İDEOLOJİK HEDEFİ OLMAYAN ÇİZER BİR HİÇTİR...

FİLİSTİN’E OLAN SESSİZLİĞİN HANZALA’YI TEKRAR TEKRAR KÜSTÜRDÜĞÜNÜ SÖYLEYEN YAZAR VE KARİKATÜRSİT DEMİRHAN KADIOĞLU:

YÜKSEL AKCA
Karikatürist Demirhan Kadıoğlu Milli Çocuk Dergisiyle okuyucularımızın yakından tanıdığı bir sanatçı. Kadıoğlu karikatürün yanı sıra yazdığı kitaplarla da geniş çevrelerce tanınan ve “Hayallerimdeki projelerin dörtte birini daha yapamadığımı düşünüyorum.” diyen bir isim. Açtığı sergilerle de adından söz ettiren sanatçı karikatür için, “Güldürürken düşündürmeli, düşündürürken güldürmeli.” diye de ekliyor. Kadıoğlu için önemli yere sahip Naci El Ali'nin karakteri Hanzala'yı sorduğumuzda, insanlığın vicdanında kırbaç gibi şaklıyor ve tıpkı günümüzde olduğu gibi Filistin'de yaşananlara sessiz kalmasından dolayı bir küskünlüğün ifadesi olarak bize sırtını döndüğünü hatırlatıyor. Kadıoğlu'yla sanatını, projelerini ve yaşanan gelişmeleri samimi bir sohbet ortamında konuştuk.
Ağırlığı karikatüre verseniz de sanatın diğer dallarıyla da ilgilisiniz. Karikatürün ağır basmasının nedeni nedir?
Karikatür, sanat diliyle anlatılabilecek en keskin bir mesaj dilidir. Zira, gerek yazılı, gerekse yazısız muhatabınıza doğrudan ulaşabilirsiniz. Dolaysızdır. Yazı yazdığınızda okura sembolik imalar gönderirsiniz. Çizgi romanda mesajı bir hikaye içine giydirirsiniz. Ama karikatür öyle değil. Doğrudan beyne ulaşır ve içine de karabiber gibi mizah katarsınız. Önemli olan, dozunda verebilmek. Muhatabı öksürtmemeli. Güldürürken düşündürmeli, düşündürürken güldürmeli.
Hem yazarak hem anlatarak hem de çizerek insanlığa ulaşmaya çalışıyor ve bir şeyler söylemeye çalışıyorsunuz. Bugünden bakarsak çabalarınızın karşılığını aldığınızı söyleyebilir miyiz? Söylemlerinizin ne kadarı hedefine ulaştı?
Daha yolun başında olduğumu düşünüyorum. Bunca yıldır bu işin içindeyim, hem emek verdim hem zaman harcadım. Hayatımın en güzel günleri geride kaldı. Ama daha o kadar çok söylenecek söz, çizilecek çok figür olduğunu düşünüyorum. Ancak elimin ulaşabildiği kadar çaba harcadım desem yeridir. Hayallerimdeki projelerin dörtte birini daha yapamadığımı düşünüyorum. İmkansızlık, belki de zamansızlık. Zamanı doğru kullanmalı. Bizim gibi eli kalem tutanların en temel sorunu bu... Zamanı doğru kullanamıyoruz. İmkansızlığı da gözden ırak tutmamalı. Çünkü imkan veren kurumlarla zaman zaman başınız derde giriyor. Söylemlerin hedefine ulaşması için biz çizerlere gerekli değerin verilmesi elzem. Söylemlerin eyleme dönüşmesi biraz da "imkan veren"lere bağlı.
Kimi zaman bir söz, bir dize ya da bir film sahnesi insanlığı etkileyebilme gücü vardır. Siz çizimleri ne kadar güçlü görüyorsunuz? Günümüz karikatüristlerinin bu anlamda çabası var mı ve sizin çabanızın etkileşimini nasıl yorumlayabiliriz?
Bir kitap yönetmene ilham verir. Yönetmen alır kitabı yoğurur ve onu sinema haline getirir. Bir film ise, her katmandan insana ilham verir. Dediğiniz gibi kimi bir kare, sanatçıya ilham verir. Çizginin de böyle bir gücü olduğunu düşünüyorum. Çizginin gücü, çizerin düşünce yapısına bağlı. Düşünce yapısı da bu toprakların kültürü ve özüyle ilgili. Eğer bu toprakların "öz"ünü kavrayabildiyseniz, çizginiz o derece güçlü olur. Yani etnik bir kültür dokusuyla uluslararası bir boyut kazandırmanız mümkün... Günümüz karikatüristlerin kimi çizgilerine baktığımda öyle bir iddia göremiyorum. Toptancılık yapmak istemiyorum ama, geçmişte hayatta olmayan çizerlerin karikatürü daha çok ciddiye aldığını ve iddialı olduğunu düşünüyorum. Bu belki de günün şartlarıyla da ilgili olabilir. Ancak yeni çizerlerin iddiası olması için ideolojik hedefleri olması gerekir. İdeolojik hedefi olmayan çizer bir "hiç"tir.
Siz çizimlerinizde mazlum topraklarda yaşanan zulme de yer veriyorsunuz. Çizimlerinizin bir derdi var. Bu anlamda eserlerinizin yer aldığı sergiler de açtınız. Bundan sonra bu alanda ne gibi projeler üreteceksiniz?
Derdi olanın anlatacak çok şeyi var. O kadar çok proje var ki, ancak dediğim gibi elimizin ulaşabildiği kadar bu çabalarımız. Televizyon programları kanalıyla yapmak istediklerimiz var. Çizgi ile ekranda seyirciye ulaşmak kolay... Bu konuda 6 yıl önce yaptığımız çalışmalar hala ekranda gösteriliyor. Gönlüm TRT Çocuk ile çalışıp kitlelere ulaşmak... Ama maalesef doğru zamanda doğru adamı bulmak önemli olan. Kısmet... Sergi çalışmaları için karikatür birikti. Bakalım kısmet...
Çocuklar için hem çiziyor hem de kitap hazırlıyorsunuz. Sanırım geleceği şekillendirecek olan çocukların yönlendirilmesini anlmalı buluyorsunuz. Bu anlamda eksiklerimiz nedir ve sizin çabanızın karşılık buluyor mu?
Çocuk çizgileri çocuk dergileri önemli bir temel... Çocukluğumda okullarda okutulan ünite bilgisi dergileri beni çok etkilerdi. Gerek çizgi, şiir, gerekse anlatımları su gibi içerdim. Bugün bile hala zihin haritamda onların etkisi olduğunu düşünüyorum. Yine çocukluğumuzda okuduğumuz çizgi romanlar ve en nihayet çocuk dergileri... Bugün bu dergilerin gücünün olmadığını düşünenler yanılıyor. İleride çocuklara en temel bilgi veren bu dergilerin çocukların zihin haritalarını yönlendirdiğini ve şekillendirdiğini düşünüyorum. Evet, bugün basılı materyal yerine sanal tabletler var. Basılı yayınlar ile sanal dünya gizli bir savaş içinde belki. Ama çocuk yayınları ve dergileri eksikliklerine rağmen çok ama çok önemli... Ebeveynler de önemsemeli bence.
Sizin ayrıca karikatür etkinlikleri yaparken görüyoruz. Kitap fuarlarında çocuklarla buluşma etkinlikleri de iştirak ediyorsunuz. Bu buluşmalarda nasıl tecrübeler edindiniz ve bunların çocuklara katkısı nasıl oldu?
Genellikle muhatabım çocuklar ve okullara söyleşiye gittiğimizde hemen çizgi etkinlikleri düzenliyoruz. Anlatımlarınızı çizgiyle yaptığınız zaman gözünü sizden ayıramıyorlar. Motomot anlatım yerine çizgi ile çok çabuk ulaşabiliyorsunuz çocuklara. Bunun yanı sıra kitap fuarlarında kitap alan her okura kitabın içinde ona özel bir portre çizimini hediye ediyoruz. Bu kitap fuarlarında hiç görülmemiş bir uygulama. Çok şaşırıyorlar ve çocuklar o kitabı okuyup bir kenara atmak yerine aidiyet duygusu ile özenle saklıyor. Böylelikle o kitaba ömür boyu sahip çıkıyor. Kitabın değeri kendi portresi olduğu zaman birden bire artıyor anlayacağınız.
Çeşitli sergilerin yanı sıra ödüller de aldınız. Ödüller bir sanatçı için ne ifade ediyor. Sanatınıza katkı anlamında ödül ne kadar önemli?
Yaptığınız iş bir süreç... Ödüller ise bir sonuç... Yaptığınız işin birileri tarafından takip edilip takdir görülmesinin bir ifadesi. Bu duygunun en güzel tarafı, sürpriz bir şekilde duyurulması. Bu ödüller bir şevk unsuru... Yaptığımız işi daha iyi ve daha iyiye yani yeni başarılara ulaşmak adına önemli bir motivasyon kaynağı bizim için. Ancak işinizi ödüle göre endekslemek yanlış. Yaptığınız işe "riya" girmemeli. Ödülleri cazibe merkezi haline getirmek doğru değil. Zira, yaptığınız iş bir sanat... Sanat ise gölge kaldırmaz... Yoksa, hedefinizden ve "öz"ünüzden uzaklaşma tehlikesi var.
Dünyayı etkileyen karikatürler vardır. Baktığınızda onlarca anlam çıkarabileceğiniz karikatürler. Sizi etkileyen sanatçı ve çizimler var mı?
Karikatürlerden çok çizgi romanların etkisi daha fazla kendi dünyamda. Mesela Asteriks'in çizeri Albert Uderzo'nun titiz çizimi etkilemiştir beni. Yine Lucky Luck'un yani bizdeki ismiyle Red Kit'in çizeri Belçikalı çizer Morris'nin alaycı çizimi de etkilemiştir. Fransız çizer Sempe'nin de çizgi dünyamda etkisi büyüktür. Hani şu "Pıtırcık"ın çizeri... Zaten karikatür denince aklıma ilk gelen isimlerden biri de Semih Balcıoğlu... Sessiz sedasız etkisi vardır çizgi dünyamda. İlk karikatüre başladığımda Cumhuriyet dönemi çizerlerinden Cemal Nadir'i taklit ederdim. Vehip Sinan'ın etkisini de kulak arkası edemem. Çizerler birbirinden etkilenir, faydalanır... En nihayet kendi çizgisini bulana kadar bu arayış sürer.
Eskiden daha fazla gündemde olan çizgi romanlar günümüzde pek de rağbet görmüyor. Çizgi romanların karikatüre olan ilgiye arttırdığını düşünüyor musunuz? Günümüzde rağbet görmemesini neye yorabiliriz?
Çizgi roman ve karikatür bazan et ve tırnak gibi... Bazan da ayrıştığı noktalar var. Mesela çizgi romanın kalıpları var. Karikatürün kalıbı yok. Bağımsızdır. Çizgi romanda kelime esprisi kısıtlıdır. Karikatürün çıkışı anlık esprilerden oluşur. Çizgi roman istisnai durum dışında "gerçekçi" çizimleri esas alır, karikatür gerçekçiliği sevmez... Gibi... Günümüzde karikatürün rağbet görmemesi sanırım "siyasi" bir durumla ilgili... Geçmişte liderler mizaha karşı çok ılımlı hatta anlayışlı bir tavır sergiliyordu. Ama ya şimdi?
Naci El Ali'nin Hanzala'sı sizin için ne ifade ediyor?
Siyah beyaz çizimleri tokat gibi insanın yüzünde şaklıyor Naci El Ali'nin... Daha doğrusu Naci El Ali'nin çizdiği Hanzala karakteri, insanlığın vicdanında kırbaç gibi şaklıyor. Karikatürdeki arkası dönük Filistinli çocuk aslında vicdanlara seslenen bir çığlık. Hanzala, biliyorsunuz, insanlığın Filistin'de yaşananlara sessiz kalmasından dolayı bir küskünlüğün ifadesi olarak devamlı sırtı dönük olarak resmedildi. İşte burada karikatürün gücünü görebiliyorsunuz... Öyle ki, Naci El Ali'nin kalemini kırmak yerine, 1987'de Londra'da bir suikast sonucu öldürüldü. Ama çizgilerini öldüremediler. Bugün bile 40 binden fazla çizgisiyle adeta Filistin davasını çizimiyle tek başına sürdürüyor.
Milli Çocuk Dergisi'nin misyonu nedir ve hedefe ulaşılıyor mu?
Milli Çocuk Dergisi milli ve manevi değerleri esas alan yayın politikası ile çocukların gözdesi... Bazı camilerde Milli Çocuk dergisinin kapak konuların işlendiğini ve ders olarak okutulduğunu duyunca, şaşırmadım. İnsanlığı şekillendirmek için önce çocukları yoğurmalısınız. Klasik bir deyim; çocuklar bu günün yarını, yarının umudu... Biz 2011 yılında önce sayfa olarak başladığımız bu serüvene 2012 yılında haftalık dergi olarak adım attık. Cesur bir karardı çünkü haftalık bir dergi çıkarmak delilikti. İki yıl sonra daha da çılgın bir karar aldık ve sayfa sayımızı arttırarak 32 sayfalık haftalık çocuk dergisi olarak yayın hayatımızı sürdürdük. Hamdolsun, minik okurlarımız sahip çıktı ve Türkiye'nin tek haftalık çocuk dergisi olma ünvanını elde ettik. Hatta bazı gazeteler de haftalık dergi çıkarma gayretine girdi, ama ne yazık ki, sürdüremeyip kepenk kapattı. Bu iş gönül işi... Gönlünüzü verirseniz, hiçbir zorluk sizi yıldıramaz. Sıra dağlar dümdüz olur.
Yeni proje olarak yakında ne düşünüyorsunuz?
Çocuk kitapları projemiz var. Televizyon programları ve sergi çalışmaları... Karikatür albümü... Yine kitap fuarları ve imzalar... Okurlarımızla buluşmak için sabırsızlanıyorum doğrusu. Rabbim yaptığımız işlerde yar ve yardımcımız olsun.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.