüyorum. PKK kurulduğu günden beri, çıkış noktasına İslam düşmanlığını koyan bir terör örgütü. Sürekli “Kürtler İslama sadık kaldıkları için devlet olmadılar” diyerek İslam düşmanlığı yapıyordu. Siyasi parti kurup siyaset yaptığı ilk zamanlarda da İslam düşmanlıkları had safhadaydı. Fakat Müslüman Kürt halkından oy almadıkları için, son seçimde ağız değiştirerek, “İslama saygılıyız” mesajı verdiler. Şu anda PKK, KCK veya HDP'nin içindeki İslam düşmanlığının azaldığına inanmıyorum. Aynı düşmanlıkları devam ediyor. Fakat oy alabilmek için kendilerine öyle bir görüntü veriyorlar. İşte Yenişehir'deki afiş olayı onları ele veren en önemli bulgulardan bir tanesi. Zannımca bu afiş olayı ile halka bir zarf attılar. Bilinçli ve kurgulanmış bir olay yani. Müslüman Kürt halkının tepkisini ölçmek istediler. Müslüman Kürtlerin kendi partilerini ne kadar önemsediklerinin testini yaptılar. Aşırı tepki karşısında ise; anlamsız ve boş/beleş bir açıklama ile konuyu geçiştirdiler. Merak ettiğim şey; HDP içerisinde siyaset yapan, dindarların bu konuya ne tepki verdikleriydi. Bu konuda ne Altan Tan'dan ne de eski müftü Nimetullah Erdoğmuş'tan bir tepki gelmedi. Bu afiş olayı; HDP ve türevlerinin halen İslam düşmanı olduklarını afişe etti.

Paralel, Doğan, CHP, MHP ve Diğerleri Elele!

Normal şartlar altında bir araya gelmeleri mümkün olmayan, tabiri caizse nötron ve proton gibi olan yapılar; bugün Ak Partiye karşı el ele mücadele ediyorlar. Kutsal bir ittifak kurmuş gibi bir görüntüleri var. Bazılarını anlamak hakikaten çok zor. Özellikle Saadet Partisini anlamakta zorlanıyorum. Ne yaptığını değil, ne yapmaya çalıştığını bile bilmiyor. Hepi topu 300-400 bin oyları yok ama sesleri aşırı derecede yüksek çıkıyor. Aslında Saadet Partili yöneticilerin gayesi seçim falan değil, onlar Ak Partiyi bitirmenin peşindeler. Böylelikle Erbakan Hoca'nın ömrü boyunca mücadele ettiği “dış mihrakların” oyuncağı olduklarının farkında bile değiller. Ya da farkındalar ve isteyerek öyle davranıyorlar. Farz edelim ki; Saadetçi dostlarımız haklı ve Erdoğan gitmeli, peki yerine kimi koyacaklar? Farz edelim ki; Saadetçiler doğru söylüyor, o zaman Doğan'da, Fetullahçı terör örgütü de, İsrail'de doğru söylüyor. Saadetçileri onlarla aynı kefede görmek beni fazlasıyla rahatsız ediyor. Mesela Büyük Birlik Partisini anlıyorum. Çünkü o partinin başkanı, FETÖ tarafından oraya yerleştirilmiş bir kişi. MHP ve CHP'yi de anlıyorum ama Saadeti anlamak zor geliyor bana. Bütün dertleri Ak Partinin gitmesi. Gitmesine gitsin de, ya yerine kim gelecek? O'nun hesabını yapan yok.

Birde CHP'de siyaset yapan ve Ergenekon'da yargılanan kişileri anlamakta zorlanıyorum. Daha düne kadar “Devlet içinde F tipi yapılanma var” diyerek, Fetullahçı terör örgütünü işaret edenler; bugün onlar için neredeyse eylem yapacak hale gelmişler. Bütün bunları doğru okumak lazım. Alt alta topladığımız zaman şu sonuca varıyoruz; bütün bu gurupları bir arada tutan bir güç var ve bu güç Türkiye'nin ilerlemesini istemiyor. Bunu sağlamının tek yolu ise Ak Parti'yi iktidardan uzaklaştırmak.

Benim Oyun Ak Partiye!

Haziran seçimlerinden önce bu başlıklı bir yazı yazmış ve sebeplerini belirtmiştim. Bu seçimde de oyum Ak Partinin olacaktır. Ben Ak Partiye; din, hilafet vb. bir gözle bakmıyorum. Ama bu ülkenin geleceğini, bu milletin huzurunu, dünya mazlumlarının durumunu ve Müslümanların halini görünce; Ak Partiye oy vermenin en doğru yol olduğuna inanıyorum. Ülkemizin yakalamış olduğu istikrarlı büyümenin devamı için Ak Parti diyorum. İslam ülkelerinin geleceği adına; Suriye'li, Filistin'li, Arakan'lı, Irak'lı ve diğer ülkelerin mazlum halklarının geleceklerinin daha iyi olması için Ak Parti diyorum. Güvenli, huzurlu, mutlu ve sıkıntısız bir yaşam için Ak Parti diyorum. 28 Şubat vb. darbelerin bir daha yaşanmaması için Ak Parti diyorum. Özgürlükler, haklar, halklar ve barış için Ak Parti diyorum. Daha yüzlerce sebep yazabilirim ama kısacası; mevcutlar içerisinde en iyisi olduğu için Ak Parti diyorum.

Seçimden Sonra Ne Olur?

Bu seçimde birçok kişinin sırf ülke huzurunu düşünerek Ak Partiye emanet oy vereceğini düşünüyorum. Bu tür oylar olmasa bile Ak Partinin tek başına iktidar konusunda sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum. Bu durumun Ak Partiyi şımartmaması, aksine daha olgunlaştırması gerekir. Aksi halde bu Ak Parti için telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır. Seçimde Ak Partiyi iktidardan düşüremeyenlerin boş durmayacağı aşikâr. Bu durumda başvuracakları ilk yol; ak partiyi bölmek olacaktır. Bunda başarısız olurlarsa, transferler ile bu işi halletmenin yoluna bakacaklar. Mecliste güçlü bir Ak Parti demek, bu tür emelleri olanların, bu emellerini gerçekleştirememesi demektir. Bu sebeple Ak Partinin güçlü bir şekilde iktidarda olması gerekiyor. Aksi olursa ülke olarak işimiz çok zor olur ve bu çok daha kötü günlerin habercisi olabilir. Bize düşen, hayırlısını Mevla'dan niyaz ederek, elimizden gelen gayreti göstermektir.


Selametle...
Adem İnsanoğlu

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!