dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2508.3
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64358.01$

Elveda Mersedes Kadir...


Elveda Mersedes Kadir...
Narin

Bazı insanlar vardır, şu dünyanın kargaşasından uzak temiz duygular besler. Öyle büyük hesaplarla uğraşmaz, hayattan beklentileri de uçuk değildir. Akıl oyunlarına başvurmadan tebessümüyle ve davranışlarıyla milyonların gönlünü fetheder. Bunu yaparken bir beklenti içinde riyakarlık sarf etmez. Bir de bu kişiler,  zihinsel veya bedensel özürlüyse düşünce kabiliyetleri özrü olmayanlara oranla bambaşkadır.  Çünkü kalp kırmayı bilmez, dobradır, aklından geçeni diline döker. Anlattığım özelliklerin fazlasına sahip olan biri de Malatya sokaklarının efendisi Mersedes Kadir'di. Asıl adı Fatih Kaydı olmasına rağmen bu lakapla anılırdı. Anne ve babası akraba olduğundan 8 kardeşin altısı zihinsel engelliydi ama engellerine rağmen hayata sıkı sıkı bağlıydılar.

 Bu kardeşlerden yedincisi şehrimizin sembolü haline gelen Kadir,  Malatya sokaklarında önünde mersedes arması taktığı sopayı mersedesi zannederek bütün gün onunla dolaşıyordu. Aklı dengesi yerinde değildi ama bütün Malatya, mersedesin farkında olmasıyla hayalini birlikte yaşıyordu.  Bilindiği üzere trafik kurallarına uyan Kadir'in mersedes sandığı sopasının ehliyeti, ruhsatı ve plakası bile vardı.  En önemlisi de saf ve temiz duyguları, bana çocukluğumu hatırlatır.  Çocukluğumda Kadir'in mersedesine benzer hayaller kurardık.  Tabi bizimki biraz daha farklıydı, belki de onun kadar hayal gücümüz zengin değildi. Köyde yaşadığımızdan olsa gerek uzun sopalara binerdik, ucuna da ip bağlayıp at olduğunu zannederek bütün gün köyün içinde dolanırdık. Bir de çok dolaştıysak atlarımızı dinlendirmek üzere bir ağaca bağlar, önüne de ot ve su koyardık. Hatta bazen "keşke ayakları olsaydı da kendi yürüseydi" düşüncesi daha da mutlu ederdi bizi.  Çünkü hayallerimiz, çocukluğumuz gibi saf ve temizdi. Tıpkı bindiği sopayı mersedesi zanneden Kadir (Fatih Kaydı) gibi. Biz büyüdük, duygularımız kirlendi fakat o, çevresine hep sevgi ve tebessüm yaydı.

 Onu da kötü niyetli insanlar mahvetti. İnsan sağlığına zarar ne varsa tiryakisi ettiler. Sonra sigarayı elinden düşürmez hale geldi. Alkolik olmasıysa cabası. Bu da sokaklarda sarhoş gezmesine sebep olanları mutlu etti. Kahkahalar atıp güldüler. Çünkü onlara göre bana dokunmayan yılan bin yaşardı. Maalesef çocukluğumu hatırlatan adam, buna fazla dayanamadı. Uzun zamandır Koah tedavisi gören Mersedes Kadir, sokağa çıkma yasağının olduğu bir günde hayata veda etti. Vefat haberi viral etkisiyle her alana yayıldı.  Bırakın yerel basını, ulusal basında da yayınlandı. Zaten ben de ilk olarak ulusal bir gazetenin haberinde duydum vefat haberini. İnanmadım, yalan haberdir diye kendimi avutmak istedim fakat olmadı.

 Gerçekten de vefat ettiği haberini Tecde muhtarının sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda gördüm. Ne olduysa da bundan sonra oldu.  Hani insan çok sevdiği, kan bağı olduğu birini kaybedince günlerce unutamaz ya işte bende o duyguları yaşadım. Ne tuhaftır ki bu duygu, kalbimi ve zihnimi durmaksızın tetikliyordu. Bunun sebebiniyse bilmiyordum.   Belki de şehrimizin sevilen siması hayattayken gereken değeri vermeyişimizdendi.

 Genelde de hep böyle olmaz mı? Çevremizdeki bazı insanlar hayattayken sahiplenip değer vermeyiz. Oysa vefat ettiğini duyduğumuz an ölü seviciliğimizi dile getirmek adına "iyi insandı, kimsenin kötülüğünü istemezdi"  klişeleri vazgeçilmezimiz. İşin garip yanı ise bütün Malatya halkının tanıdığı Kadir, yoksulluk içinde hayatını idame ediyordu. Kent müzesine mumdan heykelini bile diktiler fakat beslenme, barınma, temizlik vs. ihtiyaçlarını yaşarken karşılamak adına bir çaba sarf etmedikleri aşikar. Yoksa vefat haberini duyduğumuzda sosyal paylaşım platformlarında yayınlanan ev halinin, Koah hastası bir birey için pek de iç açıcı olmadığını gördük. Aslında bizim yaptığımızın "iş işten geçtikten sonra anlaşılan değer, anlayanın başını öne eğmekten" başka bir şey değil! 

 Ayrıca Kadir'in cenaze namazı kılınırken ve cenaze defnedilirken dijital ortamda bu anları canlı paylaşanlar olmuştu. Bunu gayet doğru karşılıyorum çünkü malumunuz koronavirüs izalosyon önlemleri kapsamında cenaze törenine her isteyenin katılması mümkün değildi. Oysa izlediğim videolarda dikkatimi şu durum çekti:  Cenaze namazı kılınırken ve defin işlemi gerçekleşirken kim olduklarını bilmediğim bazı kişiler, sürekli Kadir'in mersedes sandığı sopayı her alana itinayla taşıyorlardı. Bir an sopaya verdikleri değerin Cenaze merasiminin önüne geçtiğini hissettim. Sırığı almışlar mezarın bir o köşesine bir bu köşesine derken bir de üzerine indiriyorlar. Sürekli açısını değiştirip durdular. Bu bana biraz da törene katılan sayısız basın mensuplarının kameralarına Show yaptıkları gibi geldi. Yoksa ha bire sopanın açısını değiştirmenin bir anlamı yoktu.

 Dolayısıyla Mersedes Kadir, öldükten sonra değeri öyle bir anlaşıldı ki hepimiz vicdan azabı çektik.  Ama birileri vicdanlarını okşamak adına parka, mahalleye Mersedes Kadir'in ismini vereceklerini duyurdular. Madem böyle bir düşünceniz vardı yaşarken niye faaliyete geçirmediniz? Sanırım vatandaş olarak, yetkililerin gözünde değer görmek için ölmek gerekiyor ki o zaman değerli oluyorsunuz. Fakat anlamadıkları nokta: Oraya buraya isim vererek, heykelini dikmekle kimseye bir fayda sağlamıyorlar ve Mersedes Kadir, sefalet içinde öleli günler oldu. Fakat birileri illaki vicdanını rahatlatmak istiyorsa geride kalan gözü yaşlı, yoksul aileye yardım eli uzatsın. Bilakis boş laflar karın doyurmaz ve  "dirisine sahip çıkamadık, bari ölüsüne sahip çıkalım" düşünceleriyle hâlâ kendimizi haklamaya çalışıyorsak inanın ki insanlığımızdan utansak dahi bu bile utancımızı hafifletmez!

  Ruhun Şad, Mekanın Cennet Olsun. Elveda Mersedes Kadir....

 Selma Karakaş Tutuş

 

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!