Deprem Sonrası Eve Kapanma, Psikolojik Acının Sessiz Çığlığı Olabilir!

Türkiye’de art arda yaşanan depremler, sadece fiziki yıkımlara değil, toplumun ruh sağlığı üzerinde de derin izler bırakıyor. Prof. Dr. Serdar Nurmedov, deprem sonrası gençlerde evden çıkamama, sosyal hayattan kopma gibi davranışların aslında beynin bir hayatta kalma stratejisi olduğunu belirtiyor.

KAÇINMA DAVRANIŞI VE RUHSAL SORUNLARIN BELİRTİLERİ

Deprem sonrası yaşanan bu duruma psikolojide kaçınma davranışı deniyor. Bu durum, akut stres reaksiyonu veya travma sonrası stres bozukluğuyla bağlantılı olabiliyor. Uzun süre evden çıkmamak, depresyon, kaygı bozukluğu, agorafobi veya sosyal fobi gibi sorunların habercisi olabilir.

AİLELERE YAKLAŞIM VE DESTEK ÖNERİLERİ

Prof. Dr. Nurmedov, ailelerin bu süreçte ne çok zorlayıcı ne de tamamen serbest bırakıcı olmaması gerektiğini vurguluyor. Ailelerin yargılamadan dinlemesi, küçük günlük hedeflerle desteklemesi, uzman yardımı alması için teşvik etmesi önemli. Zorlamak veya suçlamak ise süreci daha da kötüleştirebilir.

UZUN SÜRELİ İÇE KAPANMANIN FİZİKSEL VE RUHSAL ETKİLERİ

Evden uzun süre çıkmayan kişilerin uyku düzeninde bozukluk, yeme alışkanlıklarında değişiklik, kilo kaybı veya artışı gibi fiziksel sorunlar yaşayabileceği belirtiliyor. Bu durumun ilerlemesi kaygı ve depresyon belirtilerini artırarak kişinin sosyal hayattan kopmasına yol açıyor.

ERKEN MÜDAHALE VE TEDAVİ ÖNEMİ

İki haftadan uzun süredir evden çıkmama ve sosyal izolasyon halinde uzman müdahalesi şart. Psikoterapi, ilaç tedavisi ve aile desteği ile kişi normale döndürülebilir. Travmanın görünmeyen enkazı altında kalan bireylerin anlaşılması ve desteklenmesi gerekiyor.