İlk icraatta gür esen Başkan

Halk arasında çok meşhur bir söz vardır; “Nasıl başlarsanız öyle devam edersiniz”

Birileri bir yere geldiğinde, yeni bir atama olduğunda, bir seçim ertesinde, kim nasıl işe başlarsa öyle devam ettiğine herkes şahittir.

Türkiye'nin en önemli şehirlerinden olan Malatya'mızın, içeride hak ettiği kıymeti bilinmese de, dışarıda çok iyi bilinmektedir. Zira Malatya'nın insanı, girişimcisi, markaları, siyasetçileri, sanatçıları bu ülkeye çok şey katmışlardır. Malatya deyince herkes durur, biraz düşünür, sonrada mutlaka Malatya ile ilgili güzel bir şeyler anlatır.

İçeride ve dışarıda marka olmuş, hatta uluslararası alanda iş yapan Malatyalı firmaların Malatya'ya da gelip iş yapmaları, fabrika kurmaları, istihdam alanları sağlamaları hep hayalim olmuştur.

Sahiplerini hiç tanımadığım ama isimlerini duyduğumda heyecanlandığım bir Malatya firması vardır ki, bu şehrin şehremini olsaydım işlerimin çoğunu kendilerine vermek için her türlü yasal yetkimi kullanırdım. Malatya'nın bağrından çıkmış, para mevzularını aşmış, memleketlerine vefa borcunu ödemek isteyen, uluslararası iş yapan bir firma. Bugünlerde herkes bu firmayı daha çok duymaya daha iyi tanımaya başladı. Çünkü Battalgazi Belediyesi'nin temizlik işleri ihalesini onlar aldı. Tertemiz araçlarla, yepyeni bir kadroyla kaliteli hizmet vermeye başladılar. Bu başlangıcın ilimize ve Battalgazi Belediyemize hayırlı olmasını diliyorum.

Akmercan şirketler gurubundan bahsediyorum. Bir zamanlar Akçadağ'dan çıkıp İstanbul'a giden, orada büyüyüp, dev şirketler grubu haline gelen, yurt dışında iş yapan ve bugün yüzümüzün akı olan bir firma. 2010 yılında Malatya Belediyesi'nin temizlik ihalesine girmek üzere gelmişlerdi. Ama kendilerine etmedik şey bırakmamışlardı. Sanki Rusya'dan gelip bize ait olanı alacaklardı! Rızkımızı keseceklerdi! Bazıları kendilerine o kadar çirkin yakıştırmalarda bulunmuşlardı ki, adamlar; biz buraya huzur bozmaya değil, memleketimize hizmet etmeye geldik deyip geri gitmişlerdi.

Temizlikte çalışan işçileri, birileri el altından örgütleyip işten çıkarılacaksınız, ekmeğiniz kesilecek diye ellerine birer kürek verip belediye binasının önünde toplatıp ellerindekileri yerlere vurdurmuş, bu firmanın ihaleye girecek olmasını protesto ettirmişlerdi. O kadar tirajı komik bir olay yaşatmışlardı ki insanlara, ama yutturmuşlardı. Doğru ya, Esenlik bizim öz malımız, büyüyecekse Esenlik büyümeli! Paramız Malatya'da kalmalı! ve çalışanlarımız da işlerini kaybetmemeliydi! Fakat mesele bundan ibaret değil, olayın başka sebepleri, farklı aktörleri vardı. Ancak söylem doğru olduğu için maya birazcık tutmuştu.

Aslında maya değil, basiretsizlikti. Basit bir rötuştu. Fakat bu sefer tutmadı çünkü Malatya Büyükşehir olmuş, merkez ikiye bölünmüş ve Battalgazi yaklaşık 350 bin nüfuslu bir ilçe olmuştu. O belediyeyi de Ak Parti'den Selahattin Gürkan kazanmıştı. Gürkan, siyaseti bilen, Malatya'yı seven milliyetçi bir insandır. Esenliğin karşısında elbette ki Akmercan gibi bir dünya firmasını tercih edecekti. Bunu yaparken de tamamen hukuki, hiçbir tarafa müdahil olmadan yapacaktı. Ancak dört yıl önceki gibi insanları bu firmanın önüne atıp geri döndürmeyecek, ihaleye girişlerini engellemeyecekti. Adamlarda adam gibi ihaleyi alıp, en az 250 kişiye de yeni istihdam alanı oluşturacaklardı. Bu şehre vefalarını, sokaklarını temizlemeye başlayarak ödeyeceklerdi.

Temiz bir iş, birkaç kişiye aş, şehre katkı, bunun ötesi nedir ki? Çöpte çalıştıracağın insana ne vermiş? Hangi rütbeyi takmış oluyorsun ki? İdeolojisi ne olursa olsun, benim olsa ne olur? Senin olsa ne olur? Ama birilerine göre de çok şey ifade ediyormuş ki, bu iş bile dört yıl önce sabote edilmiş.

Gelelim neticeye; Şimdi de Akmercan bu ihaleyi aldı da bu şehre katkısı ne oldu diyenler var;

-          Her şeyden önce Akmercan bu ihaleyi aldığı için değil, almadan önce de bu şehre katkıları oldu.

-          En az 250 aile için ekmek kapısı açıldı. Önü alınamayan ve en büyük sorunumuz olan İşsizliğe küçük de olsa bir neşter vuruldu. Keşke Malatya'lı ünlü firmaların her biri bunun yarısı kadar istihdam sağlayacak yatırım yapsa!

-          Herkesin bir adayı ve bir partisi vardır. Emek veririz sonunda sağdıç gibi geriye çekiliriz. Ya emeğimizin başına başkaları gelip oturur. Ya da emeğinin karşılığını alamayız. Niye? Çünkü istihdam alanı yoktur. Battalgazi belediyesi ise, hiç bir ayırım yapmadan bu alanı oluşturmuş oldu.

-          Bundan önce Esenlik personeli olarak bu işte çalışanlara mecburi yeni istihdam alanları oluşturulacak ve işlerini kaybetmeyeceklerdir.

-          Bu şehre rekabet geldi. Şehrimiz yenilenen yüzüyle bugün temizliğe daha fazla ihtiyacı vardır. İki belediye halka hizmeti yansıtmak için birbirleriyle yarışacaklar. Ama tek firma olsa yapsa ne olur yapmasa ne olur mantığıyla hareket edilebilir. Hizmetin kalitesi artmaz. Zira kalite rekabetle gelir.

-          Şehrin çöplerini en son model modern araçlar toplayacak. Buna paralel diğer ilçenin araç gereçleri de yenilenecektir. Çöp toplamak bir sanat olacak, eziyet olmayacak. Gece yarısı çöp toplayan arabalar bütün mahalleyi ayağa kaldırmayacaktır.

Sanırım daha fazla saymaya gerek yoktur. Leb demeden leblebiyi anlayan bir millet olduğumuza göre, ne söylemek istediğim de çok iyi anlaşılmıştır. Klasik kuruntulardan ve küçük beyinlerden kurtulmamız, büyük düşünüp, büyük icraatlar yapmamız lazım. Kim başarısızsa hesabını millete verir. Kim başarılıysa da millet ona ödülünü takdim eder.

İlk icraatıyla istihdam sağlayıp fakirimizin, işsizimizin yüzünü güldüren, elbette rakiplerine fark atacak ve devamında daha büyük ve başarılı işler yapacaktır.

Dedim ya, “nasıl başlarsanız öyle devam edersiniz”  bu konuda Battalgazi Belediyesi bir adım ileri çıkarak fark atmıştır. Kendilerini tebrik etmek de elbette ki eli kalem tutanlara düşer. Yetki ve etki makamındakiler, doğru yapılanı taktir etmezlerse, yanlış yaptıklarında eleştirmeye hakları olmaz. Mesele hizmet meselesi ve yarışıdır. Bizler de bu yarışın cazgırları olmalıyız. Tarafsız, adil, doğruya doğru, yanlışa yanlış demeliyiz...

Fi Emanillah.

Ebuzer AYDIN

“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”