dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    34.99
  • ALTIN
    2434.1
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64873.87$

Kötü ve acı anılar artık yaşanmıyor


Kötü ve acı anılar artık yaşanmıyor
Çarşamba Sohbetleri...
Narin

 

28 Şubat postmodern darbesinden bir gün önce Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. 2001 yılında, 73 kişilik AK Parti Kurucular Kurulu'nda yer alan 11 kadından ve de 4 kadın hukukçudan biri. Leyla Şahin dosyasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'e taşıyan avukat... 1 Kasım 2015'teki seçimlerde, ilk kez milletvekili seçilen Serap Yaşar'dan söz ediyoruz. Malatya Time Genel Yayın Yönetmeni, deneyimli gazeteci-yazar Murat Çetin sordu, AK Parti İstanbul milletvekili Serap Yaşar içtenlikle yanıtladı...

27 Şubat 1997'de Türkiye'ye döndü. 28 Şubat sürecinde, üniversitelere alınmayan başörtülü öğrencilerin hukuk mücadelesiyle yakından ilgilendi. Hak ihlallerinin giderilmesi anlamında hem hukukçu hem aktivist olarak başvuruların alınması, mücadele yollarının öğretilmesi ve de dilekçelerin hazırlanması konusunda aktif tutum takındı.

26.DÖNEMDE MECLİS'E GİRDİ

Aktif serbest avukatlık yaparken, AK Parti'nin kuruluş çalışmaları başladı. Kurucu kadrosuna davet edilince ülke çapındaki örgütlenmede görev aldı. AK Parti'de, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK)'da aralıksız çalıştı. İlk kez “26. Dönem”de, AK Parti İstanbul milletvekili seçilerek TBMM'ye girdi. O kadar çok unvanı var ki... Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Göç, Mülteciler ve Yerinden Edilmiş Kişiler Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Malatyalı İş Adamları Derneği (MİAD) Yönetim Kurulu Eski üyeliği bunlardan sadece birkaçı...

 “Çarşamba Sohbetleri”nin bu haftaki konuğu, 25 Mart 1965 Malatya / Darende doğumlu, başarılı siyasetçimiz Serap Yaşar... Merak edilenlere kapı aralayan Yaşar'ın gündeminde, Barış Pınarı Harekâtından Suriyeli mülteciler sorununa; Malatya ile bağından kadına şiddete kadar birçok konu vardı. Keyifli okumalar....

6_51

HEMŞERİLERİMİZLE ACIDA TATLIDA BİR ARAYA GELMEYE ÇALIŞIYORUZ

Malatya'dan uzak yaşamanıza rağmen Malatyalıların etkinliklerinin tümüne katılmaya özen gösteriyorsunuz. Malatya ile bağlarınızı nasıl güçlü tutuyorsunuz?

Doğum yerim Malatya. Sonuçta Malatya benim toprağım. Genlerimiz de tutuyor. Hemşerilerimizle acıda tatlıda bir araya gelmeye çalışıyoruz.

ŞEHİRCİLİK ANLAMINDA, EĞİTİM VE SAĞLIK HİZMETLERİ ANLAMINDA MALATYA'DA, İSTANBUL'DA
İMKÂNLARA SAHİBİZ!

Malatya, Ak Parti iktidara geldiğinden bu yana çok büyük değişiklik yaşadı. Önceden beri de Malatya “Doğu'nun Paris'i” olarak nitelendirilirdi. Şimdi gerçek anlamda havasıyla, suyuyla, yemek kültürüyle güzel insanlarıyla “Doğu'nun Paris'i”. İstanbul'da yaşayan bir çok hemşerim hayatlarının bir noktasında Malatya'ya geri dönmeyi düşünüyor.

Malatya'ya da gidip gelip bir dizi ziyaretlerde bulunduğunuz oluyor. Genel anlamda, Malatya'nın artıları ve eksilerine dair gözlemlerinizi anlatır mısınız?

Malatya, Ak Parti iktidara geldiğinden bu yana çok büyük değişiklik yaşadı. Önceden beri de Malatya “Doğu'nun Paris'i” olarak nitelendirilirdi. Şimdi gerçek anlamda havasıyla, suyuyla, yemek kültürüyle güzel insanlarıyla “Doğu'nun Paris'i”. Şimdi, şehircilik anlamında birçok değişikliğe ve güzelliğe kavuştu. Belediye başkanlarımızın, milletvekillerimizin, iş adamlarımızın gayreti ve yatırımları da oldukça önemli. Hatta ben ilk gittiğimde bir otelde kalmıştım. Otelin ısıtma-soğutma sistemi bile çalışmıyordu. Malatya'nın kalacak düzgün bir oteli bile yoktu. Bugün Allah'a şükür, Malatya'mız bu anlamda pek çok imkâna sahip.

 Konaklama tesisleri diğer şehirlerle yarışacak düzeyde. Onun ötesinde, iş adamlarımız da Malatya'da yatırım yapıyor. Dünyanın her yerinden yatırım yapmak isteyenler de ziyaretlerde bulunuyor. Dolayısıyla Malatya'daki değişim, gözümüzün önünde meydana geldi. İstanbul'da yaşayan bir çok hemşerim hayatlarının bir noktasında Malatya'ya geri dönmeyi düşünüyor. İstanbul'da nasıl imkânlara sahipsen Malatya'da da aynı imkânlara sahipsiniz. Malatya daha iyiye gidiyor. Daha da iyi olacak.

İSTANBUL'DAKİ MALATYALILARIN
NABIZLARI, MALATYA'DA ATIYOR

MİAD'da ben de Yönetim Kurulu'nda yer aldım. Faaliyetlerini önemsiyorum. Malatyalı işadamlarının dünya çapında yaptıkları işlerle gurur duyuyorum. Her biri sektörünün en iyileri. MİAD da bu birlikteliği en güzel biçimde temsil ediyor. Başkanı da yeni seçildi. Başkan Yunus Aktaş ile yine devam edilecek. Buradan kendisini tebrik ediyorum.

İki dönem, Malatyalı İş Adamları Derneği (MİAD) Yönetim Kurulu'ndaydınız. İstanbul'daki Malatyalıların birliği ve beraberliği için çabalarınızı biliyoruz. Bu noktadaki icraatlarınızdan söz eder misiniz?

MİAD'da ben de Yönetim Kurulu'nda yer aldım. Faaliyetlerini önemsiyorum. Sadece sektöre destek vermekle kalmıyor sosyal sorumluluk projelerine de destek veriyor. Sevgi evleri, konuk evleri projeleri, öğrencilere sağlanan burs imkanları gibi Türkiye çapında örnek teşkil edecek projeler gerçekleştiriyor.

 Malatyalı işadamlarının dünya çapında yaptıkları işlerle gurur duyuyorum. Her biri sektörünün en iyileri. MİAD da bu birlikteliği en güzel biçimde temsil ediyor. Başkanı da yeniden seçildi. Başkan Yunus Akdaş ile yine devam edilecek. Buradan kendisini tebrik ediyorum. 

CHP SİYASETİNDE
ZAMAN, 10. YILDA DURMUŞ!

Seçimlerde, alınamayan belediyelerle ilgili kendi içimizde değerlendirmede bulunuyoruz. Bu iyi yapılırsa, 2002 ruhu yeniden yaşatılabilir. O günkü heyecan tekrar elde edilebilir; ama bence bugünün ruhunu yakalamak daha önemli. Başarıya ulaştırabilecek kadrolar hâlâ iş başında. Milletle sıcak ve samimi olmak gerek. 100. yıla geldik; ama CHP daha 10. yılın peşinde!

AK Parti, Malatya özelinde Arapgir ve Akçadağ'da; Cumhur İttifakı ise Hekimhan'da kazanamadı. Ankara ve İstanbul da kaybedildi. Sizce, 31 Mart Seçimleri'nde ne derece başarılı olundu?

Ben Ak Parti'nin kurucularındanım. 2001'den beri AK Parti siyasetinin ve her seçimde başarılı olmasının bana göre bir tane sırrı var. Bu da milletin taleplerine kulak tıkamamak, milletle hemhal olmak. Türkiye geneline baktığımızda yine birinci partiyiz. Meclis aritmetiğinde de bu böyle. Türkiye'nin bunca seneye rağmen –17 sene olmuş- yine birinci partisi AK Parti. Büyük bir başarı hikâyesi. Yine de alınamayan belediyeler bakımından bunun bir değerlendirmesinin yapılması lazım.

 O günden bugüne, ülkemizde ve dünyada birçok şey değişti. Belki o günün ruhunu yakalamaktan ziyade, bugünün ruhunu değerlendirip geleceği planlamalıyız. Bence bugünü değerlendirmeliyiz. O gün doğan çocuklar bugün 18 yaşında ve oy kullanıyor. 18 yaşındaki gençler o gün seçme ve seçilme hakkına sahip değildi. Bugün bu hakka sahipler. Dolayısıyla onların beklentileri, hayâlleri, yapmak istediklerini de dikkate almak gerek.

Dünyada da 2002'nin koşulları yok. Bölgemizde ve Dünyada o günün koşullarıyla bugünün koşulları aynı değil.

 8_83

BAZI BELEDİYELER KAYBEDİLMİŞSE
HEPİMİZİN BİR MİKTAR KUSURU VARDIR

Akçadağ'da Ali Kazgan “Bağımsız”; Arapgir'de ise Haluk Cömertoğlu CHP'den aday olarak kazandı. AK Parti teşkilatlarının çalışmaları savsakladığına kanaat getirdiğiniz hiç oldu mu?

Biz İstanbul'da kendi seçim bölgemde bunun bir değerlendirmesini yaptık. Mutlaka Malatya'da da Genel Merkez, il teşkilatı, milletvekillerimiz bunun değerlendirmesini yapacaktır. Milletin verdiği mesajı anlamanın önemli olduğunu düşünüyorum.

MALATYA'DAN NE TERÖRE
NE TERÖRİSTE DESTEK ÇIKAR

AK Parti İstanbul milletvekilisiniz. Çok koşturuyor ve önemli birçok çalışmaya imza atıyorsunuz. Peki, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerindeki yüzde 68.47'lik oy oranı, size neler hissettirdi?

Çok gurur duyuyorum. Allah'a şükür ki, ibremiz her zaman doğruyu gösteriyor. Malatya'dan ne teröre destek çıkar, ne teröriste destek çıkar. Ülkenin zor zamanlarında her zaman devletin yanında bir tavır takınır. Seçimlerde de marifet iltifata tabidir. Hemşerilerimizin artarak AK Parti'ye destekleri devam etmiştir. Ben de bir Malatyalı olarak hemşerilerimle gurur duyuyorum. Allah razı olsun. Biz de bu desteğe ve teveccühe layık olmaya çalışıyoruz.

SELAHATTİN GÜRKAN
YAPICI BİR KİŞİLİK...

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Selahattin Gürkan'ın, ilk 7 aylık performansı hakkında neler düşünüyorsunuz?

Selahattin Gürkan başkanın en temel özelliği yapıcı bir kişilikte olması. Malatya Belediye Başkanı seçilmeden önce Battalgazi ilçesinin belediye başkanıydı. Orada sevildiği, beğenildiği için de büyükşehre aday gösterildi. Büyükşehirde de başarılı olacağına inanıyorum.

2008 YILINDAN DAHA İYİ
OLDUĞUMUZU DÜŞÜNÜYORUM

Özellikle CHP ve diğer partiler, 2008'den bahsediyor. 2008 yılındaki AK Parti, 2008'deki ekonomi, 2008'deki ticaret… Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dünyadan yalıtılmış bir Türkiye değerlendirmesini doğru bulmuyorum. 2008 yılındaki dünyaya bakmak lazım. 2008'de Türkiye bir ivme yakalamış olabilir. Biz hep üzerine bir şeyler ekleyerek bugünlere geldik. Ben bugün 2008'den daha iyi olduğumuzu düşünüyorum. 2023, 2053, 2071 gibi hedefleri olan bir partiyiz. Cumhuriyetin 100. Yılında Dünyanın ilk 10 ekonomisine girme hedefimiz var. Önümüze bakıyoruz. Artık çıta da yükseldi. Hastane yapıyorsunuz, daha iyi bir hastane yaptığınızda bu dikkat çekmiyor. Veya yol yapıyorsunuz, yenisi yapıldığında dikkat çekmiyor. Hiçbir şey yokken yapılan hizmet daha çok dikkat çekiyor. Örneğin Malatya... Gelişmiş bir üniversitesi vardı, şimdi 2 üniversitesi oldu. Yeni oteller ve fabrikalar var. Ülkemizle birlikte şehrimiz de gelişti.

DEVLET BAHÇELİ, ÖNEMLİ
BİR LİDERLİK GÖSTERİYOR

“Yenikapı” dediğimiz milli bir mutabakat ittifakı ve ruhu var. Bu noktada, Cumhur İttifakı'nı, sadece bir seçim ittifakı olarak lanse etmek, dar bir görüş mü?

Cumhur İttifakı'nı sadece bir seçim ittifakı olarak görmüyorum. İleriye dönük, ülkenin selameti, birlikte hareket etme ve iş yapma kültürünün gelişmesi adına, toplum geneli bakımından önemli bir birliktelik. Aynı siyasal görüşü paylaşmayabiliriz, değişik oy tabanına sahip iki parti olabiliriz; ama millet-memleket meselesi söz konusu olunca birlikte çok uyumlu çalışabiliyoruz. Devletin bekası, ülkenin menfaatleri söz konusu olduğunda demek ki, birlikte iş yapılabiliyor. İş yapılamayanlar bunun dışında kalanlar. Mecliste 3 parti daha var. Onlarla birlikte bir şey yapılamıyorsa bu AK Parti'den kaynaklanan bir şey değil. Bu anlamda MHP Genel Başkanı, Sayın Devlet Bahçeli'nin önemli bir liderlik gösterdiğini düşünüyorum.

‘BARIŞ PINARI HAREKÂTI'
MEŞRU MÜDAFAA İÇİN YAPILDI

“Barış Pınarı Harekâtı” artık kaçınılmazdı. Bu, Sayın Cumhurbaşkanımızın başkomutanlığında, hepimizin başarısı. Gurur duyulacak bir şey. Ben heyecanla o koridorun oluşmasını isterim. 4 buçuk milyon Suriyeli savaştan ve terörden kaçarak ülkemize sığındı. Güvenli bölge oluşturulduğunda döneceklerine eminim.

Orta Doğu'da yangın çıkarma gayretinde olanlar var! Fırat'ın doğusunda oluşturulacak “Barış Koridoru”na yönelik görüşleriniz neler?

Bunu memnuniyetle karşılıyorum. Evveliyatında da Suriye Savaşı ilk başladığında, 2011'de ilk mülteci dalgası Türkiye sınırlarına geldiğinde Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşü buydu. Göç bu kadar dramatik bir hal almadan, bu kadar insan ölmeden önce de... Ama bir türlü kabul ettirilemedi. Bugün bence masada, aynı zamanda da sahada ciddi bir diplomatik ve askeri başarı söz konusu. Bunu dünyaya kabul ettirdik. Askerimiz çok kısa sürede 30 km. ilerleyerek, büyük bir başarıya imza attı. Bu konuda olumsuz fikir beyan edenleri, ben çok tuhaf karşılıyorum. Bunu bir savaş olarak algılamıyorum. Meşru müdafaa yapıldı. Sınırımızda bir terör devleti kurulmasına izin veremezdik. Daha fazla göçmenin sınırlarımıza akın etmesini de istemezdik.

 4 buçuk milyon Suriyeli savaştan ve terörden kaçarak ülkemize sığındı. Bugün yaptıklarımızın, devlet başkanımızın liderliği, milletimizin alicenaplığının bundan uzun yıllar sonra dünya göç ve insanlık tarihine yazılacağını düşünüyorum.

 Harekâta gelirsek... Artık kaçınılmazdı ve Türk ordusu bugün önemli bir başarıya imza attı. Bu, Sayın Cumhurbaşkanımızın başkomutanlığında, devletimizin başarısı. Ben heyecanla o koridorun oluşmasını isterim. Bu insanların da savaştan arındığında, barışa kavuştuğunda, güvenli bir bölge oluşturulduğunda kendi istek ve rızalarıyla vatanlarına döneceklerini düşünüyorum. Şehitlerimize rahmet, Askerlerimize güç kuvvet diliyorum.

CUMHURBAŞKANIMIZ GİBİ BİR
LİDER OLDUĞU İÇİN ŞÜKRETMELİYİZ

Sayın Cumhurbaşkanımızın fikri, en başından beri kabul edilseydi, ne bu kadar insan ölecekti ne de Suriyeliler topraklarından ayrılmak zorunda kalacaklardı. Ne yazık ki, Batı'nın da böyle bir mantığı var! Önce silahlar veriliyor. Terör tetiklenip, destekleniyor, savaşlar çıkarılıyor. Sonra da timsah gözyaşları! Hep söylüyoruz; bizim Suriye'deki topraklarda gözümüz yok. Suriye toprakları Suriye halkınındır.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Göç, Mülteciler ve Yerinden Edilmiş Kişiler Komisyonu Başkan Yardımcısı görevindesiniz. Sizce Türkiye, Suriye sorunundan tam anlamıyla nasıl kurtulur?

Barış Pınarı Harekâtı inşallah başarılı olacak ve güvenli bölge ve şehirler oluşacak. Biz zaten bunu vaat ediyoruz. Dolayısıyla, güvenli bölge oluştuğunda insanların bir bölümü kendi ülkelerine dönecek. Şu anda ülkemizde mülteci meselesini İçişleri Bakanlığı bünyesinde, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile yönetiyoruz. Bu çok basit bir sorun değil. Gürcistan'ın nüfusu şu anda bizim ülkemizde! Dolayısıyla bu; eğitimi, sağlığı, engellisi, yaşlısı, kadını, çocuğu olmak üzere çok katmanlı bir sorun.

 Sayın Cumhurbaşkanımızın bu fikri en başından beri kabul edilseydi, ne bu kadar insan ölecekti ne de insanlar topraklarından ayrılmak zorunda kalacaklardı. Ne yazık ki Batı'nın da böyle bir mantığı var! Önce silahlar veriliyor. Terör tetiklenip, destekleniyor, savaşlar çıkarılıyor. Sonra da timsah gözyaşları! Hem Türkiye'nin hem Suriye'nin hem Batı'nın dolayısıyla herkesin selameti için Barış Pınarı Harekâtı'nın başarılı olması, savaşın sona erip iç istikrarın sağlanması gerekir. Hep söylüyoruz; bizim Suriye'deki topraklarda gözümüz yok. Suriye toprakları Suriye halkına ait. Kendi topraklarında, demokratik seçimle, kendi kaderlerini kendileri tayin etsinler.

BU ÜLKEDE EŞİT DEĞİLDİK!

Başörtülüler okula giremiyorlardı. Şimdi ise hakim, avukat, doktor, milletvekili olabiliyor. O zamanlar anneleri, çocuklarının mezuniyetine gidemiyorlardı. Artık o çocuklar rektör, profesör de oluyor. Bugünlerin mimarı Sayın Cumhurbaşkanımız, teminatı da AK Parti kadroları.

28 Şubat sürecinde, bir STK'nın avukatlığı üstlenirken, hak ihlaline uğrayan öğrencilere de destek oldunuz. O günlerden bu yana Türkiye'de neler değişti, neler değişmedi?

Bir kere eşitlendik. Bu ülkede eşit değildik. O günlerde üzüntü ile hatırladığımız birçok kötü anımız var. Mesela; o gün olanlar bugün olmuyor. “O gün olanlar nedir?” diye soracak olursanız; başörtülü kızlarımız okula giremiyorlardı. Bugün ise başörtülüler hakim, avukat, doktor, milletvekili olabiliyor. Başörtülü anneler, o gün çocuklarının mezuniyetine gidemiyorlardı. Bugün o çocuklar rektör oluyor, profesör oluyor. Anneler o gün askeriyede yemin törenine gidemiyorlardı, bugün tüm tesisler onlara açık. Eşit biçimde faydalanıyorlar. 

 Bugün herkes eğitim hakkından eşit bir biçimde payını alıyor. Seçme ve seçilme hakkından eşit bir biçimde yararlanıyor. Anneler çocuğunun her türlü kurumda, özel gününe şahitlik edebiliyorlar.  Bunların mimarı Sayın Cumhurbaşkanımız, teminatı da AK Parti kadrolarıdır. Onun için ben bir kadın siyasetçi ve olayların bizatihi içinde yaşayan bir hukukçu olarak söylüyorum; onlar üzücü ve kötü geçmişimizdir. Bu kazanımlarımızın emaneti de milletimize ait. Bu kazanımlara milletimizin sahip çıkması gerekiyor.

İsminizin birlikte anıldığı Leyla Şahin davasından söz eder misiniz? Bununla birlikte, aklınızda ve zihninizde kalan ve sizi çok üzen bir olay var mıydı?

O gün başörtülü olduğu için Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden atılan Leyla Şahin ve Avukatı Serap Yaşar bugün aziz milletimizi temsil eden birer milletvekili olarak ülkemize hizmet ediyor. Bir tarafta okuldan atan bir zihniyet, diğer tarafta da toplumun her kesiminden kadınları milletvekili adayı gösterip meclise taşıyan zihniyet. Biri CHP'yi diğeri de AK Parti'yi temsil ediyor. Bunun takdirini  aziz milletimiz en güzel biçimde yapıyor.

9_104

TÜRKİYE, İNSAN HAKLARINDA
AVRUPA'DAN DAHA İLERİDE

Üzüntüyle görüyorum ki, Avrupa bambaşka bir yere gidiyor. Tekrar ırkçılık, İslamafobi, yabancı düşmanlığı... Fransa'da şimdi, çocuğunu okula götüren annenin başörtülü olup olmayacağı tartışılıyor!

ÜLKEYİ, CHP ZİHNİYETİ VE CHP'NİN KADINA
AYRIŞTIRICI BAKIŞINDAN KORUMALIYIZ!

Kadın ve siyasetin içindeki bir birey olmanın yanında, dindar ve başörtülü olmanın da bu ülkede halen artı bir güçlüğü var mı? Yaşadıklarınızdan bahseder misiniz?

Ben güçlüklerden çok, kazanımlarımızdan bahsetmek istiyorum. Tabii her hak kazanımı bir çabanın ürünü… Dolayısıyla bu ülkenin kadınlarının kazanımları var. Bu kazanımlar için çok da bedeller ödendi. AK Parti de bu atmosferde doğdu ve milletin gönlünde yer aldı. Bence bu kazanımlara odaklanıp, onları kaybetmemek için çabalamalıyız. CHP zihniyeti ve CHP'nin kadına ayrıştırıcı bakışından bu ülkeyi korumamız lazım. Milletin bu kazanımlara sahip çıkmaları gerekiyor. Güçlük her zaman olabilir. Güçlük yaşamın bir unsuru. 28 Şubat yakın bir geçmiş. Hafızalarda daha çok canlı. Ayrıştırıp düşmanlık beslemeyelim; ama yaşadıklarımızı da unutmayalım. Çünkü kazanımlar kazanıldığı gibi geri de gidebilir. Bu konuda milletimizi dikkatli olmaya davet ediyorum.

KÖTÜ VE ACI ANILAR
ARTIK GERİDE KALDI

İnsan hakları ve özgürlükler konusunda AK Parti hükümetinin çalışmalarına dair neler söylersiniz? Tüm halkları ve farklılıkları koruyacak bir sisteme nasıl ve ne zaman kavuşulur?

Bu konuda da eşitlik meselesine vurgu yapmak istiyorum. AK Parti'nin yaptığı en önemli şey, eşitliği sağlamak oldu. Birçok konuda önemli gelişmeler oldu. AK Parti kadın hakları, insan hakları ve özgürlükler bakımından fark oluşturdu. Bence mevcut sistem geriye değil, ileriye giden bir sistem. Önce yaşanan kötü ve acı deneyimler artık yaşanmıyor.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE
‘SIFIR TOLERANS' DİYORUZ

Kadına / hayvana şiddet ve çocuk istismarına karşı mücadele,  çözümü geciktirilmiş sosyal sorunların tümüyle ilgili AK Parti hangi adımları atıyor, atacak?

Çocuk istismarına karşı en ağır cezalar getirildi. Mevzuat bazında herhangi bir eksiklik yok; ama uygulama anlamında eksiklikler var. Her anlamda şiddetle etkin mücadele ediliyor. Üstüne gidilmesi gereken bir konu. En ağır cezaların verilmesi için çalışmalar devam ediyor. Zihinsel dönüşüm için de medya, sivil toplum, siyaset ve toplumun bütününün meseleyi sahiplenmesi gerekir.

 Kadına yönelik şiddete “Sıfır Tolerans” diyoruz. Bizim mevzuatımızda kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi için etkin önlemler var. Hem kolluk önlemleri hem adli önlemler alınıyor. İnşallah daha sonra, bunlarla ilgili daha büyük mesafeler almış olduğumuzu da konuşuruz.

TBMM HAYVAN HAKLARI ARAŞTIRMA
KOMİSYONU: İLK DEFA MECLİS ÇATISI ALTINDA BÖYLE BİR KOMİSYON KURULDU

TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonunu kurduk. “Hayvanları Koruma Kanunu” adı altında bir kanunumuz var; ama çok eksik. Hayvan severleri de tatmin etmiyordu. İlk defa çok kapsamlı bir araştırma komisyonu kuruldu. Binali (Yıldırım) Bey, TBMM Başkanı iken kurulması için imza attı. Ben de bunun ilk imzacıları arasındayım. Hayvana kötü muamele ve eziyet edilmemesi gerektiğini savundum. TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu'nu kurduk. Hayvanları bir eşya veya mal olmaktan çıkarıp, hayvanı bir izzet sahibi ruhu, bedeni ve duyguları olan bir varlık olarak tanımlamak istedik. Çok kapsamlı ve güzel bir rapor çıktı. Tarafların bütününü dinledik. Hayvanseverler, sivil toplum örgütleri, üniversiteden hocaları, konunun uzmanlarını dinledik. Rapor ileri düzenlemeler getiriyor. Ben de katkı sağladığım için çok mutluyum.

 Tarihinde hayvan hastaneleri ve kuş evlerinin kurulduğu bu topraklar ve ülkemizin, hayvanlara kötü muameleyle anılıyor olması çok büyük bir haksızlık. Yurt dışından biliyorum. Bir hayvana 3 ay bakıyorlar. Eğer sahiplenilmezse uyutuyorlar, yani öldürüyorlar. Bizim barınaklarımız var, sokak hayvanlarımız çok fazla. Üreme çok fazla. Bunların hepsi bütçeyle alakalı. Eksikler var; ama vicdansız bir biçimde hayvanları öldürmek gibi bir sistemimiz yok. Bunu gururla söyleyebilirim.

KAZANIMLARIMIZ, MİLLETİMİZİN
ENGİN FERASETİNE EMANET

Son sözlerinizi alalım...

Teşekkür ediyorum. Hemşerilerime saygı ve sevgimi sunuyorum. Geldiklerinde, Meclis'e bekliyorum. Kazanımlarımızı milletimizin engin ferasetine emanet ediyoruz. Onların beklentileri de bize emanet. Biz de onların beklentileri doğrultusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Birliğimiz, beraberliğimiz daim olsun. 


***

SERAP YAŞAR KİMDİR?

25 Mart 1965'te Malatya / Darende'de doğdu. 1987'de, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Ardından İstanbul Barosu'na kayıtlı serbest avukat olarak çalıştı. 1993-1997 arasında Fransa'da eğitim gördü. 2001'de, AK Parti Kurucular Kurulu'nda 4 kadın hukukçudan biri olarak yer aldı. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK)'da aralıksız görev üstlendi. 26. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili seçildi.

Fransa Dostluk Grubu Başkanlığı, Adalet Komisyonu Üyeliği ve 2017-19 yıllarında AKPM Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yargıç Seçim Komisyonu Üyeliği yaptı. Halen; Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu Üyesi, AKPM Göç, Mülteciler ve Yerinden Edilmiş Kişiler Komisyonu Başkan Yardımcısı, AKPM Avrupa'da Kayıp, Mülteci ve Göçmen Çocuklar Başlıklı Raporun Raportörü, AKPM Eşitlik ve Ayrımcılığı Önleme Komisyonu Üyesi ve AK Parti Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyesi.

Fransızca ve orta seviyede İngilizce biliyor. Evli ve iki çocuk annesi.

 

 

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!