Kibrin Sonu ve İhlasın Mükafatı: Hulusi Bey’in Uyarıları

İKAZ VE VAAT: HÜDDAMLARA AÇIK MESAJ

Hulusi Bey’in Barla Lahikası’ndaki mektubu, Malatya’da verdiğim bir Kur’an dersinde ele aldığım konular arasındaydı. Bu mektup, özünde “Benim çabamla, benim kuvvetimle elde ettim” diyen hüddamları sarsacak bir tehdit içeriyor. Aynı zamanda, zahirde ehliyetsiz görünen fakat hakikatte kıymetli olanlara müjdeli haberler veriyor.

KİBRİN CEZASI: MANEVİ TEHDİT

Mektup, Allah’ın işlerinde enaniyet ve kibirle hareket eden hüddamlara açık bir uyarıda bulunuyor: Emeklerin ve başarıların, beklenmedik bir anda, gözle görünmeyen fakat gerçekten değerli olan başkalarına devredileceği günü hatırlatıyor. Kibir, insanın içindeki en tehlikeli düşmandır ve bu, ruhları sarsan bir ceza şeklidir.

İHLASIN MÜJDESİ: GERÇEK ÖDÜL

Diğer yandan, Hulusi Bey’in mektubu, zahiren ehliyetsiz görünen ama gerçekte büyük değer taşıyan kullara umut ışığı tutuyor. Bu, onların, gösterişsiz ve sessiz hizmetlerinin, Allah katında ne kadar değerli olduğunun bir göstergesidir. İhlasla yapılan hizmet, beklenenin ötesinde, ilahi lütuf ve mükafatlarla karşılık bulur.

İBRET VE ÖRNEK: HZ. MUSA VE ŞEYTAN

Bu bağlamda Hz. Musa ve şeytan örneği üzerinden düşünelim. Hz. Musa, Firavun’un sarayında yetişmiş olsa da, Allah’ın gerçek peygamberi oldu. Öte yandan, efsanelerde geçen ve Cebrail’in yetiştirdiği diğer Musa’nın putperest olarak son bulması, hakiki başarının sadece ilahi rehberlikle ve gerçek ihlasla mümkün olduğunu gösteriyor. Şeytanın ise, tüm secde çabalarına rağmen kibrinin sonucunda düşmüş olması, kibrin yıkıcı gücüne dair açık bir uyarıdır.

DERS VE ÇAĞRI: İHLASLA HAREKET EDİN

Hulusi Bey’in mektubu, bize kibrin tehlikelerini ve ihlasın önemini hatırlatıyor. Gerçek hizmetin ihlastan geçtiğini ve kibirle yapılan işlerin sonunun hüsran olduğunu unutmamalıyız. Her birimizin, içsel bir muhasebeye girmesi, kibrin soğuk yüzünden uzaklaşıp ihlasın sıcak yüzünü araması gerekiyor.

Murat Çetin