dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.49
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2430.6
  • BIST
    9795.81
  • BTC
    63897.66$

“Doku uyumunu yakaladık”


“Doku uyumunu yakaladık”
Narin

 

RÖPORTAJ:MURAT ÇETİN

 Seçim dönemindeki çalışmaları, bazılarınca basit görüldü! Ancak o, “Doku uyumu”na inanıp bunu yakalarken, genç ve dinamik bir ekiple Malatya'nın Battalgazi ilçesinde hızlı bir değişime imza attı. Birçok projesiyle halka temas etmeyi başardı. Şimdi de bölgesinde örnek olabilmek için 7/24 hizmet anlayışını benimsedi. Malatya Time ailesine teşekkür eden, bütün Malatyalıları sevgi ve muhabbetle selamlayan Osman Güder'den söz ediyoruz. Battalgazi Belediye Başkanı, geniş içerikli röportajımızda birçok konuya açıklık getirdi…

 Marifet iltifata tabidir... Bu cümlenin üzerine yapıştığı ve şık durduğu isimlerden biri de Malatya'nın Battalgazi ilçesinin belediye başkanı Osman Güder... Ak Parti, Battalgazi'de, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde onunla kazandı. Kendi anlatımıyla; Cumhurbaşkanımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ifade ettiği gibi “gönül belediyeciliği”ni hayata geçirdiler. Her eve girdiler, her eli sıktılar, herkesle göz göze geldiler ve bir kez daha başardılar. Üstelik bu defa açık ara farkla...

         108 bin 568 oyla yüzde 70.26'lık orana ulaşıldı. En yakın rakip olan İYİ Parti'den Ali Ekinci, 35 bin 535 oyla, yüzde 23'lük dilimde kaldı. 2014'te sandığa, Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin halihazırdaki başkanı Selahattin Gürkan'la giren AK Parti, 104 bin 9 oyla, yüzde 62.47'ye erişmişti. O dönem bağımsız aday olan Ali Ekinci ise 21 bin 186 oyla, yüzde 12.73'te kalmıştı. Yani Osman Güder etkisi, 5 yılda AK Parti'nin oylarını, Battalgazi'de yüzde 7.70 artırdı.

         Sayın Osman Güder ile samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Sorularımıza içten yanıtlar verdi. Gözleri parıldayan Güder, yol haritasına açıklık getirirken, önceliklerini de sıraladı. Dev projelere, yoğunlaştıkları işlerden gelecek hedeflerine kadar birçok hususta görüşlerini paylaştı…

OSMAN GÜDER KİMDİR?

1970 yılında Malatya'da doğdu. İlk ve orta öğrenimi sonrası 1986'da, Malatya İmam Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Yüksek lisansını 1992'de Fırat Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nde tamamladı. 2001'de, AK Parti Malatya Teşkilatı'nın kuruluşunda yer aldı. 2002'de AK Parti İl Yönetim Kurulu üyesi oldu. 2007'de Tanıtım ve Medya'dan sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.

         2012'de AK Parti Malatya Merkez ilçe Başkanı'ydı. 2013-2018 arasında AK Parti Battalgazi Merkez İlçe Başkanı'ydı. 11 Ocak 2019'da, AK Parti Battalgazi Belediye Başkan Adayı gösterildi. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, Battalgazi Belediye Başkanı seçildi. 5 Nisan 2019'da, mazbatasını aldı. Evli ve 5 çocuk babası...

0

 İNSANLAR BU DAVAYA HEP SAHİP ÇIKTI

AK Parti, Cumhurbaşkanımızın da ifadesiyle “halkın ihtiyaçlarına binaen” kuruldu. Darbe planlarıyla, kapatma davalarıyla karşı karşıya olduğu dönemde, insanlar bu davaya hep sahip çıktı. Emek verenleri minnetle yâd ediyorum.

2014 seçimlerine göre; AK Parti'nin Battalgazi'deki oy oranı yaklaşık 8 puan arttı. Yine aynı adaya, bu kez İYİ Parti'den seçime giren Ali Ekinci'ye karşı bu hatırı sayılır yükselişi nasıl sağladınız? Bu başarıyı neye borçlusunuz?

AK Parti, Cumhurbaşkanımızın da ifadesiyle “halkın ihtiyaçlarına binaen” kuruldu. Biz de kuruluşunda yer aldık. İlk başta yedek yönetimdeydik. Aşamalı olarak il yönetimine girdik. Bir yıl sonra, 2002'nin kasım ayında seçimler oldu. O dönemde insanlar, AK Parti'nin nasıl iktidar olabileceğini düşünüyordu. Ak Parti'nin içerisinde ve dışarıda olanlar, bunun için çaba sarf ediyorlardı. En son, yüzde 50'ye yakın bir oranla iktidar olduk. Her bölgede oylar arttı. Emek verenleri minnetle yâd ediyorum. Hakikaten AK Parti'nin sıkıntılı süreçleriydi.

         Darbe planlarıyla, kapatma davalarıyla karşı karşıya olduğu dönemde, insanlar bu davaya hep sahip çıktı. Biz de bu teşkilatın içinde olmamız hasebiyle, daha sonra il başkanlığı yardımcılığı görevini yürüttük. Sonra merkez yönetim, en nihayetinde Battalgazi İlçe Başkanlığı görevine geldik. Dolayısıyla insanları, bölgeyi tanımış olduk. İyi analiz ettik, ihtiyaçları gördük, vatandaşla bire bir muhatap olduk. Haklı talepleri çözüme ulaştırma noktasında gerek yerel yönetimler gerek merkezi yönetim nezdinde elimizden geleni ortaya koyduk. Battalgazi'de, Malatya genelinde en fazla oyu aldık. 2014 ile kıyasladığımızda yüzde 20'ye yakın bir oy artışı gözlemliyoruz. Bu da sorumluluğumuzun arttığını gösteriyor. Bize teveccüh gösteren milletimize layık olma adına çalışıyoruz. Hizmetkâr olmak için elimizden gayreti göstermeye devam edeceğiz.

MALATYA'YA “GÖNÜL BELEDİYECİLİ”ĞİNİ HAYATA GEÇİRDİK

Doku uyumu çok önemli. Çünkü yanlış adaylarla sıkıntı yaşıyorsunuz. Malatya'da, Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, hakikaten “gönül belediyeciliği”ni hayata geçirdik. Çalışmalarımızı gönüllere girmek için sürdürdük.

Doku uyumu çok önemli. Çünkü yanlış adaylarla sıkıntı yaşıyorsunuz. “Gelenlerin olumsuz olduğu” anlamında demiyorum. İnsanların kendilerini yönetecek kişileri tanımaları en doğal hakkı. Bilgili ve kültürlü olabilir; ancak o bölgeye uyum sağlamakta problem çekenleri getirip aday gösterdiğinizde sorun oluyor. Malatya halkı, bire bir temasa çok önem verir. Biz zaman zaman toplanıp evlere gideriz. Amacımız, oradaki 3-5 kişiye temas etmek.
         Yerel seçimlerde benzer bir durum oldu. Çalışmalarımız, dışarıdan gelen arkadaşlarça bazen basit görüldü. Bu noktada altını çizmek isterim ki, haksız oldukları manası çıkmasın. Bakış açılarımız farklı. Malatya'da, Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, hakikaten “gönül belediyeciliği”ni hayata geçirdik. Çalışmalarımızı gönüllere girmek için sürdürdük. Çok şükür icraatlarımız anlam buldu ki, karşı taraftan bunun yansımasını görmüş olduk.

00

BİR ŞEY YAPIYORSANIZ, MUTLAKA BORCUNUZ OLACAK!

Bir şey yapıyorsanız, mutlaka borcunuz olacak. Önemli olan; borçlanmak değil, borcun da döndürülebilir olması. Ayrıca aldığınız parayı yerli yerinde kullanıp kullanamamak, halkın istifadesine sunup sunamadığınız...

Vatandaş nezdinde Battalgazi, tıkır tıkır işleyen bir belediye… Şu anki borcunuz nedir? Aşamadığınız bir durum veya bir tıkanmışlık söz konusu mu?

Türkiye genelinde borçsuz bir belediye düşünmüyorum. Gerek Belediyeler Birliği toplantısında, gerekse Cumhurbaşkanımızın Kızılcahamam'da belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda ve Tarihi Kentler Birliği'nde farklı yörelerden gelen başkanlarla bir araya geldiğimizde, bu konulara yönelik izlenimlerimiz oluyor. Türkiye'nin ekonomik bir kıskaç sürecinden geçmiş olması hasebiyle, belediyelerin de bir numaralı gündemi, ekonomik sıkıntı. 2019'da, binin üzerinde belediye, bu sorunla baş başa. Bölgelerin ihtiyaçlarına binaen, belirli bütçelerle yatırım yapmaya çalışan belediyelerde, başkanlar zaman zaman rutinin dışına çıkmak ister.

         Örneğin; 100 milyonluk bütçeniz var. Yatırım yapmak istediğinizde 200 milyonluk zorunlu gideriniz var. Bunu değişik yerlerden finanse etmelisiniz. Bu çalışmalar için hibe kredisi de bir yere kadar! Selahattin (Gürkan) başkanımın 2014-2019 yılları arasında 33 küsur milyon hibe kredisi kullandığını, kayıtlardan müşahede ettim. Merkez binamızı yaparken, karşılık olarak DSİ binası inşaatlarında çeşitli hibelerimiz oldu. Bir şey yapıyorsanız, mutlaka borcunuz olacak. Önemli olan; borçlanmak değil, borcun da döndürülebilir olması, aldığınız parayı yerli yerinde kullanıp kullanamamak, halkın istifadesine sunup sunamadığınız... Biz borç alırken vatandaşın lehine kullanmak zorundayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın, bir konuşmasında “Devletin devlete borcu mu olur?' şeklinde bir ifadesi var.

BELEDİYEMİZİN TÜM BORÇLARI, HİZMET KAYNAKLI

Belediyemizin borcu 115 milyon. Yürekten inanıyorum ki, tek kuruşu dahi, daha önceki yönetimin, kendi boğazlarından    geçmemiştir. Hizmet etmek için borçlanmışlardır. Bıkmadan, usanmadan insanımıza hizmet için çalışacağız.

Muhasebe müdürümüzün son verdiği rakamlara göre; borcumuz, 115 milyon. Bunun 90 milyonu İller Bankası'na, diğer kısmı da belediye binası, DSİ binası, Engelsiz Yaşam Merkezi, Sosyal Yaşam Merkezi binası, İspendere İçme Suları bölgesinin rehabilitesi için giderler... İspendere şu anda bitmedi. Çalışmalarımızı yüzde 80 tamamladık. Buradaki otel tefrişatı, ısıtma-soğutma gibi işlemlerine çok önem veriyoruz. Borçlanmaktan ziyade, bu işleri hibelerle halletmek istiyoruz. Askerlik şubesi, turizm müzesi olarak Malatya'ya kazandırıldı. Daha sonra yasal olarak gerekli olduğu için Büyükşehir'e devrettik. Ama bütçesi Battalgazi Belediyesi'nden karşılandı. Sıtmapınarı'nda, Tahtalı Hamam yapıldı. Keza, surların yapılması gibi işlere de giriştik. Belediyemizin borcu vardı; ancak bunların tek kuruşu kendi boğazlarından geçmemiştir. Hizmet etmek için borçlanmışlardır.

         Belediyelerin önceki dönemde döndürülebilirliği daha kolaydı. Kesinti yoktu. İller Bankası şu an takriben zorunlu olarak 2 milyon 700 bin civarında kesinti yaptı. Bunların yanı sıra, belediye paylarından belli oranda merkezi hükümet tarafından konan tasarruf tedbirleri nedeniyle yapılan kesintiler bizi zora sokuyor. Belediye, vergilerden gelir sağlar. Merkezi hükümetin İller Bankası'ndan belediyeye aktardığı gelirler, -belki başka belediyelerin özel gelirleri söz konusudur; ama Battalgazi Belediyesi'nin dışarıdan bir geliri yok- örnek olarak da Engelsiz Yaşam Merkezimiz var. 75 bin lira belediye bütçesinden aktararak idamesini sağladık. Birçok birimimiz böyle; inşallah bu merkezleri en azından kendini amorti edecek düzeye getireceğiz.

000

         İSPENDERE'Yİ SAĞLIK TURİZMİNE KAZANDIRACAĞIZ

Engelsiz Yaşam Merkezi ve İspendere'ye önem veriyoruz. İspendere, Türkiye'de nadide yerlerden... Burayı sağlık turizmine kazandırmak için büyük gayretlerimiz var. Tedaviyi doğal yollardan karşılayabiliyorsanız, bu çok önemli bir hizmettir.

Sosyal belediyeciliğin gereği olarak, her konuda olduğu gibi Engelsiz Yaşam Merkezi ve İspendere'ye önem veriyoruz. İspendere, Türkiye'de nadide yerlerinden... Burayı sağlık turizmine kazandırmak için büyük gayretlerimiz var. Bu noktada; ilaç tedavisi ve operasyonel tedaviye ihtiyaç duymadan, doğal yollardan tedaviyi karşılayabiliyorsanız bu çok önemli bir hizmettir. Burada amaç; tedaviyi doğada, doğal yollarla gerçekleştirmek. Bunların hayata geçmesi için büyük mücadele veriyoruz.

         Gerek DAP kapsamında olsun, gerek İKOP, gerek kalkınma ajanslarından, Cumhurbaşkanlığı'ndan, turizm nezdinde birçok kurumdan girişimimiz oldu. Şunu da ifade edeyim... Merkezi hükümetin 2019 yılı içerisinde herhangi bir katkıda bulunamayacakları şeklinde dönüşlerle muhatap olduk. İnsanlara hizmet edebilme adına o kapıları aşındıracağız. Biz bıkmadan, usanmadan insanımıza hizmet için çalışacağız.

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ'NİN, HER KONUDA YANINDAYIZ

Kamuoyunda, sanki biz üniversitemizin elinden (Hanımınçiftliği'ndeki eski belediye binası) burayı almışız, Battalgazi'nin          elişmesini, büyümesini istemiyormuşuz gibi bir algı oluşturulmuş. Burası, Gençlik Eğitim Merkezi'ne dönüştürülürken                yoğun istişarelerde bulunuldu.

Hanımınçiftliği'nde bulunan eski belediye binasının, Turgut Özal Üniversitesi'ne verildiği iddia edildi. Sonra da geri alındığı gündeme geldi. Bu hususun detayı nedir?

Sayın Selahattin Gürkan döneminde o binanın, Havacılık Yüksekokulu olması kaydıyla Meclis'te karar alınmış. Nasıl bir olanak şekil aldıysa, Havacılık Yüksekokulu, Malatya'da açılamadı. Turgut Özal Üniversitesi ise Malatyamızda kurulan ikinci ve yeni bir üniversite. Biz, yerleşkenin ilçemiz sınırlarında kalması için elimizden ne gelirse yapıyoruz. Kıt veya eksik olanaklara rağmen yollarını yaptık. Üniversitenin içindeki ve dışındaki yolları rehabilite etmek adına çalıştık. Söz konusu binayı, “fakülte olarak üniversitemize verebiliriz” şeklinde bir söylemimiz oldu. Sonrasında Sayın Valimizle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde, Gençlik Spor Bakanlığı özelinde Gençlik Eğitim Merkezi'ne dönüştürülmesi konusu gündeme geldi. Bu konu, Sayın Rektörümüzün de bilgisi dahilinde. Diğer taraftan Malatyalı hemşehrimiz ve Bakan Yardımcımız İhsan Selim Baydaş'la istişareler sonucu, buranın Gençlik Eğitim Merkezi'ne dönüştürülmesine karar verildi.

         Yarın, üniversitemiz ihtiyaç duyduğunda, -onlar “Mimarlık Bölümü”nü burada kurmak istiyorlardı- biz bir, gerekiyorsa iki katını Mimarlık ve Tasarım Fakültesi'ne tahsis edebiliriz. Ama kamuoyunda sanki biz üniversitemizin elinden burayı almışız, Battalgazi'nin gelişmesini, büyümesini istemiyormuşuz gibi bir algı oluşturulmuş. Kesinlikle buna karşıyız. Hatta şunu da üniversitemize ifade ettik: “Battalgazi'de büyük bir binamız mevcut. Öncesinde, Battalgazi Kaymakamlığı dahilindeki kamu kurumlarının istifade ettiği bir binamız var.” Yeni kaymakamlık binası yapılınca da üniversitemizin, boş duran binayı hangi koşullarda isterse kullanabileceğini belirttik.

         Yine Battalgazi Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü'nde yaptığımız görüşme ile orada 60 öğrencinin kaldığı Battalgazi Yatılı Okulumuz var. Burayı da üniversitemize tahsis edebileceğimizi dile getirdik. Ama herhalde bazıları yanlış yöne çekmek için, “Battalgazi Belediyesi burayı üniversitemizin elinden alarak, Gençlik Spor Bakanlığı'na tahsis etti” söylemlerini geliştirdi! Biz polemiğe girmedik, girmeyiz de... Belediye olarak memleketimize faydalı olacak ne varsa, elimizdeki imkânlar dahilinde tüm kurum ve kuruluşlarla beraber yardımcı olmalıyız. Turgut Özal Üniversitesi, Battalgazimizin ve Malatyamızın... Başka bir ilin veya başka bir ülkenin değil! Her konuda yanlarında olmamız gerektiğinin bilincindeyiz.

KADINLARIMIZIN PARA KAZANMALARINI AMAÇLIYORUZ

Gençlik eğitim ve etüt merkezlerini kurarken, şehre yakın olsa dahi, kırsal alanlarımızda yaşayan vatandaşlarımızın durumunu dikkate aldık. Maddi açıdan dezavantajlı öğrenciler için ailelere destek olmak için çalışma başlattık.

Biz, “Turgut Özal Üniversitesi, Battalgazi'de kalsın” diyoruz. Öğrenci sayısını ne kadar artırırsak, eski Malatyamızı, esnafımızı daha çok geliştirmiş, canlandırmış oluruz. Yeni istihdam alanları oluşturmuş oluruz. Bazı binaları, rakamlarla paralel olarak yurda dönüştürebiliriz. Bazılarının yurt yapma konusunda talepleri var. “Eski Malatya'daki öğrencileri Eski Malatya'da barındıralım, hem ulaşım noktasında sorun-sıkıntı olmasın, insanlarımız alışveriş yapsın, kafeler, lokantalar, giyim mağazaları açalım. Buranın kalkınması için mücadele verelim” istiyoruz. Diğer yandan Malatya'da “Çevreyolu Altı” tabiri yıllardır kullanılıyor. Buraya gereken önemin verilmediği ve makûs kader olduğu düşünülüyor. Biz bu anlayışı değiştirmeyi amaçlıyoruz. Hizmetin her yere dağılması noktasında gayretlerimiz var.

         Gençlik eğitim ve etüt merkezlerini kurarken, her ne kadar şehre yakın olsa dahi, kırsal alanlarımızda yaşayan vatandaşlarımızın durumunu dikkate aldık. Onlar tek maaşla, belki de asgari ücretle çalışarak geçiniyor. Çocuklarının özel okullara, dershanelere gitme, özel hoca tutma gibi imkânları yok. Biz bu koşullardaki öğrencilerimize sahip çıkmak istiyoruz. Maddi durumu dezavantajlı olanlar için ilçe milli eğitim müdürü ve okul müdürlerimizle görüşerek, ailelere destek olmak için çalışma başlattık. İsteği olanlara çeşitli olanaklar sunacağız. Kuaför kursları vb. Kadınların hem eğitim almasını hem de elde ettikleri ürünler sayesinde para kazanmalarını sağlıyoruz. Değişik sanat dallarında becerilerine göre kurs görsünler, akabinde de belgelerini alsınlar ve ailelerine katkıda bulunsunlar....

0000

ÜNİVERSİTENİN BATTALGAZİ'DE OLMASI, İÇ GÖÇÜ AZALTIR

Battalgazi eski yerleşke. Rehabilite etmek kolay değil. Bu kadar binayı kentsel dönüşüm yapmak çok zor. Altyapı, göç nedenlerinden... Azaltmak adına çaba sarf etmeliyiz. Bunu sağlayacaklardan biri de üniversite. O yüzden burada olmasını istiyoruz.

“Turgut Özal Üniversitesi'nin Battalgazi sınırları içerisinde kalması için mücadele veriyoruz” ne demek? Üniversite, Battalgazi'nin haricinde başka bir yere mi taşınmak istiyor?

Özsan Sanayi Sitesi içerisine bir Meslek Yüksekokulumuz var. O bölgede bir bina, Turgut Özal Üniversitesi'ne tahsis edildi. Hocamız organize sanayinin o bölgede olması nedeniyle, mühendislik bölümlerini sanayi sitesindeki binada kurmak istiyor. Battalgazi'de kaç tane bölüm, fakülte kalırsa eski Malatya'nın gelişmişliğine, o derece katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Bizim derdimiz bu. “Yapılacaksa Battalgazi'de yapılsın. Herhangi bir fakülte açılacaksa Battalgazi da açılsın” istiyoruz. Bu, en doğal hakkımız. Malatya'yı ikiye böldüğümüzde, şehirler batıya doğru gelişiyor; -tüm iller öyle- fakat Battalgazi şehrin doğu kısmında yer alıyor. Hem iller arasında hem de iller içinde batıya doğru göç var. Yeşilyurt ile Battalgazi ilçelerine bakarsak da bu durumu görebiliriz.

         “Çevreyolu”nu odak noktası, yani merkez olarak aldığımızda; burayı bir makasın iki ucunun kesiştiği nokta olarak düşünün.... Batıya doğru gittikçe makasın ağzı genişliyor. Battalgazi eski yerleşke yeri. Rehabilite etmek kolay değil. Bu kadar binayı kentsel dönüşüm yapacaksınız... Dolayısıyla çok zor. Yeşilyurt, açık bir arazi. İmar da müsait, altyapısı çok rahat hazırlanabilecek bir yer. Altyapı, göç nedenlerinden. Yeni olması nedeniyle Yeşilyurt problem yaşanmıyor. Tandoğan, Göztepe, Kömür Tevzi ve Taştepe mahallelerinde kentsel dönüşüme uygun koşullar yok.

         Şehir içine gidildiğinde bir sürü sıkıntı çekiyoruz; ama şehrin dışına çıkıldığında, altyapı götürüldüğünde hiçbir sorun olmuyor. Yeşilyurt genişliği itibariyle biraz daha gelişmeye müsait. Okul alanı bulmak da rahat oluyor; ancak Battalgazi merkezde basit olmuyor. Battalgazi'deki 22 okulda ikili öğretim yapılıyor. Ancak Yeşilyurt'a gelindiğinde 2/3'ü açmıyor. Siz de veli, anne-baba olarak, tek öğrenimi, öğretimin olduğu okulda istersiniz. İç göçü azaltmak adına çaba sarf etmeliyiz. Bunu sağlayacaklardan biri de üniversite. O yüzden burada olmasını istiyoruz.

ZİRAAT FAKÜLTESİ SAYESİNDE ÇİFTÇİ BİLİNÇLENİYOR

Battalgazi, tarım havzası. Ziraat Fakültesi bu bölgede olmalı. Buradaki öğrencilerimiz, “örnekleme” dediğimiz yöntemle gidip bahçelerde vatandaşlarla birlikte çalışıyor. Bire bir iletişim kuruluyor. Deney yapılıyor, hocalar halkı bilgilendiriyor.

Battalgazi'ye üniversite açılmasından sonra ilçede ne gibi değişiklikler oldu?

Turgut Özal Üniversitesi'nde öğrenim görenler, market ve giyim alışverişlerini Battalgazi'den, Eski Malatya'dan yapıyor. Okulun hocaları da burada kalmış oluyor. Ziraat Fakültesi'nin Battalgazi'de olması, çiftçiyle bir araya gelmesini sağlıyor. Battalgazi bir tarım havzası. Ziraat Fakültesi bu bölgede olmalı. Buradaki öğrencilerimiz, örnekleme dediğimiz yöntemle gidip bahçelerde vatandaşlarla birlikte çalışıyor. Bire bir iletişim kurmuş oluyor. Deney yapılıyor, hocalar halkı bilgilendiriyor. Yarın, on binlerce öğrencinin olması, ilçemiz için büyük bir girdi anlamına geliyor.

EN ÖNEMLİ SORUNUMUZ; İMAR

Askeri bölge bizim için dezavantaj. Buraya kadar olan yolları imara açıyoruz, aynı şekilde devam edeceğiz. Uzunluğu 10 kilometre olacak. Kentlerin batıya doğru gelişmesi de diğer olumsuzluk... İmar sorununu çözmeden hiçbir şey yapamazsınız.

İnönü Üniversitesi (İÜ) de sizin bölgenizde; ama İÜ ile şehir bir türlü birleşmiyor ve arada bir boşluk oluşuyor? Bu kopukluk nasıl giderilebilir?

Askeri alanlar, şehri birbirinden ayrıştıran bir konum olarak kalıyor. Burada da böyle bir bölgemiz var. Dolayasıyla ciddi imar çalışması yapamadık. Bu da bizim için dezavantaj. Kentlerin batıya doğru gelişmesi de bir diğer olumsuz etken. Daha önce belde belediyelerinin olması nedeniyle her biri kendi imar planını uyguluyordu. Topsöğüt, Barguzu, Hanımınçiftliği gibi...  Bu da karmaşaya neden oluyordu. 2014 yılında Malatya'nın büyükşehir olması hasebiyle bunlar kapatılmaya çalışıldı. Biz de geldiğimizde “Üniversite ile bağlantımızı hızlı bir şekilde nasıl güçlendirebiliriz?” diye çalışmalarımızı başlattık. “Battalgazi'nin en önemli sorunlarından biri; imar” dedik. Bunu çözmeden hiçbir şey yapamazsınız.

         Geçtiğimiz meclis toplantısında arkadaşlarımız 4 ayrı çalışma yaptı. Buna göre; Orduzu'da 10 bin dönüm, Hanımınçiftliği'nde 10 bin dönüm olarak ayrıldı. Şehri geliştirmemiz ve büyümemiz için belli alt merkezleri ve uygun imar planları oluşturmamız lazımdı. Hazırlanan imar planlarımız, inşallah kısa zamanda askıya çıkacak. Buraların gelişmesi için (siz de bir yazınızda yazmıştınız teşekkür ediyorum) YİMPAŞ'ın hemen bitiminde -özellikle çevreyolunun üst kısmını imara açmamız ve buradaki yolları bir an önce bitirmemiz gerekiyor-  coğrafi olarak zemin yapısının çok sıkıntılı olduğu bir bölge var. Vadi derinliklerinin yer aldığı bölgede, derinliğin akabinde tepeler mevcut. Yani, 200-300 metrelik kot farkları bulunuyor.
         Şu an orayı imara açmak için ciddi bir emek sarf ediyoruz. Bunun ekonomik giderleri de çok fazla. Büyükşehirle yaptığımız görüşmelerde, özellikle o derinlikleri doldurmayı, ekonomik sıkıntımızdan kaynaklanan bir sorun olarak gündeme getirdik. En azından hafriyatları oraya dökmek istiyoruz. Askeriyenin olduğu kısma kadar olan yolları imara açıyoruz, açmaya da devam edeceğiz. 10 kilometrelik bir yol olacak. İcraatlarımızın meyvelerini de alıyoruz. Yer ve mekân sahiplerinden, imarın artırılması konusunda bazı talepler geliyor. Tabi ki çarpık kentleşmeye izin vermeyeceğiz. Şehrin havasını da değiştirmiş olacağız.

         Maliklere, iyi teraslama yapmalarını öneriyoruz. “Biz de yardımcı olalım” diyoruz. Villa kent olsun istiyoruz. Karşıda Orduzu Pınarbaşı ayaklarınızın altında. Diğer taraftan Karakaya Barajı görsel olarak görüntü alanının içerisinde.... Yeşilyurt'un adı Yeşilyurt; ama şu an beton yurt oldu! Battalgazi'nin beton olmasına izin vermeyeceğiz. Malatyamız yeşilini kaybetti. Buradan eski Valimiz Ulvi Saran'ı rahmet ve minnetle yâd ediyorum - Rahmet sadece ölülere okunmaz, dirilere de okunur- O dönemde Beydağı'nı yeşillendirme adına çok büyük katkıları oldu. Oluşan yeşilliği görmek artık mümkün.

YİMPAŞ BİNASINI SGK'YA ÖNERDİK

SGK Başkanımıza, “YİMPAŞ'ı, SGK binası yapın” dedik. “Acaba YİMPAŞ'ın oraya doğru ulaşımda sıkıntı yaşanır mı?” diye  bir algı var. Kesinlikle sorun olmayacak. SGK'mız da o bölgeye gelirse üniversitemizle şehir arasındaki bağı kurmuş olacağız.

Yıllardır atıl vaziyette bekleyen ve Malatyalıları üzen YİMPAŞ niçin değerlendirilmiyor?

O bölge daha önce Maliye'ye devredildi. Sonra da Hazine'ye geçti. Hazine ile Maliye birleştirilmiş oldu. Göreve geldiğimizde, YİMPAŞ'ın atıl halden kurtarılması gerektiğini düşünerek, vekillerimizle birlikte SGK Başkanı'yla görüştük. Şu an şehir içinde bazı resmi kurumlarımız var. “Onlar merkez dışına çıkar, bunlardan biri niçin YİMPAŞ olmasın?” diye düşündük. İşte o ziyaret sırasında, şu an Dörtyol'da bulunan SGK binasının eski ve deprem açısından sıkıntılı olduğunu öğrendik. Eğitim ve Araştırma Hastanesi karşısında bir yer var. Bu binanın daha kıymetli olduğunu, farklı bir yönde değerlendirilebileceğimiz anlaşıldı. SGK binası yapmak istiyorlar. Zaten mevcut bina, Hazine'nin uhdesinde.

         “Oradaki arsa daha kıymetlidir ve satışı da yapılabilir. Maliye'ye ait olan, boş, atıl vaziyetteki YİMPAŞ binası var. Siz YİMPAŞ'ı, SGK binası yapın, o boş arsayı başka bir bina olarak değerlendirin” dedik. Çürümeye terk edilmiş bu yapının işlerlik kazanmasını istedik. Altında yani satış mağazası kısmında, tüm işlemlerin yapılabileceği yönünde, şeffaf bir ortam olduğunu belirttik. Bu yönde bir talebimiz olduğunu SGK Başkanımıza aktardık. Onlar da böyle bir çalışma yapılabileceğine kanaat getirdi. Süreç devam ediyor. Buradan Malatyalılara seslenmek istiyorum... Üniversitemizin bulunduğu yol ağında kesinlikle ulaşım problemi yok. Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne giden yol aksının batıya doğru ilerlemesi, birçok kamu kurum ve kuruluşunun bulunması, ulaşımı daha da zorlaştırıyor. YİMPAŞ yönünde gerek minibüslerle olsun gerek belediyemizin araçlarıyla olsun, ulaşım daha rahat olacak. Vatandaşlarda, “Acaba YİMPAŞ'ın oraya doğru ulaşımda sıkıntı yaşanır mı?” diye bir algı var. Kesinlikle sorun olmayacak.

         Üniversitelere ulaşım akışı sabah ve akşam yoğun; ama o saatler dışında o bölgeye giden araçlar, çoğunlukla çok rahat. Trambüslerin de o bölgede seyahat etmesi umut verici. Oradaki yol ağını açacağız. SGK'mız da o bölgeye gelirse üniversitemizle şehir arasındaki bağı kurmuş olacağız. Oradaki yerleşke sahiplerine de söyledim. Binalar yapılırken üniversite hocalarımızın da göz önünde bulundurmaları gerektiğini ifade ettim. Hepsinin lojmanda kalma şansı yok. Binalar hocalarımızın ikamet edebileceği mekânlar haline getirilebilir.

00000

ARSLANTEPE, UNESCO LİSTESİNİ HAK EDİYOR

Arslantepe'nin, UNESCO'da kalıcı listeye dâhil olması konusunda uğraş veriyoruz. Eylül ayının sonunda UNESCO'yla ilgili 2 tane hoca gelecek. Raporlarımızı sunmuş olacağız. Mali anlamda sorunlarımız vardı. Doğuş Grubu bu yükü omuzladı.

Arslantepe gibi bir kültür mirasımız var. Arslantepe'nin UNESCO'nun kalıcı listesinde yerini alması için ne gibi çalışmalarınız var?

Önceki belediye başkanımızın döneminde bunların çalışmaları yapılmıştı. Geçici listeye alınmıştı. Biz de kalıcı listeye dâhil olması konusunda uğraş veriyoruz. Mevcut ekibimiz, Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve belediyemiz ile iş birliği halinde. Buradaki bir arkadaşımız hem üniversite hem bakanlık nezdinde birçok çalışmayı kendisi yürüttüğü için konuya hâkim. Eylül ayının sonunda UNESCO ile ilgili 2 tane hoca gelecek. Biz de evrensel boyutuyla ilgili hazırlıklarımızı tamamladık. Bayramdan önce Arslantepe'deki kazı çalışmaları yürüten Marcella Hanımefendi bizleri ziyaret etti. “Mekânsal olarak, kazıyla ilgili hangi birimlerle ve ne tür çalışmalar yapılmalı, hazırlıklarımızı hangi yönde gerçekleştirmeliyiz?” gibi konulara içeren fikir alışverişlerinde bulunduk. Bu konuda 5 birim, çeşitli alanlara dağılacak.

         Eylülde raporlarımızı sunmuş olacağız. Mali anlamda sorunlarımız vardı. Doğuş Grubu bu yükü omuzladı. Cumhurbaşkanımız belirli illere yönelik “teşekkür turu”na çıkacak. İnşallah eylülde Cumhurbaşkanımız geldiğinde, Malatyalı ve Türkiye'deki iş insanlarımızla görüşmeler yapılacak. Problemimizi ileteceğiz. Zaten kendileri bu hususlarda çok duyarlı. Arslantepe'nin UNESCO listesine girmemesi için hiçbir problem yok. Biz altyapı çalışmalarını yaptık. Listede kalması için de öne sürülen ve yapılması gereken çeşitli konular var. Maddi olanaklarımızın rahatlatılması lazım.

TURİZM TURLARINI MALATYA'DAN GEÇİRMEK İSTİYORUZ

Turizm turlarında öncelik, UNESCO listesinde olan yerlerde. Güzergâha Malatya'yı da alabilirsek çok güzel olur. Arslantepe bu çalışmanın belki kapısı-kilidi olabilir. Battalgazi'ye gelen turisti Akçadağ Kanyonu'na, Darende'ye de gönderebilmeliyiz.

Bildiğiniz gibi turizm turları yapılıyor. Öncelik, UNESCO listesinde olan yerlere veriliyor. Geçenlerde Urfa'da gerçekleştirilen yerel yönetimler toplantısı vardı. Orada lokantaların, otellerin, restoranların dolu olduğunu gördük. Uçak seferleri arttığı halde hâlâ ihtiyaca cevap vermiyor. İşte yanı başımızdaki Adıyaman... Düzenlenen bu turları Malatya'dan geçirebilirsek çok güzel olur. Arslantepe bu çalışmanın belki kapısı-kilidi olabilir; ama Malatya'ya geldiklerinde Arapgir'i, Hekimhan'ı, Akçadağ'ı, Darende'yi, Battalgazi'deki diğer yerleri de gezme imkânı bulabilecekler. Geçenlerde, belediye başkanlarımızla da konuştuk. Yerli ve yabancı turistler, sadece geldikleri ilçeyle sınırlı tutulmamalı. Tek bir noktayı değil, her yeri gezebilmeli. Bugün Battalgazi'ye gelen turisti Akçadağ Kanyonu'na, Darende'ye de gönderebilmeliyiz. Birbirimize destek olmalıyız. Bu anlamda güzel çalışmalar içerisindeyiz.

         Arkadaşlarımız Nüfus Müdürlüğü ile görüşüyor. Orada çalışanlara, mesai saatleri dışında, tur otobüsleriyle Arslantepe'den başlayarak Ulucami, Kervansaray, Poyrazkonağı gibi yerler gezdiriliyor. Engelsiz Yaşam Merkezi'ni görenler, buraya harcanan emeğe şahit. Mesela; İspendere büyük oranda değişti. Ancak buraya gitmeyenler, İspendere'yi eski haliyle anımsıyor. Hizmetlerin vatandaşlarımız tarafından görülmesi ve istifade etmesi de önem taşıyor. İspendere sağlık turizminin yanında, insanların dinlenebileceği, mangal yapabilecekleri bir yer.

         Biz hem okullarımızdaki hem de kamu kurum ve kuruluşlarımızdaki kişilere, bu bölgeleri gezdirmeye devam edeceğiz. Daha sonra da muhtarlarımızla iş birliğinde olacağız. Mahallelerdeki vatandaşlarımızı araçlarla alarak, bu bölgelerin yeni hallerini görme imkânı sağlayacağız. Mesela; İstanbul dışındaki biri, gezip gördüğü için İstanbul'u, burada yaşayandan belki de daha iyi tanıyor. Bölge insanı bu tür yerleri bilirse, misafirine de burayı gösterme ihtiyacı hissedecek. Öncelikle biz sahiplenmeliyiz. Ancak bizde bu kültür yerleşmemiş! Arslantepe gibi 5.000 yıllık bir tarih var. Bunun çalışmasını İtalyanlar gelip yapıyor. Ak Parti döneminde kültürel dönemimize sahip çıktığımız herkesçe biliniyor.

GES'LE İLGİLİ BİRÇOK PROJEMİZ VAR

Güneş Enerjisi Santrali (GES)'le ilgili birçok belediyenin İller Bankası'na müracaatı var. Eylül ayında 1 megavatın (MW)  projesi onaylanacak. Şartları yerine getirdik. Dünya Bankası kredisinden bizim de faydalanacağımızı umuyorum.

Güneş Enerji Santrali (GES)'le ilgili çalışmalarınız ne aşamada?

Enerji giderleri belediyeler için önemli. GES ile ilgili 3-4 tane projemiz var. Yaptığımız görüşmelerde; İller Bankası'nın ekonomik anlamda durumunun iyi olmadığını gördük. “Kırsal Kalkınma” üzerinden çalışmalarımız var. Eskiden GES'i kurmak daha kolaydı. Şu anda enerji müsaadesi alma koşuluna bağlandı. Kendi ihtiyacımızı karşılayacağımız kadar izin veriliyor. Bundan bir gelir elde etme şansınız yok gibi. Eylül ayında 1 megavatın (MW) projesi onaylanacak. Şartları yerine getirdik. Bu yönde birçok belediyenin İller Bankası'na müracaatı var. Dünya Bankası kredisinden bizim de faydalanacağımızı umuyorum.

ÇİFTÇİMİZİN GELİR KAYNAĞI, SADECE KAYISI OLMAMALI

Kayısı dışında, ürünü çeşitlendirmeliyiz. Çiftçilerimize yardımcı olmalıyız. Sera üzerinde çalışıyoruz. Makine parkuru konusunda, kooperatifimizi kurduk. Bu yöndeki giderlerin karşılanmasını istiyoruz. Ayrıca, organik ürünlerinin satışı da yapılmalı.

Çiftçilerimize yönelik makine parkuru kurulacaktı... Projede gelinen noktayı özetler misiniz?

Makine parkuru konusunda kooperatifimizi kurduk. Battalgazi, Malatya'da, tarım ve hayvancılığın yaygın olduğu bölgemiz. Çiftçimizin sorun yaşadığını gördük. Gelir kaynağını çeşitlendirmemiz gerektiğine inandık. “Malatya” deyince kayısı akla geliyor. Kayısı, Malatya'da tuttuğu dönemde belki para etmiyor. Tutmadığı vakit zaten yok! Dolayısıyla ürünü çeşitlendirmeliyiz. Bu aşamada çiftçilerimize yardımcı olmalıyız. Battalgazi bölgesinde sera üzerinde çalışıyoruz. “Vatandaşın önünü nasıl açabiliriz?” diye düşünüyoruz. “Kendi seralarını oluşturabilirler mi?” sorularına yanıt arıyoruz.

         Her çiftçimizin ulaşabileceği makineleri temin edersek ve bu yöndeki giderlerini karşılarsak onlara yardımcı oluruz. Örneğin; traktör var; ama makine yok. Makinenizi size traktör vasıtasıyla teslim edeceğiz. Alınamayan bir ilaçlama makinesini verdiğimiz köyün tamamı, bu imkândan faydalanabilir. Bu anlamda çiftçilerimize yarar sağlayabiliriz. Öte yandan, organik ürünlerin satışının da yapılabileceğini düşünüyoruz. Ürünü çeşitlendirerek vatandaşa ekimini yaptırmak, diğer tarafından da satışını gerçekleştirmek... Üretim ve satışlar belediye gözetiminde olursa güvenilirlik açısından daha çok kabul görür.

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!