dore okulları
Malatya
14 Mayıs, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    38.77
  • EURO
    43.89
  • ALTIN
    4143.5
  • BIST
    9.391
  • BTC
    102916.45$

Malatya, iyi yönetiliyor mu?


Malatya, iyi yönetiliyor mu?
MABEK, Milli Eğitim, Görevlendirmeler ve daha bir çok konu... Malatya Time yazarı Adem İnsanoğlu şehrin portresini çıkardı
Narin

MALATYA TİME / ÖZEL
Adem İnsanoğlu kaleme aldı

Bugün birkaç konuya değinmek istiyorum. Malatya Valiliğinde yaşanan bazı olaylar ile Malatya Belediyesi Esenlik Şirketi ve Motaş'a dair bazı konuları yazacağım. Kamu yararını gözeterek, yöneticileri uyarma görevimiz sebebiyle yaptığımız bu yayınların altında başka hiçbir amaç aranmamasını özellikle rica ediyorum.

Beydağı Konaklama Tesisleri (MABEK)

Suriyeli misafirlerimizin konuk edildiği ve Birleşmiş Milletlere göre dünyanın en iyi mülteci kampı sayılan MABEK, Malatya'mızın yüz akı. Bu tesisin bu kadar iyi olmasında en büyük katkı tesiste gönüllü olarak çalışanlar ve Malatya halkıdır. Halkımızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın bu konudaki çalışmaları takdire şayandır. Tesis yöneticilerinin de katkısını azımsamamak lazım. Önceki yazılarımda bu tesiste birtakım sıkıntıların olduğunu ve bunların giderilmesi gerektiğini vurgulamıştım. Daha sonra orada yaşanan sıkıntılara dair yazılı medyada ve sosyal medyada çok şey yazıldı. Hatta Malatyatime gerek Vali Yardımcısı Latif Memiş gerekse Vali Süleyman Kamçı ile söz konusu bu iddialara dair birer röportaj yaptı. Geldiğimiz süreçte konu ile ilgili bir mülkiye başmüfettişi tarafından soruşturma yapıldığını biliyoruz. Mülkiye müfettişinin raporu doğrultusunda gerekli işlemler tesis edilecektir. Soruşturma sonucunda çok da bir değişiklik yapılacağını düşünmüyorum. Doğrusu pek bir sıkıntı olduğunu da düşünmüyorum. Dışarıdan bakılınca insana çok büyük yolsuzluk gibi gelen birçok şeyin, -ilgili yasalar incelendiği zaman- yapılması gereken zorunluluklar olduğu anlaşılır. Bazen insanın çok zorunda giden şeyler aslında kanunların dayattığı mecburiyetlerdir. Fakat kamu hukuku ile kamu ihale hukukunu çok iyi bilmeyenler bunu anlayamazlar. Kanımca iddia edilen birçok konu da bu tür konulardır. Geriye kalanlar ise işleyiş ile ilgili basit konular olup; ufak tefek cezalar ile geçiştirilecek konulardır. Müfettişin raporunu bekleyip sonucunu göreceğiz. Fakat çok önemli bir konu daha var. Bu konu yöneticilerimizin kamu hukukuna ve devlet personel mevzuatına ne kadar hakim olduğu konusunda bize önemli ipuçları veriyor.

Bilindiği üzere, MABEK'in eski yöneticisi N.Y. bir orman işçisidir. Haliyle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi değildir. Şimdi görevlendirilen müfettişin bu kişiyi hangi yasaya göre soruşturacağı ve hangi disiplin hükümlerine tabi tutacağı belli değildir. Aynı şekilde bu kişi ile ilgili 4483 Sayılı Devlet Memurlarının Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre de işlem tesis edilemez. Bu durumda bu kişi ile ilgili nasıl bir yol izleneceği belli değildir. Basında iddia edilen, "işçilere fazla mesai ücreti ödenmemesi için geri gönderildiler" haberine inanmıyorum. Bana göre görevlendirilen müfettiş, işçi olup memur gibi çalıştırılan kişilere yönelik, soruşturma yapamadığı için bu yola başvuruldu. Ayrıca "fazla mesai ücretleri çok yüksek" denilerek bahane üretildi. Bu konu, "elbette işçiden yönetici olur" diyen yöneticilerimizin mevzuata ne kadar hakim oldukları konusunda önemli bir ipucu. "Eğer işçiden yönetici yaparsanız bunu hangi yasalara göre soruşturursunuz, hangi yasalara göre yargılarsınız? diye bir sorunun cevabını doğrusu çok merak ediyorum. Şu anda İstanbul Valisi olan Vasip Şahin ve Yardımcısı Latif Memiş'in mevzuatı ne kadar bildikleri konusunda önemli bir ipucu olan bu olay, bence önemsenecek ve bir tarafa atılmayacak kadar önemli bir konu.

Geçici Görevlendirilmeler
Geçici görevlendirmelere dair daha öncede yazılar sitemizde yayınlandı. Aldığımız haberlere göre, Malatya Valiliğince ilçelere gönderilen birkaç kişinin görevlendirmesi sendikanın baskısı sonucu iptal edilmiş. Yerlerine yeni görevlendirmeler yapılmamış. Fakat diğer memurların görevlendirmeleri halen devam ediyor. Malatyatime.com'da yayınlanan Süleyman Kamçı'ya açık mektup başlıklı yazıda konu derinlemesine irdelenmiş. Yazıya http://www.malatyatime.com/haber-malatya-valisi-kamci-ya-acik-mektup-17269.html linkinden ulaşmak mümkün. İşin özü; hiçbir suçu olmayan bu insanların "geçici görev" adı altında sürgün edildikleri. Elbette bunlar birer iddia ama eğer doğruluk payı varsa vebalini kimin ödeyeceği aşikar. İddialara göre, hiçbir hukuki gerekçesi olmayan bu görevlendirmeler, tamamıyla keyfi yapılmış durumda. Bir memurun bir yıl içerisinde, altı aydan fazla görevlendirilmeyeceği kanun ile hüküm altına alınmışken; "ben kanun bilmem" tavrındaki davranışları (Eğer varsa) anlamak mümkün değil. Halbuki elindeki diğer memurlar ile geçici görevlendirdiği bu kişiler arasında bir değişikliğe gidebilir. Kaymakamlıklar ve Valilikler aynı teşkilat kanununa ve aynı çalışma yönetmeliğine tabidir. Yani bir kişi valilikten kaymakamlığa görevlendirilmesi halinde adapte olması çok hızlı olacaktır. İşin başka bir yönü ise insanların aldıkları maaş ile yaptıkları iş arasındaki bağlantıdır. Örneğin il yazı işleri müdürü maaşı alıp şube müdürlüğü yapan, şube müdürlüğü maaşı alıp il yazı işleri müdürlüğü yapan kişinin maaş ve iş dengesizliği de ayrı bir konudur. Yine tekrarlıyorum. Bunlar birer iddia ama bu iddialara cevap verilmesi de gerektiği için geçmişinden çok olumlu istihbaratlar aldığım Vali Süleyman Kamçı'nın bu kadar basit konularda çözüm bulamamış olması beni üzüyor. Halbuki çok hızlı ve çok rahat bir şekilde halledilebilecek bir konu bu. Bir kere daha şunu belirtmeliyim; bu konuda vebal sorumluluğu bulunanlarındır.
İşte bir başka iddia: Yazı İşleri Müdürü kızağa alınmış, şube müdürü ise Yazı İşleri Müdürü'nün yerine bakıyor.

Milli Eğitim Nereye?

Malatya okul, dershane ve öğretmen konusunda; sayısal olarak çok önde olmasına rağmen, eğitim başarısı en düşük illerden bir tanesidir. Bunun en büyük sebeplerden bir tanesi ehil olmayan insanların yönetici olarak görevlendirilmeleridir. Özellikle son görevlendirmeler, Malatya'nın eğitim konusunda geleceğine dair çok karamsar tablolar çıkarıyor karşıma. Öyle iddialar var ki; insanın şaşırmaması mümkün değil. Kişinin; ehliyeti, liyakati, bilgi ve becerisinden ziyade referansları ön plana çıkıyor. Hal öyle olmuş ki; bir dernek ve sendikadan referans getiren herkes yönetici yapılıyor. İçlerinde elbette çok iyi idareciler de var. Onları hariç tutuyorum. Söz konusu dernekten ve sendikadan referans getirmeyen hiç kimseyi yönetici yapmıyorlar. Bu iki kuruluştan referans alan herkesin yönetici yapıldığı, almayanların diskalifiye edildiği bir eğitimden ne beklenebilir? İddia doğru ise Malatya'da sadece bir iki lisenin müdürü değişmemiş, geriye kalanların hepsi değiştirilmiş. Yöneticilik ile ilgili hiçbir tecrübesi olmayan kişiler ilçe müdürü ve okul müdürü olarak atanmışlar. Üstelik çok donanımlı!!! olan bu idarecilerin amirlerini bile takmadıklarına dair duyumlar alıyorum. Ne de olsa adamlar sırtını sağlam yere dayamış, büyük yerlerden referans almış kişiler. Hal böyle olunca; geleceğe umutla bakmanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Ülkemizin ahlaki konuda geldiği nokta ortada iken; hiçbir deneyimi olmayan bu yöneticilerin nasıl çözüm getireceği sorusu beni fazlasıyla düşündürüyor.

Belediye Şirketleri
Belediye şirketleri ile ilgili uzun zamandır yazı yazmıyorum. Daha önce yazmış olduğum yazılarda da, amacımın yapılan yanlışlıkları ortaya koymak ve bu konuda yöneticileri uyarmak olduğunu belirtmiştim. Yanlış anlaşıldığımı düşündüğüm için uzun zamandır yazmıyordum. Fakat birçok kişiden "neden yazmıyorsunuz" diye mesajlar alınca yazmak istedim. Benim sürekli belirttiğim şey; Esenlik firmasının batmaya başladığıydı. Aldığım duyumlara göre iş iyice ciddiyete binmiş durumda. Durum öyle bir hal almış ki; artık Esenlik tedarikçilerine para ödemiyormuş. "Çözüm ortaklarımız" denilen tedarikçiler durumdan hayli perişan olmuş durumda. Öyle ki; alacaklı olanlara "size Elit evlerinden daire verelim" diye teklifte bulunuyorlar. Almak istemeyenleri ise mallarını almamak ile ikaz ediyorlarmış. Ak Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı'nın şirketi dahil, borçlu olmadıkları hiçbir firma yokmuş. Bu, Esenlik'in geldiği son noktayı görmemiz hususunda bize önemli ipuçları veriyor. Yakında "belediyenin işi bakkal işletmek değildir" bahanesiyle, Esenlik marketlerini satarlarsa hiç şaşırmam.

MOTAŞ'ın durumunu yazmaya gerek yok. Evrensel işletme kurallarına göre "Darphane gibi para basması" gereken MOTAŞ'ın trilyonlarca liralık borcuna çareler arıyorlarmış. O kadar ki; parkmetreden, otopark işletmesine, garaj işletmesine ve açık oto pazarı işletmesine kadar her işi MOTAŞ'a veriyorlar. Trambüsün geleceği halen karanlık. Kimse trambüsün geleceğine dair olumlu konuşmuyor. "Bu kadar uzun süreli deneme sürüşlerinin yapılması hayra alamet değil" diyorlar.

Farkındaysanız kelimelerimini sonunu “miş”lerle bitirdim. Ben iddiaları ortaya koyayım da cevap vermesi gerekenler versin. Biz de “miş”lerden “muş”lardan kurtulalım.
Kısaca söylemek gerekirse, belediye şirketlerinin geleceğini hiç de iç açıcı görmüyorum. Belediye yönetiminin bu konuda çalışma yapacağını da zannetmiyorum.
Selametle…
Adem İnsanoğlu

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!