Malatya
12 Eylül, 2025, Cuma
  • DOLAR
    41.28
  • EURO
    48.41
  • ALTIN
    4811.9
  • BIST
    10.586
  • BTC
    114283.07$

Hoş Geldin Battal Kanbay!


Hoş Geldin Battal Kanbay!

 

Başlık biraz makul görülmeyebilir lakin Malatya Milli Eğitim Müdürü Battal Kanbay, değerli bir hemşerimiz olunca böyle samimi davranmak geldi içimden. Aynı jenerasyondan olduğumuz için Pütürge'mizin sert coğrafyasında o dönemki çocukların ne zor şartlar altında nasıl okuduklarını bizden başkası bilemez. O dönem Pütürge'de okuyan her çocuğun hayatı aslında bir romandır. Battal Kanbay da onlardan biri.

Pütürge'nin Sorguçlu (Şükan) köyünde başlayan hikâye bugün Malatya Milli Eğitim Müdürü olarak taçlanmış, doğduğu şehrin çocuklarına hizmet etmek üzere gurbet ülkesinden geri dönüş yapmış bir öğretmenin ilimizde görev yapacak olmasının ayrıcalığını; okul, öğrenci ve çocuklarımıza yansıyacak etkisini hep birlikte yaşayacağız.

Battal Hoca, bir nezaket, üslup, ölçü, efendilik ve çalışkanlık örneği. Şehrimize fazlasıyla verimli olacağını var sayıyoruz. Aynı okul mezunu olmamız bu anlamı biraz daha pekiştiriyor. Malatya Fatih Lisesinde; biz 96 mezunu, Battal Hoca 94 olmalı… Aramızda 2 yıl farkla…

Tabi o dönem okullarda disiplin, seviye ve eğitim standartları hepsi çok yüksekti. Öğretmen ile öğrenciler arasında ayrı bir iklim oluşurdu. Öğrenciler yoksul ama gayretli, gözlerinde yanan bir ışık vardı. Gerek kırtasiye, gerek giyim kuşam, hayat şartları yönünden eksiklikler hayli fazla olsa da bilinçli, araştıran, dikkatli ve zeki talebeler yetişirdi. En önemlisi “internet” gibi çok fonksiyonel bir kavram insan hayatlarını henüz tam anlamıyla girmediği halde bilgi toplama yetileri bugünden fazlaydı.

Ortaokulu; köyümüze merhum Özal'ın bir ziyareti esnasında “bu köye derhal bir ortaokul yapılsın!” talimatı üzerine aynı yıl içinde yapılan ortaokulda bitirmiş, en yakın lise ilçemiz Pütürge'de liseye başlamıştık.

Liseye başladığımızın aynı yılında ise okula atanması yapılmış iki gencecik öğretmen geldi. Ali Kaçmaz, Mustafa Akdoğan…

İşte sağlam bir altyapı almaya borçlu olduğumuz kıymetli bir eğitimci Ali Kaçmaz ile o dönemde yollarımızın kesişmesi büyük bir şans olsa gerek.

Elbette tüm öğretmenlerin üzerimizde hakkı çoktur ve o hakları asla ödenmez, onları da bu vesile ile yâd edemeden geçemeyeceğim buradan. Pütürge Lisesinde: Yusuf Aydemir, Cengiz Çetik, Adnan Büyükbaş, Şennur Zeliha Nalıncı, Murat Sert, Hacı Ali Azgın, Fatma Çubuk, Mikail Güven (ortaokul) ile Fatih Lisesi öğretmenlerinden Adil Geyik, İlhan Cingü, Leyla Töre, Metin Acar, Hüseyin Yıldız, Necati Soran, Nurettin Yıldırım hocalarımızın hepsine minnettarız.

Fatih Lisesi demişken iş adamı Mustafa Küçük (ABD'de dolar milyarderi), Prof. Dr. Fehmi Tabak (Cerrahpaşa Üni. Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başk.), Gazeteci Fuat Kozluklu, Prof. Dr. Ramazan Özdemir, Prof. Dr. Cengiz Ara, Op. Dr. Bülent Bozyiğit, M. Akif Üstündağ (Türkiye Voleybol Federasyon başk.) Fatih Lisesi mezunlarından bazılarıdır.

Ve Fatih Lisesi sıralarından geçmiş tüm öğrencilere “saygıyla…” dedikten sonra; Ali Kaçmaz Hocamızın disiplinli, özverili, samimi, öğrencilerle birebir kurduğu diyalog etkisinde tabi ki biz de nasibimizi aldık. O günden bugüne daima iletişim halinde bulunduğumuz Ali Hocamız, Pütürge Lisesinden sonra Fatih Lisesine ve en son okulun müdürlüğünü yaptığı güne kadar diyalogumuz hiç kesilmedi. Sürekli istişarelerde bulunur. Okullarda öğretmen ve öğrenci ilişkisi, okullarımızın durumu, yeni nesil öğrenciler ile eğitim eksiklikleri üzerine birçok kez konuyu aramızda pay etmişizdir.

Kısa bir Malatya Lisesi Müdürlüğünden sonra Ali Hoca'mız şuan Battalgazi ilçe Milli Eğitim Müdürü olarak görevini aynı şevk ve istekle sürdürüyor.

Konumuzu Battal Müdürümüzden Ali Hoca'ya getirmemin nedeni; memleketimize, çocuklarımıza ve yarınlarımıza fayda sağlayacak Battal Kanbay gibi kalifiye gençlerimizin yetişmesinde ciddi şekilde katkısı bulunan gizli kahramanlar öğretmenlerimizi hatırlatmaktı.
Evet, şehir bizim. Çocuklar bizim. Öğretmenler de bizim. Okullar da bizimdir. Öncelikle söz konusu olan “geleceğimiz…”

Şunu da unutmamak gerekir ki; Malatya gibi gözde bir vilayetin Milli Eğitim Müdürü olmanın sorumlulukları fazladır. 2019-2020 eğitim-öğretim yılı itibariyle, anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde 792 okul bulunduğu, buna karşılık özel sektörün işlettiği okul sayısının ise 171, ayrıca 29 özel eğitim kursu bulunduğunu baz alırsak bu sayı oranında eğitim merkezlerinin bilumum ihtiyaçları, öğretmenler ve diğer sorunlar, öğrenci eksiklikleri ile bire bir tek tek ilgilenmek kolay olmazsa gerek.

Özelikle pandeminin getirdiği sorunsallıklar buna dahil edilirse öğrenci-okul faktörünün sürüklendiği handikabın boyutu git gide daha da katlandığı…

Yani Battal Hoca'nın Malatya'ya Milli Eğitim Müdürü olarak atanması zamanı oldukça kritik bir dönemi kapsıyor. Uzaktan eğitimde bir türlü giderilemeyen sorunlar, interneti olmayan bölge ve köyler, telefon-tablet-bilgisayarı bulunmayan bariz farkta öğrenci sayısı hepsi Battal Hoca'nın atanması döneminde başrolde yer alan sıkıntıların sadece bir bölümü idi!

Onun içindir ki Battal Müdürümüzden bu yıl için fazla bir performans beklemek yanlış olur.

Özelikle uzaktan eğitim kırsal bölgelerimizde ciddi şekilde sekteye uğradığına vurgu yapmak istiyorum. Birçok evde 3, 4 hatta 5 öğrenci olduğu aileler tanıyorum. Evde var bir tane telefon. İmkanlar ciddi şekilde zorlandı, fakat öğrenciler bu süreçte kaliteli bir eğitim alabildi denilemez. Telefon, tableti olan öğrencinin de interneti yoktu. Velhasıl iki yakası bir araya gelmedi kimsenin. Öğrencilere bu süre zarfında en fayda sağlayan eğitim şekli ders kitaplarından çalışabildikleri kadar elde ettikleri ham bilgilerdi.

İkinci dönem başında lise düzeyinde öğrencilerin bir bölümüne tablet dağıtıldı. Sayılı adet tabletler belirli öğrenciler eline geçince bu kez alamayanlar “bize neden tablet verilmiyor?” sitemi aldı yerini. Yine de öğretmenlerimizin yapmış olduğu fedakarlıklar tartışılamaz. Kendi cebinden öğrencilerine tablet alan öğretmenler tanıyorum. Nazı geçen iş adamlarına rica minnet tablet aldıranlar oldu. Elindeki imkanları zorlayan öğretmenler her hâlükârda öğrencileriyle ilgilenmek, onların eksikliklerini bir nebze de olsa giderebilmek için iyi bir performans gösterdikleri aşikar.

Medya, TV ile halk arasında, güncel siyaset programlarında bu konular defalarca konuşuldu, tartışıldı. Milli Eğitim Bakanlığını suçlayan da oldu, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin görevlerinde zafiyet yaşandığını dile getiren de… Aslında gerçeği şu: ortada bir salgın vardı, tüm dünyayı etkisi altına almış Covid–19 her gün yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine sebebiyet veriyor, hastanelerde yer kalmadığı, döngüde salgına bağlı olarak eğitim sisteminin tıkanması veya patinaj yapması kadar doğal ne olabilir ki?

Bu sebeple şahsen salgın süreci içinde eğitim sistemi ve sistemdeki hata veren başlıklara hiç bir zaman değinmedim, yazılarıma “eleştiri” mahiyetinde konu etmedim.

Battal Kanbay'ın şehrimize atandığı tarihe bakalım! Eylül ayının ikinci haftasında salgın trajının tüm dünya ve ülkemiz geneli artmaya başladığı, iç içe geçmiş yığınla sorun ortasında bir ilin eğitimden sorumlu birinci elden yetkilisi olarak göreve başlaması elbet kolay değildi. Nihayet “aşılanma” uygulanmasının ülkemizde başlaması üzerine Covid-19 salgınının etkisi giderek düşmesinin beklendiği, normal hayata geçişin yaklaştığını umut ettiğimiz şu günlerde öğrencilerimizin nerdeyse 3 sezonu heba olup gitti.

Battal Kanbay müdürümüzün uzaktan eğitimin getirdiği aksaklıkları, kırsalda yer alan öğrencilerin hiçbir eğitim alamadığı, okul-öğrenci ilişkisinin minimal hale geldiği şu zaruri dönemde iyi kararlar almasını bekliyor, çöpe gitmiş 3 sezonun telafisi için gerekli adımların tez elden atılmasını temenni ediyoruz.

Öncelikli sorunumuz tablet eksikliğidir. Şehir merkezlerinde öğrencilerin aldığı uzaktan eğitim ile kırsalda alınan uzaktan eğitim arasındaki afaki farkın nedeni kırsalda internet alt yapısının olmayışı ile ailelerin ekonomik nedenlerden dolayı bir türlü gideremedikleri tablet ve telefon ihtiyacı! Şu demek oluyor: kırsalda öğrenciler uzaktan eğitimi almadı/alamıyor.

Kırsalda çocuklar bu konuda çok mağdur. Tüm çabalarına rağmen asıl ihtiyacı olan eğitim modunu bir türlü yakalayamadıkları… Malatya Büyükşehir, ilçe belediye başkanlarının Milli Eğitim Müdürlüğü ile istişareli şekilde öğrencilerin tablet-internet ihtiyacının giderilmesi konusunda ha bu gün, ha yarın mutlaka bir adım atarlar diye çok beklendi, lakin koca bir yıl bitti, gördük ki öğrencilerimiz/çocuklarımız kimsenin program ajandasında yer almıyor. Çevre iller… Elazığ, Erzincan, Sivas, Erzurum adeta öğrencilerine tablet dağıtma yarışına girerken, bizde kimse “öğrenciler için ne yapabiliriz?” sorusunu dahi akıllarına getirmedi.

Eminim ki; Battal Hoca başta kırsalda okuyabilme mücadelesi veren öğrencilerin yüreklerine en kısa sürede dokunacaktır.

Japonya'nın kuzeyinde bulunan Hokkaido adasındaki Kami-Şirataki tren istasyonu zarar ettiği halde bir öğrenci için her gün düzenli seferlerini aksatmıyor.

Biz öğrencimize daha bir tablet bilgisayarı ulaştıramadık. Battal Hocam; şehrimize hoş geldiniz! Şehrinizin çocuklarının dürüst bir yöneticiye ihtiyacı vardı. Bu yazıyı YİBO'daki aynı okul günlerini yaşamış, o günleri paylaşmış bir kardeşinizin bugünün çocukları için çağrısı olarak kabul edin. Bir kalem, bir defterle koca yılı bitirdiğimiz o yokluk dönemi çocukları olarak ne demek istediğimi siz anladınız.

“Benim adım Hıdır, derdimiz budur!”

TİMUR İNCE

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!