Durmak yok, acemiliğe devam!..

 

Malum olduğu üzere Malatya Milletvekilimiz sayın Öznur Çalık'ın yaptığı açıklamalarla ilgili bir analiz yapmıştık. Malum analiz yazısında Öznur Hanımefendinin açıklaması gereken konulara gösterdiği tavrı ve konuya hakimiyetiyle ilgili bir iki tespitimiz ve uyarımız oldu. Yazımızın ardından sayın Öznur Çalık bizi arayarak eleştirilerimize cevap vermenin yanı sıra kullandığımız nazik kelimeler sebebiyle teşekkür etti. Daha sonra yayınladığımız Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB) Genel Başkanı Bekir Alyüz'ün tepkisini dile getirdiği röportajımızda büyük yankı bulmuştu.

 

Bu gelişmeleri aktardıktan sonra yeni konumuza geçelim. Önceki gün Ak Parti'nin kuruluş yıldönümü vesilesiyle Milletvekillerimiz Mücahit Fındıklı ile Ömer Faruk Öz basın mensuplarının karşısına geçerek bir toplantı düzenlediler. Bu basın toplantısına AK Parti İl Başkan Yardımcısı Hakan Kahtalı, AK Parti Malatya İl Kadın Kolları Başkanı Emine Akkurt ve AK Parti Malatya Gençlik Kolları Başkanı Miraç Göçmez ile partililer de katıldı.

Mücahit Fındıklı ve Ömer Faruk Öz'ün basın mensuplarına ve partililere karanfil dağıttığı toplantıda dikkatimizi çeken birkaç noktayı sizlere aktarmak istiyoruz.

Aynı zamanda TBMM İdare Amiri görevini de yürüten Ömer Faruk Öz yaptığı konuşmada, Malatya'ya ikinci bir üniversite kazandırma çabasında olduklarını belirterek, “Bu konuda Milletvekilimiz Mücahit Fındıklı ile birlikte Üniversitemiz rektörü ile bir görüşmemiz oldu. Gerekli yazışmalar oldu. Sayın valimizin başkanlığında önümüzdeki günlerde sayın başbakanımız ile bir görüşmemiz olacak. Malatya'ya ikinci bir devlet üniversitesini kurulması noktasında alt yapı çalışmaları tamamlanmış durumda. İnşallah ikinci bir devlet üniversitesini Malatya'ya kazandırmaya gayret sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı. Hızlı trenin Malatya'dan geçmesi için fizibilite çalışmalarının yapıldığını aktaran Ömer Faruk Öz, hedeflenen zamanın 2023 olduğunu ancak bunu daha öne çekmek için da çalışacaklarını belirtti. Kuzey Çevre Yoluyla ilgili de bilgi veren Ömer Faruk Öz, konuyla ilgili çeşitli tartışmaların olduğunu belirterek, “Ulaştırma Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğümüzün yapmış olduğu çalışmalar sonucunda çevreyolunun Kuzey'ine geçmesi konusunda karar alındı. Bu yolun projesi de tamamlandı. Bu yolun yapımı yatırım programına da alındı.” dedi. TOKİ tarafından yapılmakta olan stadyum ile ilgili olarak, “Stadyum ile ilgili hiçbir aksama yok. Müteahhit fazla kırım yapmış, zeminde fazla harcamış, 10 milyonun üzerinde zarar varmış, o bizim sorunumuz değil. Sayın valimiz müteahhitle temasa geçti ve stadyum yasal süre içerisinde tamamlanarak hizmete girecek” ifadelerine yer verdi.

 

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanlığı görevini de yürüten Mücahit Fındıklı ise “Malatya'ya bakan verilseydi, sorunlar daha kısa sürede çözülürdü” eleştirilerine cevap verdi. “81 ilimiz var, 81 ilimiz de bakanlığı hak eder. Bakanlık bir memlekete verilmiş bir yatırım değildir. Bunun olması veya olmaması, Malatya'nın problemi olmaması gerekir. Çünkü Malatya hizmetlerini Bakan yok diye eksiltmiyor, Malatya, Bakan var diye de hizmetlerini arttırmayacak. Dolayısıyla AK Parti popülist siyaseti gündeminden çıkartmış ve reel siyaset üzerinde çalışıyor. Makul olan hangi yatırım varsa onlar yatırım programına alınır.” Diyen Fındıklı'ya itiraz Ömer Faruk Öz'den geldi. Fındıklı'nın konuşması sırasında araya giren Ömer Faruk Öz, “ “Sayın Milletvekilimiz Mücahit Fındıklı bey ile uyumlu çalışıyoruz. Ben burada Mücahit beye muhalefet ediyorum. Malatya'da bir vekilin Bakan olması, ben inanıyorum ki Malatya'ya gelecek hizmetleri arttırır. Ancak, Malatya'da Bakan yok diye hizmette bir aksama yok. Kamu yatırımlarının en azla pay alan illerden birisi Malatya'dır. Malatya, bakanı olan illerden de fazla yatırım aldığı iller var. Çok net söylüyorum. Ama Malatya'da bir tane bakan olmuş olsa, bu hizmetler kat ve kat arttırma imkanımız olabilir” ifadelerini kullandı.

 

Her iki vekilimizin konuşmaları bu şekilde cereyan etti. Daha önce de arz ettiğimiz gibi siyasetçi nerede ve ne şekilde konuşacağını iyi bilmelidir. Konuştuğunun teknik altyapısını oluşturup, iyi bir analizle toplumun karşısına çıkmalıdır. Ayrıca toplumun bir kesimi tarafından benimsenmiş insanların eleştirilerini de küçümsercesine konuşmamalıdır. Popülist bir yaklaşımla “Parti olarak hiçbir kayırma politikasının içinde olmayacağız” demek ve kendisine oy verenlerin beklentilerini görmezden gelmek hatadır.

“Malatya'nın bir bakanı olsaydı, hizmetin âlâsını alırdık” sözünde herhangi bir hata yoktur. Hatırlarsanız MASTÖB Başkanı Bekir Alyüz'ün konuyla ilgili olacağını düşündüğümüz bir eleştirisi vardı. “Malatya'da Vagon Fabrikası varken, Ulaştırma Bakanı'nın memleketi Erzincan'a Vagon Fabrikası yapıldı ve faaliyete geçirildi. Bizim Vagon Fabrikası ise halen boş duruyor” demişti.

 

Ayrıca Türkiye'nin önünü açmış bir Cumhurbaşkanı ile birlikte yükselen Malatya, 15-20 yıldır elindekileri kaybeder duruma düşmüşse, bu tarz itirazların yükselmesi de doğaldır.

"Ben şu an Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanıyım. Dolayısıyla almış olduğum bu mukaddes görevin bakanlıktan geri kalır yanı yoktur. Zira bir kaç bakanlığın bütün evrakları ve yazışmaları benim elimden geçiyor. Dolayısı ile Malatyamızın seçtiği ben, bana verilen bu şümullü görev ile en güzel bir şekilde karşılığını buluyor ve bulmaya da devam edecektir. İşte gördüğünüz gibi şu,şu,şu hizmetlerin Malatya'mıza gelmesi benim vasıtam ile olmuştur. Bu arada Malatya AK Parti milletvekilimiz sayın Ömer Faruk Öz bilindiği gibi TBMM İdare Amiri'dir. TBMM'de Malatya'mız adına güzel işler yapılması için açamayacağı kapı yoktur." Sözlerini sayın Fındıklı'nın ağzından duysak daha iyi olmaz mıydı?

Şunu da belirtmek isteriz ki, yukarıda beyan ettiğimiz “böyle deseydi” kısmı, sayın Mücahit Fındıklı'nın siyasi acemilik yaptığını vurgulamak içindir. Aksi takdirde Bakanlığın Malatyamıza verilmemesini kabullenmek düşünülemez. 

 

Daha önceleri Türkiye'ye efsane olmuş hizmetlerin kaynağı olan Malatyamız maalesef eski parlak günlerini arar oldu. Yapılan amatör işi siyaset ve siyasetçiler, amatör basın mensuplarıyla kumda oynarken, güzel ülkemizin diğer illeri aldı başını gidiyor.

Hizmetin durma noktasına geldiğine inandığımız (Malatya'nın eski parlak günlerini gören bizlere belki öyle geliyor) Malatya ise halen üçüncü dünya ülkelerinin herhangi şehri gibi garip uygulamaların merkezi olmaya başladı.

 

Amatörlük günlerini çoktan geride bırakmış Malatya Time'ın yaptığı haber ve analizlerinin akabinde bocalayarak “Neden bu tarz eleştirel haberler yapıyorsunuz?” diye bize diş bileyen insanlar çıkıyor karşımıza. Siyasetçilerimizin, profesyonel bir şekilde yaptığımız haber-analizlerimizin karşısında amatörlükten vazgeçip profesyonel basın danışmanlarıyla çalışmış olmaları gerekmez mi? İnce eleyip sık dokuyan insanlar olarak karşımıza çıksalar daha iyi olmaz mı?

Siyasetçilerimizin, kendilerine gösterilen hürmet ve teveccühü herkesten beklemeyi bir kenara bırakmaları gerekiyor. Vıcık vıcık yağ içinde kalmış amatör gazetecilere itibar etmeyi bir kenara bırakarak, gerçek gazetecileri dinlemeleri gerektiğini düşünüyoruz. İşimiz siyasetçilerimizin icraatlarını tahlil ederek, doğruları tasvip, yanlışları da tenkit yoluna gitmektir. Demokrasinin temel prensip olarak kabul edildiği ülkemizde, Cumhurbaşkanı, Başbakan veya herhangi bir üst kurumun başındaki kişi eleştirilebiliyorsa, milletvekili de eleştirilmelidir. Önemli olan bu eleştiri sonrası doğrunun bulunmasıdır. Siyaset mutfağının bir numaralı malzemesi siyasetçi olduğuna göre, dağdaki çobanla uğraşmak abesle iştigaldir.