dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2429.8
  • BIST
    9801.7
  • BTC
    63837.42$

Malatya ekonomisine dair...


Malatya ekonomisine dair...
Adem İnsanoğlu Malatya Time okurları için değerlendirdi
Narin



Malatya Ekonomisi tarıma dayalı bir ekonomidir. Malatya kamu yatırımları konusunda en geri kalmış illerin başında gelmektedir. Önceleri kamu yatırımları konusunda önde gelen şehirlerden birisi iken, kurumların özelleştirilmesi nedeniyle bu durum tam tersi bir hal aldı. Özel sektör yatırımlarının büyük çoğunluğu tarıma dayalı işletmelerden oluşmaktadır. Bunun dışında tekstil, öne çıkan bir başka sektördür. Makine ve ağır sanayi dalında çok az işletme bulunmaktadır. Turizm potansiyeli zaten az olan Malatya, mevcut potansiyelini asgari düzeyde kullanarak turizm dalında da sınıfta kalmıştır. Hizmet sektöründe öne çıkan tek dal, sağlıktır. Bu konuda Malatya'nın iyi durumda olduğunu belirteyim. Fakat daha iyi olabilir. Bu konuda yapılmakta olan çalışmalar devam ediyor.

Malatya ekonomisi denilince akla tarım geliyor. Malatya'da tarım denilince de akla sadece kayısı geliyor. Bunu biraz kiraz destekliyor. Malatya'da üretim denilince de aklımıza kayısıya dayalı üretimler geliyor. Hayvancılık konusunda çok geride olduğumuz aşikar. Avrupa standartlarında et ve süt entegre tesisimiz bulunmamakta. Kayısı dışındaki tarım ürünlerine dayalı ufak tefek birkaç tesis dışında endüstri tesisimiz yok. Sebzecilik ve meyvecilik alanında lisanslı depolama yapılmamakta. Hububat üretimi kendi kendine bile yetmiyor. Daha sayılacak bir sürü eksiklik var. Bütün bunlar bize Malatya ekonomisinin can damarının kayısı olduğunu gösteriyor. Deyim yerindeyse kayısı varsa Malatya var, kayısı yoksa Malatya yok demektir.

Kayısıcının Durumu Çömlekçi ile Çiftçinin Hikayesi Gibi!

Malatya'da kış yavaş yavaş terki diyar etmeye, havalar ısınmaya başladığı zaman; çiftçiler başlarlar çömlekçi ile çiftçinin hikayesini anlatmaya.

Hikaye bu ya; bir köylünün iki kızı vardır. Birisini bir çiftçiyle diğerini bir çömlekçiyle evlendirir. Belli bir vakit sonra iki damadını da ziyaret eder, ahvallerini sorar.

Çömlekçi olan,

  • Baba bir sürü çömlek yaptım ve kurutmaya bıraktım. Bir ay yağmur yağmazsa köşeyi döneceğim.

der. Köylü daha sonra çiftçi olan damadını ziyaret eder ve ahvalini sorar. Çiftçi olan,

  • Baba tarlaların hepsine buğday ektim. Eğer bir ay yağmur yağarsa köşeyi dönerim, yağmazsa halim perişan olur.

der.

 

Malatya'da Şubat ayının sonu gelip çattı mı bütün çiftçileri bir heycan ve korku sarar; “acaba bu yıl, kayısıda don yaşanacak mı?” diye. Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kurulduğundan bu yana ise, farklı bir heyecan var. Sigorta yaptıranlar don olursa karda olduklarını, sigorta yaptırmayanlar don olmazsa karda olduklarını sanarlar. Tıpkı yukarıda anlattığımı çömlekçi ile çiftçi hikayesinde olduğu gibi.

 

Benim hatırladığım kadarıyla 10-15 yıl öncesinde, kayısıda donma riski bu kadar fazla değildi. Çiftçiler bu kadar tedirgin olmuyorlardı. Don olayı neredeyse hiç yaşanmıyordu. Yanılıyorda olabilirin. Fakat ne zaman TARSİM kuruldu; işte o günden bu yana her yıl don riski yaşamaya başladık. Hatırladığım kadarıyla TARSİM kurulduğu sene en çok Malatya'da prim toplamıştı. Hatta devrin vekilleri bununla övünüyorlardı. Fakat o günden bu güne kayısı bir türlü randıman vermedi. Olaya bilimsel bakanlar bu yazdıklarıma gülüp geçebilirler. Meydana gelen don olayını, küresel ısınmaya yorabilirlar. Amma bu işin helal/haram kısmının da tartışılması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda Diyanete büyük iş düşüyor. En temiz kazanç olarak bildiğimiz zirai kazanca, haram katmak ne kadar doğrudur? Eskiden çiftçilerimizin sigortası Yüce Allah tarafından sağlanıyordu. Çiftçilerimiz durumlarını O'na arzediyorlardı. “Verirse O'nundur, vermezse yine O'nundur” inancı hakimdi. Fakat şimdi birçok çiftçi TARSİM'e başvuruyor.

Kayısıda don felaketi yaşanınca hepimizin canı yanıyor. Bütün ekonomimiz alt üst oluyor. Hepimiz bir şekilde bundan etkileniyoruz. Kayısıda donma olunca, Malatya'da hayat donuyor. Donacık mı / donmayacak mı stresini hepimiz yaşıyoruz. Keşke bunun başka türlü bir çözümü olsa! Keşke İslami usullere uygun bir sistem kurulsa! Tabi en önemlisi, kayısıya sahip çıkacak bir kuruluşun bir an önce kurulması. Aksi halde don olsada çiftçi zarar eder, don olmasa da…

Sular Şehri Malatya Barajlar Şehri Olur mu?

Malatya ekonomisinin cam damarı kayısı, kayısının can damarı ise “su”dur. Su olmazsa hayat olmaz. Yeteri kadar su olmazsa tarım da olmaz, kayısı da. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız kuraklıklar, don felaketi dışında kayısıyı etkileyen başka felaketlerdi. Son birkaç yıldır kuraklık sorunu yok ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor. İşte bunun tedbirini almak isteyen Devlet yönetimi Malatya'yı barajlar şehri yapmakta kararlı. Geçtiğimiz haftasonu bunun ilk adımı atıldı. Orman ve Su İşleri bakanı Veysel Eroğlu ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekçi Malatya'da bir dizi açılışa katıldılar. Farklı farklı rakamlar teleffuz edilse de sonuçta Malatay'nın kazançlı çıkacağı kesin. Ulusal medyada, “devlet o ili paraya boğacak” şeklinde servis edilen haberde, devletin şehrimizi paraya boğacağı vurgulanıyordu. Çok iyimser ve iddialı bir söz. Onların iddia ettiği kadar olmayacağı kesin. Ama yapılacak her gölet, açılacak her kanal Malatya için kazançtır. Verilen rakamların tutarsızlığı zerre kadar önemli değil. Önemli olan Malatya'ya yapılacak her bir yatırımın, çakılacak her bir çivinin ve harcanacak her bir kuruşun katacağı artı değerdir. Görünen o ki, yapılacak her adım Malatya'ya artı bir değer katacaktır. Malatya belki barajlar şehri olmaz ve bu isimle anılmaz ama yapılacak her bir yatırım artı değer olarak bu millete yansır.

Ekonomide Bakan Farkı!

Önceki yıllarda sürekli, “Bir Bakanımız Olsa” diye dert yanardık. Hükümet kanadı; durumun böyle olmadığını, her bakanın her şehrin bakanı olduğunu söylerlerdi. Mevcut durumda Malatya Milletvekili Bülent Tüfekçi, kabinede Gümrük ve Ticaret Bakanı olarak görev yapıyor. Bakan olalı kısa bir süre olmasına rağmen, bakan farkını çok net görebiliyoruz. Malatya insanının “neden bakanımız yok” tarzındaki yakınmalarında ne kadar haklı olduğunu anlayabiliyoruz. Yüce Allah Sayın Tüfekçi'nin yardımcısı olsun. Takip ettiğimiz kadarıyla kabinenin en aktif çalışan bakanlarının başında geliyor. Gece gündüz demeden sürekli mesai yapıyor. Bütün bu yoğunluğunun arasında Malatya'yı asla ihmal etmiyor. Önümüzdeki süreçte Malatya'ya daha büyük yatırımlar yapılacağı aşikar. Özellikle Sayın Bakanın girişimleriyle; Malatya-İskenderun ve Malatya-Mersin hızlı tren hattı ile ilgili çalışmalar şimdiden başlatılmış durumda. Bu proje Malatya sanayisi için oldukça önemli. Yine Kayısı ile ilgili yapılan çalıştayların olumlu sonuçlar vereceği kanaatindeyim. Yeni Organize Sanayi Bölgesi ve Serbest Ticaret Bölgesi vb. çalışmalar bizzat Sayın Tüfekçi tarafından takip ediliyor. Çevre yolu, İkinci Üniversite ve Onkoloji Hastanesi gibi büyük yatırımlarda müdahil olduğu kesin. Kayısıda yaşanan don felaketinin, devlet tarafından doğal afet kapsamına alınması ve çiftçiye destek verilmesi konusunda da bakanımıza büyük iş düşecek gibi görünüyor. Bütün bunlar bir Bakanın ekonomimize ve şehrimize katkısını apaçık göstermekte. Demek ki; bir Bakan çok şey demekmiş!

Selametle

Adem İnsanoğlu

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!