dore okulları
Malatya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    35.13
  • ALTIN
    2308.9
  • BIST
    9079.97
  • BTC
    70687.85$

BÜYÜK (big) RESET!


BÜYÜK (big) RESET!
Narin

 

 

Herhangi bir ülkenin bozuk paralarını alıp inceleyin, çoğunun üzerinde başak figürü olduğunu göreceksiniz. 1960-70 yıllarında Türkiye paraları da buna dahildir. Peki, burçak resimleri neden paralar üzerine konuldu, ne işi var orda, bunca materyal-aygıt, daha önemli mecralar dururken neden buğday arpa kabartmaları bozuk paralarda yerini aldı diye hiç düşündüğünüz oldu mu?

 Global çağdan bahsediyoruz mesela! Teknolojinin hızı karşısında geldiğimiz üstün yüzyıl, yapay zeka/lar, uydu savaşları, tabi tüm bunlar yanında belirsizlikler, insanların/insanlığın hikayesinde “dün” ile “bugün” arasında vardığı yer her şeyin olağanüstü bir şekilde evrim geçirdiği... Aslında perde arkasında bireyselliği dayatan yeni-yepyeni jargonlar, bireyselliği tercih ettiren yaşam standartları, yeni tüzükler, yasalar-yasaklar hiç dikkatinizi çekmedi mi yoksa?

 Evde çalışmak, evde okul okumak, evde karantina, avukatların, hakimlerin, savcıların mahkeme salonuna gitmeden UYAP üzerinden davalarını takip etmeleri, düğün-taziye-toplantıların kaldırıldığı, bir arkadaşı-dostu ziyaret etmenin sakıncalı olduğu bir dönemin varacağı alanlar, farkındaysanız bireyi/bireyselliği ön plana çıkarıyor...

 Çünkü 2020 ila 2025 yılları arası “geçiş dönemi” dediğimiz bu evrelerle tanışacağız. Eski dünya düzeni lağvedilecek, yerine yeni mekanizma getirilmeye çalışılıyor. Ben buna “BÜYÜK RESET” diyorum. Muhtemeldir ki 2021 Davos zirvesi “Büyük Reset”in kırılma tarihi olacaktır. Siz farklı isimler bulabilir, değişik bir anlatımla tarif edebilirsiniz. Reset düğmesine basıldı ve sistem bilinmeyen bir güç tarafından kendini hem kontrol, hem aktive etmeye başladı bile. Neye geçiş dönemi? 2020'nin başlangıcında aniden ortaya çıkan pandemi bunun ilk start noktası. Peşinden gelecek değişik Pandemi türleri, büyük elektrik kesintiler, depremler, dünyanın kaderini etkileyecek ölçekli siber saldırılar, nükleer çarpışmalar ve konvansiyonel hamleler sıraya girecek. Yani, yanisi şu; bundan sonra her şeyin güllük gülistanlık olacağını beklemek ancak ahmaklık olur. Nasıl olsa Covid-19 bir kaç ay sonra geçer, bizler kaldığımız yerden hayatlarımıza devam ederiz düşüncesi belki de lüks sayılacak birileri veya bazı ülkeler için. Bilmem dikkat ettiniz mi, Covid-19 her ülke, bölge, hatta mevsime göre bağışıklık kazanan bir mikrop türü. A kişisinde tespit edilen virüs ile B kişisinde tespit edilen farklı, ama aileleri bir. Çin'in Wuhan eyaletinde bir kişiyle başladı bugün dünyayı kasıp kavuruyor. Gizemi devam etmektedir. Örnek; Çin'de ortaya çıkan virüs İspanya Madrit'e ulaşıncaya kadar hem etkisi, hem biyolojik verileri değişebiliyor. Londra'daki daha baskın. İstanbul'daki daha aç, Paris'teki saldırgan. ABD'de ki virüs etki oranı ile Almanya'dakinden farklı. Rakıma bağlı olarak yükseklik alçaklık durumu, sıcak-soğuk, çöl-deniz hatta köy-kasabaya göre virüs uyum sağlıyor. Bir de hiç uğramadığı ülkeler var, ayrıca tartışılması gereken bir konu. Kan değerleri ile alakalı bir aksanı da var. B (+)'ler hemen yakalanırken 0 (-)'lerde bu oran yok denilecek kadar düşük. Seyyar, sessiz ve öldürücü yenidünya düşmanı. Bir yerden diğer yere gidene kadar kendini savunacak yeni güçlü hale bürünmesinin nedeni çok önemli ve sanırım tüm insanlığı ilgilendiren bölümü de tam olarak burası.

 Bizlere yapay zekalar hakkında tüyolar veriyor sanki. Elon Musk'un uzay ile ilgilenmesi örneğini asla ıskalamamalıyız. Uzaya ufak ufak uyducukları gönderip duruyor. Projenin arkasında ne olduğunu bilen yok. Belki de beklenilen güneş patlamaları görevini bu uydular gerçekleştirecek! Bu gün tarımın membaının ABD ve Avrupa eline geçmesi sizce bir şans eseri mi? Etrafınıza bir bakın, üçüncü dünya ülkelerinde tarım kesintiye uğruyor. Türkiye'de de tarıma vebalı gözüyle bakılıyor artık. Üçüncü dünya ülkelerinin ABD ve Avrupa'ya gıda dahil her alanda bağlı hale gelmesinin asıl nedenini araştırın bakın altından neler çıkacaktır. Belli bir kitle ayakta kalacak, belli bir kitle yok olup gidecek. Tezler bu verileri veriyor elimize. Türkiye gibi Anadolu topraklarının çorak bırakılıp buğdayı Meksika, ayçiçeğini Romanya, pamuğu Yunanistan'da ithal etmesi her şey kocaman bir soru işareti.

 Ve bunun için yapay zekalar devrede artık. Herkesin kullandığı YouTube bir yapay zeka, sizin aradığınız başlık ve dinlediğiniz müziklere göre seçenek sunuyor olması bunun kanıtı. Koronavirüs de tıpkı YouTube gibi yapay ve zeki, bütün bunların bir sisteme tabi olduğunu bizlere anlatıyor zaten.

 İşte pandemiler geldiğinde, büyük elektrik kesintileri yaşandığında, elektriklerin kesintisi ile aniden “ortaçağ” dönemiyle eş değer bir hayatın bizleri bekleyeceği aşikar iken... Velhasıl bazı ülkeler ayakta kalmak adına balistik nükleer sistemlere başvurduğunda insana 3 temel şey lazım olacaktır.

 SU, EKMEK ve bir de HAVA!

 Maksimum 100 bin maliyeti bulunan 2 milyon USD'lik daireleriniz, Passat arabalarınız, Mercedes, BMW'leriniz sadece bir demir yığınından ibaret kaldığı o gün anlayacağız kurt ile kuzunun beraber otlayamayacağını. Düşünün elektrik olmazsa metropol şehirlerde hayat ne hale gelecek? Korkunç bir kaosa evirilecek her şey. Elektrik olmazsa suyun musluklardan akmayacağı, elektrikler kesilirse fırıncının ekmek üretemeyeceği, marketçinin rafları dolduramayacağı, tren-metro-metrobüslerin hareket edemeyeceği, hastanelerde ameliyatların yapılamayacağı, yeni plazaların pencereleri dahi olmadığı için, klima veya hava kompresörleriyle havalandırıldığına göre... Asansörler, iletişim araç gereçleri, mutfak eşyaları, evde kullanılan diğer ürünlere kadar tüm hayatın ani bir hızda sistematik şekilde çökeceği bir dönemin tam eşliğindeyiz.

 Düşünün dünya geneli günde 107 bin uçuş yapılıyor. Dünyanın bir yönü aydınlık, diğer yönü karanlık. Elektrikler kesilirse bu uçaklar karanlıkta nasıl inecekler? Gökten üzerimize patır patır uçaklar düşecek belki de. Çünkü elektrik olmazsa bu uçaklar iniş yapamaz.

 İstanbul'un 3/1'e elektrik verilmediğini aklınızın bir ambiyansından geçirin, sonuçları ne denli ürkütücü ve de hazin.

 Su olmazsa bir kaç milyonluk evleriniz suyu üretip elinize veremez. Atmosfer zehirlenir, değişik mikropların sahası haline geldiğinde beyaz yakalı bilim dostlarınız size bir kaç metre küp oksijen icat edemez. Etse bile ciddi bir maliyeti olmadan verirler mi? Ne kadar ekmek o kadar köfte. Bu gün maske olmadan evlerimizden çıkamadığımız gibi belki yarın sırtımızda oksijen tüpleriyle işe gidip geleceğiz. Bana bir saatlik oksijen verir misin diyeceğiz en yakınımızdakilere. Ekmek yok, gidip de bir kaç milyonluk arabanızın lastiğini mi kemireceksiniz?

 Tüm dünyanın bozuk paraları üzerine burçak-Başak figürlerinin neden konulduğunu sanırım biraz cevaplamış olduk.

 Temel yaşam kaynağı; çikolata, krakerler, Starbucks kahveleri, iPhone, Samsung, tablet bilgisayar değil, bir avuç buğdaydır. Eskiler buğdayın değerini çok iyi biliyordu. Kıtlıklar, savaşlar, salgın hastalıklarında bir avuç buğdayı olan hayatta kalabildi. Ne yazık son süratle daha beterine doğru yuvarlanıyoruz. Kusura bakmayın pembe düşler çizmeye gerek yok. Onun içindir ki topraklarınıza sahip çıkın, toprak bir gün inanılmaz şekilde kıymetlenecek.  O şimdi herkesin burun kıvırdığı dağ bayırlar, bir şey çıkmaz buradan diyerek metropollere taşındığı coğrafya kilit haline gelecektir. İktidar partisine büyük bir görev düşüyor bu saatten sonra. Derhal ve hızlı şekilde toprak ve tarım reformlarını düzenleyip hayata geçirmesi elzemdir artık. Hızlı şekilde “kendi kendine yetecek” orana ulaşıncaya dek tarım modüller yapısına neşter vurulması hayati bir ihtiyaç olduğunu belirtmekte fayda var. Yerel yöneticilerde bu yönde projeleri hayata geçirmeliler. Boşalan köyler, mezralar, ova ve platolar çok hızlı şekilde tarıma hazırlanmalıdır. Çiftçiye devlet kalkınma fırsatları sunmalı. Anadolu'nun sıcacık güneşinde yetişen bereketli ürünler insanlarımız ile derhal buluşturulmalı. Ha yapılmaz, köylerimiz-ekilir sürülür toprağımız terk edilir metropollere biriktirilme yapılmaya devam edilirse Meksika yarın öbür gün buğdayı, Romanya-Rusya Ayçiçek yağını, ABD çargil şekeri keserse varın gerisini siz düşünün. Kıtlık kapıda demektir... Ki, tarım ürünleri ihracı yapan birçok ülke 2020 başlarında aldıkları bazı kararlarla ihracat ürünlerini gözden geçirdiler. Ülke seçme cetveli deniliyor buna. Meksika “ben artık buğdayımı ihraç etmiyorum” derse kime ne diyebilirsin?

 İşin özü; 1960'lı-70'li yıllarda bozuk paralar üzerine konulan arpa, buğday, burçak başaklarının önemi ile insanlık bir daha yüzleşmek üzere.

 Küresel kaos Büyük Reset yeryüzü üzerinde yaşlı nüfusunun büyük bir kısmını yok etti. Sıra bir sonraki jenerasyonda denilmekte. 1940-60 doğumlular arasındaki bilumum kuşak. Açıkçası nerden nasıl geleceklerini kimse bilmiyor.

 Tek bilinen, unutmayın: Su+ekmek+hava... Kimsenin tahmin edemeyeceği kadar kıymetli olacağı. Gerisinin size bir fayda sağlamayacağı korkunç bir aritmetik kaosa doğru hızla ilerliyoruz. Siz varın buna dünya yoruldu deyin, ben klik güçler hayata ve yaşama ayar çekiyor diyeyim. Siz komplo teori, ben hikayenin rasyonel boyutu... Siz gelir geçer deyin, ben neden bir hazırlığımız olmasın ki! Siz nerden çıktı bunlar, ben müdahale! Eskiden düşman uyumaz sadece su uyurdu. Bilakis artık sular da uyumuyor. Uyuyan tek şey köreltilmiş bilinçaltımız. Ve derin bir uykuda mışıl mışıl kendimizden geçmiş halde sabahlamayı bekliyoruz. Ya hiç uyanamazsak!!! Uyanmak dileğiyle....

 Vesselam...

 TİMUR İNCE

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!