Her fotoğraf yeni hikayedir...

HER FOTOĞRAF YENİ HİKÂYEDİR…

Röportaj: Yüksel Akca

 Mehmet Kurdaş Kastamonu doğumlu bir fotoğrafçı. İlk orta ve lise eğitimini Kastamonu'da alan Kurdaş Trakya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden mezun olmuş. Eğitim hayatına bildiklerini aktarmak için çabalayan Kurdaş Kastamonu Merkez Ortaokulu'nda sosyal bilgiler öğretmeni olarak görevini icra ediyor. Arkadaşına özenerek aldığı fotoğraf makinesiyle kendisine yepyeni bir yol seçen Kurdaş'ın daha sonra yolu KASFOT'a (Kastamonu Fotoğraf Toğluluğu) düşmüş. Şimdi Türkiye çapında büyük etkinliklere imza attıklarınız söyleyen Kurdaş ile fotoğrafçılık üzerine konuştuk.

 Kadrajınızı çoğunlukla manzara ve insan yüzlerine odaklıyorsunuz. Yaşadığınız coğrafyanın sanatınıza kattığı değeri nasıl açıklarsınız?

 Yaşadığımız memleket fırtınada sığınılacak bir limandır. Teknelerin fırtına geçinceye kadar başlarını sokup dinlenebilecekleri bir yer esasında. Tarih koklamak isteyenler için her köşe başı yeni şaşkınlıklara sebep olabilecek bir yer. Buz gibi sularıyla, tertemiz çam kokan havasıyla, bakir kalan güzellikleriyle herkesin kendine ait bir şey bulabileceği bir yer.

Kimi yerde sıradan bir ağaç kümesinin içinde saklar cennetini, kimi yerde inadına ağaçların içine gömer heybetini. Elleri nasırlı, alnı kırışık, saçları ağarmış ve yalnız. Ama yüreği… Yüreği alabildiğine genç, olabildiğince güzel, bilebildiğince arif insanların memleketi.

Ankara, İstanbul, ülke, dünya ve hatta içinde yaşayanlar bilmez bu güzellikleri. Kastamonu yaylarında yetişen orkideler gibi fark edilmeyen güzellikleri bizim gibi ortaya çıkartıp ölümsüzleştirmek isteyen sanata gönül vermiş insanlar bilir.

 Fotoğraflarınızdan doğallığı sevdiğinizi görüyoruz. Buna ulaşmak için de yolculuklara çıkıyorsunuz. Bu yolculuklar sanatınızda ve sizde nasıl izler bırakıyor?

 Tüm yaşamı beklemekle geçmiş. Toprak altında kalmış kaşıkçı elması gibi çıkarılıp değerlendirilmeyi bekleyen o kadar çok değerimiz var ki.  Bizim yaptığımız bu elmasları keşfetmek. Her yolculuk yeni hikâyeler yeni insanlar demek yani yeni yeni elmaslar demek. Her yolculukta illaki birilerinin hayatlarına dokunuyor, yeni dostluklar ediniyorsunuz. Daha önce çektiğiniz fotoğrafı bir sonraki ziyaretinizde hediye götürdüğünüzde önünüzde kapılar da sofralar da açılıyor. Bir kez daha anlıyorsunuz ki memleketin güzelliklerini en iyi bilen çoban Ahmet'le önünde otlattığı üç beş koyun, avcılar ve fotoğrafçılardır.

 Mehmet Bey fotoğrafın temel kurallarını öğrendikçe, bazı çektiğiniz fotoğrafları beğenmeyip seçici olmaya özen gösteriyorsunuz, kadrajı daha çok düşünür olursunuz, sizde bu durum nasıl devam ediyor?

 Japon turist misali önüme gelen her şeyin fotoğrafını çekerken şimdi daha seçici olmaktayım. Hatta birçok eski fotoğraflarımı sildiğim bile olmakta. Ama bu fotoğraflar benim gelişim sürecimin delilleri olduğu için fazla kıyamıyorum.

" IŞIK İLE RESİM YAPMAKTAYIZ"

Bir mekâna ulaşmak isteyen kişi için tutabileceği tek yol, yolcu olma yoludur, söz gider, yazı kalır diye bir ifade var. Kalıcı eserler bırakmak için nasıl bir çaba içerisindesiniz. Kendinizi yenilemek adına neler yapıyorsunuz?

 Bizler ışık ile resim yapmaktayız. Bizim boyamız da fırçamız da ışık. Söz uçuyor ama fotoğraf geleceğe belge kalıyor. Mesleğini yanında alıp bu dünyadan göçen insanlar CD'lerde  hard disklerde yaşamaya devam ediyor. Bir şey öğrenmek için gurur ve kibire kapılmıyorum, peşinden gidiyorum, soruyor, araştırıyorum ve okuyorum. En önemlisi kar demeden kış demeden herkesin eve kaçtığı durumlarda ben sokağa, dağa ormana kaçıyorum fotoğraf peşinde koşuyorum.

 "BİZİM YAPTIĞIMIZ ELMASLARI KEŞFETMEK"

 Fotoğraf çekmek için yaptığınız büyük çılgınlık var mı ve gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz önceden bir konsept oluşturuyor musunuz? Bu bağlamda ileriye doğru projeleriniz anlatabilir misiniz?

 Fotoğrafçıların işleri hep çılgınlık zaten. Normal bir insan bizim yaptıklarımızı yapmıyor. Adım adım ilerledikçe yaptığım çalışmalar yetersiz gelmekte daha dişe dokunur projeler peşinde koşmak istiyorum.

 Çekmeyi isteyip de ulaşamayacağınızı düşündüğünüz kişi ya da yer var mı?

 Gerçekten isteyip de ulaşılamayacak bir şeyin olduğuna inanmıyorum. Yine de Kuzey Kutbu'nu ve kutup ayılarının fotoğrafını doğal ortamlarında fotoğraflamak istiyorum

 Kadraja en çok yakışan yer neresi?

 Süsten yapmacıktan uzak olduğu gibi,  içi dışı bir ve temiz insanların huzur içinde oturdukları Anadolu'muzun köy evleri ve içindeki değerli insanları.