dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.51
  • EURO
    34.90
  • ALTIN
    2450.6
  • BIST
    9887.35
  • BTC
    64160.54$

Korona bize neler öğretti?


Korona bize neler öğretti?
Cemil Akdeniz yazdı...
Narin

 

 

Seksenli yıllarda iki yıl kadar Malatya Kapalı Cezaevi'nde Din Bilgisi ve Psikoloji derslerine girmiştim. Buradaki öğretmenliğimin birinci yılı henüz dolmuştu ki, ders sonrasında mahkumlarla sohbet ederken bir ara; “arkadaşlar, bir yıldır sizlerle birlikteyim.  Cezaevi ortamını/koşullarını, burada ne zor şartlarda yaşadığınızı birazcık öğrendim…”  Anlamında cümleler kuruyordum ki, iki yıldır yattığı halde hala cezası belli olmayan tutuklu bir mahkûm ağabeyim; “Haklısınız ama, “birazcık” hocam. Zira siz dördüncü ders sonunda çalacak olan zille birlikte pardösünüzü giyip çıkacaksınız koğuştan... Bunu biliyorsunuz.  Ama bizler kaçıncı zil 'den, kaçıncı gün, kaçıncı ay, hatta kaçıncı yıldan sonra çıkacağımızı bilmiyoruz.

Evet, cezaevini ve koşullarını bilmeyen birine göre elbette ki birazcık biliyor, halimizden anlıyorsunuz. Lakin burada yatmanın ne demek olduğunu tam anlayabilmek için mahkûm olarak kalmak gerek…” demişti.

Dört duvar arasında, gökyüzüne hasret yaşamanın ne demek olduğunu, şairin ifadesi ile burada geçen dakikanın Ay'danfarksız olduğunu hiç kimse mahkumlar kadar bilemez, anlayamazlar.

Koronavirüs pandemisi, iki aydır evlerimize mahkûm olarak yaşayan bizlere ve dahi milyonlara öncelikle özgürlüğün ne kadar paha biçilmen bir değer ve nimet olduğunu gösterdi.

Ufacık meselelerden anlamsız üzüntülerimizin, çoğu kez boş yere yaşadığımız depresyonların, arabesk ve kendini acıya odaklayarak negatiflikten beslenmenin ne kadar önemsiz bir şey olduğunu korona ile gerçek kaos ve korkuyla yüzleşerek öğrendik

Bu salgın bizlere birçok sıkıntılarla birlikte adeta birkaç doktoralık ders niteliğinde yüzlerce şey öğretti. Bunlardan bazılarını hatırlayacak olursak;

  • Öncelikle sağlığın parayla satın alınamayacak kadar, ne denli önemli/büyük birnimet olduğunu öğretti.
  • Ülkelerin en büyük zenginliklerinden birinin sağlık sistemi olduğunu, başkalarının hayatlarını kurtarmaya vesile olmak uğruna ölümü göze alarak çalışan sağlık çalışanlarının ne kadar kutsal ve özverili bir görev yaptıklarını, onlara kalkan elin ne denli bir nankörlük ve vicdansızca bir eylem olduğunu,
  • Teknolojinin, bilimin, modern tıbbın ve temizliğe/hijyen kurallarına riayet etmenin ne kadar ehemmiyetli olduğunu,
  • Ailemizin, aile yuvasının ne kadar önemli bir sığınak, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın ne kadar önemli bir faktör olduğunu öğretti.
  • Kendimizle dayanışmayı, konuşmayı, hesaplaşmayı, içe dönük kritikler yapmayı, top yekün hayatınızı yeni baştan gözden geçirmeyi öğretti.
  • Kadim öğretilerimizden; “İnsanın her nefeste iki defa şükretmesi lazım. Biri nefesaldığı için, diğeri verdiği için. Çünkü verip alamamak, alıp da verememek var.” cümlesinde olduğu gibi nefes alabilmenin ne kadar değerli olduğunu öğrendik.
  • Suyun can, suyun hayat olduğunu ve israf edilmemesi gerektiğini bir kez daha beyinlerimize kazıdı.
  • Kâinatta her biri bir vazife ve denge içinde yaratılmış olan bitkilere, ağaçlara, börtü böceğe, denize, yaban hayvanlarına, topyekûn doğal yaşam alanlarına yapılan saldırıların bize mahvedilmiş bir yeryüzü ve hastalık olarak döneceğini öğrendik.
  • Sevdiklerimize sevgimizi göstermekte cimri davrandığımızı, bu konuda hiçbir şeyi ertelemememiz gerektiğini, yarının çok geç olabileceğini, ölümün ne kadar yakın olduğunu,
  • Sıradan bir eylem olarak gördüğümüz sokakta gezebilmenin, dostlarla sohbet etmenin, sevdiğimize sarılmanın, kucaklaşmanın ne kadar önemli bir eylem, hatta şifa kaynağı olduğunu öğretti.
  • Varlık nedenlerimiz ve yuvalarımızın bereketi, paratoneri ve manevi sigortası olan ana babalarımızın, büyüklerimizin bizim için ne kadar değerli olduklarını öğrendik.
  • Gücümüz, mevkiimiz, paramız ne kadar fazla olursa olsun; bilim, teknoloji ve sağlık alanında ne denli gelişmiş olursak olalım mikroskopla ancak görülebilecek küçüklükte bir mikroba mağlup olabilecekkadar aciz olduğumuz gerçeğini öğrendik.
  • Dini, dili etnik kökeni ne olursa olsun kolektif bilinci yani, başkaları açken, açıktayken, ağlarken bizim gülemeyeceğimizi, yani başkalarını düşünmeyi öğretti.
  • Devletin, devlet olmanın, demokratik bağımsız bir ülkede özgürce yaşamanın kıymetini anlamamızı,
  • Ve bizlere binlerce kitabın, dersin, öğretmenin, öğretim üyesinin, vaizin, gezinin, belgeselin veremeyeceği büyüklükte iliklerimize kadar hissettirecek kadar yakıcı dersler verdi, öğretti.

Daha ne versin? Söyler misiniz?

Rabbim öğüt alanlardan eylesin.

 Ülkemizi ve bütün insanlığı en kısa zamanda bu küresel afetten kurtarsın.

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!