dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    35.02
  • ALTIN
    2325.9
  • BIST
    9090.13
  • BTC
    69908.05$

İMTİHÂNIN ŞUBELERİ


İMTİHÂNIN ŞUBELERİ
Narin

 

 

وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

Aziz Kardeşlerim!

Cenab-ı Hak, kullarını evamir-i teklifiye ile imtihan ettiği gibi; evamir-i tekviniye ile de imtihan eder. Nimetleriyle imtihan ettiği gibi; bela be musibetlerle de imtihan eder. Mal, can ve evlad hususunda bizi tecrübe eder. Gelecek ayet-i kerimeler bu imtihanı şöyle ifade etmektedir:

وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

“(Ve) ey insanlar! (Sizi bir imtihan olmak üzere şer ile ve hayr ile tecrübe ederiz.) Yani sizleri evamir ve nevahi ile teklifen imtihan ettiğimiz gibi; nimetler ve musibetlerle de tekvinen imtihan ederiz.  Sizi bazen hastalık, fakirlik gibi bir belâya uğratırız. Bazen de sıhhat ve zenginlik gibi dünyevî bir nimete nail kılarız. Tâ ki sabr ve şürkeder olduğunuz veya olmadığınız meydana çıkmış olsun. (Ve) sonunda (bize döndürüleceksiniz.) Dünyadaki amellerinize göre ahirette hakkınızda muamele yapılacaktır. İman edip salih amel işleyenler, belalara sabredip nimetlere şükredenler, mükâfatlara nail olacaklar. Aksine hareket etmiş olanlar da lâyık oldukları cezalara uğrayacaklardır. Zâten bu dünyaya gönderilişimizdeki gaye, burada bir imtihana tâbi tutulup ona göre ya mükâfata veya cezaya kavuşmaktan ibarettir.”[1]

لَتُبْلَوُنَّ فى اَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْ

“(Zat-ı Uluhiyetime kasem ederim ki:) elbette ey Müslümanlar! (Sizler, mallarınız ve nefisleriniz hakkında imtihan olunacaksınız, tecrübeye tabi tutulacaksınız.) Hak Teâlâ Hazretleri, insanı bu dünyaya göndermiş, onu mal ve can ile bu dünyada imtihan etmektedir. O malı nereden elde ettiği ve nerelere harcadığı hususunda imtihan ettiği gibi; can hususunda da onu imtihan etmektedir. Şöyle ki; verdiği vücut, hayat ve sıhhat nimetini ibâdet ve itaate mi sarfediyor, yoksa heva-i nefsin yolunda mı zayi ediyor, tecrübe etmektedir. Hem insan,  vakit vakit bazı hastalıklara, bela ve musibetlere, zulüm ve hakaretlere, hapis ve esarete, yakınlarının ölümünden hasıl olan üzüntü ve kederlere maruz kalır. Cenab-ı Hak bunlarla da kulunu imtihan ve tecrübe eder. Tâ ki, bunlara karşı sabredip etmediği anlaşılsın, Ellah'ın takdirine ne derece razı olup olmadığı meydana çıksın, ona göre mükâfat veya cezaya kavuşsun.

Alim-i Mutlak, kullarının bütün fiillerini, hareketlerini, niyetlerini, bütün kabiliyetlerini ilm-i ezelisiyle tamamen bildiği halde; onları böyle bir imtihana tabi tutması, onların amellerini kendilerine ve başkalarına göstermek içindir ve ilâhî delillerin tamamen ortaya çıkması içindir. Tâ ki; yarın kıyamet gününde kimsenin bir itiraza selahiyeti kalmasın.”[2]

O halde bu büyük imtihana karşı اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ deyip sabır ve metanet göstermeliyiz. Şayet sabır ve metanet gösterirsek, sevab ve mükâfatımız pek ziyade olacaktır. İnşâellah. Zira Cenab-ı Hak, kelamında sebredenlere, mükâfatlarının hesabsız bir surette verileceğini va'detmiştir. Ya onlara, sabırlarına karşılık ummadıkları tarzda pek çok mükâfat verir. Ya da onları hesaba çekmeden Cennet'e koyar.[3]

 


[1] Enbiya, 21:35.

[2] Al-i İmran, 3:186.

[3] Semendel Yayınları'ndan “24. Mektûb ve Şerhi” adlı eserden alınmıştır.

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!