HACI UĞUR POLAT NEREDE?

Son 20-25 gün içinde Malatya adına ortaya konulan ‘hassasiyetler'imizi dile getirdiğimiz, son derece klik birkaç yazımızı milletimize arzettik.

Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'dan bir önceki başkan Hacı Uğur Polat'ın neden bu kadar gizemli davrandığını, adeta bir –dokunulmazlık– kariyeri yanında; şehri hiç yönetmemiş, haberi yokmuş algısı ile köşesine çekilmiş, tamamen izole olmasına karşın, yine de bir hatırlatma yapmak babında “Hacı Uğur Polat nerede ?” diye sizlere seslenerek, nerdeyse sanki Büyükşehir Belediyesi önünden geçerken o dönem zorla Büyükşehir başkanlığı koltuğuna oturtulmuş ve fırsatını bulup kaçmış havasının cereyana çevirerek birilerini rahatsız ettiğini söylemek gerekmiyor mu artık?

Doğrusu Polat'ın böyle karda yürürken ardında iz bırakmaması, sırra kadem basarak ortadan kaybolduğu tavrı Malatya siyasi yaprakları arasında yerinin ciddi bir boşluğa dönüştüğü varsayımıdır. Polat'ın Malatya'ya saygılı bir politikacı olduğunu iddia etmeyeceğim. Ama mezkûr hallerde kesinlikle böyle elini eteğini bir anda her şeyden çekip gitmesi için de iyi bir niyet aramıyorum.

Selahattin Gürkan'ın sıkı tasarruf tedbirleri almasını zorlayan borç meblağsı ile Ahmet Çakır'dan kalan borç miktarı ve Gürkan'ın devir aldığı rakamlar arasındaki kilit nokta Polat olduğu halde, hiç bir şekilde isminin gündeme gelmemesi/getirilmemesi meselesinin adeta kendisi için yılbaşı piyangosuna nasıl dönüştüğü süreçten bahsedersem söz uzar gider.

Çünkü Ahmet Çakır diyor ki “ben belediye başkanlığı koltuğunu 801 milyon borçla bıraktım. Kime Hacı Uğur Polat'a… Alacaklarımızı da düştüğümüzde benden geriye kalan borç miktarı 721 milyon lira.” Gürkan seçildikten sonra belediye meclisinde açıklanan 1 milyar 808 milyon 206 bin TL'lik borç miktarı işaret edildi. Aradaki fark 1 milyarın üzeri. İşte iki başkan “borcu kim yaptı?” kavgasını ederken aradaki 3'cü Başkanın mesuliyeti pas geçilerek, adının hiç bir şekil kamuoyuna geçmemesi piyango değildir de nedir?

Bu konu aslında ilk günden beri konuşulması gerekiyordu. Her şey şeffaf olsun diye hesap verilirliğin ortaya açılıp saçıldığı günlerde Polat'ın başkanlık yaptığı dönem ile ilgili çıkıp tatmin edici bir açıklama yapmalıydı. Belki başkan Gürkan kendisini ifade edemedi bu konuda. Ahmet Çakır'da fazla üzerinde durmadı. Sonuçta iki başkan çok ciddi tepki gördü. Yıprandılar… Cezasını da belediye işçileri başta olmak üzere kıymetli Malatya halkı çekti/çekmeye de devam ediyor. Ancak sonra kendisine görevde kaldığı 5 aylık süre içinde Malatya'da bitirilen projeler, sosyal yardımlaşmaya aktarılan bütçe, işçi hakları, kamu, belediye hizmetleri ile diğer harcamaların tutarı ne kadardı sorusu sorulsaydı, bu soruların yanında sorumlu olduğu alanlarda hesap verecekler listesine eklenseydi belki de Başkan Gürkan, Çakır isimleri bu kadar hırpalanmaz, şehir sosyolojisi, siyasi bütünlük, Ak Parti'nin yöneticileri ve yöneticilik vasıfları sorgulanmazdı bu kadar.

Ahmet Çakır benim borcum bu kadar diyor, mevcut başkan Gürkan devir alırken verdiği rakamlar fevkalade ortada. İkisi arasından tabiri caizse sıyrılarak sessizliğe oynaması tuhaf değil mi sizce de?

Derken “Hacı Uğur Polat nasıl geldi-Nasıl gitti?” anlayamadık zaten. Anlayamadığımız gibi neden görev yaptığı süre zarfı içinde tartışmalara dahil olmadı veya edilmedi? Hadi Gürkan ile Çakır bir şekilde hesap kitap budur diye en azından kamuoyuna demeçler verirken bir imam hatip mezunu olarak Polat neden çıkıp benim de hesap kitabım budur demediği gibi, sessiz sedasız tereyağından kıl çeker gibi “hadi bana eyvallah, siz birbirinizi yiyin” şeklinde bir anlayışla ardına bakmadan ortadan kaybolduğunu öğrendik. Gerçekten, Malatya'da Polat isminin bir karşılığı vardı. En azından Yeşilyurt belediyesinden kalma bir karşılık! Güç temerküzüne dikkat çektiği için mi olmuştu bu?

Tesadüfe bakın ki, Büyükşehir belediyesi başkanlığı yaptığı süre içinde hiç yanından geçmemiş gibi davranan Polat'ı, bir güç el altından şimdi yine Büyükşehir belediyesi başkanlığına hazırlıyor, ‘aslında senin yerin orası, sessiz kalırsan seçimde aniden ortaya çıkıp yeniden alırsın, bu süreç içinde ismin polemiklere hiç bir zaman karışmamalı/kirlenmemeli' pragmatiğinin devrede olduğu, çok kısa bir zaman önce de bir toplantı esnasında Polat'ın yanındaki kişilerden birine “Büyükşehir belediyesini yönetemiyorlar” diyerek subliminal bir refleksle kendisini işaret gösterdiğini, “hazırım-buradayım” mesajı verdiği açık…

Diğer bir rivayet daha var ki, daha cazip duruyor. Polat'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisiyle ilgili “seni milletvekili yapacağım” sözü şu durumda bir şehir efsanesi halinde dilden dile dolaşmaktadır.

Katılır mıyım? Evet! AK Partinin ilkesel manada Malatya'da Av. Cemal Akın harici nerdeyse tüm yönetici ve milletvekili, il başkanlarını geriye dönük tekrar il başkanı, tekrar milletvekili, tekrar il başkanı, tekrar milletvekili yapmak gibi bir özelliği bulunuyor.

Malatya halkına az da olsa başkanlık yapmış bir ismin böylesine kendilerini dışlayıcı, sorgulanmaya tahammül etmeyen, başkan olduğu süre dışında herkesi ölçen biçen tartan ayar veren birçok yorumuna müşteri olduğu halde şimdi böylesine uzaktan seyretmeyi seçen birine prim verir mi bilinmez? Bu ‘genre' üzere iseniz, hatalarınız olsa bile çoğunlukla ‘siyasetçi' yandaşlarınız tarafından kabul görülür, desteklenirsiniz anlamına gelmez bu.

Klasik, geleneksel yönetici formlarına da ters düşen bir fikir ön plana çıkıyor burada, kendisini halen “şehrin bir kurtarıcısı” segmenti ile tanımlıyor, arkasında bindirilmiş sorunlar almakla ilgilenmiyor ve yönetim hükümlerini analiz ederken dini değerleri dikte eden fakat davranış biçimi felsefe, mantık gibi ‘seküler' ilimler içeren bir bakış açısından faydalanan ‘eski Büyükşehir belediyesi başkanı' önce bir ‘gerçek kimliğini' netleştirip Malatya'dan helallik alarak işe başlaması zaruriyeti doğmuştur artık.

Sonra Polat'ın genelde ince kravat bağlama ve kapaklı takım elbiseleri tercihinden yola çıkarak, kendisine has bir doğum hali özelliği olan bıyığının bir yanının beyazlaşmış hali ile yeniden görünür olmasını, başkanlık yaptığı dönemle ilgili ayrıntılı bilgi ve yeterli açıklama yapması, kamuoyunu tatmin etmek haricinde kendinden ‘önceki' ve ‘sonraki' belediye başkanlarının da rızasını alması elzem olduğunu toplumuza ve kamuoyuna hatırlatırım.

Hacı Uğur Polat'ın Malatya Büyükşehir belediyesi başkanlığı yaptığı süre içerisinde ortaya koyduğu tavır ve gerekçeler şekli tartışmalı da olsa, söyleyecekleri Malatya halkının inisiyatifini belirlemede önemli bir dönüm noktası olacağı, çünkü yeni tartışmaların çıtası artık daha başka bir yere savrulacağına müsaitlik durumda. O çıtanın adı bugün “Hacı Uğur Polat nerede?” sorusu, yarın ne olacağına kimse karar veremez. Belki biri de çıkar “bu kayıp paranın müsebbibi sizsiniz?” derse, Allah korusun işin boyutu içine nasıl farklı anlamlar gireceğinin farkında mısınız?

Saygılarımla…

TİMUR İNCE